Siyaset

İmamın Ordusu – Son Sığınak

imamin ordusu son siginak 5ee7473482c6bGazeteci-yazar kimliği ile tanıdığımız Aytekin Gezici bu kez merceğini son günlerin en çok konuşulan kitabı “İmamın Ordusu” üzerine çeviriyor…

Oda TV Baskınında Neler Oldu?
Soner Yalçın Sorgu Odasında Neler Anlattı?
Odı TV Yazarı Tütün Krizi Geçirince Neler Yaşandı?
Ahmet Şık Savcılık Sorgusunda Hangi İfadelerde Bulundu?
Nedim Şener Savcılıkta Neler Anlattı?
Fethullah Gülen süreci nasıl yorumladı?
Ergenekon’un Medya faaliyetlerini Planladığı “Ulusal Medya 2010″ dökümanında neler yazıyordu?
“İmamın Ordusu” İsimli Kitaba Kimler, Nasıl Müdahalede Bulundu?
Uğur Dündar’ın Bu Gelişmelerdeki Rolü Neydi?
Kemal Kılıçdaroğlu Tutanakta Hangi Vasıfla Yer Aldı?
“İmamın Ordusu” İsimli Kitap Hangj Planın Ürünüydü?
Oda TV’nin Kitapla İlgisi Neydi?

TÜM BU SORULAR VE DAHA FAZLASI ELİNİZDEKİ KİTAPLA CEVAP BULUYOR…

***

İÇİNDEKİLER

Başlarken     ….13
“O gazeteciler neden gözaltına alınmış olabilir”     ….19
“Siyasi kompozisyonu değiştirecek kitap”     ….20
“Ahmet Şık’ı kurtaracak formül”     ….21
Film en başa sarıp yeniden izleyelim     ….22
“Hakkımda yargısız infaz yapılıyor”     ….23

Birinci Bölüm

Türkiye Oda TV baskını haberiyle güne başladı     ….27
O benzetme Şık’ın kitabına giriş yazısı oldu!     ….28
Oda TV’ci Soner Yalçın’ın sorgu odasında anlattıkları     ….30
“Özkan aleyhimde haber yaptı”     ….30
Bu haberlerin amacı ne?     ….32
‘Seçim ittifakı talebi nedir?’     ….32
“Başbuğa ‘darbe yapmayın’ diye çağrıda bulundum”     ….32
Darbenin emniyet müdürleri     ….33
Ergenekon’un paratoneri olduk     ….33
Cihaner’i milletvekili yapalım     ….34
Kılıçdaroğlu da tutanakta     ….35
Fişleme notlarının amacı ne?     ….36
“CHP’den para aldığımız bilinmesin”     ….36

İkinci Bölüm

…Ve Nedim ve Ahmet ve İklim Hanım gözaltında     ….39
Şener, ‘Hrant için, adalet için’ diye bağırdı     ….41
Oda TV Ankara ekibi de gözaltında     ….41
Son dalganın ilk mahkeme safhasında ilginç gelişmeler     ….42
Hastalığı nedeniyle İdil’in gözaltı kararı kaldırıldı     ….42
Oda TV yazarının tütün krizi korkuttu!     ….43

Ekler

Ek – 1
Ahmet şık’ın savcılık sorgu tutanağının tam metni     ….45
Ek – 2
Nedim şener’in savcılık sorgu tutanağının tam metni     ….66
Ek – 3
İnceleme tutanağı     ….104
Kitap taslağının “Ulusal Medya 2010”
isimli örgüt dökümanı kapsamında hazırlanması     ….108
Kitap taslağının ergenekon terör örgütünün
talimatları ile hazırlandığını ortaya koyan tespitler     ….127
Hem Oda TV de ele geçirilen kitap taslağında, hem de Ahmet Şık’tan ele geçirilen kitap taslağında birebir aynen bulunan notlar     ….128
Oda TV de ele geçirilen kitap taslağında bulunan,
fakat Ahmet Şık’tan ele geçirilen kitap taslağında
bulunmayan ve gereği yapıldığı anlatılan notlar     ….136
Oda TV de ele geçirilen kitap taslağında bulunmayıp, sadece Ahmet Şık’tan ele geçirilen kitap taslağında bulunan notlar     ….144
Ek – 4
Ergenekon’un medya faaliyetlerini planlandığı
örgütün ana dökümanı     ….174
Referanslar     ….175
Amaç     ….176
Ulusal medya     ….177
Gülen ve medya     ….178
İnternet yayıncılığı     ….179
Durum değerlendirmesi     ….180
Strateji     ….181
Sonuç     ….183

Bitirirken

Peki, sonra ne oldu?     ….185
Zekeriya Öz, ergenekon soruşturmalarına veda etti     ….185
Ve ‘İmamın Ordusu’ internete düştü     ….188
Editörün notu     ….191

“…Bitmemiş kitabımın kopyasının Oda TV’de İşi ne? Ben de bilmiyorum. İki şık mevcut: Ergenekon güdümünde olduğu ileri sürülen Soner Yalçın’la ortak hareket ediyor olmam. Beni birazcık tanıyan, bu ihtimalin gerçek olmayacağını anlar. Soner Yalçın’ın kendisi mi böyle bir bilgi notu yazdı, onu da bilemem. Ama sorgusunda, bu dosyalardan haberi olmadığını söylüyor. Virüslü elektronik posta ihtimali daha aklıma yatıyor.

Eğer avukatların iddiası doğruysa, üzerinde çalıştığım kitaptan haberdar olanlar (Cemaatçi polisler) çalışmamı bir şekilde ele geçirip, o bilgi notuyla Oda TV’nin bilgisayarlarına yüklemişlerdir.”
Ahmet Şık, Nazlı Ilıcak’la telefon görüşmesinden…

“İmamın Ordusu isimli döküman ve tüm nüshalarına veya kitap taslağına, 3. kişilerde bulunan nüshalarına, kitap haline dönüştürülmüşse suretlerine içerik olarak aynı mahiyetteki evrak ve tüm nüshalarına el konulmasına ve muhafaza altına alınmasına şüphelinin avukatına da bir nüshasını verdiğini beyan ettiğinden avukatındaki nüshalara da el konulmasına mahkeme kararına rağmen vermeyen veya vermek istemeyenlerin ellerinde bulunan nüshaların temini için gerektiğinde arama ve el koyma kararı talep edilmesi bulunması muhtemel diğer adreslerin tespit edilerek bu adresler için de arama kararı talep edilmesi aksine davranışın hem CMK 124 hem de örgüte yardım suçunun oluşturacağının bildirilmesine…”
Savcının polise verdiği gözaltı talimatından…

“Kitap taslağının önceden hazırlanıp daha sonra örgütte etkin konumda bulunan Soner Yalçın’a gönderildiği, kitap üzerinde yazdığı notların talimata dönüştürülerek Ahmet Şık’tan elde edilen kitap taslağında uygulandığı, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü talimatlarıyla bu kitabın yazdırılmaya çalışıldığı, kitap içeriğinde açıkça terör örgütünün ve amacının propagandasının yapıldığı, suçu ve suçluyu övme, adil yargılamayı etkilemeyi teşebbüs suçlarının da örgüt talimatlaı çerçevesinde kitaba konu edildiği ve örgüt talimatlarıyla kitabın bastırılarak sansasyon ve dezenformasyon yapılmasının planlandığı, yargılanan örgüt üyelerine de bu suretle moral ve motivasyon verilmeye çalışıldığı…”
Mahkemenin verdiği Ahmet Şık’ın tutuklanma kararından…

“Ergenekon yapılanmasının medya ayağına yönelik olarak Odatv’ye yapılan baskında bulunan Ahmet Şık’ın İmamın Ordusu adlı kitabında ilginç noktalar tespit edildi. Soruşturmacıların tespitlerine göre Şık’ın kitabı kolektif bir ekip tarafından yazıldı. Buna göre Odatv’den çıkan Ahmet Şık’ın kitabının 189 sayfalık ilk bölümü aralık ayının ilk günlerinde Odatv’ye geldi. Odatv’de yaklaşık on gün üzerinde çalışıldıktan sonra kitaba yapılması gereken ekleme ve çıkarmalar üzerine notlar alınmış. Bu notlardan anlaşıldığına göre kitapta en az üç kişinin müdahil olduğu görülüyor. Bunların arasında kitapta nelerin yapılması gerektiğine ilişkin direktif veren kimse de var. Odatv’de yapılan düzeltmelerde 17 Aralık’ta son defa kaydedilip üzerinde yapılması gereken notlar yazıldıktan sonra kaybolan kitap daha sonra şubat ayında Ahmet Şık’ın bilgisayarında 301 ve 302 sayfalık şekilde iki farklı dosya olarak kaydedilmiş halde bulunuyor. Soruşturmacıların verdiği bilgilere göre Ahmet Şık’ın kitabında bulunan 300 sayfalık kitabın İlk kaydedildiği tarih Şubat ayının ortalarını gösteriyor. Bu durumda soru şu: 17 Aralık’ta 189 sayfa olarak Odatv’de kaydedilen kitap nasıl oldu da şubat ayında 300 sayfa olarak Ahmet Şık’ın bilgisayarında bulundu.
‘Savcılık kayıp 100 sayfanın mı peşinde?’, Emre Uslu, Taraf, 25 Mart 2011

Başlarken

Türkiye’de bir kesim ve ülkenin iç siyasetine müdahaleyi kendisinde hak gören bazı dış çevreler Soner Yalçın’ın sahibi olduğu Oda TV internet sitesine yapılan baskın ve devamında gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasıyla birlikte gelişen süreci, devam eden Ergenekon soruşturmalarına karşı duruşlarında ‘tereddütlü bir hal’ olarak değerlendirdi.

Hele ki, savcılık talebi ve mahkeme kararlarında ‘örgütsel döküman’ olarak değerlendirilen ve yazar hanesinde Ahmet Şık’ın ismi bulunmasına rağmen ‘kollektif bir çalışmanın ürünü’ olduğu belirlenen¹ ‘İmamın Ordusu’ isimli kitap taslağı üzerinde estirilen fırtınalar gündemin bir numaralı konusu oldu.

Kısaca, 14 Şubat 2011’de başlayan, önce Soner Yalçın, ardından Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi medyadaki hayli popüler isimlerin ’Ergenekon’la ilişkilendirilerek’ tutuklanıp cezaevine konulmasının ardından üzerinde çalıştıkları kitap ve benzeri projelerle ilgili soruşturmalar yürütülmesi yıllardır sürecin lehinde görüş açıklayan bazı liberal, demokrat ve muhafazakâr kesimlerin zihninde bile, ‘acaba bu işte bir yanlışlık mı oldu?‘ sorusunu gündeme getirdi…

Hatta zihinlerde oluşan bu sorular pek çok liberal aydının kalem oynattığı gazete köşelerinde somut bir hal aldı.

“Aslında ben sivil itaatsizlik üzerine yazacaktım, yazının girişini bile bulmuştum. ‘Adı bile güzel’ diye başlayacaktım, ‘hem sivil, hem itaatsiz. ’ Ama Türkiye öyle bir ülke kİ bir yazıyı bir saat öncesinden bile tasarlayamazsınız. Ben sivil itaatsizliği yazmayı düşünürken polis Radikal Gazetesi’ni basıp, Ertuğrul Mavioğlu’nun bilgisayarında Ahmet Şık’ın kitabının kopyasını aradı. Ardında mahkeme, Şık’ın kitabına yayın yasağı getirdi. Ne oluyoruz? Neden Şık’ın kitabı engellenmeye çalışılıyor?

Emre Uslu, polisin ‘kitabın kayıp yüz sayfasını aradığını’ söylüyor ama ‘kayıp sayfaları’ aramakla, kitabın yayınının yasaklanmasının ne İlişkisi var? O ‘kayıp sayfalarda’ ne bulacaklarını umuyorlar ki Radikal Gazetesi’ni basıp Mavioğlu’nun bilgisayarına el koyuyorlar?

Ergenekon davasına, başladığından bu yana en büyük zararı veren ‘Ahmet Şık operasyonunu’ yapan polislerle savcı için o kitapta bu kadar ‘önemli’ ne bulunabilir? Bütün davayı toplumun gözünde ‘değersiz’ kılmayı göze aldıracak ne yazılmış olabilir Şık’ın kitabında?…”² Bu satırlar kurucu Yayın Yönetmenliğini yaptığı gazetenin, başından bu yana Ergenekon Soruşturmasına destek veren ve ortaya çıkardığı yeni belgeleri, dökümanları savcılığa bizzat elden teslim eden Ahmet Altan’a ait.

İşte yine liberal kanattan Ali Bayramoğlu’nun üstelik de ‘hükümete yakın’ kabul edilen Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısından bir bölüm:

“Söz konusu olan suç aleti bir kitap. Üstelik henüz yayınlanmamış bir kitap

İnanmak gerçekten zor… Bir kitap taslağı suçlu olduğuna dair şüpheler olan bir başkası tarafından edinilmiş diye bu kitabı onunla bağlantı içinde yazılmış kabul edeceksiniz… Kitap Ergenekon davası ve soruşturmacılarını eleştiriyor diye yazarını ve kaynaklarını Ergenekoncu terör örgütü üyesi sayacaksınız… Kitap taslağı üzerine alınmış, “şunu ekle, bunu çıkar, sor, vs” gibi son okuma notlarını, bir örgüt talimatı olarak değerlendireceksiniz… Ve basılmamış kitabınızın nüshaları toplatılacak, nüshaları bulundurmak örgüt üyeliğine girecek… Demokrasiden, hukuk devletin söz ediyorsak, bu gerçekten fazla, çok fazla… Ergenekon hukuki ray üzerine otursun diyoruz, ama makas giderek açılıyor…³

ABD’nin çiçeği burnunda Büyükelçisi Francis Joseph Ricciardone’nin medyaya yaptığı ilk açıklamasında özellikle Oda TV baskını ve sonrasındaki tutuklamaları değerlendirirken kullandığı ‘ikircikli‘ cümleler Ergenekon soruşturmasına muhalif çevrelerde adeta bir sevinç dalgası oluşturdu. Ricciardone’nin bir gün sonra ‘aslında tam olarak öyle demek istemedim. Ergenekon yapılanması hangi ülkede olsa yargılanır’ diyerek düzeltmeye çalıştığı o sözlerinin ilk halinin tamamı şöyleydi;

“Suçlamaların ne olduğunu bilmiyorum. Detayı bilmiyorum. Türkiye özgür bir basın istiyor. Muhalif de olsa Türk halkı eleştiren basın istiyor. Muhalefet de hükümet de özgür basını desteklediğini söylüyor. Biz sadece bu süreci yakından izliyoruz. Bir yanda gazeteciler gözaltına alınıyor, bir yanda basın özgürlüğü deniyor. Biz anlamıyoruz onun için sizlere soruyoruz. Türklerin görüşleri önemli… Ama ifade ve basın özgürlüğü Türkiye, ABD ve bölge için hayati öneme sahip.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘acemi büyükelçi’ yakıştırmasına maruz kalan Ricciardone’nin sonrasında gazetecilerin hazır bulunduğu daha geniş katılımlı bir sohbet toplantısında sözlerini tornistan edecek ve bildik geleneksel diplomatik ifadelere geri dönecekti.

————

¹     İmamın Ordusu taslaklarıyla ilgili polisin tuttuğu ‘İnceleme Tutanağı’nın görüşü
²     Ahmet Şık ve sivil itaatsizlik. Ahmet Altan, Taraf, 25 Mart 2011
³     Şık’ın basılmamış kitabıyla işlediği suç! Yeni Şafak, 26 Mart 2011

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Babamdan Hayaller

Editor

Ahmet Altan – Ve Kırar Göğsüne Bastırırken

Editor

Demokrasi Projeleri

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası