Masallar

Ardıç Ağacıyla Ardıç Kuşu

 

 

ardic-agaci-ile-ardic-kusu

ARDIÇ AĞACI İLE ARDIÇ KUŞU MASALI

Çok çok çok eskiden, uzak diyarlarda, büyük ormanlarla kaplı bir ülkede bir ağaç varmış. Bu ağaç, yaprakları ince iğnecikler şeklinde olan, kahverengi kozalaklarıyla tanınan bir ağaçmış. Şimdi hepiniz “Niye ağaçcık diyor?” diye soracaksınız, çünkü iğne yaprakları ve kahverengi kozalakları olan bir ağaç, çoğu zaman çam ağacı olarak bilinir. Fakat işin asıl ilginç yanı şuymuş: Bu ağacın yaprakları ve kozalakları doğru olsa da, boyu pek uzun değilmiş. Diğer kocaman çam ağaçlarının yanında bu küçük ağaç, minicik kalırmış ve bu yüzden çok üzülürmüş.

Başlangıçta buna pek takılmazken, zamanla etrafındaki büyük çam ağaçları ona “Bodur, küçük, zayıf” diye alay etmeye başlamış. Bir gün bir çam ağacı, “Baksana şuna, bizim gibi dev ağaçlar arasında ne işi var!” demiş. Diğerleri de buna katılıp, “O ağaç ormanın yüz karası!” demişler. Bu alaylar, ardıç ağacının gönlünü çok kırmış. Hüzün içinde günlerini geçirmeye başlamış. Oysa ki, ardıç ağacı çok iyi niyetli, yardımsever bir ağaçmış.

Ardıç ağacı, ardıç kuşlarına çok yardım etmiş, onlara korunaklı dallarını, güzel yuvalarını sunmuştu. Diğer büyük ağaçlar, kuşları hep küçümserdi. Ama ardıç ağacına kuşlar her zaman gelmiş, her gün ona yeni yerler anlatırmış. Ardıç ağacı, onlardan gelen masalları büyük bir merakla dinler, sevgiyle onları dinlerdi. Fakat kış mevsimi geldiğinde, ardıç kuşları güneye göçermiş ve ardıç ağacı yalnız kalırmış.

Bir kış, ardıç kuşları güneye gitmek yerine kalmayı denemiş. Ama doğa ana, onları kışa dayanıklı yapmadığı için çok üşümüşler ve sonunda göç etmek zorunda kalmışlar. İlkbaharda geri döndüklerinde, hemen doğa ananın yanına gitmişler. Binlerce kuş, doğa ananın karşısına çıkmış. Doğa ana, “Ne oldu, niye hepiniz burada?” diye şaşkın bir şekilde sormuş. Ardıç kuşlarının başı, “Bizim bir dileğimiz var,” demiş. “Her yıl konakladığımız, bize yiyecek veren bir ağacımız var. Ama boyu kısa olduğu için diğer ağaçlar ona alaycı bir şekilde davranıyorlar. Ne olur buna bir çözüm bul, biz çok üzülüyoruz.”

Doğa ana, kuşları dinledikten sonra, “Şimdi neden boyunun uzamadığını anlıyorum,” demiş. “Diğer ağaçlar kökleriyle bütün toprağı kaplamışlar, o yüzden yeterli besin alamıyorsun. Ayrıca boyunun kısa olması, güneş ışığını almanı engelliyor. Ama üzülme, sana öyle özellikler vereceğim ki, diğer ağaçlardan çok daha değerli olacaksın. Çünkü yararlı olan güzeldir, sen de yararlı bir bitki olacaksın,” demiş. Ardından, doğa ana ardıç ağacının yapraklarına güzel kokular sürmüş ve ona özel özellikler bahşetmiş.

O günden sonra, ardıç ağacının yaprakları insanlara ilaç yapımında, çocuklara ise oyuncaklar yapımında kullanılır olmuş. Çam ağaçları ve diğer büyük ağaçlar ne kadar güçlü olsalar da, ardıç ağacının yararları sayesinde insanlar ve kuşlar için en çok sevilen ağaç haline gelmiş. Artık boyunun kısa olmasına üzülmeyen ardıç ağacı, “Yararlı olan güzeldir,” diye düşünerek her zaman mutlu yaşamış.

Bundan sonra ardıç ağacı, kendini beğenmiş büyük ağaçların alaylarına hiç kulak asmamış ve her gün mutlu bir şekilde kuşlara yuva olmuş, insanlar için faydalı olmuş. Ardıç kuşları ve insanlar onu her zaman sevmeye devam etmiş.

Ve işte böylece, ardıç ağacı, boyunun kısa olmasına rağmen dünyanın en değerli ağacı olmuş, çünkü yararlı olmak, gerçek güzelliktir.

 

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Kral İsteyen Kurbağalar

Editor

Keloğlan İle Hamamcı

Editor

Küçük Çoban

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası