Yayınlanma Zamanı: 2008-03-08 01:02:00
Atlı ateş..
Kilimlerle senin sofalarla var yürüyüşün
Geldik şimdi bu saçların ki çözdüm ve çözmedim
Kuşluk yürüyüşün senin gerinmelerle ikindi yürüyüşün
İnceciksin terliklerle uzunsun ya da gözlerle
Öyle yürüyüşün ki inmiş atlardan ya Erzurum’dan
Aşkın ardınca oldular ki anlayın işte artık
Hem İzmir’de Kordon boyuyla senin şıkırtıların
Geldik şimdi bu ellerin ki tuttum ve tutmadım
Böyleleyin yürüyüş kilerlerde sayılmış değil
Badem yürüyüşün kavunlarla Kırkağaç yürüyüşün
Çıplaksın yürüyüşünle kaşlarla esmersin ya da
Geldik şimdi bu ayakların ki öptüm ve öpmedim
Taylar gibi yürüyüşün senin Konya düzü gibi
Geldik şimdi bu atlar ki yıkıldım bittim
Ekmeklerle birikmiş değil bolluk böyleleyin
Rüzgarlarla senin buğdaylarla var yürüyüşün
Hacivat..
Ne yapar çileli Hacivat şimdi mezarda
Dayak mı yer gene Karagöz’den o yerde
Yoksa çay mı pişirir pilav ya zerde
Ne yapar çileli Hacivat şimdi mezarda
Büyük hayalleri yoktu zaten hayatta
Bozuk düzen bir ev üstelik Balat’ta
Şaşırmaya kalkmamıştır bu yüzden Arafat’ta
Dedim ya tokgözlüydü zaten hayatta
Kaldıysa tuhaflığı kalmıştır perdede
Çektiklerine gülünüyor hâlâ memlekette
Zekası ki dolaşırdı üç beş dilde
Ne yapar çileli Hacivat şimdi mezarda
Pusula..
Eser Salâh Birsel eser
Kendi kısmetine küser
Bir camdır kalbini keser
Keser değirmi değirmi