Tarih

Tanzimat / Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu

tanzimat-degisim-surecinde-osmanli-imparatorlugu-halil-inalcik-mehmet-seyitdanlioglu

Tanzimat Dönemi, Osmanlı için bir dönüşümün başlangıcı sayılır. İlk “Demokratikleşme” adımı olarak kabul edilmesi gereken bir dönem. Tanzimat sadece bir batılılaşma hamlesi değil, hukuki, sosyal, ekonomik olarak yeniden yapılanmanın adıdır. İmparatorluk içindeki tüm sosyal, etnik yapı aynı hukuki şemsiyenin altına alındığından, tam anlamıyla “tebaa’dan vatandaşlığa” geçişin de adıdır. Osmanlı Tarihi üzerine otorite olarak kabul edilen Halil İnalcık ve değerli tarihçi Mehmet Seyitdanlıoğlu’nun, yalnız tarihçilerin değil farklı disiplinlere mensup değerli yazarların kaleminden çıkma makalelerinden derlediği bu kitap, Osmanlı’nın bu sürecini siyasi, iktisadi, kültürel boyutlarda ele alıyor.

SUNUŞ
Bilindiği üzere Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839’da yayınlandığı
günden bu yana, yaşadığımız en önemli tarihsel dönemeçlerden birisi olmuş, modernleşme çabalarımızın temeli ve çıkış noktasını oluşturmuştur. Karakteri itibarıyla semi constitional yani yarı anayasal bir belge olarak Ferman, anayasal tarihimizin de başlangıcı olması nedeniyle anayasa hukukumuzda da belirgin bir yere sahip bulunmaktadır. Öte yandan, İmparatorluğun yönetim anlayışında da köklü bir değişimin temeli olmuş, hukuk devleti olma yolunda ilk adımlar atılmaya başlanmıştır. Kısacası, Tanzimat Fermanı ve onunla birlikte başlayan dönem, tepeden tırnağa, her alanda Osmanlı devlet yapısını ve sosyal dokuyu yeni baştan şekillendirmeye başlamıştır. Bu nedenle de Tanzimat Dönemi bilgisi, üzerinde sürekli düşünülmesi ve yeniden yorumlanması ve değerlendirilmesi gereken tarihsel bir evre özelliği taşımaktadır. Elinizdeki derleme bu düşüncenin bir ürünü olarak, konu üzerinde bugüne kadar yapılan araştırmalardan yapılan bir seçkidir.
Bu çalışmayı yapmaya karar verdiğimizde, bunun çok ağır ve zor bir iş olacağını ancak göze alınması gerektiği kanısına vardık. Kuşkusuz böyle bir derleme, makale yazarlarının ve yayınlandıktan dergilerin, izin ve değerli katkılarıyla meydana gelmiştir. Hepsine öncelikle teşekkür ediyoruz. Bir derleme çalışmasında en büyük zorluklardan birisi de kitaba girecek makalelerin seçimi olmuştur. Tanzimat Dönemi gibi üzerinde çok sayıda çalışma yapılmış bir konu hakkında pek çok değerli araştırmanın, yıllar boyunca ortaya konmuş olduğu açıktır. Bu bakımdan, bu bilgi birikiminin tümünün bu eserde yer alabilmesi, ne yazıktır ki mümkün olamamıştır. Bu yönüyle elinizdeki kitap, editörlerinin sübjektif görüş ve seçimlerinin bir sonucudur. Tabiidir ki, “bu makale yerine şu olmalıydı” veya “falanca makale bu eserde yer almalıydı” şeklindeki eleştirileri haklı görmemek mümkün değildir.
Öte yandan, birbirlerine uzak tarihler, ortamlar ve coğrafyalarda kaleme alınmış yazılar, yazarlara göre farklı dil, üslup, gelenek ve anlayışlarla kaleme alınmış olup, bu farklılıklar editörlerce bir çelişki olarak değil, Tanzimat Dönemi üzerine birbirlerini tamamlayıcı unsurlar olarak görülmüşlerdir. Yazarların dil ve üsluplarına dokunulmamış, bunlar aynen korunmuştur. Dipnot sistemindeki farklılıklar ise olabildiğince ortak bir bütünlüğe kavuşturulmaya çalışılmıştır.Yabancı dillerde yayınlanmış ve çevirileri yapılmış yazılarda ise standart dil ve üsluba dikkat edilmiştir.
Bu eserin ortaya çıkışında emeği geçen ve çeviri yapma zahmetine katlanan arkadaşlarımız Fatma Acun, Hayrettin Pınar, Yasemin Avcı, Hakan Kaynar ve Fatih Yeşil’e bu önemli ve ciddi katkıları için müteşekkir olduğumuzu belirtmeliyiz. Ayrıca. çok sayıda makalenin toplanması için de pek çok meslektaşımızın öneri ve katkıları olmuştur.. Yine bu kitapta yer alan ve Tanzimat üzerine çalışacaklara bir çıkış noktası olmak ü/ere hazırlanan Tanzimat ve Islahat Fermanlarının metinleri, harita. “Tanzimat Kronolojisi” konu ile ilgilenenlerin dikkatine sunulmuştur. Bibliyografya konusunda eksiksiz ve tam bir bütün ortaya koymanın zorluğu açık olmakla birlikte, olabildiğince eksiksiz bir liste yapılmasına çalışılmıştır. “Kaynakça”da da desteklerini esirgemeyen meslektaşlarımıza (Selim Aslantaş. Hakan Kaynar, Fatih Yeşil, Hayrettin Pınar. Aşkın Koyuncu) teşekkür ederiz.
Yine bu eserin gerçekleşmesi sürecinde her aşamada katkıları bulunan Phoenix Yayınevi’ne. Ünal Sevindik. S. Erdem Türközü. Asuman Köse ve Sadullah Hatam’a da yardım ve destekleri için teşekkür

Halil inalcık
Mehmet Seyitdanlıoğlu
Ankara, 2006

İKİNCİ BASKI HAKKINDA
“Tanzimat: Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu” başlıklı bu editörlük çalışmamız, yalnızca on dokuzuncu yüzyıl Osmanlı tarihi ya da Tanzimat üzerinde çalışan akademik dünyanın ilgisini çekmekle kalmamış, aynı zamanda genel Türk okuyucusunun da beğenisini kazanmıştır. Bu sevindirici durum, bizi kitabın ikinci baskısını yapmak konusunda cesaretlendirmiş bulunmakladır. Kuşkusuz bu yeni basımda tarihçi meslektaşlarımızın eleştirileri göz önünde bulundurularak, ilk baskıda yer vermediğimiz iki makaleyi eseri zenginleştirmek üzere, bu yeni baskıya aldık. Bunlardan birincisi Halil İnalcık’ m Tanzimat Fermanı’nı Sened i İttifak ile karşılaştırdığı önemli makalesi, diğeri ise Tanzimat Dönemi araştırmalarının önemli ismi Roderic Davison’ un Tanzimat devri Osmanlı eğitim sisteminin karakteristik yapısını ele aldığı araştırmasıdır.
Öte yandan elinizdeki bu ikinci baskıda, ilk basımda gözden kaçan editör ve dizgi hatalarını da gözden geçirdik. Bu vesile ile eserin ikinci baskısının ortaya çıkışında titiz katkıları için Phoenix Yayınevi’ ne, Ünal Sevindik ve Ceren Çıkın” a teşekkürlerimizi sunarız.

12.09.2006
Mehmet Seyitdanlıoğlu
Halil İnalcık

TANZİMAT FERMANI
Gülhane ‘de kıra ‘ât olunan Hattı Hümâyun’un suretidir’ 26 Şaban 1255 (3 Kasım 1839)
Cümleye m’alüm olduğu üzere Devleti Aliyyemizin bidayeti zuhurundan beni ahkâmı celîle-i kura’niyye ve kavânîni şer’iyyeye kemâliyle ri’âyet olunduğundan saltanatı seniyyemizin kuvvet ve miknet ve bi’1cümle tebaasının refah ve m’amûriyyeti rütbei gayete vâsıl olmuş iken yüz elli sene vardır ki, gavâ’ili müteakibe ve esbâbı mûtenevvi’âya mebnî ne ser’i şerife ve ne kavânîni münîfeye inkiyâd ve imtisal olunmamak hasebiyle evvelki kuvvet ve m’amûriyyet bi’lâkis zaaf ve fakre mubeddel olmuş ve halbuki, kavânîni şeriyye tahtında idare olunmıyan memâlikin payidar olamıyacağı vazıh âldan bulunmuş olup cülûsı hümâyûnumuz rûzı firûzundan beru efkârı hayriyyet âsârı mülûkânemiz dahî mücerret ‘imârı memâlîk ve enhâ ve terfihi ahâlî ve fukara kaziyyel nâfi’asına münhasır ve memâlîki Devleti Aliyyemizin mevkii coğrafîsine ve arazi’i münbitesine ve halkın kabiliyyet ve istidatlarına nazaran esbâbı lâzimesine teşebbüs olunduğu halde beş on sene zarfında bir evfikihî teâlâ sû veri matlûba hâsıl olacağı zahir olmağla ayn ü inayeti hazreti bâriye ‘itimat ve imdâdı ruhâniyyeti cenâbı peygamberîye tevessül ve istinatbîrle bundan böyle Devleti Aliyye ve memâlîki mahrüsamızın hüsni idaresi zımmında b’azı kavânîni cedide vaz’ ve tesîsi lazım ve mühim görünerek işbu kavânîni mukteziyyenin mevâddı esâsiyyesi dahî emniyyeti can ve mahfûziyyetî ırz ve namus ve mal t’ayîni vergi ve asâkîri mukteziyyenin sûreti celb ve müddeti istihdamı kaziyelerinden ibaret olup şöyle ki, dünyada candan ve ırzu namustan eazz bir şey olmadığından bir âdem anlar tehlikede gördükçe hilkati zâtiyye ve cihiliyyeti fitriyyesinde hiyânete meyil olmasa bile muhâfazai can ve namusu için elbette bazı suretlere teşebbüs edeceği ve bu dahî devlet ve memlekete muzırr ola geldiği müsellem olduğu misüllü bi’lakis can ve namusundan emin olduğu halde dahî sıdk u istikâmetden ayrılmıyacağı ve işi ve gücü hemen devlet ve milletine hüsn-i hizmetten ibâret olacağı dahî bedîhî ve zahirdir ve emniyyet-i mal kaziyyesinin fıkdanı halinde ise herkes ne devlet ve ne milletine ısınamayıp ve ne “imâr-ı mülke bakamayıp dâ’tınâ endişe ve ıztıraptan hali olmadığı misüllü aksi takdirinde yani emval ve emlakinden emniyyet-i kâmilesi olduğu halde dahî hemen kendü işi İle ve tevsî-l dâ’ire-i laayyüşiyle ugraşıb ve kendüsinde günbegün devlet ve millet gayreti ve vatan muhabbeti artıp ânâ göre hüsn-i harekete çalışacağı şüpheden azadedir. Ve t’ayîn-i vergi maddesi dahî çünkü bir devlet muhafaza-i memâlîki için elbette asker ve teşkere vesâir masârif-i muktaziyyeye muhtaç olarak bu, ise akçe ile idare olunacağına ve akçe dahî tebaanın vergisiyle hasıl olacağına binâ’en bunun dahî bir hüsn-i suretine bakılmak ehem m olup egerçi, mukaddemlerde varidat zarın olunmuş olan yedd-i vahit beliyyesinden le-hülhamd memâlîk-i mah-rüsamız ahâlîsi bundan evvelce kurtulmuş ise de âlât-ı tahribîyyeden olup hiçbir vakitte semere-i nâfiası görülmeyen iltizamat usûl-ı muzırrası el-yevm câri olarak bu ise bir memleketin mesâlîh-i si-yâsîyye ve umûr-ı mâlîyyesini bir âdemin yedd-i ihtiyarına ve belki, pençe-i cebr ü kahrına teslîm demek olarak o dahî eğer zaten bir iyice âdem değilse hemen kendi çıkarına bakıp cem’-i harekât ve sekenâtı gadir ve zulümden ibaret olmasîyle bâdezîn âhâli-i memâlîkten her ferdin emlâk ve kudretine göre bir vergi-i münâsib t’âyîn olunarak kimseden ziyâde şey alınamaması ve Devlet-i Aliyyemizin berren ve bahren masârif-i askerîyye vesâ’iresi dahî kavânîn-i icâbîyye ile tahdit ve tebyîn olunup ânâ göre icra olunması lâzimedendir ve asker maddesi dahî ber-nıinvâl-i muharrer mevâdd-ı mühimmeden olarak egerçi, muhâfaza-i vatan için asker vermek ahâlînin farîze-i zimmeti ise de şimdiye kadar câri olduğu veçhile bir memleketin aded-i nüfusu mevcûdesine takılmıyarak kiminden rütbe-i tahammülünden ziyâde ve kiminden noksan asker İstenilmek hem nizamsızlığı ve hem zirâat ve ticâret mevâdd-ı nâfi’asının İhlâlini mûcib olduğu misütlû askerliğe gelenlerin ilâ-nihayetü’l-ömür istihdamları dahî füturu ve kat’-ı tenasülü müstelzim olmakda olmasiyle her memleketten lüzumu takdirinde talep olunacak neferât-ı askeriyye için bazı usûl-i hâsene ve dört veyâhûd beş sene müddet istihdam zımmında dahî bir tarik-i münâvebe vaz’ ve t’esîs olunması icâb-ı haldendir.
Ve’I-hâsıl bu kavânîn-i nizâmîyye hâsıl olmadıkça tahsil-i kuvvet ve m’amûrîyyet ve âsâyiş ve İstirahat mümkün olmayup cümlesinin esâsı dahî mevâdd-ı meşrühadan ibaret olduğundan fi-mabad eshib-ı cünhanın d’avâları kavânîn-i şer’iyye iktizâsınca alenen ber-veçh-i tedkîk görülüp hükmolunmadıkça hiç kimse hakkında hafi ve celi i’dâm ve tesmîm mu’amelesi icrası câ’iz olmamak ve hiç kimse tara…

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Ahmet Samim – 2. Meşrutiyet’te Muhalif Bir Gazeteci

Editor

Arda Kısakürek – Haçlılar (Bizimkiler)

Editor

Sina Akşin – İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele 2 – Son Meşrutiyet (1919-1920)

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası