Roman (Yerli)Tarih

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN ÇÖKÜŞÜ

Yazar: Joseph PAMİANKOWİSKİ

Yayınevi: Kayıhan Yayınevi

 

Yazarımız  Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun 1909-1918 seneleri aralarında İstanbul’da  askeri ateşe olarak görev yapmıştır. O zamanlar Osmanlıda bir iyice sıkıntılı bir döneme girmişti. Bu sıkıntı her bölgede mevcuttu. Bir misal verecek olursak, bir görevli sizden bir dk müsaade talep etti mi o, beş-on dakikayı bulur, 2 dk müsaade talep etti mi 15-30 dakikayı, 5 dk müsaade talep etmek ise işinizin o zaman halledilemeyeceğini gösterirdi. Osmanlılar resmi vazife gereği 4 ünvan kullanırlardı: Ağa, efendi, beyefendi , paşa. Hükümet hizmetlilerinin en aşağı kademesinde personel bekçi hizmetli, çavuş ya da erbaş benzeri çoğunlukla okuma yazma bilmeyen kişilere ağa; 8. derecedeki görevli , subay ve aydın kimselere efendi; 7. ve 6. Derecedeki görevli ve subaylar, yarbay ve albaylara bey; 5. derecedeki sivil ve askeri memura paşa denirdi. Bununla Birlikte paşa erkek çocuğuna beyefendi , beylerin erkek çocuğuna okuma yazma bilirse efendi denirdi.

1.BÖLÜM

Türk silahlı kuvvetlerinin bir yenilenmeye ihtıyacı vardı. Çünkü yazara göre Balkanlarda çıkacak savasın Osmanlıyı etkileyeceğini ve dahı yenileceği kanaati oluşmuştur. Zaten Rusyanın, Osmanlı ordusunu Almanların yetiştirmesinden dolayı rahatsızdı. Enver Paşa kumandanlığa getirilmişti. Fakat padişahın bu haberi gazetelerden öğrendiği rivayet edilirdi. Enver Paşa Bosnalı bir Müslüman aileden gelmektedir. Deneyımsiz ve askeri alanda yeteneksiz olması savaşın yenilgiyle bitmesinde önemli rol oynamıştır.

Enver Paşa, göreve gelince deneyimli paşaları görevlerinden alması askeri dengeleri bozdu. Kendine karşıt görüşlü durumda olan tüm subayları tasviye etti. Askerlerin parasal durumu kötüydü, aylık alamıyorlardı.

Almanlar Osmanlı’yı faydalanarak bazı amaçlarına erişmek istiyordu. En kocaman amacı Afganistan, İran ve Osmanlı’yı kullanıp İngilizlerin elinde yer alan Hindistan’a bir koridor açıp burayı eline geçirmekti.

Osmanlı topraklarına Almanyadan işçiler getirilerek işleri hafifletmeye çalışıyorlardı. Savas zamanında Almanların sayısı 18-20 bin dolaylarında idi. Zengin Mısırlı aileler Boğazı kapmışlardı. Kentin içi ateş gibi ancak Karadeniz’den esen rüzgarlar havayı belli bir süre serinletiyordu.

2.BÖLÜM

Dük Franz Ferdinand ve karısı bir Sırp genci aracılığıyla öldürüldü. Bunun üst kısmına Avusturya saldırı Macaristan imparatorluğu Sırbistan’a savaş açtı. Rusya Sırbistan’ın yakınında koltuk aldı . Böylelikle savaş başlamış oluyor . Ülkemiz İngilizler’den kaçan Göben ve Breslav isimli 2 Alman gemisini alarak gemilere Yavuz ve Midilli ismini verdi. Ne Sebeple bunun gibi bir birşey inşa edilmiş ve İngilizler ve Fransızlara üslup alınmıştı?

Osmanlı hükümeti az vergi alınmasından dolayı kapitülasyonların kaldırılmasını istemektedirler.

Türkiye parasını verdiği, İngilizlere sipariş ettiği Sultan Osman ve Reşadiye isimli 2 gemiyi İngilizlerden alamıyordu. İngilizler bu 2 gemiye el koydu. Bu olay İstanbul’da İngilizlere karşın kocaman infial uyandırdı. Ülkeden uzaklaştırıldı. Bu vakalar üst kısmına Çanakkale Boğazı’na mayınlar döşendi ve 35 metre derinliğe varan bir ağ boğaza çekilerek, Çanakkale Boğazı 27 Eylül 1914′ te milletler arası erişime kapatıldı. Neden olarak da Çanakkale Boğazı önünde demirleyen İngiliz donanmasının bir Türk deniz muhribinin tahrip edilmesi gösterildi.

Enver, Talat ve Cemal Paşaların buyruğuyla 28 Ekim de Almanlar’dan alınan Yavuz ve Midilli adındaki gemiler Rusya’nın Sivastopol ve Novorisk limanlarını bombaladılar. Bu sebeple  Osmanlı Almanlardan 30 Milyon pound karşılığı borç aldı. Padişahın ne de Sadrazamın bu olaylardan haberi yoktu. Veziriazam bu olaydan ötürü Rusya’dan özür diledi. Rusya Almanların Osmanlıyı terk etmeleri karşılığında özürü kabul edeceğini bildirdi.  Fakat ingilizler İzmir limanına giden 2 türk ticaret gemisinden birisine el koyması sonucunda Paşalarda savaş yapılmasına karar verdiler.

3.BÖLÜM

Osmanlı, itilaf devletleri halkına uygar devletlerde görülmeyen tek dürüstlük içinde muamele etti. Ülkemiz’den terk etmek isteyenler tren ya da gemi ile memleketlerine gönderiliyor, kalmak isteyenler de kalmakta özgür idiler.

Osmanlı silahlı gücü 1910’dan beri savaş şeklinde idi. Bu savaşlar 1910 daki Arnavut ve Şam’daki ayaklamalar, 1911 Trablusgarb savaşı ve Yemen ve Arnavutluk’daki isyanlar, 1912 Balkan harbi. Bu savaşlardan en kocaman zararı Türk halkı görmüştür.

Savaş bütün şiddeti ile devam ederken itilaf devletleri Çanakkale Boğazı’nı geçmeyi denediler. İlk enbaşta denizden yalnızca donanma ile geçmek talep ettiler . Ancak gemiler denizdeki akıntı ve tecrübesizlikten ötürü tek çeşitli amaç tutturamadılar. Bunun Için tek de Osmanlı bataryalarındaki erlerin şahane hedefi bulan atışları eklenince itilaf kuvvetleri boğazı geçmeyi başaramadı (18 Mart 1915) Bunun üst kısmına itilaf devletleri karada taarruza geçtiler. Ancak bunda da oldukça başarılı olamadılar. 9 ay devam eden savaşlar sonucu olarak her 2 tarafta takribi 250şer bin zayiat verdiler.

Doğuda Ermenilerle, Güneyde İngilizler ve İranlılarla savaşılmıştı. Savaşlar esnasında Ermenileri doğuya İran’a gerçek sürdü. Bu sürgün esnasında 250-300 bin dolaylarında Ermeni yöntemde can verdi . Ermenilerin maksadı savaşlardan kullanarak Ermenistan devletini kurmak istiyorlardı.

1915’larda Ülkemiz’de dünya pahalılığı hakimdi. Gereken maddeler buğday, khayat, gaz ve yakıt dışarıdan ithal ediliyasker. Maliyetler 4-5 misli ansızın arttı. 1915-1916 senelerinde Arap halkı da tek sürü sefildi. Tek tek sürü birey açlık ve soğuktan ölüyorlardı. Anadolu’da vaziyet bundan çeşitli değildi.

Kuzeyden Erzurum ve Trabzon dahil olmak üzere doğu Anadolu Rusların elindeydi. Halk tek sürü kolay değil durumdaydı. Halk kocaman kafileler şeklinde kolay değil kurallar şeklinde altında bu yörelerden iç Anadolu’ya göç ediyorlardı. Milletin çoğu açlıktan ve hastalıktan telef oluyor .

İngilizlerin kışkırtmasıyla Arabistan’da Osmanlı’ya karşın isyan başladı. Osmanlı zayıf meydana geldiği amacıyla yöre vatandaşının ihtiyaçlarını yukarda da belirttiğim benzeri karşılayamıyasker. Bundan faydalanan İngilizler orada Ermenilere ücret , yemek mevki vaad ederek onları bizzat tarafına çekmeyi başarmıştı .

Güçlenen İngilizler Bağdat’ı aldılar. Bunun Için sinirlenen Almanlar ve Ülkemiz , Berlin’de buluşarak kocaman tek asker hazırlayıp Bağdat’ın tek ek olarak geriye alınmasına hüküm verdiler. Ancak bu asker tam olarak hazırlanamadı. O vakitki kurallar hakikaten tek sürü kötüydü. Bunun üst kısmına hazırlanılması tahmin edilen asker , Sine cephesine kaydırıldı. Bu asker sayıca fazlaydı. Ancak ellerinde yeteri kadar tüfek yoktu. 75-80 bin şahsiyet silahlı güce 15 bin tüfek düştüğü varsayılırsa vaziyetin vehameti ek olarak sıkı anlaşılır. Netice olarak bu cephede de Türk silahlı gücü Şam’a çekilmek zorunda kaldı. Savaşın en enteresan yanlarında birisi de Osmanlı ordularının en başında daima Alman komutanların olması idi.

4.BÖLÜM

Doğuda Bolşevik devrimi sonucu olarak Rus ordularında bir dağılma oldu . Bu sebepten ötürü Ruslar anlaşma yapmak zorunda kaldılar. Rusya, Brest Litowsk antlaşması imza attı . Ruslar Doğu Anadolu’dan çekildi. Bunu vesile alim Osmanlı Kars, Ardahan ve Batum’u geriye aldı. Bu olaya Ermeniler ve Gürcüler itiraz etti . Bu kaos ortamından istifade etmek talep eden Osmanlı Gürcistanı’da almak talep etti . Bunun üst kısmına saldırıya geçti. Ancak Almanlar bu vaziyetten bir sürü huzursuz oluyor . Zira Almanların Hindistan’a gitme hayalleri burudan geçiyasker. Almanlar Bakü yakıt kuyularını ele geçirmeyi ve Kafkasya’daki tüm hammaddeleri elde etmeyi ve Kafkasya ‘dan İran’a, Ortaasya, Afganistan ve Hindistan’a giden karayolu açmayı istiyasker. Almanlar, Şayet Ülkemiz Gürcistan’a girmekte diretirse ittifakı bozacakları tehdidini bile savurdular. Bu vaziyet üst kısmına Ülkemiz tüm Kafkas ülkelerini Ülkemiz’ye çağırarak bir antlaşma yapmayı tavsiye etti . Ancak Almanlar kimi saklı planlar inşa ederek Rusya ve Gürcistan’ın sözleşmesini sağladı. Bu vaziyet Ülkemiz’nin aleyhine idi. Bunun üst kısmına Ülkemiz’de Almanlar’a karşı bir sinir başlardı. Ancak daha sonraları İngilizler’in başlatmış oldukları yepyeni taaruzlarla bu vaziyet hafifledi. Savaş giderek kötüye gidiyordu ve nihayetinde Ülkemiz itilaf devletleri ile 30 Ekim 1918’de Mondoros Mütarekesini imza atmak zorunda kaldı. Bu uyuşmaya göre:

    Çanakkale ve İstanbul boğazları açık tutulacak.
    Boğazlarda ve İmparatorluğun stratejik ehemmiyeti meydana gelen yerleri itilaf devletleri aracılığıyla işgal edilebilcekti.
    Türk silahlı gücü şipşak terhis edilecek.
    İran, Suriye, Irak, Kilikya ve tüm Arabistan tahliye edilecek.
    Tüm Alman ve Avusturya Macaristan tabeası asker ve sivil bireyler Ülkemiz’yi bir ay içerisinde terk edeceklerdi.

Bu antlaşmadan daha sonra Talat Enver ve Cemal Paşalar İstanbul’u ayrılarak kaçtılar. İtilaf devletleri İstanbul’u işgal etti. Yazar da İstanbul’u gemi ile ayrılmak zorunda kaldı.

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Aşk- ı Sükun (Her Kadın Hacer’dir)

Editor

Çerkes Ethem’in Anıları

Editor

Kazım Karabekir’in Gözüyle Yakın Tarihimiz İstiklal Savaşı’nın İçyüzü

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası