Köprü, Ayşe Kulin’in 2002 yılında yayınlanan romanı. 2006’da başrolünde Erdal Beşikçioğlu’nun yer aldığı televizyon dizisine uyarlandı.
Üç günden beri dur durak tanımadan esen deli rüzgâr birden kesiliverince, kar, Munzur ve Keşiş dağlarının koynuna sere serpe uzanmış Erzincan’ın üstüne, tül cibinlik gibi inmişti.
Karla kaplı çıplak ağaçlarından, saçakları buz tutmuş evlerine kapanmış insanlarına, dam altlarına sığınmış bezgin sokak köpeklerine kadar tüm canlılarıyla uzun bir kış uykusuna dalmış gibiydi şimdi şehir.
Erzincan’ın ne zaman ne yapacağı belli olmazdı. Ne istediğini hiç bilmeyen şımarık bir kadın gibiydi. Karın bembeyaz örtüsü altında uyuşmuş yata dururken, birdenbire miskinliğinin öcünü almak ister gibi çalkalamaya başlardı kalçalarım. O böyle beşik gibi sallandı mı, yüce dağların yamaçlarını tutan kar, yükseklerden aşağılara iner, ovalarda çağıldayan akarsularla buluşur, yerle gök birbirine geçerdi.
Toz, duman, çığlık ve kar arasında savrulurdu canlar. Üstelik daha çok da yeniydi böylesine kudurup azması. Evleri yerle bir etmiş, kurbanlarını yutmuş, tüm hırsını kustuktan sonra, durulmuştu. Erzincanlılar, bir süre sessiz kalacağ ını bilirlerdi şehirlerinin. Tekrar ne zaman azacağı pek belli olmazdı ama..
Daha değil… daha değil. Onca cana kıydıktan, onca ocağı söndürdükten, onca binayı, ağacı devirdikten sonra, iyice yorgun düşmüştü şehir. Dinlenme sürecindeydi. Belki de o yüzden, gevşek bir miskinlik içindeydi Erzincanlılar.
Buza kesmiş kentin sokaklarını koşarak geçen köylü, göğsüne bastırdığı yüküyle şimşek gibi daldı taş binanın kapısın-10 dan. Nefes nefese ve soğuğa rağmen ter içindeydi. Gövdesinden yükselen sıcaklık ve ekşi koku, Hoş Ali ile İsmail’in yüzüne, keskin bir bıçak gibi çarptı.