Doktor Faustus
Doktor Faustus adlı roman Alman edebiyatının son asırdaki en önemli romancısı olan Thomas Mann’ın, 1947 yılında yazdığı son eseridir.
Şeytanla pazarlık eden Dr Faust efsanesi daha çok Goethe sayesinde tanınmış olsa bile 15-16. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişe dayanmaktadır. Dr Faust efsanesi Geothe’den de önce pek çok yazar ve şaire ilham vermiş,. Goethe’den sonra da Faust temasını işleyen pek çok kimse çıkmıştır.
Thoma Mann’ın bu eserinde ise Dr Faust karakteri besteci Adrian Leverkühn’ün karakteri haline getirilmiş, yakalandığı hastalıktan kurtulmak ve yaratıcı bir ruha sahip olmak isteyen Adrian Leverkühn 24 yıl boyunca bu arzularını tatmin edebilmek için şeytanla pazarlık yapmaya razı olmuştur. Bu anlaşmanın tek bir şartı vardır. Adrian kimseyi sevemeyecektir. Eğer severse sevdiklerinin başına felaketler gelecektir. Bu pazarlığı Adrian kabul etmiştir. Şeytan ise bunun karşılığında ona istediği besteleri yapmasına olanak sağlayacak onun tanınmış ve yenilikçi bir bestekar olarak anılmasına yardımcı olacaktır.
Şeytan ruhu, yaratma arzusuyla dolup taşan Adrian’ı kandırmış ve oana yaratcılığının önündeki engelleri 24 yıl boyunca kaldırma sözü vermiştir.
Doktor Faustus, romanı bir biyografi özelliğinde yazılmış,. Filolog Doktor Serenus Zeitblom, Bestekar Adrian Adrian Leverkühn’ün hayatını çocukluğundan ölümüne kadar ayrıntılı bir biçimde anlatıyor gibi biyografik bir kurmaca tekniğinde yazılmıştır.
Romanın özeti
Adrian Leverkühn çocukluk yıllarını babasının Kayzersashern yakınlarındaki evinde geçirmiştir. Bir de kardeşi vardır ve iki kardeş anne ve babası ile mutlu bir hayat geçirmişlerdir. Bu aile geleneklerine bağlıdır.
Adrian, bilime ve sanata düşkün bir çocuktur ve başka bir şehre lisede okuması için gönderilir. Bu yıllarda Adrian, bir müzik mağazası işleten amcasının evinde kalmaktadır. Okuldaki parlak başarısına rağmen biraz kibirli, içine kapanık ve bir delikanlı olmuştur.
On dört yaşındayken müzikle ilgilenmeye, amcasının tavsiyesi ile müzisyen Wendell Kretzschmar’dan müzik dersleri almaya başlar. Liseyi bitirdikten sonra, Zeitblom’daki Halle Üniversitesi’nde ilahiyat eğitimi almaya başlamıştır. Bu okuldaki din psikolojisi öğretmeni Shlepfus’tan gerçek sihir ve şeytani varlık teorisini öğrenir.
Bu arada müzik hocası Kretzschmar ile iletişimi sürmektedir. Leipzig’deki Konservatuar’a davet edilmiş ve gitmiştir. Ancak Kretzschmar, konservatuarın onun yeteneklerini körelteceğini düşünerek onun konservatuara girmesini istememiştir. Bu nedenle konservatuar yerine ilahiyat fakültesine gitmiştir. Adrian, teolojik konularda hayal kırıklığına uğradığı için felsefeye de merak sarmıştır ama diğer bir hiçbir şey onun müziğe olan merakından daha baskın değildir.
Müzik hocasının daveti üzerine Leipzig’e geldiğinde genelev kadınlarının kaldığı bir yerde kalır. Badem biçimli gözleri olan bir kız onunla ilgilenir. Bu kız Adrian’ın yanaklarına dokununca genç adam utanıp kaçar. Fakat genç adam bu olaydan çok etkilenmiş ve badem gözlü fahişeyi aklından çıkaramamıştır. Buna rağmen o kadını bulmaya karar vermesi bir yıldan uzun sürmüştür. Sonunda o kadını bulmak için Bratislava’ya kadar gider ancak o kadını bulduğunda kadının cinsel bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Yine de kadınla ilişki kurmak istemiştir.
Leipzig’e dönen Adrian derslere devam etmeye başlar. Ancak kendisi de hastalanmış ve tedavi görmeye başlamıştır. Fakat onu tedavi eden doktor aniden ölmüştür. Kendisini tedavi edecek bir başka doktor bulamaz.
Bu arada şair Brentano’nin şiirlerini bestelemeye başlar. Ayrıca şair ve tercüman Schieldknapp ile de tanışır. 1910’da Kretzschmar, Lyubeksk tiyatrosunda şeflik görevini üstlenmiş ve n Münih’e taşınmıştır. Burada bir senatörün dul eşi Roddy ve iki yetişkin kızı – Inese ve Clarissa –nın evinde bir oda kiralamıştır. Bu evde düzenli olarak partiler verilmekte eğlenceler düzenlenmektedir. Burada genç kemancı Rudolf Schverdtveher gibi birçok kimseyle tanışır. Adrian bir keman konçertosu yazmak isterken Schieldknapp da Münih’e taşınmıştır.
Adrian Leverkühn ile Schieldknapp birlikte İtalya’ya giderler ve o yazı bir dağ köyünde geçirirler.. Adrian o köydeki operada çalışır ve Tseytblom müziğini tuhaf ve yenilikçi bulmuştur.
Burada Şeytan ile karşılaşır. Şeytan Adriana’nın gizli hastalığına karıştığını ve onun kaderine olan acımasız ilgisini anlatır. Şeytan, ona “modern barbarlık çağı” adını verdiği yeni bir dönemin habercisi olacağını söyler. Şeytan, Adrian’a çirkin hastalığını da hatırlatarak kötülüğün güçleriyle bir anlaşma yaptığını ve o zamandan bu yana zamanlamanın geldiğini ve yirmi dört yıl sonra yeniden geleceğini söyleyerek ayrılır. Ancak bir şartı vardır. Adrian Leverkühn sonsuza dek sevgiden vazgeçmelidir.
Adrian, 1912 sonbaharında, İtalya’dan geri dönüp Münih yakınlarındaki bir konakta, bir oda tutar. Burası ona ailesinin çiftliğini hatırlatmaktadır.
Operayı bitirince yeni eserler yazmaya başlamıştır. Fakat yaptığı yeniliklerden ahali hoşlanmamaktadır. Yine de eserleri Almanya’daki birçok Filarmoni’de sergilenir ve ün kazanır. 1914’te “Evrenin Harikaları” adlı bir senfoni yazar. Bu arada Dünya Savaşı başlamıştır ama bu savaş Leverkühn’i etkilemez ve Adrian konakta çalışmalarını sürdürmeye devam eder.
Bu arada Inese Roddy, Yvertytorys adında bir profesörle evlenir. Kız kardeşi Clarissa da memleketini terk eder. Bunun üzerine Bayan Roddy o sırada “Apocalypse” üzerinde çalışmaya başlayan Leverkühn’in yanına yerleşir. Adrian ise Şeytani müziği ile insanlığa yaklaştığı özelliği göstermeye çalışmaktadır. 1922 baharında Clarissa Roddy annesine geri dönmüş ama zehir içerek intihar etmiştir.
Leverkühn, en sonunda Schverdtveher’ın tavsiyelerini dinleyerek başarılı bir konser için çalışmaya başlar. Bu konser tiyatro sanatçısı Marie Rotsi’yi tanıştığı Zürih’te düzenlenir. Birkaç ay sonra Münih’e gelir Rudolf ve Marie’nin nişanlanmıştır. Düğün, Paris’te yapılacaktır ama Münih’teki veda konserinde, tramvayda onu kaza ile vurur.
Bu trajediden bir yıl sonra verdiği konser büyük bir başarı sağlamıştır. 1928 yazında beş yaşındaki küçük yeğenine bakmak zorunda kalmıştır. Ama Adrian bütün kalbiyle bu çocuğa bağlanmıştır. Fakat iki ay sonra çocuk menenjit olmuş ve birkaç gün içinde de ölmüştür.
Sonraki iki yıl da yoğun yaratıcı aktiviteler yapmıştır. Mayıs 1930’da yeni çalışmalarını dinletmek için arkadaşlarını ve tanıdıklarını davet eder. Davete yaklaşık otuz misafir gelir ve onlara son yirmi dört yılda yarattığı her şeyin Şeytanın işi olduğunu itiraf eder. Şeytanın koyduğu yasakları ihlal ettiği için evlenmek istediği genç kemancı da dâhil kimi sevdi ise onların ölümüne sebep olduğunu hatta küçük yeğenine bağlandığı için onun da ölümüne neden olduğunu da anlatır. Sevdiği kişilerin ölümlerine sebep olduğu için kendisini sadece günahkâr değil bir katil olarak da gördüğünü anlatır. Konukların çoğu ayrılıyor.
Leverkühn piyano çalmaya başlar, ancak yere düşer. Uyandığında artık delirmeye başlamıştır. . Klinikte üç aylık bir tedaviden sonra annesi onu eve götürür ve küçük bir çocuk gibi ona bakar. Beş yıl sonra ve 1935 yılında besteci ölür.