Sevgi sadece anlayış ve farkındalıkla mümkündür. Sadece diğer kişiyi anlayıp ona saygı duymakla kalmayıp, varlığının da en derindeki özüne varmışsındır. Kendi en derin özünü görerek, diğerindeki en derin özü de görmeye muktedir hale gelmişsindir. Artık diğeri bir beden yahut bir zihin olarak var olmaz; diğeri bir ruh olarak da var olur. Ve ruhlar ayrı değildir; iki ruh buluştuğunda bir olurlar. Sevgi aşkın en yüksek halidir.
Şehvetin ne olduğunu biliyoruz, bu nedenle sevginin ne anlama gelebildiğini anlamak da çok zor değildir. Şehvet biyolojik bir ateşlilik halidir: O sıcaktır, sen neredeyse biyolojik, bilinçdışı enerjiler tarafından ele geçirilirsin. Artık sen kendinin efendisi değilsindir; sadece bir kölesindir. Sevgi senin biyolojiyi aştığın, fizyolojiyi aştığın anlamına gelir.
Sen artık köle değilsindir, bir efendi olmuşsundur. Artık sen bilinçli olarak iş görürüsün. Bilinçdışı kuvvetler tarafından yönetilmiyor, çekiştirilmiyor ve itilmiyorsun; enerjilerinle ne yapmak istediğine kendin karar verebiliyorsun. Bütünüyle özgürsün.
O zaman şehvet halini alan enerji sevgiye dönüşür. Şehvet tutkudur, sevgi ise şefkattir. Şehvet arzudur, sevgi ise arzusuzluktur. Şehvet açgözlülüktür, sevgi ise paylaşmaktır. Şehvet diğerini bir araç olarak kullanır, sevgi ise diğerine kendi içinde bir amaç olarak saygı duyar.
Şehvet seni yeryüzüne, çamura bağlı tutar ve asla bir nilüfer haline gelemezsin. Sevgi seni bir nilüfer yapar. Sen hırsın, öfkenin, açgözlülüğün çamurlu dünyasının üzerinde yükselmeye başlarsın. Sevgi enerjilerin dönüşümüdür. Normalde sen parçalanmışsındır, bölünmüşsündür.
Bazı enerjiler senin öfken tarafından emiliyor, bazı enerjiler hırsın tarafından emiliyor, bazı enerjiler senin tutkun tarafından emiliyor ve bu böyle sürüp gidiyor. Ve senin etrafında o kadar çok arzular var ki sana hiç enerji kalmıyor; sen sığ, içi boş kalıyorsun.
Ve William Blake’in dediklerini hatırla -bunda büyük bir bilgelik var- der ki: “Enerji keyiftir.” Fakat sende hiç enerji kalmamıştır; senin tüm enerjin boşa gitmeye devam ediyor. Tüm bu enerjiler artık israf edilmediğinde, onlar senin içsel gölünü, manevi varlığını doldurmaya başlar. Sen dolarsın. İçinden büyük bir sevinç yükselir.
Taşmaya başladığında, bir buda haline gelirsin ve sen tüketilemeyecek bir kaynağa erişmişsindir. Ve sen bir buda olduğunda —sadece o zaman— sevginin ne olduğunu tecrübe edeceksin. O serin sevgidir — dikkatini çekerim soğuk değil— serin sevgi.
O, kendi sevincini varoluşun tümüyle paylaşmandır. Kendin için bir rahmet haline gelmendir, tüm varoluş için bir rahmet haline gelmendir. Sevgi budur. Şehvet bir lanettir, sevgi ise rahmettir.