Karadeniz bölgesinin iç kesiminde şehir ve bu şehrin merkez olduğu il. Deniz seviyesinden 400 m. yükseklikte, Yeşilırmak’ın açtığı iki tarafı yüksek kayalıklarla çevrili dar bir vadide kurulmuştur.
Şehrin içinden geçerken batı-doğu istikametini alan nehrin solunda (kuzeyinde) yükselen dik kayalıklara oyulmuş mağara ve kral mezarları ve bunun hemen üstündeki kale dikkati çeker.
Nehrin sağ kesimi (güneyi) nisbeten daha az meyilli ve düz olduğundan yerleşme daha ziyade bu yönde olmuştur. Şehrin bilinen en eski adı Amaseia’dır. Ancak ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Bununla birlikte, Büyük İskender devrinden (m.ö. 336-323) önce de mevcut olduğu ve şehrin tarihinin Hititler dönemine kadar uzandığı sanılmaktadır. Helenistik Seleukhoslar döneminde zaman zaman Pontus krallarının başşehri oldu; milâttan önce 63 yılında da Roma Devleti sınırları içine katıldı.
Milâttan sonra III. yüzyılda bir piskoposluk merkezi olarak önem kazandı. 712’de Araplar tarafından alındı ise de birkaç yıl sonra İmparator III. Leo (717-740) idaresindeki Bizans kuvvetleri şehri ele geçirdiler.