Herkese “Benimle yarışır mısın?” diye sorarmış ama kimse onu geçemeyeceğini düşündüğü için buna evet demezmiş.
Ormanda yaşayanlardan biri de zekasıyla ünlü kaplumbağaymış. Tavşanın aksine kendini övmeyi hiç sevmeyen kaplumbağa tavşanın bu tavırlarından bıkmış ve onu ziyarete gitmiş.
Onu gören tavşan:
-Hayırdır dünyanın en yavaş hayvanı, demiş.
Kaplumbağa hiç bozulmadan:
-Seni ziyarete gelmek istedim çünkü seninle yarışmak istiyorum. Önümüzdeki hafta bir yarış düzenleyelim ve bakalım hangimiz daha hızlı olacak, demiş.
Tavşan uzun bir kahkaha atmış ve:
-Sen galiba rezil olmak istiyorsun. Beni geçebileceğini nasıl düşündün? Ben bu ormanın hatta bu diyarların en hızlı hayvanıyım. Henüz beni geçebilen birini göremedim, demiş.
Kaplumbağa:
-Korktun galiba, demiş.
Tavşan sinirlenip:
-Ne alakası var, tamam teklifini kabul ediyorum, demiş.
Ormandaki bütün hayvanlar merakla yarışı bekliyormuş. Hazırlıklar yapılmış, tavşan ve kaplumbağa başlangıç noktasına gelmiş ve sincabın işaretiyle yarış başlamış. Tavşan fırlamış, kaplumbağa ise sakin sakin ilerlemeye başlamış. Tavşan bir süre gittikten sonra bakmış ki ne gelen var ne giden.
-Şu çalıların arkasında biraz kestireyim, nasıl olsa bana yetişmesi imkansız, demiş ve oracıkta uyuyakalmış.
Tavşan uyuyadursun kaplumbağa yılmadan ilerlemiş. Tavşanı geçmiş ve bitiş çizgisine yaklaşmış. Tavşan tam o sırada uyanıp kaplumbağayı görmüş ama ne kadar hızlı koştuysa da ona yetişememiş ve yarışı kaybetmiş.
Kaplumbağa tavşanın yanına gelmiş ve sakince:
-Hepimizin üstün özellikleri olabilir ama alçakgönüllü olmak önemli bir erdemdir. Üstelik kararlı olmak ve başladığın işi bitirmek de çok değerlidir. Sen çok yetenekli olabilirsin ama o yeteneğini doğru kullanmazsan ve sürekli böbürlenirsen kimse seni sevmez ve yalnız kalırsın.
Tavşan hatasını anlamış ve o günden sonra kimseye ukalalık yapmamış.