“Ortadoğu’da haritalar değişiyor.. Türkiye kendisine yer arıyor.”
“Aynı suda iki kere yıkanamazsınız.”
Heraklitos
Soğuk savaştan sonra dünya çok değişti. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
11 Eylül’den sonra Amerika kimilerine göre petrol için kimilerine göre dünya hakimiyetini sürdürmek için önce Afganistan’a, sonra Irak’a müdahale etti. Şimdi sırada İran’ın olduğunu herkes biliyor. Ama Amerika’nın yaptıkları sadece bunlarla sınırlı kalmadı. Dış işleri bakanı Condolezza Rice yeni bir Ortadoğu’dan bahsetti. Bir Kürt devleti’nin kurulduğu da su götürmez bir gerçek. Peki ama bundan sonra ne olacak.
Amerika dünyanın en hararetli bölgesi Ortadoğu’da nasıl bir haritanın planlarını yapıyor? Türkiye’nin bu haritada yeri neresi?
Büyük Ortadoğu Projesi şu anda hangi aşamada? Yeni Ortadoğu haritası çizildi mi?
Her şeyden önemlisi Türkiye ne yapmalı? Hem içeride hem dışarıda nasıl bir politika izlemeli? Bölgenin kaderi Amerika ve Batıdan ziyade Türkiye’nin elinde mi?
İşte tüm bu olup biteni ve Türkiye’nin ne yapması gerektiğini ünlü stratejist Mahir Kaynak ve sağlam analizleriyle dikkat çeken Emin Gürses yorumluyor.
Önsöz
Aslında böyle olacağı 11 Eylül olayından belliydi. Amerika rüyasında görse inanamayacağı bu olayla işini kolaylaştırmıştı. Önce Afganistan’a girdi, peşinden Irak’a.
Ama emperyalizm gittiği yere felaketi de götürür. Nitekim öyle oldu. İrak’taki can kaybı 700 bine ulaştı. Her gün meydana gelen yüzlerce olay. Dundan sonra ne olacağını kimse bilmiyor (mu)? Etrafta sürekli elden ele dolaşan haritalar var.
1989 yılında Soğuk Savaş sona erip Sovyetler de dağılınca dünya yeni bir düzene girdi. ABD artık tek başına ve süper güçtü. Komünizm tehdidi de ortadan kalkınca siyaset gereği yerine yenisini ikame etmek gerekiyordu. ABD merkezli Batı bunda çok gecikmedi. Yeni düşman belliydi. Müslümanlar ve islamiyet. Rusya, Çeçenistan’da binlerce Müslüman’ı kırdı, ama kimseden ses çıkmadı. Bosna’da tanı beş yüz bin Müslüman insanın havsalısmın almayacağı yöntemlerle öldürüldü. Batı’dan gene ses çıkmadı. Sonra Afganistan ve derken Irak’ta olup bitenler herkesin malumu. Peki sonuç? Koskoca bir hiç.
Tüm bunlar bir yana bu kez Amerika kendi çıkarına uygun olarak Ortadoğu’ya nizam vermeye başladı. ABD Dış işleri Bakanı Condelezza Rise artık yeni bir Ortadoğu’nun zamanı geldi dedi. Ve haritalar hemen kendini gösterdi. Bir de 2006 Temmuzunda İsrail’in Lübnan’ı insanı hayrete düşüren işgal çabası her şeyin üzerine tuz biber ekti. ABD şimdi elindeki enerji kaynaklarından dolayı İran’ı hedefine almış durumda. Bundan sonra ne olacak? İşte biz de bu soruları iki büyük stratejiste, Emin Gürses ve Mahir Kaynak’a sorduk.
Elinizdeki bu kitap 2006 Eylül’üyle 2007 Ocak’ı arasında Mahir Kaynak ve Emin Gürses’le yapılan röportajlardan oluşuyor.
Bu kitapta Ortadoğu’nun geçmişini, 11 Eylül’ü, Afganistan ve Irak’ın işgalini, Büyük Ortadoğu Projesi’nin hangi aşamada olduğunu okuyacaksınız. Yeni Ortadoğu Haritası’nın ne anlama geldiğini, ABD’nin bundan sonra ne gibi stratejiler izleyeceğini, Türkiye’nin Kuzey İrak’taki PKK meselesini niçin bir türlü halledemediğini öğreneceksiniz.
Emin Gürses ve Mahir Kaynak sadece sorulara cevap vermekle kalmıyor, aynı zamanda önemli stratejik analiz ve çözüm önerilerinde de bulunuyorlar.
Bu kitap Ortadoğu’da bugüne kadar ne olduğunu, Ortadoğu’nun yapısını ve bundan sonra ne olacağını tartışıyor, Emin Gürses ve Mahir Kaynak’ın sağlam sebepsonuç ilişkilerinin nasıl kusursuz bir şekilde kurduklarını ve olaylara farklı yaklaşımlarını hemen fark edeceksiniz.
Cem Küçük İstanbul
Ocak 2007
İçindekiler
Birinci Bolüm
Yeni Ortadoğu Haritası İsrail’in İstediği Haritadır
Büyük Ortadoğu Projesi Amacına Ulaştı mı?
Amerika Irak’ta Batakta mı?
ABD ve İsrail Hangi Planı Devreye Soktu?
ABD ve Batı’nın Ortadoğu Ülkeleriyle ilişkileri
Yeni Ortadoğu Haritası
Türk Askerinin Lübnan’a Gitmesi Bölge için
Ne Anlam İfade Ediyor?
ABD PKK’yı Kime Karşı Kullanıyor?
İkinci Bölüm
Yeni Ortadoğu Haritası Irak’ın Parçalanmasına Uyumlu
Bir Haritadır
Büyük Ortadoğu Projesi Hangi Aşamada?
ABD Batakta mı?
İki İsrail Askerinin Kaçırılması Nelere Sebep Oldu?
Yeni Ortadoğu Haritası
Birinci Bolüm Yeni Ortadoğu Haritası İsrail’in İstediği Haritadır
Doç. Dr. Emin GÜRSES Sakarya Üniversitesi uluslararası İlişkilerBölümü Öğretim Görevlisi
__Büyük Ortadoğu Projesi Amacına Ulaştı mı?
__ Büyük Ortadoğu Projesi, sonraki adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin temel amacı nedir? Bu projeyi ortaya atanlar ne düşünüyordu?
1990’lı yıllarda öncelikli konulardan biri olarak gündeme getirilmiş olan Genişletilmiş Ortadoğu Projesi tanışmaları aslında özellikle batılı emperyal merkezlerin yeni süreçteki ihtiyaçlarından doğmuş ve yönetimlerle doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantı içinde bulunan strateji üretme merkezlerinde kotarılmaya başlanmıştı. ABD dışişleriyle yakın ilişkide olan bu kuruluşlardan Rand Corporation’d a 1993’ıe Genişletilmiş Ortadoğu diye bir bölüm oluşturuldu. Bu coğrafyanın tanımını yaparken, Afganistan’dan başladılar, Hazar’ın doğusu, Kafkasya, geleneksel Orta Doğu coğrafyası, Kuzey Afrika’yı da içine alan bir hat çizdiler. Kissinger, Aralık 1994’de Washington Post’daki bir yazısında ABD’nin hayati çıkarlarının bulunduğu alanı Hindistan’ın batısından başlayan ve Akdeniz’e uzanan bir bölge olarak tanımlıyor ve NATO’ya Hindistan’ı da içeren bir rol verilmesini öneriyordu. Bu coğrafya enerji kaynaklarının da yoğun olarak yer aldığı çoğunlukla İslam coğrafyası. ABD başkanı Bush’un ileri sürdüğü stratejisinde Ortadoğu için daha fazla özgürlük yaratılması amacıyla ‘Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Girişimi’ ortaya atıldı, Batı’nın Arap ülkelerine demokrasi, pazar reformları ve insan haklan doğrultusunda çaba göstermek için destek vermesi öngörülüyordu. ABD başkan yardımcısı Dick Cheney de 24 Ocak 2004 tarihinde İsviçre’de yapılan Dünya Ekonomi Forumu’ndaki konuşmasında proje konusunda ipuçları veriyordu. Özgürlük ve demokrasinin Büyük Ortadoğu’da yaygınlaştırılması herkesin çıkarına olduğunu ifade etmekteydi.
1995’te ABD’nin Ulusal Güvenlik Konseyi direktörü Anthony Lake, “Demokrasi için mücadele ediyoruz, çünkü demokrasi havuzu ne kadar geniş olursa, bizim güvenliğimiz ve refahımız o kadar büyük olur” diyordu.
Wilson Center ve Brooking Instilution ile bağlı çalışan Pensilvanya Üniversitesi’nden Prof. G. John lkenberry Wilson, Quarteriy dergisinin İlkbahar 1999 tarihli sayısında demokrasinin neden ihraç edilmesi gerektiğini tartışırken bu yöntemle Amerika’nın değerlerini yaymakla kalmadığım, çıkarlarını da koruduğunu belirtirken, bunun Amerikanın gizli stratejisi olduğunu ifade ediyordu.
Genişletilmiş (Büyük) Ortadoğu Projesi aslında Kuzey Afrika’yı da içermekteydi. Burada büyük oranda İslam coğrafyası da diyebileceğimiz Büyük Ortadoğu coğrafyası, yeni sistemde hegemonyayı sürdürmek için gerekli olan malı kaynağın saghmmam açısından en uygun ürün olan ve bu nedenle günümüzde hegemonya yansında hayali bir rol oynayan enerji kaynaklarını ve özellikle de petrolü barındırması nedeniyle öne çıkmıştı. Emperyal merkezler arasında geçiş dönemlerinde meydana gelen, sistemden alınan payın yeniden düzenlenmesinde enerji kaynaklarının bulunduğu alanların önemli bir rol oynayacağı açıktır.
Merkezi Avrupa bugün, enerji ihtiyacını önemli oranda başka alanlardan sağlamak zorundadır. Japonya merkezli Batı Asya da Amerika Birleşik Devletleri’ne ekonomik alanda alternatif güç olabilecek bir merkez olarak enerjide dışarıya bağımlıdır. 1992 tarihli Pentagon raporunda da bir risk olarak gösterildiği gibi. ABD’ye ekonomik alanda alternatif olabilecek ülkelerin enerji
…