Çağlar 17 yaşındadır ve iyi ibr şekilde konuşur. Kız kardeşi Çiğdem’i, onu tanınmış bir insan etme ümitlerini, belediye başkanı dayısını, yakın dostu Mikrop Cengiz’i, taşra muhabbetlerini, çöküntünün eşiğindeki annesini, eskiyen sevgilisini, hiç unutamadığı dedesini, hatırlarken kahrettiği babasını anlatıyor. Deliduman, dermansız ve güdük tek ilçeden haykırmaya başlıyor, İstanbul’a uzanıyor. Çocukluğumuzun, hatıralarımızın ve tüm sokaklarımızın üzerinden dangır dungur geçtiğimiz imar ve ücret iştahına lanet! Riyakâr dünyaya, Allahsız anaparaya , martılara, minik tek kızın kalbini kıranlara başkaldırı etmekte . Barikatların arkasında, nefes soluğa, yapayalnız, erken kaybeden tek delidumanın öfkesini çemkiriyor. Emrah Serbes, zamanın ruhunu, Gezi’nin isyancılarını, hürriyetleri amaçlı öksürenleri, yerinde duramayanları, küfredenleri, ağlamayı unutmak amaçlı yumruğunu sıkanları resmetmekte. Deliduman, kocaman zaman ve her an kenarda kalanların romanı.
önceki yazı
sonraki yazı
- Yorumlar
- Facebook yorumları