Cimri, temanın, karakterlerle ve yan öğelerle ustalıkla desteklendiği, oyuncuların sahnede yer değiştirmelerinden vücutlarının hareketine kadar her şeyin incelikle düşünüldüğü bir başyapıttır. Molière, Cimri’de trajik bir durumu komediyle anlatır. Aslında korkunç bir kişiliği olan Harpagon, gülünç bir adamdır, çünkü kendini çok ciddiye alır. Cimrinin para tutkusu, oyunun bazı sahnelerinde gaddarlık, hatta açıkça çılgınlık noktasına varır. Nitekim Goethe, Cimri’nin bir komedi değil, bir trajedi olduğunu öne sürmüştür.
***
Önsöz
Moliere’in döneminde de Plaute’un döneminde olduğu gibi daha önceden ortaya çıkmış sanat eserlerinden ilham almak, o eserlerin konularını ve hatta neredeyse bütün bir sahneyi taklit etmek saklanmayan bir gelenekti. Uyarlama konusunda oldukça yetenekli olan Moliere de eski metinlerden olduğu kadar çağdaşlannınkilerden de yararlanmıştır.
Moliere’in Cimri’yi yazarken yararlandığı asıl metin hiç kuşkusuz Plaute’un La Marmite (Kazan) adlı eseridir. Yalnızca oyundaki entrika değil, bazı komik unsurlar da (çeyiz motifi, malı çalınmış cimrinin monologu, uşağın bahçeyi kazması.) bu oyundan alınmıştır.
HARPAGON isminin kökeni Latince harpagonem dir. Borçlarını kapatmak için birçok kere başvurmak zorunda kaldığı tefecileri kişi modeli olarak almıştır. 1665 yılında karısıyla beraber öldürülen cimri noterjean Tardieu’den esinlenmiş olması da olasılıklar arasındadır.
Moliere hayatının her alanındaki deneyimlerinden (özel hayatı, okuduğu kitaplar, oyunculuk ve yazarlık) yararlanmayı bilmiş bir sanatçıdır. Uşak La Fleche Harpagon için “topal bir köpek” olmasının nedeni (Perde 1, Sahne 3), oyunda La Fleche’i oynayan Louis Bejart’m gerçekten topallamasıdır.
Günümüzün en önemli klasiklerinden biri olan Cimri, döneminde başarısız olmuş bir oyundur. 9 Eylül 1668’deki ilk oyundan itibaren halk tarafından pek rağbet görmemiştir. O yıllarda Moliere ile arası açık olan Racine, oyunu savunan tek kişi olan Boileau’ya “Sizi en son Cimri’de gördüm, tiyatroda tek başınıza gülüyordunuz” diyerek oyunu beğenmediğini ifade etmiştir. Boileau’nun cevabı ise daha etkileyicidir: “Gülmediğinize inanmayacak kadar saygım var size, en azından içinizden”. Moliere tiyatro grubunun kayıtlarına göre oyun bir ay boyunca yalnız dokuz defa sahneye konur ve seyirci sayısı ikinci oyundan itibaren düşmeye başlar. Üç ayın sonunda oyuna devam edebilmek için, günümüze ulaşamamış Fin Lourdaud (Sersem Kibar) adlı başka bir oyunu Cimri’yle beraber oynamak zorunda kalırlar.
Peki birçok dile çevrilmiş, birçok ülkede oynanmış, birçok yazar tarafından tekrar uyarlanmış bu oyunun o dönemdeki başarısızlığının sebebi ne olabilirdi? Aynı yıl iki ayrı oyunun (Amphitryon, Georges Dandin) sahneye konulması ve bu oyunların Moliere’den beklenene daha yakın olması en önemli sebeplerden biridir. Ayrıca uzun süredir beklenen Tartuffe’ün büyük başarısı Cimri’nin kariyerini gölgelemiştir.
Diğer yandan o yıllara kadar yalnızca asillerin dilinin, yani şairane bir dilin kullanıldığı tiyatroda halk dilinin ve düz yazının kullanılması seyirci tarafından yadırganmıştır. Buna bir de oyunun beş perdelik olması eklenince tepkiler büyük olmuştur. Dönemin gazetelerinden Robinet, oyunun lehine bir açıklama yayınlayarak oyunun komik ve oyuncuların çok iyi olduğunu açıklamış ama halkı oyunun beş perdelik bir düz yazı olduğu konusunda uyarmıştır. Bu uyarıya yanıt çabuk gelir. Dönemin önemli düklerinden biri şu açıklamayı yapar:
“Moliere bizi aptal yerine mi koyuyor? Beş perdelik bir düz yazıyla bize ne yapmak niyetinde? Böyle bir saçmalık görülmüş mü? İnsan düz yazıyla eğlendirilebilir mi?”
Ama halkın asıl tepkisi, oyunun kişilerinin hiçbir asil yanlan olmayan ve sürekli dolap çeviren karakterler olmasmadır. Dönemin ahlak anlayışı Moliere’in yapmaya çalıştığı şeyin anlaşılmasına izin vermez. Moliere trajik bir durumu komediyle anlatmak istemiştir. Aslında korkunç bir kişiliği olan Harpagon, gülünç bir adamdır çünkü kendini ciddiye alır. Harpagon’un çevresiyle özellikle de çocuklarıyla olan ilişkisi aslında trajiktir ve Moliere komedi dehasını böyle ispat etmiştir. Cimri, anlatılmak istenenin, karakterlerle ve yan öğelerle ustalıkla desteklendiği, oyuncuların sahnede yer değiştirmelerinden vücutlarının hareketine kadar incelikle düşünüldüğü bir başyapıttır. Oyunu yazarken bile yazmaz, oynar.
Kişiler
HARPAGON – Cleante ve Elise’in babası, Mariane’a âşık
CLEANTE – Harpagon’un oğlu, Mariane’m sevgilisi
ELISE – Harpagon’un kızı, Valere’in sevgilisi
VALERE – Anselme’nin oğlu, Elise’in sevgilisi
MARIANE – Cleante’m sevgilisi, Harpagon’un sevdiği
ANSELME – Valere’in ve Mariane’m babası
FROSINE – Entrikacı kadın
SIMON EFENDİ – Simsar
JACQUES USTA – Harpagon’un aşçısı ve arabacısı
LA FLECHE – Cleante’in uşağı
CLAUDE KADIN – Harpagon’un hizmetçisi
BRINDAVOIN – Harpagon’un uşağı
LA MERLUCHE – Harpagon’un uşağı
KOMİSER ve YARDIMCISI.
Sahne Paris’te Harpagon’un evindedir.
PERDE I
SAHNE I VALERE, ELISE.
VALERE
Ne oluyor sevgili Elise! Bana böyle nazikçe umut verme iyiliğini gösterdikten sonra hüzünlü görünüyorsun, neden? Bu kadar sevinçli olduğum bir anda ne yazık ki seni böyle iç çekerken görüyorum! Söyle bana beni mutlu etmekten pişman mısın? Aramızdaki anlaşma kararını, aşkımla seni zorladığım için vermiş olabilir misin?
Elise
Hayır, Valere, senin için yaptığım hiçbir şeyden pişman olamam. Çok tatlı bir zorlamayla bu yola girdiğimi biliyorum; olanlardan vazgeçmeyi dilemek için en ufak bir isteğim bile yok. Ama doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar mutluluk beni endişelendiriyor, seni gereğinden biraz daha fazla seviyor olmak korkutuyor beni.
valere
Ah Elise, benim için hissettiğin bu güzel şeylerden nasıl korkabilirsin?
Elise
Ne yazık! O kadar çok sebep var ki: Bir babanın öfkesi, bir ailenin sitemleri, insanların kınamaları, ama hepsinden
çok, Valere, hislerinin değişmesinden korkuyorum. Siz erkekler masum bir aşkı açık kalplilikle belli ettiğimizde, nasıl da acımasızca soğursunuz!
VALERE
Ah! Beni başkalarına göre yargılama haksızlığını gösterme bana! Her şeyimden şüphe et Elise, ama sana karşı hissettiklerimi görmezden gelme. Seni çok seviyorum ve sana olan aşkım hayatım boyunca sürecek.
Elise
Ah! Valere, herkes aynı şeyi söyler. Bütün erkekler sözleriyle birbirlerine benzerler, ama onları farklı kılan yaptıklarıdır.
valere
Madem ne olduğumuzu sadece yaptıklarımız gösterir, öyleyse kalbimdekileri yargılamak için biraz zaman ver en azından. Sadece tahmin yürüterek yersiz korkularınla suçlamaya çalışma beni. Hakaret dolu bir kuşkunun dokunaklı darbeleriyle kıyma bana, rica ederim. Seni binlerce kanıtla aşkımın dürüstlüğüne ikna etmek için zaman ver bana.
Elise
Ah! İnsan ne kadar kolay inanıyor sevdiklerine! Evet Valere, kalbinin beni aldatmaya izin vermeyeceğine inanıyorum. Beni gerçek bir aşkla sevdiğine ve bana sadık kalacağına inanıyorum; bundan hiç şüphe etmek istemiyorum. Bütün üzüntülerimi atıyorum ve geriye insanların beni ayıplayacak olabilmesi düşüncesi kalıyor.
valere
Ama bu endişenin sebebi ne?
ELISE
Eğer herkes seni benim gözlerimle görseydi korkacak hiç bir şeyim olmazdı. Seni tanıdığım için, senin için yaptıklarımda haklı olduğuma inanıyorum. Kalbim ise Allah biliyor ya sana karşı minnettarlıkla dolu, değerini biliyorum. Bizi birbirimize yaklaştıran o korkunç kaza hiç gözümün önünden gitmiyor. Beni dalgaların öfkesinden kurtarmak için kendi hayatını riske atma yüceliğini gösterdin. Beni sudan çıkardıktan sonra gösterdiğin şefkatle dolu ilgi… Ne zamanın, ne de zorlukların yıldıramadığı bu ateşli, saygıyla dolu aşkını yanımdan bir gün bile eksik etmedin. Aileni, memleketini ihmal edip buralarda kaldın. Benimle olmak için kendinden vazgeçip babamın uşaklığına soyundun. Bütün bunlar elbette bende harika bir etki yaratıyorlar ve sözünün doğruluğuna ikna olmam için ye-terliler. Ama diğerlerini inandırmak için yeterli değil belki de, hissettiklerimi anladıklarından emin değilim.
valere
Bu söylediklerinin arasından tek istediğim, yalnızca aşkıma dayanarak seni hak etmek. Kuruntularına gelince, baban bu söylediklerini haklı çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Aşın cimriliği, çocuklarına karşı olan sertliği daha tuhaf şeylere de neden olabilirdi. Senin yanında bu şekilde konuştuğum için beni affet sevgili Elise. Bu konuda pek de iyi şeyler söylenemeyeceğini biliyorsun. Ama umut ettiğim gibi ailemi bulabilirsem babanı memnun etmek için çok üzüntü çekmemiz gerekmeyecek. Sabırsızlıkla yeni haberleri bekliyorum. Eğer haberler gelmekte gecikirlerse, ben kendim gideceğim onları bulmaya.
Elise
Ah! Valere, rica ederim buradan bir yere kımıldama. Babamın gözüne iyi görünmekten başka bir şey düşünme.
VALERE
Bunun için neler yaptığımı, yanında çalışmak için ustaca uğraşıp ona hoş görünmeye çalıştığımı sen de biliyorsun. Onun hoşuna gitmek, şefkatini kazanmak için ne sevimli maskeler takıyor, ne diller döküyor, nasıl kılık değiştiriyorum, her gün nasıl başka bir insanı oynuyorum görüyorsun. Bu yolda çok büyük ilerlemeler kaydediyorum. Anlıyorum ki insanları kazanmak için en iyi yol, sevdikleri şeyleri daha da süslemek, söylediklerini onaylamak, hatalarını övmek, her yaptıklarını alkışlamakmış. Nezaketi abartmaktan korkmamak gerekiyor. Oyun oynadığınız ne kadar belli olsa da en ince insanlar bile dalkavukluğun tuzağına düşüyorlar. İçine biraz övgü katınca en saygısız, en gülünç şeyler bile yutturulabiliyor. Bu yaptığım, işte samimiyeti kaybetmek acı veriyor insana ama insanlara ihtiyacınız olduğunda onlara uymanız gerekiyor. İnsanı karşısındakini başka yolla kazanamayacaksa dalkavukluk yapanda değil, dalkavukluk isteyendedir suç.
Elise
Ama neden kardeşimin desteğini de kazanmayı denemiyorsun? Hizmetçi kız sırrımızı açığa vurmak isteyebilir.
valere
İkisiyle birden ilgilenilemez ki. Baba ile oğlunun anlayışları öyle zıt ki, ikisinin güvenini birden elde etmek mümkün değil. Ama sen, sana düşeni yapıp kardeşini etkileyebilirsin, bizim yararımıza olması için aranızdaki arkadaşlıktan yaralan. Geliyor. Ben çekiliyorum. Onunla konuşmak için bu fırsatı değerlendir, gerekli gördüğünden fazlasını anlatma.
Elise
Ona açılma gücünü bulabilecek miyim hiç bilmiyorum.