Bir Mektup adlı Öykü Oğuz Atay’ın tek öykü kitabı olan Korkuyu Beklerken adlı öykü kitabı içindeki
öykülerden biridir. Korkuyu Beklerken Oguz Atay ‘ın ilk baskısı 1975 senesinde meydana getirilen ve öykülerini
toplamış olduğu öykü kitabı olmaktadır. Oguz Atay ‘ın öykülerini toparladığı bu kitabında toplamda
sekiz öykü bulunur.Korkuyu Beklerken öykü kitabı içeriisnde Oğuz Atay’ın toplamda sekiz öyküsü bulunmaktadır. Bu kitabın içindeki öyküler sırasıyla Beyaz Mantolu Adam , Unutulan , Korkuyu
Beklerken ,Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır , Tahta At , Babama Mektup, Demiryolu Hikâyecileri – Bir
Rüya adlı öyküleridir. Bir Mektup adlı öyküsü ise kitabın içindeki dördüncü öyküsüdür. Eleştirmenler tarafınca Post çağdaş bir öykücü olarak kabul edilmiş, yazar bu kitabına almış olduğu öykülerinde
bireylerin bireysel sorunlarını ve çatışmalarını ele almıştır. Romanlarındaki ve öykülerinde iç konuşmalar ve şuur akışına ehemmiyet vorunlu, fertleri onları iç dünyalarını bunalımlı hayatlarını dile getirmiş, şehir yaşamı içinde iç sorunları ile baş edemeyen, toplumsal hayata birebir uyum sağlayamayan bireylerin ruh hallerini aktarmıştır.Nitekim yazar “Bir Mektup” adlı hikâyesinde adı belirtilmeyen kentli bir şizofrenin içsel boğuşmalarını, abuk sabuk düşüncelerini, yüzsüzlüğünü, dalkavukluğunu ve dengesizliğini ortaya koymaktadır. Bir Mektup öyküsü yapı olarak içki masasında bir iş vaadi alan dengesiz bir karakterin kendisine iş verme vaadinde bulunan bir başka kişiye yazdığı bir mektuptan oluşur. Fakat bu mektup yazılmış fakat muhataba gönderilmemiştir. Yazılan bu mektup yazan dengesiz kişinin hezeyanları, hayata, bakışı, saçma sapan düşünceleri özetlemek gerekirse bir iç döküş öyküsü olmaktadır. Öykü post çağdaş öykücülük denilen bir tarza yazılmış “ Ben merkezli” nir öykü olmaktadır. Öyküde vakanın planı, olayın dizgesel düzeni, hatta olayın kendisinin de pek bir önemi yoktur. Bu yüzden yazarın bu öyküsü, klasik vaka yada durum hikâyeciliğinden değişik bir yapıdadır.Öykü, anlatılan mektup içerikleri ötesinde orta sınıftan insanların üst ve işveren konumundaki kişiler karışındaki bocalamaları, üst tabakaya karşı aldıkları tavır, düştükleri aşağılık durumlar ve kompleksler, özetlemek gerekirse toplumsal eşitsizliği değişik bir yönden ortaya koymaktadır. Öyküde üç kahraman ile patron ve taksi şoförü bulunur. Patron ve taksi şoförü öyküdeki destek tipler olmaktadırlar. Öyküdeki kahramanların ikisi mektubu yazan kişinin alt ve üst beni olmakta iken öykünün öteki kahramanı ise bu şizofren kahramanın köpeği olmaktadır. Şizofren anlatıcının öteki beni olarak gösterilen “Üçüncü Şey” onu salaş meyhanelere götürmüş olan fakat kokteyllere katılmasını istemeyen sakallı ve muhalif bir yönüdür.Şizofren ruhlu kahraman kişilik bölünmesi yaşayan, korkularını köpeği üstünden sembolize eden, dağınız ve dengesiz bir ve yalnız yaşayan biridir. Öykünün Özeti Bir adam bir içki masasında başka bir adamdan bir içki meclisinde tanıştığı bir insanın öylesine bir iş vaadi almıştır. Fakat iş vaadini alan kahraman dengesiz hatta şizofren biridir. Bu adam bu vaadi ciddiye alır hatta iş vaadi icra eden kişinin bürosuna kadar gitmeyi de düşünmüştür. Bu mektup iş görüşmesine giden kişinin ‘efendisinin’ yanına gelmemesi üstüne efendisine özür mahiyetinde yazılmıştır. İş arayan şizofren ruhlu kahraman kendinse bu şekilde bir vaade bulunan öteki kişiye oturup bir mektup yazar.
Öykünün omurgası ise işte bu gönderilmemiş mektuptur. Bu mektup iş isteme mektubundan ziyade, mektubu yazan kişinin ruh halini ortaya koyacak lüzumlu gereksiz bir sürü teferruattan oluşur. Yazan şahıs işi dalkavukluğa doğru da giderken, içini dökmek, köpeğinden, pek de mühim şeyler olmayan hayatından bahseder. Özetlemek gerekirse iş isteme öne sürülen sebebi ile yazılmış bu mektupta aslolan amacın haricinde her şey yazılmış fakat bir türlü de sadede gelemeden bu mektup bitirilmiştir.Mektubu yazan şahıs, her şeyi anlatacağı iddiasıyla bir sürü gereksiz mevzulara girer. Mektup yazılma amacından saparak yazanın yaşamını anlatmaya yönelir. Mesela bir terzinin onun bedenine uygun elbise dikememesi, hanımefendileri anlayamaması, boyama sarı saçlı’ın peşinden koşturması o hanımla cinsel yakınlaşması ve onunla yaşamış olduğu ‘mutsuz sevişme’ anısı,vb mevzuları anlatılır. Mektubu yazan kişinin aşağılık duygusuna kapıldığı, “Üçüncü Şey” adlandırdığı kendi kimliğinin öteki parçası ile yaşamış olduğu sorunları, “Üçüncü Şey” ile hakkında konuştukları köpeğinden vb de söz eder. “Üçüncü şey” onu aşağı çekmeye çalışan ruhunun öteki yüzüdür. “Üçüncü şey” hemen hemen sahibi olamadığı şeyleri elinden almaya çalışan fakat kontakt kurmaktan da kaçamadığı fakat devamlı olarak da kavgalı olduğu ruhunun öteki yönüdür.Yağmurlu bir günde köpeğini paltosu altına alıp, taksiye binmiş, taksici köpeği ile taksiye almak istemeyince kendisi, üçüncü şey ve taksici içinde kavga çıkmış, insanoğlu da başlarına toplanmıştır.
önceki yazı
sonraki yazı
BENZER İÇERİKLER
- Yorumlar
- Facebook yorumları