Bu kitapla küresel ısınma hakkında bilmek istediğiniz her şeyi (A’dan Z’ye) öğreneceksiniz.
Uzun zamandır iklim değişikliğini, yalnızca bilim adamları için değil, herkes için, iyi bir şekilde açıklayan tek bir kitap arıyordum. İşte bu, o kitaptır! Onun sahip olduğu en büyük güç yazım stilindedir..kitap açık, kesin ve anlaşılır bir tarzda yazılmıştır. Bu, gezegenimizin karşı karşıya kaldığı en ciddi tehdidi açıklayan bilgilendirici bir yolculuktur. Kitap, politikacılar, öğrenciler ve dünyamızda nelerin olup bittiğini merak eden herkes tarafından okumalıdır.
Dr. Pamela Chasek, yazar
Chris Spence çok önemli bir konuyu incelikli bir şekilde gözler önüne seriyor. Küresel ısınma hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyen herkese bu kitabı tavsiye ediyorum.
Dr. Joanna Depledge, yazar
Bu kitap iklim değişikliklerinin nedenini anlamak isteyen herkese hitap etmektedir. Kullanılan dilin bilimsel olmaması fakat bilimsel verileri herkesin anlayabileceği şekilde vermesi kitabı benzerlerinden farklı kılmaktadır. Kitap doğrudan doğruya insanların ‘Ben küresel ısınmadan nasıl etkileneceğim?’ ve ‘Bu sorun hakkında ne yapabilirim?’ sorularının yanıtlarını aramaktadır. Spence’in kitabı iyi araştırılmış ve mükemmel bir şekilde yazılmıştır..konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen herkes okumalıdır.
Dr. Lisa Schipper, bilim adamı
Bu kitap küresel ısınmaya karşı neler yapılabileceğini anlatan pratik önerilerle dolu, rahat okunabilir bir kitaptır..
John Houghton, yazar ve bilim adamı
GİRİŞ
SICAK BİR BAŞLIK
Kasırgalar arkasında binlerce ölüyü bırakarak sayısız ev ve daireleri tahrip ederek Los Angeles’ın kalbini deşip geçti. New York City’de etkili fırtınalar ve sel baskınları Manhattan şehir merkezini felç etti. Futbol topu büyüklüğünde yağan dolu yüzlerce insanın öldürerek Tokyo’yu tahrip etti.
Düşünün bunlar size de bir kurgunun ürünü gibi geliyor mu? Haklısınız. 2004 Haziran ayında, Holywood yapımı, “Yarından Sonra” filmi hiç kimsenin güvende olmadığı ve felaketlerin her an ortaya çıkacağı bir dünyada ani iklim değişikliğinin dünyayı kıyamet gibi vurmasını anlatıyor.
Bu tarz büyük felaketlerin sadece ekranda olabileceğine inananlardansanız, yanılıyorsunuz. Kesinlikle yanılıyorsunuz.Önceki sayfalardaki beş temel mit ve beş anahtar gerçek listesi küresel ısınmanın gösterdiği ya da bilim adamlarının söylediği gibi iklim değişikliklerinin korkunç sıcaklık artışları, fırtına sayılarında yükseliş, sıcak hava dalgalan ve diğer sıradışı hava olaylarına neden olduğunu burada açık bir şekilde ortaya koyuyor. Küresel ısınma New York’a tufan getirmemiş olabilir fakat her yıl dünyanın değişik yerlerinde 150.000 kişinin ölmesiyle zaten biz bu felaketi yaşıyoruz ve bu rakam 11 Eylül gibi 50 terörist saldırıdan doğacak ölüme denk geliyor. Daha sıcak ve daha az tahmin edilebilen hava şartlan çok yüksek mali zararla birlikte beraberinde yeni türeyen hastalıkları getirmektedir.
Ve bu dünyanın belirli yerlerine ve kişilerine özgü süregelen mahsul problemleri, Afrika’daki beslenme yetersizliği, Ortadoğu’daki karışıklık gibi sorunlardan çok farklıdır. Amerika bundan çok öncelerden beri etkilenmeye başladı. Geçtiğimiz yıllarda sıradışı hava olaylarının sayısında görülen artış çoğu bilim adamı tarafından iklimsel değişiklik olarak yorumlandı. Ağustos ve Eylül 2004te Amerika gelmiş geçmiş en kötü kasırga sezonunu yaşadı. Dahası, bir önceki yılda en kötü hortum sezonu günde bir defada 50 sayışma ulaşarak gerçekleşti. Tayfunlar, 40 kişinin ölümüne sebep oldu ve Başkan Bush’u Oklahoma’yı federal felaket bölgesi olarak ilan etmek zorunda bıraktı. Batı Nil virüsü gibi yeni hastalıklar birden türedi ve ülkenin her tarafına yayıldı. Bunun yanında Atlantik boyunca sadece bir ayda sıcak hava dalgasından dolayı 20.000 Avrupalı öldü ve bu da meteoroloji uzmanlarını kayıtlı iklim olayları kitaplarını yeniden incelemeye itti. Ve bu sadece bir başlangıç.
Yakın zamanda bir gün iklim değişikliği size de zarar verecek. Pentagonun raporuna göre küresel ısınmanın yaratacağı tahribat uygarlığımızı, 20 yıl içerisinde kargaşaya itebilir ya da nükleer savaşlarla sonuçlanabilir. İngiltere’nin bilim danışman şefi Sir David King iklim değişikliğinin dünyanın güvenliğini terörden çok daha fazla tehdit ettiği uyansında bulundu, Diğer bir İngiliz bilim adamı Sir John Hougtıton iklim değişikliğinin kitle imha silahlarıyla eşdeğerde olduğu yorumunu yaptı.
Fakat Hougtiton, King ya da Pentagon küresel ısınmanın riskleri hakkında haklı mıdır? Cevap çok kısa. Evet. İklim kuşkucuları gittikçe daha komik olmaktadırlar. Küresel ısınmanın gerçekleştiğini reddeden bu azınlıktaki kişiler şu an dünyanın düz olduğunu ya da sigaranın sağlığa zararlı olmadığını savunan kimselerden farksız durumdalar. Yirmi ve halta on yıl önce iklim değişikliği görüşünün karşısında olanların bir ağırlığı bulunmaktaydı fakat artık yok. Geçtiğimiz yıllarda elde edilen geniş ölçüdeki kanıtlar buna karşı çıkmayı zorlaştırdı ve reddetmeyi olanaksız kıldı. 1990’lann başından itibaren Ülkelerarası İklim Derişikliği Panelinin önde gelen uzmanlar grubu küresel ısınmanın tehlikeleriyle ilgili gittikçe artan uyanlarda bulunuyorlar. En büyük ve en hızlı değişimlerin kapıda olduğunu tahmin eden ve öncekilere göre daha bilimsel içeriğe sahip olan yeni bir rapor yaklaşık 2000 iklim uzmanının imzasını taşıyor. ,
Bugünlerde eğer birileri size küresel ısınmanın olmadığını söylerse, bu kişiler hem çok büyük bir yanılgı içine düşmüş hem de size açık bir şekilde yalan söylemiş olurlar. Küresel ısınmaya karşı çıkmakla ünlenmiş bazı kuşkucular doğal olarak kârlarının peşinde koşan petrol ve kömür şirketleri tarafından finanse edilmektedir. Petrol ve kömür küresel ısınmaya etki eden iki ana etken olmasından dolayı bu sanayinin yetkilileri buna inanmak istememektedirler. Şirketler bir problem olmadığını savunanları ve politikacıları Capitol HU1 etrafında lobileşen kişileri işe almış durumda ve bunların bazıları zaten bu sektörde çalışıyor konumdadır.
Çıkar ilişkileri ve politik lobileşme probleme karşı mücadeleyi yavaşlattı. Milyarlarca dolarların döndüğü bu siyasal fırtınaların ortasında Amerikalılar iş gerçeğe dönünce kısa sürede değiştiler. Bilimsel kesinlikler günden güne artarken, gerçekten nelerin yaşandığıyla ilgili olarak Amerikan halkı olanlardan bihaber dışarıda soğukta bırakılmış gibi. Mitler ve yanlış anlaşılmalar daha da artmış görünüyor. Birçok Amerikalı için cevaplanmayı bekleyen somlar şunlar: İklime gerçekten ne olmakta? İşler nasıl daha da kötüleşir? Bu durum bizi ne zaman ve nasıl etkiler? Bununla ilgili olarak neler yapılıyor? Ve biz nasıl yardım edebiliriz?
Bu kitap yukarıdaki bütün somlara cevap verecek. Boş lafa yer vermeden hava koşullarımıza ne olduğunu açıklayacak ve hayatımızın, ülkemizin ve dünyamızın her yerinde bunun etkilerinin nasıl olduğunu tahmin ederek göstermeye çalışacak. Bu olayın arkasında yatan politik nedenleri, kimlerin bizleri bu konuyla ilgili aydınlatmadığını ve ülkemiz yanmaya başlarken (ya da sel ve diğer felaketlerden zarar görürken) hangi politika liderlerinin nasıl dalavereler çevirdiğini ortaya çıkaracak. Bu kitap aynı zamanda uzmanların gerçekleşmesini beklediği felaketlerle ilgili olarak neden her açıdan endişelenme hakkına sahip olduğumuzu açıklayacak.
Tehlikeli boyuttaki göstergelere rağmen, yine de umut var. İklim değişikliği zaten başlamış durumda. Eğer şimdiden önlemler almaya başlarsak uzakta görünen bir facianın önünü kesme şansımız var. Eğer kendinizi ve başkalarım korumanın yolunu merak ediyorsanız ya da gelecek nesiller için daha güvenli bir dünya hajal ediyorsanız bu kitap tam size göre.
BÖLÜM BİR
KÜRESEL ISINMA NEDİR?
‘Biliyoruz ki küresel ısınma durdurulmazsa, dünyanın bütün bölgeleri bundan zarar görecek. Hatta bazı bölgeler yok olacak.’ —İngiltere Başbakanı Tony Blair, Eylül 2002
Küresel ısınma. Hepimiz duymuşuzdur. Anketler çoğumuzun bunu önemsediğini gösteriyor. Eğer Tony Blair söylediğinde haklıysa, korkmaya başlamamız gerekiyor. Fakat küresel ısınma tam olarak nedir? Doğal mıdır? Olmalı mıdır? Neler olmaktadır? Ve yapılması gereken önemli şeyler nelerdir?
Uzun zamandan beri aklınıza gelmemiştir fakat Bob Oylan haklıydı; cevap esen rüzgarda ya da en azından atmosfere yayılmış durumda. İklimimize ne olduğunu anlamak için aklımızda şunu tutmak yararlı olacaktır; bilimsel bakış açısıyla bakarsak yaşadığımız için çok şanslıyız hepimiz, çok şanslıyız çünkü neden çok basit: Üzerinde yaşadığımız dünyamız çok özel koşullarla korunmaktadır ve bu da bize yaşayabilme olanaklarını sunmaktadır.
Küresel ısınmanın ana nedeni güneştir ve güneyin gönderdiği ısı ve ışık bu süreci hızlandırıyor. Açık gelmemiş olabilir Bundaki İroni şudur; tek başına güneşten gelen enerji dünyamızı yaşaması mümkün bir ısıya ulaştırması için yeterli olmayacak! Bu yüzden dünya üzerindeki yasamayı sağlayan ısı miktarı farklı bir şekilde meydana gelmekledir ve işte burada şans faktörü devreye giriyor.
Yeryüzünün, insanlar ve diğer canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için ideal bir ısıda olmasının nedeni ‘sera etkisi’ diye adlandırılan bir mucize sayesindedir. Dünyanın yüzeyini ideal olan 15 °C’ye yakın bir derecede tutan bu olgudur. Bu olmazsa termometre ısıyı 18 °C olarak tespit edecektir. Bu o kadar etkili bir soğuktur ki insanoğlu bu koşullarda yaşamını sürdüremez.
SERA ETKİSİ
Sera etkisi dünyaya çarpan güneş ışınlarının yönünü değiştirir. Evrenimizdeki diğer gezegenler gibi güneşin gönderdiği bütün enerji dünyaya giriş yapar ve yeryüzünün ısısını artırır. Çünkü dünyamız konum itibarı ile güneşe yakındır ve daha uzak olan Mars ve Plüton’dan açık bir şekilde daha fazla ısı alır. Fakat dünyamızı yaşanır kılan ısıyı elde etmesi sadece güneşle arasında olan mesafe değil aynı zamanda yerçekiminin etkisiyle yeryüzünü çevreleyen geniş bir ‘atmosfer tabakası’na sahip olması ve kendine özgü şeklidir.
Atmosfer, basitçe; yerçekiminin etkisiyle yeryüzünü bir battaniye misali çevreleyen bir gaz katmanıdır. Yeryüzü bu özelliğiyle, ince atmosfer katmanına sahip olduğu için yaşama koşullarının oluşmasının zor olduğu Mars’tan daha iyi bir durumdadır. Fakat bir gezegen yeterli bir atmosferi oluşturacak uygun bir şekle sahip olsa da bu koruyucu katmanı oluşturan gazlar biyolojik yaşamı destekleyecek gazlardan olmayabilir. Örneğin, Venüs, dünyanın sahip olduğundan çok daha kalın bir atmosfere sahiptir. Fakat onun koruyucu tabakası, daha çok sıcaklığın gezegenin atmosferinde tutulmasına neden olan karbondioksit gazından oluşmaktadır. Venüs’ün atmosferinde bu gazın bol miktarda bulunmasından dolayı, güneşten gelen ısı enerjisi burada tutulur—bu sıcaklığı tahmin bile edemezsiniz. Güneşe yakınlığı ve atmosferindeki karbondioksit oranıyla birleştiğinde Venüs’te…