Sezar: Roma’yı imparatorluk yaptı,
Konstantin: Hıristiyanlığın önünü açtı,
Fatih: Konstantinopol’ü aldı,
Kanuni: Avrupa kapılarına dayandı,
Şarlken: Dünyanın diğer yarısına da göz dikti,
VIII. Henry: Papaya kızdı, İngiltere’yi Protestan yaptı,
I. Elizabeth: İspanyolları denize gömdü,
Napolyon: Avrupa Fransa’nın olsun dedi,
Washington: ABD’yi kurdu,
Atatürk: Osmanlı’dan Türkiye çıkardı,
Hitler: Dünyayı değiştirdi,
Mao: Çin’i kızıla boyadı,
Truman: Atom çağını başlattı,
Stalin: Korku imparatorluğu kurdu,
Hirohito: Japonya’yı hem yıktı hem yaptı,
Nasır: Arapları ayağa kaldırdı,
JFK: İnsanoğlunu Ay’a çıkardı,
Martin Luther King: Bir hayal kurdu,
Arafat: Filistin bizim dedi,
De Gaulle: Fransa’yı nükleer güç yaptı,
Gorbaçov: Soğuk Savaş’ı bitirdi.
Ve daha niceleri…
Kararlar Verdiler,
Tarihi Değiştirdiler!
***
❖ İçindekiler ❖
ÖNSÖZ > 9
Hiç kimse bu kadar kısa bir zamanda onun kadar çok toprak alamadı!
BÜYÜK İSKENDER > 13
Hayatıyla yücelttiği Roma Cumhuriyeti, ölümüyle imparatorluk oldu.
SEZAR>19
Hıristiyanlığa sahip çıkıp onu bir dünya dini yapan kudretli Roma İmparatoru
BÜYÜK KONSTANTİN>27
Papa’ya kulak verdi; Batı medeniyeti kurtuldu
ATTİLA>33
Lombardlar, Saksonlar, Avarlar ve Müslümanlarla çarpıştı;
Avrupa’nın ‘Avrupa’ olarak kendine gelmesini sağladı…
ŞARLMAN (Charlemagne)>39
Öyle bir yemin etti ki, tarihi değiştirdi…
CENGİZ HAN >47
Osmanlı’yı devletten imparatorluğa terfi ettiren Fatih!
SULTAN MEHMED>53
Papa’ya “Sen misin beni boşamayan!” dedi ve İngiltere’yi Katolik Kilisesi’nden çıkardı! Sansasyonel aşkları, evlilikleri ve öfkesiyle tarih yazdı…
VIII. HENRY >65
Sultanların en ‘adili’ ve ‘muhteşemi’ Osmanlı’yı şaha kaldırdı
SULTAN SÜLEYMAN>77
Dünyanın yarısına sahipti;
diğer yarısını da Kanuni’den almak istedi!
KUTSAL ROMA İMPARATORU ŞARLKEN (V. Charles)>85
Acıların kadınıydı, İngiltere’yi süper güç yaptı
I.ELIZABETH>95
Japonya’yı dünya gücü yapan kapıyı açan sabırlı Shogun
TOKUGAWA IEYASU>103
“Devlet benim” dedi, Fransa’yı dünya devi yaptı
XIV. LUIS ‘GÜNEŞ KRAL’>111
Saça sakala bile vergi kesti; Rusya’yı ayağa kaldırdı!
ÇAR BÜYÜKPETRO (I. PETRO)>121
Alman Sophie olarak doğdu, Rus Katerina olarak öldüğünde, Rusya dünya gücü olmuştu!
‘BÜYÜK’ KATERİNA>131
“Gel kral ol” dediler, reddetti; Amerika’ya demokrasi geldi!
GEORGE WASHlNGTON >137
Silah gücüyle dünyayı aydınlatmaya soyunan imparator
NAPOLYON>l43
Alman birliğinin siyaset dehası babası
OTTO VON BISMARCK>149
İlk büyük ve fakat eli kanlı devrimci
VLADİMİR LENİN >157
Asker, devrimci, siyasetçi…
ATATÜRK>163
Hırsı, takıntıları ve hedefleriyle dünyayı altüst etti
ADOLF HİTLER> 173
SS’lerin babası, aryan ırkın aşığı, Soykırım’ın mimarı
HEINRICH HIMMLER>181
Altı kral ve kraliçeye hizmet etti; şöhreti onları gölgede bıraktı
WINSTON CHURCHILL> 185
Gürcü doğdu, Sovyet öldü; Rusya’yı döve döve bir deve dönüştürdü
STALİN>193
Ateşten gömleği bir giydi, pir giydi; Amerika dünya devi oldu…
HARRY S TRUMAN >201
Son samuray, ilk demokrat ve modern Japonya’nın çekme halatı
İMPARATOR HİROHİTO >207
Fransa’yı süper güç yapan isyankâr
CHARLES DE GAULLE >215
Şiddete prim vermedi, oruç tuttu, diklenmedi ama dik durdu:
İngilizler pes etti
MAHATMA GANDHİ>221
Gandhi ile birlikte yola çıktı; O Hindistan’ı, kendisiyse Pakistan’ı kurdu!
MUHAMMAD ALİ CİNNAH ‘KAİD-İ AZAM’>229
İsrail’i kucağında büyüten adam…
DAVID BEN GURION>237
Modern Arap coğrafyasına onun gibisi gelmedi…
CEMAL ABDÜLNASIR>247
Kahramanlıkla teröristlik arasına çekilen ipte yürüyen büyük cambaz
YASER ARAFAT >255
Purolu devrimci
FİDEL CASTRO >267
Devrimci, doktor, katil, kahraman… Marksist romantizm!
CHE GUEVARA >275
Sovyet Rusya’nın dobra reformcusu
NİKİTA KRUŞÇEV>281
Hızlı yaşadı genç öldü; insanoğlunu Ay’a çıkardı!
JOHN FITZGERALD KENNEDY ‘JFK’>289
Soykırımcı canavar, kahraman, diktatör, deha, halkın kurtarıcısı ya da kısaca Başkan…
MAO ZEDONG>303
Amerikalılara kök söktürüp Vietnam’ı birleştiren devrimci
HOCHİ MİNH >311
Bir hayali vardı, gerçek oldu…
MARTIN LUTHER KING >317
“Yeni bir dünya için devrim” diyerek yola çıktı ama halkını pirinç tarlalarına gömdü!
POL POT >323
Britanya İmparatorluğu’nun seçimle gelen ‘kraliçesi’!
MARGARET THATCHER ‘DEMİR LEYDİ’>329
İran’ı Amerika’nın elinin altından çekip alan yeşil devrimci
İMAM HUMEYNİ>337
Dünyayı değiştiren adam…
MİHAİL GORBAÇOV >347
Rusya’nın ‘seçimle’ gelen ilk devlet başkanı
BOR/S YELTSİN>355
Hücreye girdi ama pes etmedi. Irkçı rejimi iki seksen yere serdi!
NELSON MANDELA>36I
ÖNSÖZ
Bir kez daha merhaba,
Kısa bir soluklanmanın ardından yine birlikteyiz. Bu kez merceğimizde liderler var. Antik çağlardan başlayan yolculuğumuz, Soğuk Savaş yıllarına dek uzanıyor. Sezar’dan Gorbaçov’a varıncaya dek, onlarca ismi, yaptıklarıyla, hayatlarından ilginç kesitlerle ve tarihe olan etkileriyle sizlerle buluşturuyoruz. Sezar’la Roma’yı basıp, İskender’le Pers diyarlarını fethedeceğiz. VIII. Henry’yle Papa’ya kafa tutup, Şarlken’le Kanuni’nin karşısına çıkacağız. Kennedy’le 60’lı yılların Amerikası’nda turlarken Castro’yla Küba’da devrim yapacağız. Bismarck’la Almanya’yı birleştirip, Gorbaçov’la Soğuk Savaş’ı bitireceğiz. Ve daha nice macera…
İsimleri nasıl seçtik?
Bundan önceki istasyonlarımızdaki kriterlerimiz burada da geçerli. Popülerlik ilk etapta geliyor tabii ki. Lider denince aklımıza ilk gelen isimler otomatikman kitaptaki yerlerini aldılar. Stalin, Hitler, Kennedy, Churchill vb. gibi. Ayrıca bizzat isimleriyle olmasa da yaptıklarının sonuçları sık sık gündeme geldiği için hatırlanması gereken isimler de var. Sözgelimi ilk kez Birleşik Avrupa idealini seslendiren Şarlman gibi, süper güç Rusya’nın asırlar öncesinden temellerini atan Büyük Petro ve Büyük Katerina gibi, Amerika’ya Vietnam’da hezimet yaşatan Ho Chi Minh gibi, İngiltere’nin iüzere kendi özel hayatı da başlı başma bir olaydır!), Holocaust’un bir numaralı mimarları ve Nazi liderlerinden Himmler gibi, Arap milliyetçiliği denince akla gelen Nasır gibi, bugün Batı tarafından en büyük sorun olarak değerlendirilen İran’daki rejimin mimarı İmam Humeyni gibi, Hindistan’ın Gandhi’sinin Pakistanlı izdüşümü Cinnah gibi, kıvrak zekası ve kılıcının gücüyle bugünkü süper Japonya’nın temellerini atan Shogun Tokugawa gibi, Filistin Sorunu’nu dünyanın gündemine oturtan Arafat gibi ve tabii ki ilk etapta akla gelmese de sık sık hatırladığımız, gördüğümüz ve okuduğumuz Castro, Che, De Gaulle, Truman ve diğer onlarca isim gibi.
Bu kitabın hedefi nedir?
Daha önceki önsöz buluşmalarımızda da dile getirmiştim. Tarihi Değiştirenler Serisi’nin çıkış kaynağı ve beslendiği mecra, yerli ve yabancı medyadaki bilgi akıntısı… Biraz açayım. Sektörde oldukça uzun bir süreyi geride bırakmış bir gazeteci olduğum için, başından itibaren bu serinin, okuyucularını, dünya olaylarını ve aktüel tartışma konularını daha iyi takip edebilecek, olaylar arası bağlantıları daha iyi kurabilecek ve özellikle siyaseti ve genel kültürü ilgilendiren meselelerde daha donanımlı olabilecek bir konuma getirmesini istedik. Günümüzde ya da geçmişte olan hadiseleri değerlendirmek için günlük medya dilinde kendilerine sık sık atıfta bulunulan; bizlere ”Ya duymuştum ama tam olarak neydi/kimdi bu?” dedirten (Fransız İhtilali, Soğuk Savaş, Sosyalizm, Sanayi Devrimi, Küba Füze Krizi, Filistin Sorunu, Kıbrıs Barış Harekatı, Sovyetler’in Çöküşü vb. gibi) temel kavramlar ve (Napolyon, Stalin, Lenin, İdi Amin, Einstein, Mao, Elizabeth, General MacArthur vb. gibi) şahsiyetler hakkındaki mevcut bilgilerinizi pekiştirmeyi hedefledik. Tarihi Değiştiren Liderler de aynı hedefe talip… Yine serinin diğer kitaplarında olduğu gibi bu da diğer başlıkları besler ve destekler nitelikte. Kitap içindeki konular arasında atıflar varken, kitaplar arasında da göndermeler söz konusu. Bu hali ile çapraz okumalar da yapabilirsiniz diye ümit ediyoruz.
Neden devam ediyoruz?
Serinin takipçileri hatırlayacaktır. Bir önceki başlık olan Tarihi Değiştiren Gizli Servisler‘in, serinin son durağı olduğunu ifade edip gösterdiğiniz ilgiye teşekkür etmiş ve yeni bir seriyle sizinle tekrar buluşacağımızı söylemiştik. Aradan geçen zaman zarfında beğenilerini dile getiren kıymetli okuyucuların arzularıyla, yayın ekibinin, serinin oturmuş olması, yeni seride işlemeyi düşündüğümüz başlıkların bu seriye de uygun düşmesi gibi değerlendirmeleri ve benzeri kurumsal düşünceler çakıştı ve ‘O halde devam!‘ dedik. Anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz.
Elinizdeki kitap özellikle ‘dünyevi’ liderleri hedeflediği ve popüler dille kaleme alınmış bir çalışma olduğu için başta İslam Peygamberi Hz. Muhammed olmak üzere, akla gelebilecek diğer önemli dinî liderleri kitaba almadık. Bu kararımızın arkasında hem söz konusu şahsiyetlerin Hitler, Pol Pot vb. liderlerle aynı düzlemde ele alınmasının doğru olmadığına olan inancımız hem de bu kitabın hacminin onları anlatmakta çok yetersiz kalacağı gerçeği yatıyor.
Son olarak kitabın şekillenmesinde verdikleri destek için değerli editörlerim Adem Koçal ve Tuğçe İnceoğlu’ya, kitabın iç tasarımından sorumlu Sibel Yalçın’a, güzel çalışmaları ile serinin kapaklarına imza atan görsel yönetmen Ravza Kızıltuğ’a ve içerik konusunda beni tavsiyeleriyle yönlendiren meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Tarihe yolculuğumuz devam edecek.
Görüşmek üzere.
Ali Çimen
Ağustos 2012/İstanbul
*
En usta biniciler bile hayvanı sakinleştiremiyordu. Adeta delirmişti. Genç prens hayvanın gölgesinden korktuğunu anladı. Yularından tutarak güneşe çevirdi. Gölgesinden kurtulan at bir anda sakinleşti.
Babası Kral Philip şaşırmıştı: “Evlat” dedi, “Sen kendine layık bir krallık kurmaya bak, çünkü Makedonya senin için pek ufak.”
*
Hiç kimse bu kadar kısa bir zamanda onun kadar çok toprak alamadı!
BÜYÜK İSKENDER
(MÖ 356-MÖ 323)
“Yaşamımı babama,
iyi yaşamayı ise hocama borçluyum.”
İskender
Makedonyalı İskender, neredeyse 11 yıl gibi kısa bir sürede antik dünyanın doğasını değiştirmeyi başarmıştı. Babası Makedon Kralı II. Philip’in gölgesinde büyüdüğü için daha küçük yaştan itibaren büyük hedeflerin telaffuz edilmesine alışmıştı. Üstelik Aristo gibi de bir hocası vardı!
Philip, doğal yollardan ölebilen kısmetli krallardan biri olamadı ve oğlunun yolunu açmak isteyen annesinin arkasında olduğuna inanılan bir suikasta kurban gitti. Kadının günahını mı aldılar bilinmez ama hadiseler onun arzu ettiği gibi gelişti. Tahta geçen İskender, içindeki cevheri ortaya dökmekte gecikmedi. Yunan yarımadasına Makedon mührünü vurdu ve gözünü bir sonraki büyük hedefine, o dönemde Makedonların belalısı olan Pers İmparatorluğu’na dikti.
Evet, fark ettiğiniz üzere genç İskender’in buraya kadar olan hikâyesi, tarihte bir şekilde boy göstermiş onlarca imparatorun, kralın ya da padişahınkinden farklı değildi. Ama bundan sonrasında öyle işler yapacaktı ki, aman aman… O günün koşullarına göre oldukça farklı bir düzende ve donanımla savaştırdığı ordusuyla Küçük Asya (Anadolu), Suriye ve Mısır’da zafer üzerine zafer