Emperyalizm, Sosyalizm ve Türkiye, 1973 ile 2009 arasında yayımlanmış makale ve yazılarımdan; iki kitabımın bazı kesimlerinden; söyleşi ve konuşma metinlerinden oluşan bir derlemedir. Derlemede, “teknik” sayılabilecek iktisat metinleriyle “Türkiye’nin ve dünyanın hali” üzerindeki konuşmalar, söyleşiler; saf kuramsal çalışmalarla nicel ağırlık taşıyan araştırmalar yan yana yer alıyor.
Bu çeşitlilik, dört ana başlık ve bölüm altında topladığım konulara, tema’lara da yansımış durumdadır. Bu yaygın, hatta “dağınık” yelpazenin, çok farklı ilgi alanlarına, uzmanlıklara dağılan okur çeşitliliğine hitap edebilmek avantajı içerdiğini umuyorum. Bu derlemenin ilk sayfadan başlanarak okunması gerekmiyor; hatta bunu tavsiye de etmiyorum.
Bu bakımdan dört ana bölümün içerikleri üzerinde kısa bir gezinti yaparak okurlara bir yol haritası sunmayı yararlı görüyorum. *** Bölüm I, “Emperyalizm ve Dünya Ekonomisi” başlığı altında topladığım on bir metinden oluşuyor. Bunları iki alt kesime ayırabiliriz.
Birincisi “emperyalizmin ideolojisi” diye adlandırılabilecek bir akımın eleştirisinden oluşuyor. Dünyamızı, emperyalizm kavramını kullanmadan çözümlemenin, anlamanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Sömürü, artık aktarımı ve bağımlılık ilişkilerine dayanan emperyalizm çözümlemeleri yerine, “aynı geminin yolcuları olan; kader birliği yapan; karşılıklı bağımlılıklar içeren” öğelerden oluşan (ve yakın dönemde “küreselleşme” terimi altında toplanan) bir dünya algılaması yerleştirmek için yoğun çaba harcanmış; yüksek düzeyde düşünsel, akademik, kurumsal kaynak bu hedefe tahsis edilmiştir.
Böylece oluşturulan “emperyalizmin ideolojisi”ne dönük eleştirilerim, ilk dört metinde yoğunlaşmıştır. Ancak, bu eleştirel çizginin bölümün sonraki metinlerinde de somut incelemelerle birlikte sürdürüldüğü; hatta zaman zaman diğer bölümlerde de yer aldığı dikkati çekecektir. İlk bölümde yer alan diğer metinler, “dünya ekonomisi” başlığı altında düşünülebilir. Hepsi, dünya ekonomisinin farklı öğelerini, alanlarını, dönemlerini, ilişkilerini emperyalist bir sistemin bütünlüğüne bakarak incelemekte, tartışmaktadır.
Sistemin metropolü ile çevresi arasında ticaret ilişkileri, uzmanlaşma, rekabet gücü, sermaye hareketleri, asimetrik, dalgalı, krizli gelişme doğrultuları, artık aktarımı, çevreye taşınan neoliberal politikalar, bunlara karşı mücadele gündemi… Bu metinler, çeşitli somut örnekler, sorunlar, olgular içinde bunları ele almaktadır. “Marksist Kuram ve Sınıflar” başlığını taşıyan Bölüm II’de de on bir metin yer alıyor. Kendimi, politik iktisat geleneğinin Marksist kanadına mensup bir sosyal bilimci olarak tanımlıyorum.
Akademik mesleğe geçtikten sonra 1962’de yayımlanan ilk çalışmamdan bu yana Marksizmin kuramsal çerçevesinin tüm incelemelerimde farklı boyutlarda, tarzlarda içselleştirildiğini; araştırma gündemimi belirlediğini; en azından kuvvetle etkilediğini söyleyebilirim. Bu saptamam, Marx’a ve onun izleyicilerine tek bir referans içermeyen incelemelerimin hepsi için de esas olarak geçerlidir. Bu anlamdaki içselleştirmenin başarı derecesinin; zaman içinde bu doğrultudaki gelişim çizgimin değerlendirilmesi bana düşmez.
Buna karşılık, bazı çalışmalarımda Marksizmin kuramsal sorunlarını doğrudan doğruya ele aldım. 1984-1986 arasında Zimbabwe’de oluşturduğum Ekonomi Politik ders notları, bu doğrultuda bir sentez oluşturmayı hedefleyen (ancak, daha sonra yayına dönüştüremediğim) bir çalışmaydı. Bu bölümdeki metinler bu tür incelemelerden oluşmuştur.
Marksizmin, sosyalizmin, devrimci mücadeleler tarihinin uzun bir zaman dilimi boyunca, siyasi liderlerin bir bölümü aynı zamanda önemli kuramcılar olarak da öne çıktılar. Bu özellikleri taşıyan iki ünlü Marksist (Rosa Luxemburg ve Mao Zedong) bu bölümün ilk iki çalışmasında inceleniyor. Bunları, “Marksizmin sosyal bilimler içindeki yeri”ni tartışan bir konuşma metni izliyor. Toplumsal sınıflar Marksist kuramın önde gelen yapı taşlarından biridir.
Sonraki altı metin, sınıf çözümlemesinin kuramsal dayanaklarını, üretim ilişkileri kavramından başlayarak ortaya koymakta; Türkiye’nin geçmişinde ve bugününde sınıf-devlet ilişkilerini tartışmakta; Türkiye tarımının temel üretim ilişkisini oluşturan küçük meta üretiminde (piyasa için üretim yapan küçük üreticilikte) geçerli olan bölüşüm kategorilerini ve onu içeren ve kuşatan sınıflaşmayı çözümlemektedir. Bölümün son iki çalışması doğrudan doğruya Marksist değer kuramıyla bağlantılı bazı sorunları, senaryoları tartışmaktadır. “Sosyalizm ve Sol Siyaset” başlığı taşıyan Bölüm III sekiz metin içeriyor.
Bunlardan ilk dördü doğrudan doğruya sosyalizmin sorunlarını; geçmişini, geleceğini ve “reel sosyalizm” olarak adlandırılan tarihsel deneyimin bir bilançosunu içeriyor. 1964’ü izleyen yıllarda, SSCB ve Doğu Avrupa’daki sosyalist ekonomilerin sorunları üzerinde çalıştım. Bu çalışmaların sonuçlarını, bu derlemede bir bölümünden aktarmalar yaptığım, Sosyalist Planlamada Gelişmeler başlıklı kitapta (1973) yayımladım.
Önemli öğeler içerdiğini düşünmeme rağmen, bu alandaki katkılarımı “reel sosyalizm”in tarihe karışmasından sonra yeniden yayımlamaktan kaçındım. Kapitalizmin yeni bir bunalım dalgası içine sürüklenmesi, sosyalizmin tarihsel bilançosunun olumlu, olumsuz tüm dersleriyle yeni baştan değerlendirilmesini gündeme getiriyor. Sözü geçen metinler, bu nedenle işlevsel görülebilir. Türkiye sosyalizminin taktik ve strateji sorunları üzerinde öneriler oluşturma yetkisi, elbette sol siyasetin örgütlerine, öncü kadrolarına düşer.
Ancak, toplumumuzun karşı karşıya kaldığı çeşitli politik, sosyal ve iktisadi seçenekleri Türkiye halkının, emekçi sınıfların çıkarları açısından tartışmak, değerlendirmek solda yer alan herkesin görevidir. Bu doğrultuda kaleme aldığım çalışmalardan ve konuşmalardan oluşan dört metin bu bölümün ikinci yarısını oluşturuyor. Buralardaki değerlendirmelerin, güncel sorunları aşan özellikler de taşıyabileceğini düşünüyorum. Bölüm IV, Türkiye ekonomisi üzerinde odaklanan on bir metinden oluşuyor. Ekonominin durumunu değerlendirirken; özellikle iktisat politikalarını, sonuçlarıyla birlikte tartışırken, Türkiye halkının gönencini belirleyen bölüşüm, büyüme, bağımlılık ölçütleri, bu çalışmaların ortak perspektifini de oluşturmaktadır.
Bu bölümdeki metinler, yayımlanma tarihi bakımından değil; kapsanan dönem açısından, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisat tarihine ilişkin bir panorama da oluşturuyor. Cumhuriyet’in ilk on altı yılına (1923-1939) odaklanan ilk çalışmayı; savaş yıllarını, 1960-1980 döneminin “popülizmi”ni ve sonrasını; neoliberal dönemin AKP’li yıllara kadar uzanan çeşitli aşamalarını, yansımalarını ve son krize 2009’dan bakışları inceleyen metinler izlemektedir.
Bu metinlerin kronolojik okunmasıyla, Cumhuriyet tarihi boyunca iktisat politikası ve stratejisi gündemlerinin (birkaç “niteliksel kopuş” içeren) evrimi de izlenmiş olacaktır. Büyük Buhran koşullarının sanayileşme ve sermaye birikimi için yarattığı sorunlar ve fırsatlarla başlayan bir tarih panoraması; seksen yıl sonra yeni bir uluslararası krizin etkisi altında debelenen (ve sıcak, serin dış kaynak girişleriyle günü kurtarmaya çalışan) bir başka Türkiye tablosuyla noktalanmaktadır.