Felsefe-Sosyoloji-Psikoloji

Mistik Yürek

mistik-yurek-sufi-inayet-han

İnsanlar bir mistiğin bir hayalci, dünyevi meseleleri hakkında hiçbir şey bilmeyen, pratik olmayan bir insan olduğunu düşünürler. Fakat bu böyle bir mistiğe sadece yarı mistik derim. Tam anlamıyla mistik olan kişinin dengesi vardır; ruhsal şeylerde olduğu kadar dünyevi konularda da akıllı olmalıdır. İnsanların bir mistiğin ne olduğuna dair pek çok yanlış anlayışı vardır. Bir falcıya da mistik derler, bir medyuma, bir kahine de mistik derler. Bir mistiğin bu niteliklere sahip olmadığını söylemek istemiyorum, fakat bu nitelikler bir insanı mistik yapmaz. Gerçek bir mistik esinlenmiş bir sanatkar, mükemmel bir bilim adamı, etkili bir devlet adamı olmalıdır. O da iş, endüstri, toplumsal ve politik yaşam konusunda maddeci zihinli insan kadar nitelik sahibi olmalıdır. İnsanlar bana, ‘Sen bir mistiksin, şuna buna aldırmayacağını sanırdım’ dediklerinde hoşuma gitmiyor. Neden aldırmayayım? Her küçük detaya dikkat ederim, fakat her küçük detay başka hiçbir şeye dikkat etmeyeceğim kadar zihnimi meşgul etmez. Tanrının bilincinde olurken dünyanın bilincinde olmamak gerekmez. İki gözümüzle tek manzara görürüz; onun için her iki yönü de, Tanrıyı da dünyayı da, aynı zamanda net bir görüş olarak görmeliyiz. Bu zordur, ama imkansız değildir.

İÇİNDEKİLER

Tüm Kitap Serileri İçin Önsöz • 7 Önsöz• 11
Bölüm I.: MİSTİSİZM • 15
Bölüm II: MİSTİK • 28
Bölüm III: KAVRAYIŞ • 41
Bölüm IV: BİR MİSTİĞİN DOĞASI VE
ÇALIŞMASI • 47
Bölüm V: RUHUN GİZİ • 57
Bölüm VI: MİSTİK YÜREK • 69
Bölüm VII: SÜKUNET • 76
Bölüm VIII: EDİM • 84
İNİSİYASYON VE MÜRİTLİK YOLU
Bolüm I: İNİSİYASYON YOLU • 92
Bölüm II: İNİSÎY^SYONUN ANLAMI  110
Bölüm III: YOLDA GEREKENLER • 124
Bölüm IV: YOLDAKİ FARKLI ADIMLAR «131
Bölüm V: İÇSEL İNCELEME • 139
Bölüm VI: İNİSİYASYONUN ÜÇ YÖNÜ • 148
Bölüm VII: MÜRİTLİK 160
Bölüm VIII: MÜRİTLİĞİN DÖRT TÜRÜ • 170
Bölüm XI: MÜRİDİN TAVRI 181

Tüm Kitap Serileri İçin Önsöz

Elinizdeki bu kitap 1910 yılında Batı dünyasına gelmiş ve 1927 yılında ölümüne dek orada ders verip konuşmalar yapmış olan büyük Sufi mistiği Hazret İnayet Han’ın (Baroda 1882 Yeni Delhi 1927) basılması tasarlanan tüm çalışmalarını içeren bir serinin ilkidir.
1960’larda Sufi Hareketin Batıdaki Uluslararası Merkezleri için basılan bu serilerin yeni baskısı şimdi Hindistan’da ve Ortadoğu’da mevcuttur. Böylece Hazret İnayet Han’ın esinli ve evrensel Sufi Mesajı görüsü, doğmuş olduğu ve ona ilginin arttığı kendi sevgili ülkesine geri döner.
Bu kitap ve bu serinin diğer ciltleri yazar tarafından yazılmamıştır. Bunlar onun elyazısı şeklinde not alınmış olan konuşmalarını, hitabelerini ve diğer öğretilerini içermektedir. Bunları basıma hazırlarken büyük dikkat gösterilmiştir, sadece niyet ve anlamlarını çarpıtmaktan kaçınmak için değil, fakat aynı zamanda bunların büyüsünü arttıran ve bunsuz İnayetin mesajının önemli bir kısmının kaybedileceği   mistik ilham ve şiirsel ifade akışını mümkün olduğunca bozmadan bırakmak için de. Kendisine yabancı bir dilde konuşmasına rağmen, bazen dil bilgisine aykırı ve olağandışı olsa da, her zaman çoğunlukla zor ve muğlak konularının izin verdiği ölçüde net ve kesin bir şekilde kullanarak, bunu düşüncesi için mükemmel bir araç haline getirmiştir.
Ne bu ne de Önceki baskıda yazarın kastettiği manayı en ufak saptıracak şekilde değişiklik yapılmamış ve onun kendine özgü ve renkli dilini ana dili gibi kusursuz bir İngilizce’ye dönüştürmek için hiç girişimde bulunulmamıştır. Söylenen sözleri basılı sayfalara aktarırken zorunlu olarak pek çok şey kaybedilse de, Mürşidin melodili ifadesini, kişiliğinin parıltısını ve asla onu terketmeyen incelikli mizah anlayışını korumak için her çaba gösterilmiştir.
Hazret İnayet Han’ın öğretisinin hemen hepsi 1918 1926 yılları arasında verilmiştir. Bu öğreti pek çok konuyu kapsar, bunlardan bazıları bir dizi konuşma şeklinde gruplanmıştır ve birkaç yıl sonra yeniden ele alınmıştır. Bazı konular diğerleriyle aynı noktalan kapsayabilir; çalışmalarının çoğunda sık rastlanan hikayeler ve örneklerle başka yerlerde de karşılaşılır; ve öğrettiklerinin çoğunun birkaç yerde tekrarlandığı görülür. Bu kastiydi, zira tekrarlama Hazret İnayet Han’ın öğretisinin yöntemiydi; her içerikteki ince farklılıkların farkında olmak öğrencinin işiydi. Bu ve başka nedenler yüzünden Hazret İnayet Han’ın çalışmalarını basarken katı bir sistem izlemek çok zordu; konuşmalarını kronolojik bir şekilde gruplamak pek tatminkar olmuyordu ve konuya göre sıkı bir sınıflandırma yapmak hemen hiç mümkün değildi.
Bununla birlikte okumayı sürdürerek ruhsal ve zihinsel bir tat alabilirsiniz. Üstünde düşünerek okumanın sadece sözcükleri aktarmadığını, fakat zihni, yüreği ve ruhu kişinin kendisi olan mertebeye ayarlayarak onlardan yayılan ruhsal gücü de aktardığını keşfedebilirsiniz.

W.v.L.

Önsöz
Bu kitap, Hazret İnayet Han’ın çeşitli vesilelerle yaptığı ve mistisizmin esasını açıklamaya çalışan ve aynı zamanda da mistiklerin, ileri derecede tekamülleri ve görünmeyenle ve bilinmeyenle sürekli temaslarıyla, bir Sufi duası sözleriyle, ‘insan cehaletinin karanlığı içinde gerçeğin ışığını yüksekte tutan’ varlıkların bu yeryüzündeki yaşamlarına ve çalışmalarına bir göz atmamızı sağlayan konuşmalardan ibarettir.
Pek çok insan bunun geçilmesi gereken bir tür çetin deneyim olduğuna inandıkları için ‘inisyasyon’ sözcüğünden kaygı duyduğundan, İnayet Han bunun gerçek anlamını tekrar tekrar açıklamıştır, örneğin Aydınlanma Yolu’nda (bu serinin I.cildi, s.46 53). Ona inisyasyonun ne olduğu sorulduğunda çoğunlukla bunun ‘bir nimet ve iyi kabul’ olduğu yanıtını veriyordu, inisyasyon ve Müritlik Yolu inisyasyon ve müritliğin değişik aşamalarının ve yönlerinin kapsamlı bir şekilde ortaya konduğu konuşmaların ve yazıların bir toplamıdır. Bu Sufi Hareket’in gizli faaliyeti hakkında daha çok şey öğrenmek isteyenler için bir rehber olabilir.
Hem anne hem baba tarafından eski bîr Sufi neslinden geldiği için, Hazret İnayet Han’ın sadece Doğu şiiri, dini ve felsefesi üstünde silinmez bir iz bırakmakla kalmayan, aynı zamanda kendi çağlarında ve daha sonraları Batı düşüncesini de derinden etkilemiş olan geçmişteki Sufi mistiklerine ve şairlerine hürmet etmesi doğaldır. Sufi Şiiri’nde bu şairlerin en büyüklerinden bazıları, yaşamdan ve çalışmaları, deneyimleri ve özellikleri betimlenmiştir.
Sanatın kutsallığı, mistik yönleri ve toplumsal Önemi İnayet Han’ın zihninden hiç uzak kalmayan konulardı. 1910’da Hindistan’ı terketmeden önce ünlü bir müzisyen, şarkıcı ve şairdi; ve Sufi bilgeliği mesajını vermek için Batıya geldiğinde özellikle ilk yıllarında, sadece geçimini sağlamak için değil, aynı zamanda onu görmeye ve dinlemeye gelenlere temel sufi felsefesini ve mistik kavramlarını aktarmak için de sanatım kullandı.
Yaşamının son iki yılında Pir O Mürşit, Sanatı’: Dünü, Bugünü, Yarıını başlığıyla basılan ve resim, heykel ve mimari de dahil olmak üzere sanatın değişik yönleri üstüne bir dizi konuşma yaptı. Hazret İnayet’in estetik standartları, kullandığı terminoloji gibi, genel kabul gören değerlerden bazı noktalarda ayrılır. S..n mistiğin düşünce çizgisini izlerken bunu akılda tutmak gerekir. Esasında, Sufi İnayet Han konusuna her zaman, ana gayesi sanatı insanın bir ergisi olarak değil, fakat insan yoluyla tanrının bir tezahürü olarak doğru perspektifine yerleştirmek olan bir mistik olarak yaklaştı. Bu nedenle ne sanatın kadim biçimlerini bir tarihçi gibi betimler, ne de modern sanat hakkında bir sanat eleştirmeni gibi konuşur; o sadece vurgulamak istediği noktalan aydınlatmak için bazı örnekler verir.

W.v.L.

Bölüm I. MİSTİSİZM

Mistisizm tüm bilginin, bilimin, sanatın, felsefenin, dinin ve edebiyatın temeli ve esasıdır. Bütün bunlar mistisizm başlığı altında toplanır.
Günümüzde saf bilim olarak gelişmiş olan tıp bilimi kaynağına doğru izlenirse, kaynağının sezgide yattığı görülür. Bunu dünyaya kazandıran mistiklerdir. Mesela, büyük İranlı mistik İbni Sina tıbba tıp tarihindeki herkesten çok katkıda bulunmuştur. Bilimin anlamının akıl ve mantığa dayalı net bir bilgi olduğunu biliyoruz; fakat aynı zamanda bilim nerede başladı? Akılla mı, mantıkla mı? Önce sezgi vardı, sonra akıl geldi ve nihayet buna mantık uygulandı. Üstelik daha alt yaşamlarda doktor yoktur, yine de yaratıklar kendi kendilerinin doktorudurlar. Hayvanlar güneşin altında durarak mı, bir su birikintisinin içinde yıkanarak mı, açık havada koşarak mı, yoksa bir ağacın altında sessizce oturarak mı en iyi şekilde iyileşeceklerini bilirler. Bir keresinde her perşembe oruç tutarı duyarlı bir köpek tanımıştım. Şüphesiz Doğuda pek çok insan onun bir Brahmin’in enkamasyonu olduğunu söylerdi, fakat benim için bir köpeğin günlerden perşembe olduğunu bilmesi bir bilmecedir!
İnsanlar bir mistiğin bir hayalci, dünyevi meseleler hakkında hiçbir şey bilmeyen pratik olmayan bir insan olduğunu düşünürler. Fakat ben böyle bir mistiğe sadece yan mistik derim. Tam anlamıyla mistik olan kişinin dengesi vardır; ruhsal şeylerde olduğu kadar dünyevi konularda da akıllı olmalıdır. İnsanların bir mistiğin ne olduğuna dair pek çok yanlış anlayışı vardır. Bir falcıya da mistik derler, bir medyuma, bir kahine de mistik derler. Bir mistiğin bu niteliklere sahip olmadığını söylemek istemiyorum, fakat bu nitelikler bir insanı mistik yapmaz. Gerçek bir mistik esinlenmiş bir sanatkar, mükemmel bir bilim adamı, etkili bir devlet adamı olmalıdır. O da iş, endüstri, toplumsal ve politik yaşam konusunda maddeci zihinli insan kadar nitelik sahibi olmalıdır. İnsanlar bana, ‘Sen bir mistiksin, şuna buna aldırmayacağını sanırdım’ dediklerinde hoşuma gitmiyor. Neden aldırmayayım? Her küçük detaya dikkat ederim, fakat her küçük detay başka …

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Kutsal Kitabın Yorumu – Daniel’in Kehanetleri ve Aziz John’un Mahşeri Üzerine Gözlemler

Editor

Sofie’nin Dünyası – Felsefe Tarihi Üzerine Bir Roman

Editor

Devlet ve İhtilal

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası