Canan Efendigil Karatay, ömrünün 50 yılını hekimlik hizmetine adamış, birçok ünlü isme hocalık yapmış, Karatay Diyeti ile binlerce insanın hayatını değiştirmiş çok değerli bir profesör. Türk insanının sağlığı için, hiç kimsenin konuşmaya cesaret edemediği konularda fikir beyan ediyor. İlaç ve endüstriyel gıda sektörünün değil, halkın yanında yer alıyor.
Doğruyu söylüyor ve söylediği şeyler doğru olduğu için olumlu sonuç veriyor! Bu yüzden de tüm Türkiye onu çok seviyor… Ben de çok sevdim onu. İlk tanıştığımız gün, onun samimiyeti, alçakgönüllülüğü, her soruya içten ve bizlerin anlayacağı bir dille cevap verişi, hekimlik mesleğine ve insanlara hizmet aşkı beni çok etkilemişti.
Karatay Diyeti kitabı daha piyasaya çıkmadan, ilk okumaları yaparken bu kitabın Türk halkının hayatını değiştireceğini hissetmiştim! Çünkü yıllardır insanların (ve benim) sorduğu, o çok basit ama bir türlü cevaplanamayan soruya, ‘NEDEN KİLO VEREMİYORUM?’ sorusuna net yanıt veriyordu. Kitap ‘çünkü’ diye başlayıp tek tek sıralıyordu kilo verememenin nedenlerini.
Kandırıldığımı hissettim! Anladım ki yıllardır bizi “az az sık sık ye, ekmeksiz olmaz ama sakın yumurta yeme, zeytin üçü geçmesin, en fazla iki ceviz, aman kolesterole dikkat” gibi modası geçmiş ve yanlış bilgilerle oyalamışlar. Karatay Diyeti bu bilgileri bilimsel araştırmalar ışığında çürütüyor ve kendi ‘yalın, kalori kısıtlamasız, uygulaması çok basit’ sistemini koyuyordu ortaya.
Türk halkının mutfak ve beslenme alışkanlıkları dikkate alınarak ‘özel’ geliştirilmiş bu beslenme ve yaşam biçimi, üstelik harika sonuçlar veriyordu. Kilo vermede başarı oranı yüzde 100’e yakındı. Kısa sürede satış rekorları kıran Karatay Diyeti, bir ‘mucize’ gibi girdi hayatımıza. Yeni beslenme doğrularıyla, yeni hayatlarına başlayan binlerce Karatay Diyeti uygulayıcısı da (onları görüp imrenenler de), gerek kendi ‘özel’ hayatlarıyla ilgili gerekse daha detaylı bilgi talebi babında yeni yeni sorular sormaya başladı.
Okuyucularımızdan gelen sorulardan anladık ki bazı konular açılmalı, detaylandırılmalı. ‘Sağlıklı kilo verme’nin kapsamı genişletilmeli, tüm hayatı içine almalı. “Sağlıklı yeni nesillerin gelişmesi, her yaşta bağışıklık sisteminin güçlü olması ve ömür boyu hastalıktan uzak kaliteli bir yaşam sürmek için ne yapmalıyız?” sorusu yanıtlanmalı.
“Mevsimlere ve yaş dönemlerine göre, 365 gün 24 saat nelere dikkat etmeliyiz ki, her yaşta kendimizi dinç hissedelim ve hastalıklarla aramıza kalın bir duvar örelim?” sorusuna da cevap verilmeli. Ve Canan Hocamız oturdu; bu ve buna benzer birçok konuda yeni bilgiler verdi, birçok anlaşılmayan konuya açıklık getirdi.
Ortaya, Türk halkının ömür boyu sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için ihtiyacı olan bilgileri içeren, ‘sağlıklı yaşamın anahtarı’ niteliğindeki bu rehber kitap çıktı. İnanıyorum ki, bu kitabı okuduktan sonra vücudunuzun size verdiği mesajları daha iyi anlayacaksınız.
Tabiatın ve doğal olan her şeyin kıymetini fark edeceksiniz. Kronik dejeneratif hastalıklardan korunmayı öğrenecek, sonuçta hem ruhsal hem de bedensel olarak rahata erdikçe sağlıklı, mutlu ve enerjik bir yaşam sürmenin şifresini çözeceksiniz. Sağlık ve mutluluk dileklerimle, iyi okumalar.