Beynamaz Hikâyesi ve Ömer Seyfettin Hakkında
Beynamaz adlı Hikâye Ömer Seyfettin’in ilk kez 1919 yılında yazdığı ve Büyük Mecmua adlı dergide yayımladığı, softalar, batıl itikatlar, din adamları ve dini kendi çıkarları için kullanan kişiler ile alakalı yazdığı öykülerinden biridir. (Beynamaz,Büyük Mecmua , S. 4, 28 Mart 1919, s. 59-62..)
Olay öykücülüğü denilen Maupasaant tarzının edebiyatımızdaki en önemli ismi olan Ömer Seyfettin’in bu öyküsü de bir olay hikâyesi özelliği ile yazılmıştır.
Yazar bu öyküsünde hayatı boyunca namaz kılmış olan aç gözlü beynamaz bir adamın, imam tarafından mallarının çoğalacağı, sürüsünün iki kat olacağı vaadiyle namaz kılmak için imam tarafından ikna edilmesi ama sonucunda her şeyini yitirmesi konusunu işlemektedir.
Öykü insanları ibadete alıştırmak için ibadetin maddi kazanç sağlayacağı gibi vaatler verilmesini eleştirmiş, dindar olarak maddi gelir elde edilemeyeceği konusunu ele almıştır.
KİŞİLER:
Hacı İmam: Biraz yaşlı, çakır gözlü, eti butu, rahatı yerinde yemeye içmeye düşkün, köylülerin mübarek bir adam olarak gördükleri cemaati namaz kılmaya özendiren ve başaran bir adamdır.
Gavur Ali: Hayatı boyunca hiç namaz kılmamış bir beynamazdır. Bekar yaşayan , herkesle dargın kimseyle konuşmayan, geçimsiz ve mala mülke , sürüye ço önem veren bir adamdır.
Ömer Seyfettin-Beynamaz (Kısa Özeti)
Köy imamı Hacı İmam biraz yaşlı, çakır gözlü, dinine düşkün, namaz kılmayanları namaza başlatmayı seven bir adamdır. Hacı İmam 17 senedir Doğardı denilen bu köyde imamlık yapmaktadır ve herkesi namaza alıştırmıştır. Bir kişi hariç herksin namaz kıldığı bu köye civardaki köylüler bu nedenle Sofular köyü demeye başlamıştır.
Hacı İmam köydeki insanlara ve çocuklara da dini eğitim vermektedir ve köylülerin gözünde mübarek görülen bir adam haline de gelmiştir. O yıl oldukça kurak geçmiş, yağmur yağmadığı için mahsuller tehlikeye girmiştir.
Köylüler toplanarak imamın yanına gelerek yağmur duasına çıkıp yağmurun yağmasını sğlamak için ona ricacı gelmişlerdir. Fakat imam, köyde Gâvur Ali olduğu sürece köye yağmur yağmaz diye cevap verir.
Gâvur Ali köyün dışında çobanlık yapan, namaz kılmayan geçimsiz bir adamdır. Bu küfürbaz adam camiye de hiç gelmemekte namaz da kılmamaktadır. Nihayetinde Hacı İmam bir gün Ali ile konuşmuş ve onu nmaz kılmak için ikna etmeye karar vermiştir.
İmam bunun için Ali’nin evine gelip onunla konuşmaya çalışmış, Ali ona cevap vermediği gibi Ali’nin köpeği İmamın üzerine saldırmıştır.
İmam, bu köpekten kurtulup Ali ile konuşmayı başarır. İmam “ Namaza başla. Koyunların iki misli daha artmazsa yine namazdan vazgeç, ama bir kere dene din kardeşiyiz, sen de bizim köyün evlâdısın.” “ diyerek en sonunda Ali’yi ikna eder.
Ali, bunun üzerine her gün namaz kılmaya başlar. Hatta dini sohbetlere de katılıp, mevlitlere de iştirak eder. Hatta bu sıralarda köye şiddetli bir yağmur yağar. Fakat bu sefer de yağmurların ardı arkası kesilmez ve yağmurlar iki ay durmadan yağar. Ali’nin koyunları da birer birer ölmeye başlamıştır. Gavur Ali’nin elinde elli koyunu kalmıştır. Ali imamın yanına gelir ve “Hani bizim koyunlar çoğalacaktı. Koyunlar ik katına çıkmadığı gibi aksine azaldı” diye çıkışır. Hacı İmam da biraz daha beklemesini söyler. Ali , biraz daha bekler ama kalan koyunlarını hatta köpeğini bile kaybeder.
Gavur Ali, tekrar namaz kılmamaya başlar ve Hacı İmam’a inandığı için çok dövünür. En sonunda bir sabah, ezan okunurken köyünü de terk eder.
Ali bunun üzerine bir sabah köyden ayrılır.