BİLİNÇALTININ GÜCÜ
Neden bir insan üzgünken diğeri mutludur?
• Neden bir insan korkak ve endişeliyken diğeri inanç ve güven doludur?
• Neden bir insan amansız olduğu söylenen bir hastalıktan kurtulurken diğeri iyileşemez?
• Neden bir insanın güzel, lüks bir evi varken diğeri derme çatma bir yerde yaşamak zorundadır?
• Neden bir insan tam bir başarı örneğiyken diğeri sefil haldedir?
• Neden bir konuşmacı ilgi çekici ve son derece popülerken, diğeri sıradan ve sönüktür?
• Neden bir insan işinde ya da mesleğinde bir dehayken, diğeri hayatı boyunca hiçbir şey yapmadan ya da başarmadan düşe kalka yürümeye çalışır?
• Neden bu kadar fazla hoşgörülü ve ahlaklı insan zihnindeki ve bedenindeki olumsuzlukların acısını çekiyor?
• Neden bir insan mutlu bir evlilik sürerken diğeri evliliğinde mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşıyor?
Bu soruların yanıtı, bilinç ve bilinçaltınızın işleyişinde
gizil olabilir mi?
Kesinlikle evet.
Bütün dünyada, hayatın tüm alanlarında, kadın-erkek herkesin başına mucizelerin geldiğini gördüm. Siz de, bilinçaltınızın sihirli gücünü kullanmaya başladığınızda, mucizelerle karşılaşabilirsiniz. Bu kitabın amacı, size alışageldiğiniz düşünce biçiminizin ve hayal gücünüzün kaderinizi nasıl oluşturduğunu ve biçimlendirdiğini göstermektir. Bir insan bilinçaltında ne düşünüyorsa, odur.
YANITLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Neden bir insan üzgünken diğeri mutludur? Neden bir insan zenginliğin sefasını sürerken diğeri yoksul ve hüzünlüdür? Neden bir insan korkak ve endişeliyken diğeri inanç ve güven doludur? Neden bir insanın güzel, lüks bir evi varken diğeri derme çatma bir yerde yaşamak zorundadır?
Neden bir insan tam bir başarı örneğiyken diğeri sefil haldedir? Neden bir konuşmacı ilgi çekici ve son derece popülerken, diğeri sıradan ve sönüktür? Neden bir insan işinde ya da mesleğinde bir dehayken diğeri hayatı boyunca hiçbir şey yapmadan ya da başarmadan düşe kalka yürümeye çalışır?
Neden bir insan amansız olduğu söylenen bir hastalıktan kurtulurken diğeri iyileşemez? Neden bu kadar fazla hoşgörülü ve ahlaklı insan zihnindeki ve bedenindeki olumsuzlukların acısını çekiyor? Neden ahlaksız pek çok kişi başarılı, zengin ve sağlıklı olup bunun keyfini çıkarıyor? Neden bir insan mutlu bir evlilik sürerken diğeri evliliğinde mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşıyor?
Bu soruların yanıtı, bilinç ve bilinçaltınızın işleyişinde gizli olabilir mi?
Kesinlikle evet.
BU KİTABIN YAZILMA NEDENİ
Beni bu kitabı yazmaya iten şey, bu ve benzeri sorulara ilişkin keşfettiğim yanıtları başkalarıyla paylaşma konusundaki güçlü isteğimdi. Zihnimizin temel gerçeklerini olabildiğince basit bir dille açıklamaya çalıştım. Hayatımızın ve zihnimizin temel ve önemli yasalarını günlük dili kullanarak açıklamanın mümkün olduğuna inanıyorum. Bu kitabın dilinin günlük gazetelerde, süreli yayınlarda, ofiste, evde ve günlük faaliyetlerde kullandığınız dilden farklı olmadığını göreceksiniz.
Kitabı dikkatle okumanızı ve ana hatlarıyla verilen teknikleri uygulamanızı istiyorum. Bunu yapmanız halinde, sizi kafa karışıklığından, üzüntüden, melankoliden ve başarısızlıktan kurtaracak, mucizeler yaratan bir güç bulacağınıza yürekten inanıyorum. Bu sizi olmanız gereken yere götürecek, yaşadığınız zorluklara çözüm bulacak, duygusal ve fiziksel sınırlarınızı aşmanızı sağlayacak; sizi özgürlüğe, mutluluğa ve iç huzura giden yola taşıyacak. Bilinçaltınızın mucizeler yaratan bu gücü sizi hastalıklardan kurtarabilir, yeniden canlı ve güçlü olmanızı sağlayabilir. İç güçlerinizi kullanmayı öğrenirken korkularınızın sizi tutsak eden kapısını açacak ve sonsuz özgürlüğü bulacağınız bir hayata başlayacaksınız.
MUCİZELER YARATAN GÜCÜN ORTAYA ÇIKMASI
Bilinçaltı güçlerimizin en büyük kanıtı, kişisel iyileşme olacaktır. Yıllar önce, tıpta sarkom adı verilen bir habisten bilinçaltımm iyileştirici gücünü kullanarak kurtulmayı başardım. Beni bu güç yarattı; hâlâ hayati fonksiyonlarımı koruyor ve yönetiyor.
O zamanlar uyguladığım teknik bu kitapta ayrıntılarıyla açıklanıyor. Hepimizin bilinçaltının derinliklerinde gizli olan Sınırsız İyileştirici Gücün varlığına inanmanın başkaları için de yararlı olacağından eminim. Benden yaşça büyük bir doktor arkadaşımın öğüdü sayesinde birden bütün organlarımı yaratan, bedenimi şekillendiren, kalbimi çalıştıran yaratıcı zekanın, kendi ürünlerini iyileştirebileceğini fark ettim. Eski bir atasözü şöyle diyor: Doktor yaraya pansuman yapar; Tanrı onu iyileştirir.
MUCİZELER İSTEMEYİ BİLDİĞİNİZDE GERÇEKLEŞİR
İstemek; zihnin bilimsel olarak belirli bir amaca yönelmiş bilinç ve bilinçaltı düzeylerinin uyumlu etkileşimidir. Bu kitap size içinizdeki sınırsız gücü ortaya çıkarmanın ve hayatta istediklerinizi elde etmenin bilimsel yolunu gösterecek. Siz daha mutlu, dolu dolu, zengin bir hayatı hak ediyorsunuz. Mucizeler yaratan bu gücü kullanmaya başladığınızda, günlük hayatınızda ilişkilerinizin yoluna girdiğini, işle ilgili sorunlarınızın çözüldüğünü ve aile içi ilişkilerinizin daha uyumlu hale geldiğini göreceksiniz.
Bu kitabı mutlaka birkaç kez okuyun. Bu harika gücün nasıl çalıştığını, içinizde gizli olan ilham ve bilgeliği nasıl ortaya çıkaracağınızı göreceksiniz. Bilinçaltınızı etkilemenin basit tekniklerini öğrenin. Sınırsız hâzineyi kullanmanın yeni bilimsel yolunu takip edin. Bu kitabı dikkatle, ciddiyetle, severek okuyun. Size şaşırtıcı biçimde yardımcı olabileceğini kendinize kanıtlayın. Kitap, hayatınızın dönüm noktası olabilir; bence olacaktır da…
HERKES İSTER
Etkin bir biçimde istediğini elde etmek mümkün müdür? Günlük hayatınızın bir parçası olarak dilekte bulunmayalı ne kadar zaman oldu? Acil durumlarda, tehlike ve sıkıntı anında, hastalıkta, ölüm kapıyı çaldığında, dualar yüreğimizden ve dudaklarımızdan dökülmeye başlar.
Günlük haberleri takip edin. Bütün ülkedeki insanların amansız bir hastalığa yakalanan çocuk, uluslararası barış ya da bir çöken bir maden ocağında kapalı kalan madenciler için dua ettiğini duyarsınız. Sonra, madenciler sağ salim dışarı çıktıklarında, kurtarılmak için bekledikleri süre boyunca nasıl dua ettiklerini anlatırlar.
Dualar elbette sıkıntı anlarında imdadımıza yetişir. Ancak onu yaşamımızın vazgeçilmez ve faydalı bir unsuru haline getirmek için neden sıkıntı anlarını bekliyoruz? Dileklerimiz, yürekten istediğimiz sürece karşılık verir.
İnsanlar üzerinde yaptığım çalışmalar beni farklı yaklaşımlara götürdü. Dilemenin gücünü ben de kendi yaşamımda hissettim. Ayrıca dilekleri gerçekleşen birçok kişiyle konuştum ve çalıştım. Genellikle işin en zor tarafı, başka birine nasıl istekte bulunacağını söylemektir. Sıkıntıda olan insanlar mantıklı düşünmekte ve davranmakta zorluk çekiyorlar. Sorunları onları boğuyor; dinleme ve anlama yeteneklerini engelliyor. Kolayca uygulayabilecekleri bir formüle, basit ve net bir kalıba ihtiyaç duyuyorlar.
BU KİTAP NEDEN ÖNEMLİ?
Bu kitabın en önemli özelliği, kolayca uygulanabilir olması. Kitapta günlük hayatınızda rahatça uygulayabileceğiniz basit, işe yarar teknikler ve formüller bulacaksınız. Bu basit süreçleri dünyanın farklı yerlerinden pek çok kişiye öğrettim.
Kitapta anlatılanlar ilginizi çekecek, çünkü bunlar istediğiniz şeylere karşın neden istemediğiniz şeylerle karşılaştığınızı açıklıyor. Dünyanın her yerinde binlerce kez bana şu soru soruldu; “Neden o halde istediklerimi elde edemiyorum?” Bu kitapta, bu yaygın şikayetin nedenlerini bulacaksınız. Bilinçaltını yönetmenin ve doğru yanıtları bulmanın yolları, bu kitabı sizin için değerli kılarak sıkıntılı zamanlarınızda imdadınıza yetişmesini sağlayacak.
NEYE İNANIYORSUNUZ?
Birçok kişinin düşündüğünün aksine, bir insanın istediğine kavuşmasını sağlayan şey, inandığı şey değildir. Bireyin bilinçaltı, o kişinin zihnindeki tabloya ya da düşünceye karşılık verdiğinde, dilekleri gerçekleşir. Bu inanç yasası, bütün dünyadaki dinlerin gizli ilkesidir. Onların psikolojik gerçekliğinin arkasında yatan saklı nedendir.
Budistler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Yahudiler, inançları arasındaki büyük farklara rağmen, dualarının karşılığını alırlar. Bu nasıl olabilir? Yanıt, bunun nedeninin belirli bir inanç, din, ilişki, ritüel, tören, formül, liturji, enkarnasyon, kurban ya da bağışlarla ilgili olmamasıdır. Bu inanç zihinsel kabul ya da açıklıkla ilgilidir.
Hayatın yasası, inanç yasasıdır. İnanç, zihinde düşünce gibi algılanabilir. Kişi düşündükçe, hissettikçe ve inandıkça, zihninin ve bedeninin durumu ile koşullan da ona göre belirlenir. Ne yaptığınızı ve neden yaptığınızı anlamaya dair geliştirilmiş bir teknik ya da metodoloji, hayattaki bütün iyi şeylere yönelik bilinçaltı bir farkındalığın oluşmasına yardım edecektir. İşin özünde; kişinin dilekleri karşılık bulduğunda, yüreğinin arzuları da gerçekleşir.
DİLEMEK ARZU ETMEKTİR
Herkes sağlık, mutluluk, güvenlik, zihinsel huzur ve doğruluk arzular. Ama kaçımız bütün bu hedeflere ulaşabiliriz? Bir profesör geçenlerde şunu itiraf etti: “Zihinsel yapımı değiştirir, duygusal yaşantımı yeniden yönlendirirsem, kalbimin çok daha iyi bir duruma geleceğini biliyorum. Bunu biliyorum. Sorun şu: Bildiğim hiçbir teknik, süreç ya da modus operandi1 yok. Zihnim, sorunlarım üzerinde dönüp duruyor; kendimi hüsrana uğramış, mutsuz, yenilmiş hissediyorum.”
Bu profesör sağlığının mükemmel olması için arzu duyuyordu. İhtiyacı olan şey, zihninin nasıl çalıştığını bilmekti. Bu onun arzusunun gerçekleşmesini sağlayacaktı. Bu kitapta anlatılan tedavi yöntemlerini uygulayarak sağlıklı ve mükemmel bir birey oldu.
ZAMAN BÜTÜN BİREYLER İÇİN ORTAKTIR
Bilinçaltının mucize yaratan güçleri sizden, benden, dünyadan önce de vardı. Hayatın ezeli ve ebedi büyük gerçekleri ve ilkeleri bütün dinlerin ötesindedir. Size, bu düşünceleri akıldan çıkarmayarak, kitap boyunca bu harika, sihirli, etkili gücün üzerinde durmanızı öneriyorum. Bu güç zihinsel ve fiziksel yaralarınızın iyileşmesini sağlayacak, korkulardan arınmış zihninize özgürlük tanıyacak, sizi yoksulluğun, başarısızlığın, üzüntünün, yoksunluğun ve hayal kırıklığının kısıtlamalarından kurtaracaktır.
Tek yapmanız gereken, elde etmek istediğiniz güzelliklerle zihinsel ve duygusal olarak bütünleşmektir. Bilinçaltının yaratıcı güçleri buna göre tepki verecektir. Hemen bugün bunu yapmaya başlayın. Bırakın hayatınızda mucizeler gerçekleşsin! Gün aydınlanana ve gölgeler dağılana kadar devam edin.
BİLİNÇALTINIZ KARANLIK BİR ODADIR
Bilinçaltınız sizin büyük karanlık odanızdır. Dışarıdaki hayatınızın geliştiği gizli yerdir.
Bu nedenle sizi siz yapan şey; adınız, giysileriniz, anne babanız, mahalleniz ya da kullandığınız otomobil değildir. Siz yeraltmdaki o karanlık odanızda şekillenen inançlarınızdan oluşuyorsunuz. Ahlaki anlamda, bilinçaltınız tamamen tarafsızdır; bir alışkanlığı, dünyanın iyi mi yoksa kötü mü gördüğünü umursamaz. Bu nedenle, bilinçaltımıza, yani karanlık odaya olumsuz düşünceler düştüğünde, bu karanlık düşüncelerin günlük deneyim ve ilişkilerimizde ifade bulduğunu görüp şaşırırız. İşin gerçeği, başımıza gelen hemen her şeyde bizim rolümüz vardır.
Dünyanızı değiştirmek istiyorsanız, zihninizi değiştirmelisiniz; içten dışa doğru… Ancak eğer bu karanlık oda kavramını kabul ederseniz, bu süreç hakkında duygulardan arındığınızı mutlulukla görebilirsiniz. Bu fikri benimsediğinizde, hayatınızı değiştirmenin çok zor bir mücadele olmadığını göreceksiniz. Var olan zihinsel imgeleri yenileriyle değiştirmek için ne kadar çaba sarf etmek gerekebilir ki? Bu anlayış, sizin için de olumlu ve kolay bir değişim sürecinin başlangıcı olabilir.
Hayatınızın ilk günlerinden itibaren size aşılanan inanç ve eğilimlerin hâlâ sizinle olduğunu ve hayatınızı yönlendirip etkileme gücüne sahip olduğunu öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz. Hepimizin çocukluktan gelen ve uzun süre önce unuttuğumuz inanç ve fikirleri vardır. Bunlar bilinçaltına ait karanlık odanın derinliklerinde saklıdır. Bunu bilmek, neden düşüncelerimizi sağlıklı bir biçimde değerlendirme zamanının geldiğini gösterecektir.
Örneğin, bir vantilatörün yanında oturduğunuzda boynunuzun tutulacağına inanırsanız, bilinçaltmız boynunuzun tutulmasını sağlayacaktır. Bu rahatsızlığa neden olan şey, vantilatörün yüksek frekansta zararsız enerji molekülleri yayması değil, sizin büyük inançlarınızdır. Vantilatör zararsızdır.
İşyerinizde biri hapşırdığı için soğuk algınlığına yakalanacağınızdan korkarsanız, korkunuz zihninizin bir hareketi haline gelerek beklediğiniz, korktuğunuz, inandığınız şeyi yaratır. Ofisteki diğer kişilerin soğuk algınlığına yakalanmadığını görürsünüz, çünkü onlar buna inanmamışlardır. Sağlıklı olacaklarını düşünmüşlerdir.
Job demiş ki: Korktuğum ne varsa başıma geldi.
Öte yandan, mucizevi iyileştirici gücün nereden geldiğini düşünüyorsunuz? Aynı bilinçaltından… Karanlık odanızı önemli gerçeklerle doldurursanız, dış resimleriniz bunları yansıtacaktır. Bilinçaltmız bu gerçekleri kabul eder ve sağlıklı, huzurlu olmanız için uğraşır. Bir elmanın kanınıza karışması gibi, bu düşünceler zihninize yerleşir ve hayatınızı etkiler. Yürümeyi, yüzmeyi, dans etmeyi ve piyano çalmayı da bu şekilde öğrenirsiniz. Bir düşünceyi sık sık tekrarlarsanız, bir süre sonra bu sizin bir parçanız haline gelir. Bu, daha üstün bir prensibe uymaktır. Benzin, arabanızı çalıştırmaz. Önce buhar haline gelmesi, güç kazanmadan önce değişmesi gerekir. Zihniniz de, dünyanızı olmasını istediğiniz yere getirmeden önce değişmelidir.
İyileşmenin yanı sıra, bilinçaltı karanlık odanız, zenginliğinizin de üretildiği yerdir. İşin anahtarı, hayatınızda bolluk ve bereket görmeden önce bilinçaltınızı zenginleştirmektir.
Zihin yasalarını öğrenmeye başladığınızda şuna inanacaksınız: Ekonomik durumlardan, borsanın iniş çıkışlarından, bunalımdan, grevlerden, savaşlardan, diğer durum ve koşullardan bağımsız olarak siz her zaman destek göreceksiniz. Bunun nedeni, bilinçaltınıza zenginlik fikrinizi ve ihtiyaçlarınızın karşılanacağı düşüncesini iletmiş olmanızdır. Gizli zihninizi paranın hayatınızda her zaman özgürce akacağına ve her zaman müthiş bir bolluk olacağına ikna etmiş olacaksınız. Yarın devlet mali bir çöküş yaşasa ve bütün holdingleriniz batsa da, siz zenginliği çekecek ve gözetileceksiniz.
Bilinçaltı karanlık odanız harika yeni fikirlerle doludur; bu yüzden eskilerin yerine yenileri koymaktan çekinmenize gerek yok. Bir an önce doğru, güzel ve değerli şeyleri düşünmeye başlayın, etrafınızda bunları göreceksiniz. Her şey başlangıçta iyi niyetle yaratıldı, siz de eylemlerinizde öyle yapmalısınız. Bunu yapmak size düşünceleriniz konusunda yeni ve sağlıklı bir bakış açısı kazandıracak; bundan sonra hiçbir etkiniz olmadığını düşündüğünüz kötü tabloların kurbanı olmak zorunda kalmayacaksınız.
Bölüm
İÇİNİZDEKİ HAZİNE
Bilirıçaltınız hayatı odağına alır. Bu yüzden bilinç üzerine durmalısınız. Bilincinizi doğru olan önermelerle besleyin. Bilinçaltı alıştığınız zihinsel kalıpları tekrar edecektir.
Elinizin altında sınırsız bir zenginlik var. Bunları elde etmek için yapmanız gereken tek şey, zihinsel gözlerinizi açmak ve içinizdeki sınırsız hâzineyi görmek. Kendi içinizde güzel, keyifli, bereketli bir yaşam sürmek için gereksinim duyduğunuz her şeyi bulabileceğiniz bir depo bulunmakta.
Birçok kişi kendi potansiyelini kullanamaz çünkü içindeki Sınırsız Zeka ve sevgi deposunun varlığından haberdar değildir. Oysa istediğiniz her şeyi oradan çekip alabilirsiniz.
Mıknatıslı bir demir parçası, kendi ağırlığının on iki katını kaldırabilir. Ancak bu demir parçasının mıknatıs özelliğini alırsanız, bir kuş tüyünü bile kaldıramaz.
Aynı şekilde, iki tür insan vardır. Mıknatıslanmış kişiler güven ve inançla doludur. Başarılı olmak ve kazanmak için doğduklarını bilirler.
Diğerlerinin ise mıknatıs özelliği yoktur. Onlar korku ve kuşkuyla doludurlar. Bir fırsatla karşılaştıklarında, “Ya başarısız olursam? Para kaybedebilirim. İnsanlar benimle dalga geçerler.” diye düşünürler. Bu tür insanlar hayatta pek fazla ilerleyemezler. İlerlemekten duydukları korku, oldukları yerde saymalarına neden olur.
Çağlar boyunca var olan önemli sırrı keşfeder ve kullanırsanız, siz de mıknatıslanmış biri haline gelebilirsiniz.
ÇAĞLARIN ÖNEMLİ SIRRI
Diyelim ki biri size çağların en önemli sırrının ne olduğunu sordu. Ne cevap verirdiniz? Atom enerjisi mi? Gezegenler arası seyahat mi? Kara delikler mi? Hayır, bunların hiçbiri değil. Öyleyse en önemli sır nedir? Bunu nerede bulabiliriz? Bunu nasıl anlayabilir ve eyleme dökebiliriz?
Cevap son derece basit. En büyük sır, bilinçaltınızda bulunan ve mucizeler yaratan muhteşem güçtür. Burası insanların en son bakacağı yerdir; bu yüzden pek çok kişi bu sırrı keşfe-demez.