Ahmet Mithat
Efendi Ve Çengi Romanı Hakkında
Çengi , – Çengi yahud, Daniş Çelebi -, Ahmet Mithat Efendi’nin
1877 yılında ilk kez Tercüman’ı hakikat adlı gazetesinde tefrika edilmiş daha sonra da Kırk Anbar matbaası tarafından kitap halinde yayımlanan bir romanıdır. Çengi adlı roman her bölümün başında bir hikâye olan dört bölüm şeklinde yazılmıştır. Çengi’nin diğer bir önemi ise bu romanın 1884 yılında oyun haline getirilip sahnelenmiş olmasıdır. Çengi
adlı roman Cervantes’in Don-Kisot- adlı eserinden etkilenerek
yazılmış, fantastik konulu bir eserdir.
Romandaki Daniş Bey, yetişme ve algılama biçimiyle Don Kişot’un yerli versiyonu gibidir.
Çengi’nin ilk bölümü 1884 yılında üç perdelik müzikli bir oyun haline getirilmiş, İstanbul’daki Tercüman-ı Hakikat Matbaası’nda basılmıştır.
Romancılık hayatına Hasan-Mellah adlı romanı ile başlayan Ahmet Mithat Efendi , halk için sanat anlayışı ile hareket eden romanlarında öğreticiliği esas alan, vakayı bölerek okuru bilgilendirmekten hoşlanan bu nedenle de eleştirlen üretken bir romancıdır. Çok sayıda eser veren Ahmet Mithat’ın Çengi adlı eseri dikkat çeken romanlarından birisi olmaktadır.
Romanlarında “batıl inanışlar ve zararlı âdetleri tenkit, Batı’nın pozitif dünya görüşü hakkında bilgi
vermek ve Batı kültürünün ilk bilgilerini aktarmak” (Akyüz 2013: 72) konularını işleyen Ahmet Mithat yanlış yönde batılılaşan tipler ile doğru yönde batılılaşan tipler arasındaki çatışmaları ele alan romanlar yazmıştır.
Ahmet Mithat’ın Çengi yahud, Daniş Çelebi -, adlı romanı Dünyaya İkinci Geliş yâhut İstanbul’da Neler
ve Cinli Han adlı romanlarında “olağanüstü ve hayali olayların” yer aldığı fantastik romanlar olarak dikkati çekmektedir.
Yazar bu romanında vakayı kesip olaya müdahil olmuş, vaka ve şahıslar ilgili kendi yorumlarını yapmış, olaya dâhil olarak okuru bilgilendiren bir anlatım tercih etmiştir.
Çengi adlı roman, Tanzimat dönemi sosyal hayatı hakkında zengin materyaller sunan bir romanıdır. Eserin Don Kişot etkisi ile kaleme alındığı söylense de Daniş Bey’in bazı özelliklerinin Don Kişot’a benzemesi dışında
eserin Don Kişot ile başka benzerliği yoktur. Eserin Don Kişot ile alakası Daniş Bey ile Don Kişot’un
karkaterlerinin benzemesinden ibarettir. Bu alakalar ise : “ roman kahramanlarının okudukları kitaplardan etkilenerek muvazenelerini kaybetmeleri, varlıkları olduklarından farklı olarak algılamaları
ve okudukları hikâyelerle aynileştirmeleri” ( Adem Gürbüz – 2018) şeklinde dikkati çeker. Vaka düzeni ve olaylar açısından Don kİşot ile benzerlikkurmak zorlama olacaktır.
Eser, diğer romanlarına göre de vaka zenginliği açısından dikkat çeker. Çengi adlı roman birçok açıdan
Ahmet Mithat Efendi’nin en dikkat çekici romanlarından birisi olmaktadır.
ROMANIN KONUSU:
Daniş Çelebi hayal dünyasında yaşayan Sünbül ile olan evliliği ve yaşanan garip olaylardan sonra Sünbül’ün oğlu Cemal ile buluşması romanın konusudur.
ŞAHIS KADROSU
Sümbül: Çengilik ve çalgıcılık yapan biridir ama Daniş Çelebi ‘nin gözünde ise bir peridir. Sümbül, Kocasını başkalarıyla aldatır ve evden kaçar.
Daniş Çelebi: Küçükken dinlediği hikâye ve masallardan çok etkilenip hayal âleminde yaşayan yarı meczup biridir.
Cemal: Sünbül ve Daniş Çelebi’nin oğludur. Melek ile evlenip annesinin yanına yerleşir.
ÇENGİ ÖZETİ
ÇENGİ I. BÖLÜM
Daniş Bey’in annesi Sali Molla, cinlere perilere inanan bir kadındır. Bu nedenle oğlu Daniş peri cin ve peri masalları anlatarak Bin bir-Gece-Masallari, gibi kitapları okuyarak büyütür. Bu nedenle Daniş Bey bunların çok etkisinde kalmıştır.
Okuduğu dinlediği cin peri hikayeleri masallar ve büyü kitapları yüzünden her şeyi farklı algılamaya başlayan Daniş Bey, hayal dünyasında yaşayan gerçekleri de farklı algılayan, hayaller kuran, kurduğu hayallere de
inanan bir tiptir. Etrafındakiler de onun bu huyunu öğrenmiş onu kandırmaya başlamışlardır.
Grenlik döneminde iken arkadaşları onun bu huyu nedeni ile ona bir oyun oynayarak Daniş Bey’i bir eğlence yerine götürüler. Burada genç bir kızı da tembihleyerek, sazlı, sözlü çengili bir eğlence tertip ederek onu Engürüsizâde Nafiz Efendi’nin konağına götürürler. Adı Sümbül olan bu kız birtakım garip hareketler yaptıktan sonra ortaya çengiler çıkar ve arkadaşları adı Sümbül olan bu kızı Daniş Bey’e bir peri kızı olarak
tanıtırlar. Zaten bu tip vehimlere yatkın olan Daniş Bey, bu kızı bir peri kızı zannetmeye başlamıştır. Daniş Çelebi bu yüzden aslında çengi olan Sünbül’ü bir peri kızı zannedip âşık olur.
Bunun üzerine Daniş’in arkadaşları gerçeği anlatsalar bile Daniş buna inanmaz. Annesi de gerceği bildiği halde yüklü bir para vererek bu kızı satın alır. Daniş Çelebi’nin Sünbül’den Cemal adında bir çocuğu olur
II. BÖLÜM
Canbert, Bey ve yardımcısı Hesna Kalfa’nın elinde Daniş Bey gibi büyüyen Melek Hanım dış dünyadan habersiz büyümüştür. Melek’in annesi de Melek’i doğururken ölmüştür.
Daniş Bey’in annesi Saliha Molla da ölmüş, Sümbül de Daniş Bey’i aldatmaya başlayarak başka erkeklerle birlikte olmaya başlamıştır. Daniş’in kalfası olan Arap Kalfa da en sonunda Daniş Bey’e Sümbül’ün bir peri kızı olmadığını üstelik de kendisini aldattığını ispat eder. Bunun üzerine Daniş Çelebi, iffetsiz karısı Sünbül’ü öldürmek isterken yanlışlıkla Arap Kalfa’yı öldürmüş, Sünbül de evden kaçınca oğlu Daniş ile kalmış en
sonunda da delirerek ölmüştür.
Canbert, Bey ‘in kızı Melek camdan görüp sevdiği bir genç ile konuşur. Üstelik de Annesinin yaşadığını bildiren bir de mektup almıştır. Melek, annesine gitmek üzere evden kaçmış, Canbert Bey de kızı
kaçtığı için kahrından ölmüştür. Melek’i kaçıran ise Daniş Çelebi’nin oğlu Cemal’dir.
III. BÖLÜM
Sünbül Hanım, tekrar sazlı sözlü ortamların kadını olmuş erkekleri parmağında oynatan sazlı çalgılı alemlerin vazgeçilmez kadını olarak ünlenmiştir. Anneme gideceğim diye evden kaçan Melek dos doğru Sümbül Hanım’ın evine getirilir. Sümbül Hanım, kendisini Melek’e annesi olarak tanıtır. Melek’i de kullanarak Cemal Bey’in mücevherlerine el koyar. Hatta Melek sayesinde oğlu Cemal’in babası Daniş Bey’den kalan tüm mallarını ve mülklerini de sattırıp parasını da eline geçirir. Osman diye birinin Melek’e talip olduğunu
duyan Cemal Bey, Sümbül Hanım’ı öldürmek ister fakat bu sebepten hapse düşer.
IV . BÖLÜM
Cemal , hapisten çıkınca her şeyini yitirdiği tüm parasını Melek vasıtası ile Sümbül ‘e kjaptırdığı için
dilencilik birle yapacak hale düşer. Fakat Sümbül onu yanına aldırtır ve Cemal’e tüm gerçekleri açıklar. Melek’in değil kendisinin annesi olduğunu, mirasyedi olarak hayatına devam etmemesi için bu tür oyunlar oynadığını anlatır. Cemal, Melek’i sevmektedir. Annesi Sünbül ise onu yanına alır ve Melek ile evlendirir.
KAYNAKÇALAR
Akyüz, Kenan, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri, İnkılâp Kitabevi,
İstanbul 2013
Tanpınar, Ahmet Hamdi (2006). XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (YKY’de
1. bas.). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 456.
Nihad Sami, Banarlı (1971). “Ahmed Midhat Efendi”. Resimli
Türk Edebiyatı Tarihi. Cilt 2. s. 968
Cervantes, Saavedra, Miguel De, Don Kişot (Çev. Reşat Nuri Güntekin),
Yapı Kredi
Yayınları, İstanbul 2013
Adem Gürbüz, https://www.researchgate.net/publication/327319513_AHMET_MITHAT_EFENDI’NIN_CENGI_ROMANINDA_
CERVANTES’IN_IZLERINI_ARAMAK,
2018