Yazar : Şadi EREN
Yayınevi : Işık
Baskı : İzmir / 1994 / 150 shf.
ISBN : 975-7402-19-2
Bilim Grubu : Din / İbadet
Türü : Telif
Hitap Ettiği Okuyucu Kitlesi: Genel
Genel Değerlendirme:
Kitapta, duanın tarifi verilerek Kur’an’a göre duanın yapılışını, dua edeplerini anlatıyor. Kur’an’da geçen dua ayetleriyle peygamber dualarına da yer veriliyor.
TAKDİM
Duasızlık bir yabancılaşmadır. İnsanın kendine yabancılaşması, kendine düşman olması, kendini bizzat yokluğa mahkum etmesi ; bir diğer ifade ile insanın intiharıdır duasızlık. Hep aydınlık bir iklimde yalana izin verilmeyen coğrafyada ve hep doğrunun kavgasının verildiği yelpazede tüttürülen bir türküye, bir çağrıya kulak kapamaktır.
Karanlık bir dünya adına aydınlıklara savaş açmaktır duasızlık. Modernizmin topraklarında insaniliklerden gayri-insani bir yelpazede yükseltilen yalan çağrıların avanesi haline gelmektir duasızlık.
Ebed buudlu huzurun yakalanması adına duaya bir çağrı olan bu kitap 3 ana bölümden oluşmaktadır.
1- Dua ile ilgili genel meseleler: Bu başlık altında, dua ve duanın mahiyeti hakkında bilgi veriliyor.
2- Peygamber duaları: Kur’an-ı Kerimde geçen peygamberlerin duaları ele alınmış.
3- Kur’anda zikrolunan diğer dualar: Değişik zaman dilimlerinde ve değişik statüdeki insanların duaları.
1.BÖLÜM
Dua nedir: Dua lügatte istemek, çağırmak, yalvarmak gibi manalar ifade eder. Istılahi olarak ise “İnsanın zaaf ve ihtiyacını görüp, her şeye gücü yeten Allah’u Tealaya yalvarması, halini arzetmesi, isteklerini bildirmesidir.
Duanın mahiyeti:
1- Dua, ibadetin özüdür.
2- Dua ibadetin ta kendisidir.
3- Sınırlı varlık olan insanın Kadir-i Mutlakı imdada çağırmasıdır.
4- Dua, Ruhun Allah (c. c)’a yükselmesidir.
5- Kalbin Allah (cc) ile konuşmasıdır.
6- Alemin yaratılma sebeplerinden biridir.
7- Hz. Peygamberin (SAV) ibadetinin ruhudur, esasıdır.
8- Cennetin icadına ebedi saadetin gelmesine bir sebeptir.
Duanın zaman ve mekanı: Dua için belli bir zaman ve mekan yoktur. Kişi her zaman ve her yerde dua edebilir. Bazı zamanlar ve mekanlar onun makbuliyetine tesir edebilir. Zaman olarak, özellikle sabah namazından sonra, cuma içindeki saat-ı icabede 3 aylarda, kadir gecesinde, seher vaktinde dua daha makbuldür. Mekan olarak, mescidler, kabe-i muazzama
Allah’ın bize yakınlığı: Asr-ı saadette bazı sahabeler Hz. Peygambere sorarlar; “Ya Resulallah Rabbimiz bize yakın mı?Ta ki münacaat edelim…Yoksa uzak mı? Ta ki yüksek sesle yalvaralım.” Onların bu sorusu üzerine şu ayet nazil olur ; “Kullarım sana benden sorduklarında muhakkak ben çok yakınım. Dua eden bana yalvardığında ona cevap veririm. Artık onlar da benim davetime uysunlar ve bana inansınlar, ta ki maksatlarına nail olsunlar.
Duanın nevileri: Bediüzzaman duayı 3’e ayırır.
1- İstidat lisanıyla dua: Bütün tohum ve çekirdekler istidat lisanıyla dua ederler.
2- İhtiyaç lisanıyla dua: Rızka muhtaç bütün canlıların ihtiyaçları olan rızkı istemeleridir.
3- İnsanların duası: İnsanların şuurlu olarak yaptıkları dua 2 kısımdır. Fiili ve kavli.
Duanın ruhi ve bedeni tesiri: Bir bakıma en büyük hürmet duygusunun ifade vasıtası olan dua hem ruhu hem de bedeni için tedavi edici bir tesire sahiptir. Bediüzzamanın ifadesiyle Cenab-ı Hak kemal-I kereminden hizmetin mükafatını hizmetin içinde dercetmiştir. Amelin ücretini nefs-ı amel içine koymuştur. Dua eden adam peşin olarak kalp rahatı, gönül huzuru, streslerden kurtulma ücretini alır. Dr. Alexis Carrel, duanın beden üzerindeki tesirini şöyle anlatıyor ; Dua, infilaki bir tesire sahiptir. Bu yolla kanser, böbrek iltihapları, ülser, deri, akciğer veya karın zarı veremi gibi hastalıkların süratle iyileştiği görülmüştür.
Duanın neticesi: Dua ediniz cevap vereyim mealindeki ayetten şöyle soru hatıra geliyor. Pek çok defa dua ettiğimiz halde duamız kabul olmuyor. Buna verilecek cevap:Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Demek ki yaptığımız dualar ya aynen kabul edilir veya daha güzeliyle kabul edilir. Veya bize zararlı olduğu için dünyada bir şey verilmez veya ahiretimiz için kabul edilir. Bediüzzaman duanın neticesiyle alakalı olarak Dua bir ubudiyettir .Ubudiyet ise meyveleri ahirettedir. Dünyevi maksatlar ise o nevi dua ve ibadetin vakitleridir. O maksatlar, gayeleri değil.
Duanın sosyolojik yönü: Pierre Marinier’in “Dua üzerine düşünceler” adlı esrinin sunuş bölümünde “İnsan gibi duasız toplum da boşluktadır. Dua etme duyarlılığını yitirmiş böyle bir cemiyeti genelde de insanlığı hüzünlü ve ümitsiz bir gelecek karşılayacaktır.” Diyor. Bu sebeple dua ihtiyacını kendinde öldüren bir toplum pratikte fesat ve çöküşten korunabilecek unsurlara artık sahip değildir.
İnanma ve dua etme ihtiyacı: İnsan yaratılışı itibariyle inanma ve dua etme ihtiyacı hisseder. Raad suresi 14. Ayette; Hak dua ancak Allah’a yapılandır. Ondan başka dua ettikleri şeyler onların isteklerini hiçbir şeyle karşılayamazlar. Onların hali kuyubaşında durup su ağzına gelsin diye suya doğru iki avcunu açan kimse gibidir. Halbuki o su onun ağzına gelecek değildir. Kafirlerin duası boşa gitmiştir.
Duada dikkat edilecek hususlar:
1- Allah’a korku ve ümitle dua ediniz. (Ar’af 7/56)
2- Rabbinize tazarru ile gizlice dua ediniz Çünkü Allah haddi aşanları sevmez. Araf (7/56)
3- Allah’ın esma-u Hüsnası vardır. Onlarla Allah’a dua ediniz. (Araf 7/180)
4-Dini yalnız O’na has kılarak halis bir şekilde O’na dua edin. (Mü’min 40/65)
5-Allahın lütfundan isteyiniz. (Nisa 4/32)
Darda kalanların Allah’a ilticası: Cenab-ı Hak insan tabiatının zayıf bir damarını şöyle bildiriyor.”İnsana bir zarar dokunduğunda gerek yan yatarken, gerek oturduğunda, gerek ayakta iken bize dua eder. Fakat biz ondan sıkıntısını giderdiğimizde sanki kendisine dokunan sıkıntı için bize dua etmemiş gibi geçer gider. (Yunus 10/12)” Bu haliyle insanlar kendilerini kandırıyorlar.
Ölüm anı: İnsanın en fazla daraldığı an ölüm anıdır. Kişi o anda Ya Rabbi beni döndürün ta ki terketttiğim iyi şeyleri yapayım .(mü’minun suresi 23/99-100).Bir başka ayette “Sizden birine ölüm gelipte Rabbim, beni yakın bir müddete kadar geciktirsende sadaka versem, iyilerden olsam demesinden evvel size verdiğimizden infak edin”(Münafikun 63/10)
İnsanın kötülüğe duası: “İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. Doğrusu insan pek acelecidir.” (İsra 17/11). Bu ayetteki cevherler
1-İnsan diğer bir insana bela yerine Allah yarını versin dese hem kendi öfkesini alacak, hem de bedduadan kurtulmuş olacak.
2- Bir şey o kimse hakkında şer iken hayır zannedip işler
3- İnsan peşincidir, hazır lezzetlere müpteladır.
Bolluğun insanı şımartması: Kur’an-ı Kerim ‘de Sebe kavmi zikredilir.”Fakat onlar yüz çevirdiler .Biz de Arim selini gönderdik.(Sebe). Sebe kavminin benzerleri her devirde yaşamıştır. Allah’ın verdiği nimetlere şükretmeleri gerekirken nimetin kıymetini takdir edemeyip, sonunda o nimetlerden mahrum edilmişlerdir.
Sırf dünyayı istemek: “İnsanlardan öyleleri var ki Ey Rabbimiz bize dünyada ver derler böylelerinin ahirette bir nasibi yoktur.”(Bakara 2/200)
Fatiha suresi: Amerikada kilisenin açtığı dua yarışmasında Fatihanın meali birinci seçilir. Her türlü hamdü sena alemlerin Rabbi, Rahman-Rahim, din gününün sahibi Allah’a mahsustur.(Ey Rabbimiz yalnızca sana ibadet eder yalnızca senden yardım dileriz. Bizi sıratı müstakime, kendilerine nimet verdiği kimselerin yoluna ilet. Gazap edilenlerin dalalete düşenlerin yoluna değil.) (Amin)
2.BÖLÜM
PEYGAMBER DUALARI
Hz. Adem: Hz. Adem ve Havva dünyaya gönderilince hatalarından dolayı çok gözyaşı dökerek “ Ey Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen şüphesiz hüsrana düşenlerden oluruz. (A’raf 7/23)
Hz. Nuh: Hz. Nuh’a uzun zaman zarfında pek az kişi tabi olması karşısında “Ya Rabbi mağlup düştüm bana yardım et “diyerek Allah’a yalvarır.(Kamer sh.10). Hz. Nuh’a gemiye yerleştiklerinde şöyle dua etmesi emredilir.”Bizi zalim kavminden kurtaran Allah’a hamdolsun. Ya rabbi, beni bereketli bir yere indir. Sen hayrul Muzazilinsin.(Mü’minun 23/28-29).Zalimlerin helakından sonra Hz. Nuh “Ya Rabbi!, şüphesiz (boğulmuş olan) oğlumda ailemdendir. Senin vaadin ise elbette haktır, sen hakimler hakimisin.
Hz. İbrahim: Hz. İbrahim “Ya Rabbi bana hikmet ver ve beni salih kullarından ilhak et. Sonra gelenler içinde bana lisanı sıdk (hayırla anılmak) nasib et. Beni; daim cennetinin varislerinden kıl. Babamı da bağışla .Çünkü o sapıtanlardandır. İnsanların diriltilecekleri günde beni mahcup etme. Öyle bir gün ki, o günde ne mal bir fayda verir ne de oğullar. Ancak kim selim bir kalple Allah’ın huzuruna gelse (o kurtulur). Şuara (26/83-89)
Hz. Lut: Hz. Lut ‘un kavmi günahda ısrar edince “Ya Rabbi, beni ve ehlimi onların yaptıklarından kurtar. Şuara 26/169.Ve kavmi azabı getir de görelim deyince; Ya Rabbi bozguncu kavme karşı bana yardım et.”dedi. Ankebut(29/30)
Hz. Eyyub: Ya Rabbi zarar bana dokundu ve sen Erhamer’rahiminsin (Enbiya 21/83) Kuran’daki diğer bir dua da” Ya Rabbi şeytan beni zorluk ve azaba uğrattı.(sad 38/41).
Hz. Yusuf: Hz. Yusuf zindana atılmak veya Züleyha’nın dediğini yapmakla karşı karşıya kalınca “Ya Rabbi; zindan benim için onların davet ettiğinden daha sevimlidir. Eğer bu kadınların hilesini benden çevirmezsen onlara meyleder ve cahillerden olurum.(Yusuf 12/33).Hz. Yusuf rüya misal dünya saltanatına bedel gerçek saadetin olduğu beka alemini ister. Ve Ya Rabbi: bana saltanatla bir nasip verdin ve rüya tabirini öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan; sen dünya ve ahirette benim velimsin. Beni müslüman olarak vefat ettir ve salihlere ilhak eyle.(Yusuf 12/101)
Hz. Şuayb: Bu peygamberin kavmi ona tabi olanları tehdit edip derler: “Ya bizim yolumuza dönersin ya da sizi bu beldeden çıkaracağız”. Hz. Şuayb şöyle dua eder: “Ya Rabbena bizim ile kavmimiz arasını hak ile aç sen hayrul fatihinsin.” (Araf 7/89)
Hz. Musa: Cenab-ı Hakk Musa (a. s)’a firavuna gidip tebliğde bulunmasını Beni İsrail’i kurtarmasını ister. Orada Hz. Musa şu meşhur duasını yapar: “Ya Rabbi kalbime inşirah ver, işimi kolaylaştır, dilimdeki düğümü aç, ta ki sözlerimi anlasınlar. Bana ehlimden kardeşim Harun’u yardımcı kıl onunla sırtımı kuvvetlendir. Onu işimde bana ortak kıl. Ta ki sana çokça tesbih edelim ve seni çokça analım. Şüphesiz sen bizi görmektesin.
Hz. Süleyman: “Ya Rabbi beni bağışla ve benden sonra kimseye nasip olmayacak bir saltanat ver. Şüphesiz sen Vehhab’sın .(Sad 38/35)
Hz. Süleyman’ın diğer duası: “Ya Rabbi bana anneme ve babama ihsan ettiğin nimetine şükretmemi ve razı olacağın ameller yapmamı nasip et rahmetinle beni salih kulların arasına kat.(Neml 27/19)
Hz. Yunus: Bu yüce Nebi balığın karnında şöyle yalvarır: “Ya Rabbi senden başka ilah yoktur. Seni tenzih ederim, muhakkak ben zalimlerden olurum .(Enbiya 21/87)
Hz. Zekeriyya: “Ya Rabbi; kemiğim zayıflayıp gevşediği baş bembeyaz alev gibi tutuştu, sana dua etmekle de Ey Rabbim hiç bir zaman mahrum olmadım, Ya Rabbi gerçekten ben arkamdan yerime geçecekler hususunda korkmaktayım, karım da kısır onun için bana yardımcı ihsan buyur; bana varis olsun Yakup ailesine varis olsun ve onu ey Rabbim rızana kavuştur.(Meryem 19/ 4-6)
Hz. İsa: Havarilerin gökten sofra istemelerine karşı Hz. Mesih şöyle dua eder; “Ya Rabbena bize semadan evvelimiz ve ahirimiz için bir bayram ve senden mucize olarak bir sofra indir. Bizi rızıklandır, Sen hayru-r razıkınsın.(Maide 5/114)
Hz. Muhammed: Kur’an-ı Kerim de Peygamberimiz(s. a. v)’in ve pek çok duaları zikredilmiştir. Bu duaların hemen hepsi -kul- yani “deki” ifadesi ile başlamaktadır.
“-De ki: Ey mülkün sahibi olan Allah’ım, dilediğine mülk verir, dilediğinden çeker alırsın, dilediğini aziz eder, dilediğin, zelil kılarsın. Bütün hayır senin elindedir. Çünkü sen her şeye kadirsin, geceyi gündüze sokar, gündüzü geceye dahil edersin, ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın ve dilediğine hesapsız rızık verirsin.” (Al-I İmran 3/26-27)
-Bir iş veya yere sıdk ile girmek ve çıkmak için de ki; “Ya Rabbi sıdk ile beni girdir ve sıdk ile beni çıkar. Katından yardıma bir kuvvet ihsan buyur.” (İsra 17/80)
-İlim talebi için de ki: Ya Rabbi ilmimi arttır.(Taha 20/114)
-Kavminin yalanlamasına karşı: “Yarabbi aramızda hak ile hüküm ver. Bizim Rabbimiz vasfettiğimiz şeylere karşı kendinden yardım istenilen rahmandır.(Enbiya 21/112)
-Muhtemel bir azaba karşı: “Ya Rabbi eğer onlara vaad olunanı bana göstereceksen Ya Rabbi beni o zalimler topluluğu içinde kılma .(Mü’minun 23/93-94)
-Afvı mağfiret talebi: “Ya Rabbi affet ve merhamet et. Sen hayrur rahiminsin.
3.BÖLÜM
KUR’AN-DA ZİKROLUNAN DİĞER DUALAR
Hz. Asiye firavuna karşı olmakla birlikte Hz. Musa’ya iman etmiştir. Ve şiddetli işkencelerden sonra şu duayı yapar: “Ya Rabbi lütfundan cennette benim için bir el nasip et. Beni firavundan ve a’melinden kurtar. Beni zalimler topluluğundan kurtar.(Tahrim 66/11). Bu duadan sonra vefat eder.
Sihirbazlar Hz. Musa’nın mucizesi karşısında: “Ya Rabbena üzerimize sabır yağdır ve bizleri müslüman olarak vefat ettir.(A’raf 7/26)
Hz. Musa’nın kavmi: “Ya Rabbena bizi o zalimler topluluğuna bizi bir fitne kılma, rahmetinle bizi o kafirler topluluğundan kurtar.(Yunus 10/85-86)
Ta’uf ve ordusu: “Ya Rabbena üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver, kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.(Bakara 2/250)
Belkıs: Ya rabbi nefsime zulmettim (şimdi ) Süleymanla beraber alemlerin rabbi olan Allah’a teslim oldum.(Neml 27/44)
Havariler: “Yarabbena indirdiklerine iman ettik, peygambere tabi olduk, artık biziz şahitlerle beraber yaz.(Ali imran 3/53)
Ashab-ı Kehf: “Ya Rabbena bize katından bir rahmet ver ve işimizde bize bir muvaffakiyet hazırla.
Kafirlere karşı darda kalanların duası: “Ya rabbi sana dayandık, sana yöneldik, dönüş ancak sanadır, Ya Rabbena bizi inkar edenler için bir fitne kılma, bizi bağışla. Ya Rabbena yegane galip ve hikmet sahibi ancak sensin.(Mümtehine 60/4-5)
İslam öncesi Allah yolunda savaşanların duası: “Ya rabbi; günahlarımızı ve işimizde israfımızı (taşkınlığımızı) bağışla ve ayaklarımıza sebat ver. Kafirle topluluğuna karşı bize yardım et .(Al – I imran 3/144)
Müttakilerin duası: “Ya Rabbena; biz gerçekten iman ettik, bizlerin günahını bağışla ve bizleri cehennem azabından koru.( Al – I imran 3/16)
Sahabeden sonra gelenlerin duası: “Ya Rabbena ; bizi ve bizden önce iman etmiş olanları bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı bir kötülük bırakma .Ya Rabbena şüphesiz sen gafur ve rahimsin.(Haşr 59/10)
Salih amel ve iyi bir nesil için: “Ya rabbi; bana anneme ve babama inam ettiğin nimetlere şükretmemi ve razı olacağın salih amel işlememi nasip et. Neslimi de salih kıl. Ben sana döndüm ben gerçekten teslim olanlardanım .” (ahkaf 15)
Mütefekkirlerin duası: “Ya Rabbena sen bunları boşuna yaratmadın, seni tenzih ederiz, bizi cehennem azabından koru. Ya Rabbena gerçekten sen kimi ateşe sokarsan onu perişan edersin. Zalimlere hiç bir yardımcı yoktur. Ya Rabbena bizler “Rabbinize iman edin diye nida eden bir münadi işittik ve hemen iman ettik .Ya Rabbena günahlarımızı bağışla seyyiatımızı ört ve bizi iyilerle vefat ettir. Ya Rabbena peygamberlerine bizi vaadettiklerini ver ve bizi kıyamet günü perişan eyleme, şüphesiz sen vaadinden hulfetmezsin.” (Al – I imran 3/190-194).
Cehennem azabından istiaze: “Ya Rabbena cehennem azabını bizden çevir, muhakkak ki onun azabı devamlı felakettir. Orası ne kötü bir müstekar ve ne kötü bir durma yeridir.” (furkan 25/65-66)
İlimde kökleşmiş olanların duası: “Ya Rabbena bize hidayet verdikten sonra kalplerimizi kaydırma, katından bize bir rahmet ver, şüphesiz sen vehhabsın. Yarabbena geleceğine hiç bir şüphemin olmadığı bir günde muhakkak ki insanları toplayacaksın. Allah vaadinden asla hulfetmez.” (AL-İ İMRAN 3/8-9)
Peygamber Efendimiz (sav)’e miraçtan sonra inen duada: “Ya Rabbena mağfiretini isteriz. Dönüş ancak sanadır. Ya Rabbena unuttuk veya hata ettikse bizi (ondan) hesaba çekme. Ya Rabbena bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır yük yükleme, Ya Rabbena kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme bizleri affet, bizleri bağışla bizlere merhamet et. Sen bizim mevlamızsın. Kafirler kavmine karşı bize yardım et.” (Bakara 285-289)
Ehli cennetin duası: “Onların orada duaları: “Allah’ım seni takdis ve tenzih ederiz. Aralarından tahiyye ise selamdır. Dualarının sonu elhamdulillahi rabbil alemin dir.” (Yunus 10)
Ehli Cehennemin yalvarmaları: “Her ümmet cehenneme girdikçe (kendilerini sapıtan daha önceki yoldaşlarına )lanet edecekler. Nihayet hepsi bir araya geldiklerinde tabi olanlar önderleri için diyecekler: “Ya Rabbena işte bunlar bizi saptırdı .Bunlara cehennem azabını iki kat ver.” (A’raf 7/38)
Ya Rabbena bize yakın zamana kadar mühlet ver, davetine icabet edelim .Peygamberlere tabi olalım.
Onlara denilecek: “Siz değil misiniz, önceden bize hiç bir zeval yok diye yemin eden ?…Halbuki nefislerine zulmeden kimselerin ellerinde yaşamıştınız. Onları ne hale getirdiğinizi biliyordunuz. Size ibret alınacak misaller de göstermiştik. (İbrahim 14/44-45).