KENDİNİ beğenmiş ve cesur Yıldırım Beyazıt, Kosova Meydan Savaşında şehit olan babası Murat Bey’in yerine geçmek için, uğraştan dönen kardeşi Yakup Çelebi’yi babasının çadırında boğdurdu.
Savcı Bey’i yalan, düzenle.. Yakup’u kahpece arkadan vuran kama ortadan silindi. Fakat tarih, bunu affetmedi. Yıldırım’ı, Osmanoğullarına kardeş katilliğini aşılayan ilk sultan olarak sayfalarına geçirdi. Yıldırım zaferden zafere koşmuştu. Artık bütün cihanı, Bursa ve Edirne’de oturan Türk sultanı avucunda tutuyordu. Fransa kralından Papa’ya kadar bütün cihan hükümdarlarının gözü Türklerde. Sultanlarının her isteği Avrupa üzerinde yeni bir belâ veyahut sevinç dalgası estiriyor, tiyatrolarına, kitaplarına Beyazıt’ın hayatı sermaye oluyordu.
Timurlenk de, kendine güvenen Asyalı bir hakan. Timurlenk ve Beyazıt… O zamanların cihangir yetiştiren tek yaylasında, tek ırktan doğan iki kaplan… Onları birbirine yendirmek isteyen düşmanlarına Beyazıt’ın kendini beğenmişliği de eklenince Ankara’da kapıştılar. Yıldırım uğraşı kaybetti, tutsak düştü. Türk beylerinde kardeşin kardeşe, küçüğün büyüğe saygı devri geçmişti.
Yıldırım Beyazıt’ın, kardeşlerini öldürerek açtığı yol, kendi oğullarının da birbirini öldürdükleri kanlı bir meydanda kardeş kavgasını yarattı.