Edgar Allan Poe’nin Kızıl Ölümün Maskesi Öyküsü Hakkında Bilgiler Kızıl Ölümün Maskesi İngilizcedeki özgün adı
The Masque of the Red Death, Edgar Allan Poe’nin ilgi çekici bir öyküsüdür. Fantastik
ve Gotik tarzda öyküler yazan, kurmaca eserlerinde
ürkütücü, korkunç, sıra dışı ve fantezi türünde konular işlemeyi seven Edgar
Alan Poe’nin bu öyküsü de özellikle kasvetli mekânları, sıra dışı konusu ile
ilgi çekici olmaktadır. Daha ziyade fantastik kurgu türündeki öyküleri
ile dikkat çeken bir yazar olan Edgar Allan Poe, şiirleri ile de tanınmış ama
fantezi edebiyata dair öyküleri ile tüm dünyada tanınmıştır.Ölümünü önlemeye çalışan bir prensin,
insanları yarım saat içinde öldüren bir salgın hastalıktan kurtulmak için
aldığı sonuçsuz tedbirleri anlatan bu öykü ilk kez 1842 yılı Mayıs ayında Graham’s Lady’s and Gentleman’s Magazine’in Mayıs 1842 sayısında “The
Mask of the Red Death” başlığı ve “A Fantasy”
sloganıyla yayımlanmış
Poe öykünün ilk basımından sadece 12 dolar kazanmıştır. Öykü, çok öldürücü bir salgından kendisini
korumak isteyen bir prensin kasvetli, karanlık, labirente benzeyen tasarımı,
dar ve yüksek pencereleri ile dikkat çeken bir manastır binasıdır. Prens bu
binaya kapanarak kendisini salgından koruma yoluna gider. Kendisi dik ve yüksek
pencereli bir odada kalmakta bu binada her bir farklı renkte birçok oda da
bulunmaktadır. Manastır, odalar ve renkler öyküde kasveti çoğaltan, gotik ve
fantastik unsurları kuvvetlendiren dekorlar olmaktadır. Prensin kaçtığı salgın adı söylenmeyen “ Kızıl Ölüm” olarak adlandırılan
bir hastalıktır ve prens bu salgından kurtulmak için bu kasvetli ortamı mekân
olarak seçmiştir. Verem, kolera veya veba gibi bulaşıcı olan bu salgın
daha çok yoksulları kurban eden, zenginlerin kaçarak kurtulabilmeyi başardığı
bir hastalıktır. Yazar bu hastalığı şu şekilde betimler. “ korkunç bir acı
ve ani baş dönmesiyle başlayan derideki gözeneklerden kan gelmesi ile yarım
saat içinde vücudun ve kurbanların yüzünde kırmızı lekeler bırakarak öldüren
“
bir salgındır. Öyküdeki bu prens de öyle düşünmüş ve zenginliği sayesinde
kendisini izole ederek bu salgından kurtulabilmek için müthiş tedbirler
almıştır. Kızıl Ölümün Maskesi, Edgar Alan Poe’nin diğer
öykülerin ile birlikte ve diğer öyküleri ile birleşen öykü dosyaları ile pek
çok dile çevrilmiş, bu öykü yazarın en dikkat çekici öykülerinden birisi kabul
edilmiştir. Kızıl Ölümün Maskesi, birçok farklı ad ile birçok
kez filme de uyarlanmış, Vincent Price’ın başrolünü oynadığı 1964 yapımı “The
Masque of the Red Death” adlı film
de
ilhamını bu öyküden almıştır. ÖYKÜNÜN
KONUSUPrens Prospero ülkede ortaya çıkan ve
insanları öldürmeye başlayan salgından kurtulmak için salgının ulaşamayacağı ve
çok korunaklı olduğunu düşündüğü bir manastıra giderek orada kendini tecrit
eder. Bu manastır oldukça büyük, yüksek
ve kasvetlidir. Prens, yanında getirdiği birçok soylu ile birlikte manastırda
kalmaya başlar. Bir gün prens her biri farklı renkte döşenmiş manastırın yedi
odasında bir maskeli balo düzenler. Fakat yabancı biri içeri girmiş, tüm
odaları dolaşmaya başlamıştır. Prens Prospero
‘da bu yabancı ile yüzleşmek zorundadır. SİTEMİZDEKİ
EDGAR ALLAN POE ESERLERİ VE LİNKLERİ Altın
Böcek ( The Gold-Bug) Hakkında Özet ve İnceleme Edgar Allan Poe
Amontillado
Fıçısı Öyküsü Edgar Allan PoeEdgar
Allan Poe ‘nin Usher Evi’nin Düşüşü Öyküsü Hakkında ve özeti Edgar
Allan Poe’nin Kara Kedi Öyküsü Hakkında ve Metni Gammaz
Yürek Konusu Özeti Analizi Tam Metni Edgar Allan PoeMorgue
Sokağı Cinayeti Özeti Edgar Allan Poe ÖYKÜNÜN ÖZETİ
Ülkede Kızıl Ölüm adı verilen salgın bir
hastalık çıkmıştır. Bu hastalık Korkunç bir acı ve ani baş dönmesiyle gelen bu
hastalık ve deride ve insanların yüzünde kızılyaralar açıp kan çıkartarak
öldüren bir hastalıktır.Bu hastalık halkı öldürmeye başlayınca Prens
Prospero, tüm ülkeyi kasıp kavuran bu salgından korunmak için yanına bin tane
soyluyu da alarak içinde manastır da olan bir kaleye sığınır. Bu kale ve
manastıra girişler ve çıkışlar neredeyse imkânsızdır. Prens kaleye gelen tüm
kapıları kapatarak kapıları kapatarak insanların giriş ve çıkışlarına engel
olur. Böylece salgın onlara erişmeyecektir. Prens ve soylular halkı salgınla baş başa
bırakarak saray mensupları ve soylular ile sığındıkları kale ve manastırda
kendilerini korumaya alıp lüks içinde salgının sona ermesini beklemeye
başlarlar. Prens Prospero günler sonra sıkılan konuklarını
eğlendirmek için maskeli bir balo düzenler. Bu balo Prensin kaldığı manastırda
yapılacaktır. Balonun yapılacağı manastırın yedi odası altısı mavi, mor, yeşil,
turuncu, beyaz ve menekşe rengi ile boyalıdır. Yedinci oda ise siyah eşyalarla
döşenmiş ve kan kırmızısı bir ışıklarla aydınlatılmıştır. Bu odanın dik ve
yüksek pencereleri vardır ve camları ürküntü veren vitraylar ile süslüdür. Bu yüzden konuklar bu odaya girmeye
çekinmektedir. Bu odada her saat başı çalan büyük abonoz bir saat de vardır ve
bu saat çaldığında orkestra çalmayı bırakmakta konuklar da susmaktadır. Konuklar bu manastıra gelmiş eğlence
başlamıştır. Saat gece yarısını çaldığında Prospero, üzerinde kan lekeleri olan
kefen benzeri bir kıyafet giymiş ve kafatası şeklinde bir maske giymiş yabancı
bir varlığı fark ediverir. Bu varlığın üzerindeki her şey kızıl ölüm
hastalığını işaret etmektedir. Prens bu kişiden çekinmiş ve bunun kim olduğunu
öğrenir öğrenmez şafak söktüğünde idam ettirmeye karar vermiştir. Bu esrarengiz misafir odadan odaya giderek
herkesi korkutmaktadır. Bunu gören prens eline bir hançer alıp bu esrarengiz
konuğun peşinden gitmeye başlar. Prospero, elinde bir hançerle onu kovalamaya
başlar. Prens ve kovaladığı konuk ile bütün odalara girip çıkarlar. Herkes
korkuya kapılmıştır. Altı odayı peş peşe dolaşan Presn ile kovaladığı konuk en
sonunda siyah odaya girmişlerdir. Esrarengiz konuk girdikleri yedinci oda olan
siyah odaya girdiklerinde aniden dönüp prense bakar. Yüzüne bakar bakmaz da
prens düşerek ölür. Prensin adamları ve soylular bunun üzerine bu
esrarengiz konuğun üzerine atılırlar. Ancak maskenin ve kostümün içi boştur. Tüm
konuklar bunun Kızıl Ölüm olduğunu anlar ve hepsi de hastalığın belirtilerini
göstererek ölmeye başlar.
Poe, Edgar Allan.
Bütün Hikâyeleri, çeviren: Dost Körpe, İthaki Yayınları, 2002.