ADLİ TIP
Adli tıp, adli soruşturma sırasında ortaya çıkan tıp sorularıyla uğraşan bilim dalıdır. Yaralanma, ölüm ya da hukuki ihtilafla sonuçlanan durumlara ait adli soruşturmalarda olayların tıbbi yönlerini aydınlatmak; kurban, şüpheli ve olaydan etkilenen üçüncü şahısların tıbbi durumunu dökümante etmek ve bu kapsamdaki haklarının korunmasını sağlamak için hekimlere gereksinim duyulur. Adli tıp uzmanları bu konuda eğitim almış, yetkin branş uzmanlarıdır. Olayın niteliğine göre tek başlarına ya da diğer branş uzmanları ile konsülte ederek adli tıbbi raporlar hazırlarlar. Adli tıp raporunun her durumda adli tıp uzmanı tarafından hazırlanması şart değildir. Yine olayın niteliğine göre, diğer branş uzmanları, diş hekimleri ya da pratisyen hekimler genel olarak tıbbı ya da kendi branşlarını ilgilendiren konularda rapor hazırlayabilir.
Adli tıbbın geçmişi çok eskiye uzanır. Eski Mısırlılar günümüzden 5.000 yıl önce cinayet ve benzeri olaylarda doktorlara danışıyorlardı. Adil tıp konusu, Hammurabi Kanunları ile Tevrat’ta da yer alır. İÖ 40’ta öldürülen Jül Sezar’ın vücudundaki 23 yaranın yerini ve etkilerini gösteren rapor ilk adli tıp raporu sayılır. Gerçek ölüm nedeninin anlaşılabilmesi için cesedin açılarak incelenmesi gerekebilir. Buna otopsi denir. İlk otopsi 1374’te Fransa’da uygulanmıştır. Adli tıp günümüzde hukuk ve tıp fakültelerinde bir ders olarak okutulmaktadır. Adli tıpa ilk kez 1650’de Leipzig Üniversitesi’nin ders programında yer verilmiştir. Türkiye’de ise adli tıp 1849’da okutulmaya başlanmıştır.
Adli tıbbi değerlendirmeler konusundaki talepler mahkeme ve savcılıklardan gelebileceği gibi, adli konulara taraf olan birey ya da kurumlardan da gelebilir. Mahkeme ve savcılık kanalıyla yapılan istemlerle ilgili olarak, ilgili uzman tarafından bir “bilirkişi raporu” hazırlanır. Bu raporun mahkeme heyeti üzerinde hiç bir bağlayıcılığı yoktur. Hakim isterse başka bir bilirkişi görüşü daha isteyebilir ya da var olan görüşün dışında bir karar verebilir. Taraf olan birey ya da kurumlar da, mahkemeye sunmak üzere adli tıbbi değerlendirme raporları hazırlatabilirler. Bu durumda sunulan rapor “bilirkişi raporu” değil, “uzman görüşü” olarak nitelendirilecektir. Mahkemeler istediği takdirde, “bilirkişi raporlarının” ya da “uzman görüşlerinin” sahiplerini duruşmaya çağırıp dinleyebilir ve soru sorabilirler. Aynı şekilde bu görüşler de mahkeme heyeti için bağlayıcı nitelikte değildir. Bu konuyla ilgili düzenlemeler Ceza Muhakemeleri Kanununda mevcuttur. Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Tıp Kurumu, İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Adli Tıp Enstitüsü ve çeşitli tıp fakültelerinin adli tıp anabilim dalları resmi bilirkişilik yapabilirler. Bu konudaki düzenlemeler Ceza Muhakemeleri Kanunu, Adli Tıp Kurumu Kanunu ve Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde yer almaktadır. Bu kurumlar içinde Adli Tıp Kurumu, sadece mahkemelerden gelen istemlere cevap vermekle yükümlü iken, üniversitelere bağlı birimler hem mahkeme, hem bireysel başvurulara cevap verebilmektedir.
ADLİ TIP TERİMLERİ
a.,A. arter (atardamar) kısaltılmış şekil, arteria.
ABDOMEN karın, batın
ABDOMİNAL karına ait, karın içi
ABONDAN bol, fazla miktarda
ABORTUS düşük, çocuk düşürme
ABULİ iradesizlik, irade yitimi
ADULT erişkin, erişkinlik çağıyla ilgili
AGONİ can çekişme
AJİTASYON huzursuzluk, tedirginlik, iç çalkantısı.
AJİTE heyecanlı, tedirginlik, huzursuzluk
AKUT had, hızlı gelişen, şiddetli
ALVEOL kese, kese şeklinde oluşum, diş yuvası
AMFİZEM bkz.emfizem
AMNEZİ unutkanlık
AMNİOS., (AMNİON) ZARI rahimdeki bebeği kuşatan ince zar
AMPUTASYON kesme, kesilme (kol ve bacak kaybı için)
AMPUTE kesilmiş
ANASTOMOZ ağızlaşma, ağızlaştırma, normal olarak ayrı olan organik iki aralık veya organ arasında cerrahi bir pasaj veya patolojik geçit oluşumu
ANATOMİ canlı varlıkların yapı ve şeklini inceleyen bilim dalı
ANAZARKA yaygın ödem
ANTERİOR öndeki, önde bulunan, öncel
ANEVRİZMA atardamar veya kalpte meydana gelen yerel genişleme
ANFİZEM bkz. emfizem
ANKİLOZ eklem kaynaşması, yapışıklık
ANOKSİ oksijen eksikliği
ANOREXİA NEVROSA psikolojik nedenlere bağlı iştahsızlık
ANTRAKOZ akciğerlerin kömür tozu hastalığı
ANULAR, ANNULER halka biçiminde
ANUS, MAKAT
AORT, AORTA kalpten çıkan en büyük atardamar
APEKS uç
APOFİZ kemik çıkıntısı, tümsek
APOPLEKSİ beyin kanaması.
ARAKNOİD pia mater ile dura mater arasındaki ağsı kısım, örümceksi ağ
ARAKNOİDAL örümceksi ağa ait
ARAZ belirtiler
AROUS kavis, köprü, yay
ARTER, ARTERİA atardamar
ASEPTİK mikropsuz
ASFİKSİ havasızlık, canlının havasız kalması
ASİT, ASSİT karında sıvı toplanması, ascites
ATEROSKLEROZ damar sertliği
ATRİUM kulakçık
ATROFİE önceden normal olan bir organın veya dokunun sonradan küçülmesi.
ATTEKE etkilenmiş, etkisinde kalmış, zarar görmüş
AZA üye, organ, organlar
BASİS taban, temel
BATIN karın
BENİGN uysal, iyi huylu, selim
BIZIR klitoris
BİLİRUBİN safra boyası.
BİOPSİ doku örneği alınması, alınmış doku örneği
BRONCHUS bkz. bronş
BRONŞ akciğer hava borucuğu
BRONŞİYAL akciğer hava borusuna ait
BRONŞİYOL bronş dalları, küçük çaplı hava borucukları.
BÜL çapı 1 cm.den büyük içi sıvı dolu deri keseciği
CAPUT baş lokma
CAECUM kör bağırsak
CALCANEUS topuk, topuk kemiği
CAROTİS şahdamarı
CARUNCULA küçük et kabarcığı
CLAVICULA köprücük kemiği
CLITORIS bızır klitoris
COCCYGYX kuyruksokumu kemikleri
COLON kalın bağırsak
COLUMNA VERTEBRALIS bel kemiği, omurga
COMMOTIO CEREBRİ beyin sarsıntısı
CONTRE COUP, CONTUSION bere, ezik, berelenme
CONTUSİO CEREBRİ beyin zedelenmesi
CORPUS CALLOSUM beyin büyük bileşiğine şeklini veren nasırsı cisim
CRANIUM kafatası kranyum
ÇABUK ÖLÜM sağlıklı bir kişinin hastalanması ve bir kaç saat-gün içersinde ölmesi
ÇÜRÜME HARİTASI çürümeye başlayan cesette damarların vücut yüzeyinden görülmesi.
ÇEHRE baş bölgesinde alın, gözler, burun, ağız, yanak ve çenenin oluşturduğu ön kısım, yüz