Hilesiz Terazi, 1990’lardan bu yana çeşitli dergilerde yayımladığım deneme, eleştiri ve çözümlemelerden yaptığım seç meyle oluştu. Sempozyumlarda bildiri olarak sunup sonradan makale haline getirdiğim yazıların bazılarını da kitaba dahil ettim. Kitaba alırken bu yazılarda gerekli gördüğüm değişiklikleri yaptığımı söylemeliyim.
Yayımlanış tarihlerine bakıldığında bu yazıların 1994-2005 arası dağılım göstermekle birlikte bazı yıllarda yoğunlaştıkları anlaşılacaktır. Elbette bu yıllar arasında yazdığım yazıların tamamı yok bu kitapta, onlarca yazı dışarıda kaldı. Hilesiz Terazi’ ye girecek yazıları seçerken, daha çok, akademik karakter gösterenlere yoğunlaştığımı belirtmeliyim.
İstedim ki bu kitapta çeşitli kuramların, yöntemlerin ışığında gerçekleştirdiğim geniş soluklu araştırma yazılarım, edebiyat bilimi sınırları içerisinde yaşama imkanı bulabilecek çalışmalarım yer alsın. Deneme tadındaki yazıları ve kitap eleştirilerimi bir başka ciltte toplama fırsatı bulmayı umuyorum.
1990’1arda bir yandan doktora tezimi yazıyor, bir yandan da modern Türk şiiri alanında araştırmalar yapıyor, dergilerde kitap eleştirileri ve denemeler yayımlıyordum. Tezimi bitirmemle birlikte (1997) şiir üzerindeki çalışmalarım daha bir ivme kazandı. Şiiri, hele de modern şiiri yalnızca şiir olarak görmeyip onun psikolojiyle, tarihle, estetikle, felsefeyle, öteki sanatlarla …
ilişkisini ıskalamamaya özen gösterdiğimden, yazıların hazırlanış ve yazılış süreçlerinde kuramsal kitapları başucumdan eksik etmemeye çalışmışımdır. Kimi zaman belli bir kuram (Edip Cansever’in şiirine eğilirken Eliot’ın nesnel bağlıla şık kuramı, Salah Birsel ve Metin Eloğlu yazılarında dilbilimsellik), kimi zamansa çeşitli kuramların birbiriyle kesişen noktaları (Lale Müldür’e ilişkin yazıda metinlerarasılık ve modernlik) yolumu aydınlatmıştır.
Günümüzde şiir eleştirisi, bazı yetkin kalemleri istisna tutarak söylüyorum, ne yazık ki kuramsallıktan, birikimden giderek uzaklaşıyor. Kültürün ve edebiyatın çözülmesine, çapsızlaşmasına zemin hazırlayan postnıodernist anlayı şın bir sonucu olarak öznel tutumların belirleyiciliğinde sığ bir anlayış eleştiri alanına da hakim olacak gibi görünüyor.
Bir metnin tarihsel doku içerisinde tuttuğu yeri sorgulayan, metinlerin birbirleriyle ilişkisini derinden inceleyen, şairin poetik dünyasının derinliklerine dalmayı göze alan eleştirilere rastlanmıyor çoktandır. Hiçbir dayanağı olmayan boş iddialarla çalakalem yazılan kitap tanıtma yazıları eleştiri olarak sunuluyor.