Eğitim

Güvenli Bağlanma

guvenli-baglanma-adem-gunes-timas-yayinlariHayat bağlanmalardan ibarettir

Hayat bağlanmalardan ibarettir. Önce anneye… Sonra babaya… Aileye… Ardından “yaşama” ve “yaşamaya” bağlanma…
Yaşama sevincini kaybetmiş kişiler bağlanamayanlardır.

Birçok psikolojik sorunun kökeninde bağlanamamak ya da bağlanmanın şiddetini ayarlayamamak vardır. Ve bu duygusal kazanım ancak çocukluk yıllarında edinilir.

Bebeğin, kendisini tümüyle bebeğine bırakmış annesinin kucağında huzur bulmasıyla başlayan, yetişkinlik yıllarında romantik bağlanmalara kadar devam eden hayatın ana çizgisidir bağlanma.

Pedagog Adem Güneş yeni kitabı Güvenli Bağlanma’da insanın olmanın, kişilik gelişiminin, hayatın her döneminde sağlıklı ve doyum veren ilişkiler kurmanın esası olan “bağlanma” konusunu ele alıyor.

Emzirmeden birlikte uyumaya, aidiyet ilişkisinden ayrılmaya, sütannelikten tuvalet eğitimine, farkında olmadan bebeğe hissettirilen duygusal ve psikolojik şiddetten baba-bebek ilişkisinin sınırlarına varıncaya kadar pek çok konuyu “bağlanma” çerçevesinde değerlendiriyor.

***

İÇİNDEKİLER

Baslarken…11
Önsöz…13
Hayat Bağlanmalardan İbarettir…15
Sağlanabilme…17
“Güven Duygusu” Bağlanmanın Özüdür…25
Hisleri Hissedememek…26
Bağlanma ve Bağlanmaya Karşı Koyabilme…30
Bağlanma ve İrade İlişkisi…32
Düşünce Gücü…35
Bağlanmanın Temeli: Anne ile Yatma…37
Anne ile Yatan Bebekler Daha Huzurlu Oluyor…40
Birlikte Yatarken Bebeğime Zarar Verirsem…43
Bebekle Birlikte Yatmak Onun Mahremiyet Duygusuna Zarar Verir mi?…45
Anne-Cocuk Arasındaki Büyülü Bağ: Emme…46
Sütannelik ile Güvenli Bağlanma İlişkisi…49
Hangi Şartlar Altında Emzik Kullanılmalı?…52
Bağlanma İçin Gündelik Fırsatlar…54
Güvenli Bağlanma ve Hastalık…55
Güvenli Bağlanma Döneminde Babanın Rolü…57
Anneden Koparken…60
Birinci Aşama: Sütten Kesme…61
İkinci Aşama: Tuvalet Alışkanlığı…64
Üçüncü Aşama: Yataktan Ayırma…64
Dördüncü Aşama: Odadan Ayırma…68
“Vaktinde ve Yeterince”…73
Annenin Empati Kurma Güçlüğü…74
Modern Yaşam ve Annelik…78
Dakik Bebekler!…78
İhtiyacın “Yeterince” Karşılanması…80
İhmal, Suiistimal ve Şiddet…81
Bir Anne Çocuğuna Neden Şiddet Uygular?…88
Yetersizlik Duygusu…88
Annenin Çocukluk Yılları…88
Benmerkezci Olmak…89
Yasama Sevinci Yoksa…90
Anne Yeterli Miktarda Uyumalı…90
İleri Yaşlarda Çocuk Sahibi Olma…91
Psikolojik Şiddet. Duygusal Şiddet…91
“Sığınacak Bir Liman” Arayışı…95
Fıtrat ve Mizaç…103
Mizacı-Fıtratı Bozmak…103
Suiistimal ile ihmaller Fıtratı Bozar…106
Asıl Amaç Davranış Öğretmek Değil…109
Mizaç İhtiyaçları Ortaya Çıkarır…109
Dengeli Yaşam İçin Feraset ve Basiret…113
Feraset Nedir?…113
Ferasetin Basiretle İlişkisi…117
Eşyaya Nüfuz Edebilme, Feraset ve Basiret…120
Duyguda Özgürlük, Davranışta Disiplin…122
Uyum…123
Feraseti Olmayanlar Sabırsızdır…125
Ebeveynler Çocukların Ferasetini Kapatmamalı…128
Karşıdakini Duymak…133
Ernpatı…133
Empati ile Degersizlik-Suçluluk Hissi Bağlantısı…135
Auralar ve Kişilik İhlalleri…138
“Atmosfer’…145
Evde Dedikodu Yapılıyorsa…145
Evet. Annem Haksızlık Yapmış.”…147
“Bu Kıyafet Sana Hiç Yakışmamış.”…148
Ebeveyn Küsmemelidir…148
“Bana Kötü Davransan da Seni Çok Seviyorum.”…149
Duygusal Bağı Kesmek…149
Çocukluk Hisleri Peşini Bırakmaz…150
Atmosferin Kabuklaşması: Aidiyet…151
“Kaybetmek”…159
Güven Duygusu Sonuç Değil Süreçtir…159
Annelik Cesareti…162
Güven Duygusuyla Bağlanma İlişkisi…166
Bağlanma ile Aidiyet ilişkisi…170
Kazanılmış Güven Duygusu Kaybı…171
Güven Duygusu Kaybedilince…173
Davranışla Kişilik Birbirinden Ayrılmalı…178
Son Söz: Her Şey İçin Geç mi Kaldım?…181
Notlar:…185

Başlarken

Her ebeveyn ancak kendi çocukluğunun özgürlüğü kadar ebeveyndir…
Zira her insanın özü kendi çocukluğudur…
Bu özün kıvamı çocukluk yıllarında “güvenli bağlan­ma” ile oluşur…
Kim, annesi ile güvenli bağlanabilmişse yaşama gü­venli bağlanabilir…
Ve bağlanabilenlerdir ancak yaşamı anlamlandırabilenler…
Yaşamı anlamsız bulanlar, bağlanamayanlardır…
Ve bağlanamayanlardır, çocukları ile bağlanama­yanlar…
Adem Güneş

Önsöz

İlk çocuğumuzu kucağımıza aldığımızda onne-babalığın bu kadar mesuliyetli olduğunu hiç düşünmemiştik. Oysa dokuz yüz yıl önce Epictetos “Bir insanın anavatanı çocukluğudur” diyerek hepimiz için son noktayı koymuş. Açıkçası bu gerçeği kavramak bizim zamanımızı aldı. Pedagog Adem Güneş Bey’in kitapları, radyo prog­ramlan bu zorlu yolda bize hep yoldaşlık etti. Eşim de ben de okuduklarımız, dinlediklerimiz sayesinde çok şey öğrendik. Düşe kalka ama iştiyakla mesafe katederken tek amacımız çocuğumuzun güven duygusunu zede­lememekti. Ama her sorumuza cevap, her hatamıza ikaz, her problemimize çözüm bulmakta zorlandığımız zamanlar çok oldu. Şu an elinizde tuttuğunuz gibi bîr eserin kütüphanemizde yokluğunu her zaman hissettik. Neyse ki ikinci kızımızın dünyaya geldiği şu günlerde bütün sorularımıza cevap bulabileceğimiz bir başucu kitabımız var artık.

Sence bu eser sadece kendini yetiştirmek isteyen anne babalara değil, aynı zamanda her şeye yeniden boşlama cesaretini kendinde bulan yetişkinlere de hitap ediyor, özü itibariyle de mükemmel şekilde yaratılmış in­sana nasıl kıymet verileceğini; dünyaya dupduru gelmiş bir bebeğin yavaş yavaş annesine, babasına, ailesine, çevresine sonra da hayata nasıl bağlandığını anlatıyor.

Umarım “Güvenli Bağlanma” hayatınızda yeni yeni kapılar aralar, anne-babalık kıvamınıza katkı sağlar.

Herkese verimli okumalar dilerim…

Tuba Kabacaoğlu

Hayat
Bağlanmalardan
İbarettir

Hayat bağlanmalardan ibarettir, önce anneye. Son­ra babaya ve aileye. Ardından da yasama…

Yaşama sevinci olmayan kişiler bağlanamayanlardır.

Birçok psikolojik sorunun kökeninde yo ballanama­mak ya da bağlanmanın şiddetini oyartayamamak vardır.

Bağlanma derin, duygusal bir beceridir ve çocukluk yıllarında edinilir. Bağlanamamak bir sorun olduğu gibi kime ne kadar bağlanacağını bilememek de ayrı bir sorundur.

Çocukluk yıllarını “güven” duygusu ile geçirememiş kişiler yetişkinlik yıllarında bağlanmaktan kaçınır. Bunlar ” bağlanamayanlardır.

“Bağlanamayanlar” evlenip çoluk çocuk sahibi ol­salar da eşlerine kendilerini bırakamazlar ve “ne olur ne olmaz” diyerek bir yanlarını hep kenarda tutmaya çalışırlar. Kime, neye, ne kadar bağlanacaklarını tam kestiremezler. Sevme, bir sevgiye karşılık verme söz konusu olduğunda hep yetersiz olduklarını hisseder­ler. Bazen de korktukları ki­şilere bağlanarak “güven” duygusunu bir güçlüden karşılamaya çalışırlar. Ço­ğunlukla güven duyacak­ları. güçlü kişilere sığınmayı tercih ederler. Bu kişiler ya aşırı severler, sevildikleri ka­darı ile yetinemezler ya da bağlanmaktan korkar, sevgilerini îçselleştiremezler. Bir yanları bağlanma ihtiyacı içinde iken diğer yanları bir türlü kendilerini bırakamaz. Tüm bu git-geller “bağla­namayanları” yorar; bir süre sonra hayal kırıklığı, terk edilmişlik duygusu içinde yaşama karşı güvenlerini ve enerjilerini adım adım yitirirler.

Hâlbuki bağlanma ne korkunun sığıntısıdır ne de sev­gisizliğin çaresizliğidir. Sadece “dengeli doyumsama”nın bir sonucudur.

Bu ihtiyaç çocukluk yıllarından başlayıp yetişkinliğe doğru adım adım kişinin ruhsa! dengesini oluşturur. Do­ğumla başlayan, ölene dek süren tuhaf bir ihtiyaçtır.

Kişinin bebekliğinde annesini huzur içinde emmesi, yetişkinlik yıllarında sevdiği kişiye ilgi göstermesi, evlen­mesi. çocuk sahibi olması, akşamlan evine dönmesi. Adem sabahları işine gitmesi, dostları ile sohbet etmesi, yalnız kaldığında dua etmesi bu ihtiyacın bir karşılığıdır.

Ruhsal huzursuzlukların kökeninde bağlanma prob­lemleri vardır. Kimi zaman sevdiği kadar sevlmemekten şikâyet, kimi zaman istemediği kişinin sevgisinin bunaltısı, kimi zaman dostların terk etmesi, bağlann kopması ve sonuçta kişinin kendini boşluğa düşmüş gibi hissetmesi… Huzursuzlukların, mutsuzlukların, depresyonların altında yatan neden genellikle bağlanma problemleridir.

8u ruh hâli çocukluk yıllarında çok belirgindir. Kimi zaman kızgın annelerin kimi zaman da meşgul babaların evinde yaşam süren çocukların bir türtü ebeveyn ile bağ kuramaması onları huzursuz ve mutsuz eder. Çocuklar bir duygusal yakına bağ kuramadıklarında huzursuzdur, agresif ve kaygılıdır. Açtırlar yemek yemezler, uykuları vardır uyumazlar. Fizyolojik hiçbir sorunları yoktur. Ken­dilerinin de anlam veremedikleri sıkıntılrrının adı “bir duygusal yakına bağlanamamanın gerginliği”dir.

Birçok psikolojik sorunun kökeninde yo bağlanamamak yada bağlanmanın şiddetini ayorloyamamak vardır.

Modem bütün yaşam bağlanmalardan ibarettir o holde nedir bu “bağlanamama sendromu”? Bağlanma nedir ve nasıl oluşur? Bağlanabilenler ile bağlanama­yanlar arasındaki farklar nedir? Tüm bu soruların ceva­bını adım adım ele alalım…

Bağlanabilme

Bir çocuğun en belirgin davranışı “bağlanma çabası”dır.

Bebek kendisini henüz dünyaya getiren annesine tutunma gayretindedir.

Bağlanmayla alakalı psikolojide farklı farklı tanımlar yapılsa da bağlanmaya en basit hâliyle “Çocuğun…

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Annelik Sanatı

Editor

Bırak Kirlensin

Editor

Canan Efendigil Karatay – Karatay Mutfağı

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası