Chat sohbetlerine başladığım ilk andan itibaren amacım kız arkadaş edinmekti, sohbet odalarında zaman geçirdikçe bu amacımı daha ileriye taşıdım. Kısa bir süre sonra amacım daha fazla kız arkadaş edinmek ve cinselliği daha çok yaşamak oldu. Chat odalarında sohbet eden insanların amacı da buydu zaten, istisna yoktu, insanlar bu konuda bilinçaltında bir şekilde hemfikirdi, her ne kadar söylemleri beklentilerini yansıtmasa da…
Chat odalarında yaşadığım diyaloglar hayatıma farklı anlamlar, farklı düşünceler katmıştı. Hayatımda bu denli değişimi hayal bile edemezdim, chat sohbetleri sayesinde çok farklı hazlar, aşklar, en önemlisi 20’li yaşlarda en çok önem verilen kadın erkek ilişkilerini doyasıya yaşamıştım. Sohbet odalarında geçirdiğim 3 yıl içersinde bayanlarla olan diyalog ve ilişkilerimde tecrübe kazanmıştım. Kadınları artık daha iyi anlıyordum, insanlarla daha rahat iletişim kuruyordum, hayal gücümün sınırları olabildiğince genişlemiş, kendimi keşfetmiştim chat sohbetleri sayesinde…
***
Askerlik görevimi henüz bitirmiş, 1998 Ağustos ayında evime dönmüştüm. Ailemle birkaç gün hasret giderdikten sonra, arkadaşlarımı aramaya başladım. Askerde tanıştığım ve benden 3 ay önce terhis olan Latif’i aradım.
— Merhaba Latif, ben Metin.
Latif: Metin merhaba, bitirdin mi yoksa askerliği?
— Bitirdim hayırlısıyla, nasılsın?
Latif: İyiyim sen nasılsın, nerdesin?
— İyiyim, evdeyim, bir arayayım dedim, neler yapıyorsun?
Latif: Çalışıyorum, geldikten sonra bir internet cafe açtık arkadaşımla.
— Nerede?
Latif: Bayrampaşa’da, gelsene işin yoksa.
İşim yok, ver adresini geleyim.
Latif’ten adresini alıp yola çıktım. Bir saat kadar sonra verdiği adresteydim, cafenin kapısında durup içeri bakınıyordum. Kalabalıktı içersi, içeri girdim, arka bölümde Latif’i gördüm, sıcak bir karşılamadan sonra oturup sohbet etmeye başladık. Arkadaşlarıyla tanıştım, saatler geçmiş, gece yarısı olmuştu, gündüz yaşanan yoğunluk azalmıştı cafede.
İş arayışında olduğum için cafedeki yoğunluğu da görerek Latif’e bu işin kazancının nasıl olduğunu sordum.
Latif: Yeni bir iş, ben de anlamıyordum, arkadaşım Murat üniversitede bilgisayar bölümünde okuyor, dükkân bizim, Murat teklif etti cafe açmayı, bizim dükkânda boştu, yapalım dedik. Haziran ayının sonunda açtık burayı, işler her geçen gün daha iyiye gidiyor, bilgisayar sayısını arttırmak lazım.
— Anladım, çok yoğundu gündüz, insanları çeken ne bu kadar?
Latif: Chat yapıyorlar, internete giriyorlar.
— Chat nedir?
Latif: Şu an yaptığımız gibi sohbet ortamı var, kızlarla falan sohbet ediyorsun
— Yazarak yani?
Latif: Evet dostum, gel pc boş, girelim istersen chate.
Olur.
Latif ile bilgisayar başına geçtik, masa üstünde duran mirc isimli bir logoyu tıkladığında ilk chat tecrübem başlıyordu, merakla bayan nicklerine özeller açıp sohbet etmeye çalışıyordum. Birkaç uzun soluklu sohbet yakaladım, Sabah 05.00’e kadar sohbetlere devam ettim. Chat yaparken bir yandan da bir internet cafe açarsam nasıl altından kalkarım diye düşünüyordum, hiçbir bilgim yoktu bilgisayar ve internet konusunda. Ama bu fikir kafamda yer etmişti Latif’ten yardım almalıydım bu konuda.
— Böyle bir yer açsak ne kadar para harcarız?
Latif: Bilgisayar sayısına göre değişir, biz buraya 6 milyar harcadık.
— Ben böyle bir yer açsam yardımcı olur musun bana?
Latif: Olurum, Murat toplar sana bilgisayarları ucuza.
— Ben anlamam bilgisayarlardan, sana güveniyorum bu konuda.
Latif: Yardımcı olurum ben, merak etme.
Latif’ten aldığım yardım sözüyle cesaretim artmıştı. Kahvaltı edip Latif’in yanından ayrıldım, evime gelip uyudum, öğleden sonra kalkıp bir cafe açmak için girişimlere başladım, iki haftalık yoğun bir çalışmayla 19 Eylül 1998 Cumartesi günü evimin alt katında bulunan bir dükkânda internet cafemi açtım. Çalışırken bir yandan da bilgisayarlar konusunda bilgi edinmeye çalışıyordum, sürekli pc başındaydım, interneti keşfetmeye çalışıyordum, Chata pek girmiyordum ilk günlerde, işlerimi bir iki hafta içinde düzene soktum. İşler iyi gidiyordu, beklediğimden daha çok ilgi görmüştü cafe, bir gece chate girmek için pc başına geçtim, mirci açıp sunucu listesinden serverlar seçip kanallara bakıyordum. Bir çoğu yabancı kanallardan oluşuyordu, bir kaç denemeden sonra yabancı bir sever seçip, kanal listesini inceledim. İki Türk kanalı vardı, kanala giriş yaptım. Pek kimse yoktu 40–50 kullanıcısı vardı kanalın, nezih bir yer diye düşündüm, birkaç nick seçip özel açtım. Selam yazmak yerine merhaba diyerek başlıyordum, ilk izlenim önemliydi selam kelimesi sıradan geliyordu bana, birkaç kısa sohbetim oldu. Kalıcı bir nick seçip hiç değiştirmemek üzere bu servera bağlanacaktım, artık saat gece 03.00 olmuştu, cafeyi kapatıp yatmak için evime çıktım.
Daha sonraki günlerde Latif, arkadaşı Ferdi ile ziyaretime geldi, sohbet arasında Ferdi chatten bir bayanla sohbet edip daha sonrasında Latif’in cafesinde görüşüp, evine gidip birlikte olduğunu anlattı. Şaşırmıştım, mümkün mü böyle bir şey diye düşündüm. Latif ve Ferdi’yi yolcu ettikten sonra pc başına geçtim, ben de bir kız arkadaşı edinebilirdim chatten, hırslanmıştım bu konuda. Günün 15 saatini pc başında chatte geçiriyordum, kısa sohbetlerim oluyordu, sürekli aynı servera bağlanıyordum chat yapmak için, kısa sohbetlerim daha uzun sohbetler halini aldı, gece geç saatlere kadarchatte idim, bir yandan da para kazanıyordum. İşim çok eğlenceli bir hal almaya başlamıştı, kanalda bayan nickleri seçip sohbet etmeye çalışıyordum. Kanal nüfusu her geçen gün artıyordu, bayan nickleri oldukça fazlaydı kanalda, bir nick seçip merhaba dedim.
İçimde şaşkınlık. Bu kadar samimi olunabilir mi yeni tanıdığın ve en önemlisi hiç görmediğin biriyle? Onunla konuşma isteğimi kaybettim o an, çünkü hemen telefon numaramı verdim amaca erken ulaşmıştım. Düşüncemde bir sırası vardı 3–5 gün sohbet edilir daha sonra telefon numarası istenir ya da verilirdi, bu arada yeni bir telefon hattı daha almalıydım tek hatla olmayacaktı. Aynı gün yeni bir hat için başvurdum telefon idaresine, iki gün içinde yeni hattım bağlandı.
Onu chatte görmedim 2 gün içersinde, öğleden sonraydı telefon çaldı açtım, bir bayandı karşımdaki, hemen anladım o olduğunu başka kimseye numaramı vermemiştim.
Kısa bir konuşma oldu, adresimi istedi, açık adresimi verdim gelmek üzere yola çıkacağını söyledi. Şaşkındım, gerçekten gelecek miydi? Çok samimi konuşuyordu, içimde heyecan duydum, kendime çekidüzen vermeye başladım. Bir saat geçti ki kapı açıldı, gelen Ceyda’ydı. 1.65 boylarında, esmer, balıketli bir bayan süzüldü içeriye. Sıcak karşılamaya çalıştım elimden geldiğince, oturduk sohbet etmeye başladık kahvelerimizi yudumlayarak chatte konuşamadıklarımızı yüz yüze konuşuyorduk. Şaka yapmayı seven bir insandım, birkaç kere cümle arasında kilosuna takıldım, yüzü düştü. En son takılmamda yüzünün düştüğünü görünce bıraktım şaka yapmayı, bir saat kadar kalmıştı, ama bir yakınlaşma hissetmedim ne kendimde ne onda. Acaba ilk chat görüşmem hüsran mı olacaktı? Gidişat bunu gösteriyordu, keşke kilosuyla ilgili espriler yapmasaydım. Ben bunları düşünürken artık gitmesi gerektiğini söyledi, ben de “Nasıl istersen,” diye yanıt verdim, geldiği için teşekkür ettim kendisine. Giderken bir daha gelmeyeceğini biliyordum, hatta belki benimle chatte bile görüşmeyecekti. İlk chat sohbeti sonrası görüşmem bu oldu, bir eksiklik vardı diyalogda, bunun ne olduğunu düşündüm bütün gün ve bulmuştum: chatteki sohbetin kısa oluşuydu sorun, cümlelerin önemini daha da iyi kavradım.
Gün devam ediyordu, bir yandan işlerle ilgileniyor diğer yandan ekran başında sohbet edecek bayan nicki bakıyordum. Bu arada birkaç hemcinsimle diyalog kurmuştum, kanalda selamlaşıyorduk birbirimizi gördükçe. Günler geçtikçe nickim kanalda iyiden iyiye kalıcı olmuştu. Sosyal hayatım bir ekranın içinde akan renkli cümlelerden ibaretti artık.
Yine bir akşamüstüydü, ufak tefek sohbetler ederken, kanalda bir nick gözüme ilişti ilk defa görmüştüm hemen bir pencere açtım ve merhaba dedim, çok geçmeden cevap geldi.
Saatler geçiyordu, sohbet gece 01.30’a kadar devam etti. Samimi, hoş sohbet bir hatundu, sıkılmamıştım. Cümleleri seçerek kullanıyordum, onun da hoşuna gitmişti sohbetim. Sadece onunla sohbet ediyordum, öyle karar vermiştim, akıcı bir sohbetle karşılaşırsam sadece o kişi ile sohbet edecektim. İyi bir dinleyiciydim, telefon numaramı vermeyi düşündüm, böyle bir istekle onu ürkütür müydüm? Belki de! Ama ya bir daha onu chatte göremezsem endişesi ile telefon numaramı vermeye karar verdim. Neredeyse 5 saattir sohbet ediyorduk, uygun zamandı…
Telefon numaramı verirsem arayacağından eminim hem de şu an, ama şimdi ben böyle dedim ya, inadına aramazsan başka tabi, canın sağ olsun (bu da duygu sömürüsü)
Numaramı vermiştim, saat 01.55 olmuştu, saatler süren sohbetin ardından belki de arayacaktı. Araması benim için çok önemliydi, bu benim başarımdı, kendime chatte daha çok güveniyordum artık. Chatten bir kız arkadaşı edinme hissi kuvvet kazanmıştı içimde zaten başka türlü bir kız arkadaş edinmem pek mümkün görünmüyordu.
İki ilişkim olmuştu karşı cinsle bu yaşıma kadar; çekingen, kızlarla konuşamayan, doğru düzgün cümle kuramayan biriydim. Hatta 17 yaşımdayken bir yaz günüy tüm cesaretimi toplayıp çok hoşlandığım bir kızla konuşma kararı aldım. Yolunu gözlüyordum, köşeden çıktı geldi, yanında her zamanki gibi tombul arkadaşı vardı. Bu işimi daha da zorlaştırıyordu, karşısına çıkınca söyleyeceğim cümleleri tekrarlayıp duruyordum içimden.
Tüm cesaretimi topladım, karşısına çıktım, “Merhaba,” dedim. O anda göz göze geldik ve söyleyeceğim her şeyi unuttum, bir anda sustum. Yüzüme baktı, gülümsedi, birkaç kem kümden sonra yine başaramadım. Gülümseyerek, “Anladım ne diyeceğini ben,” dedi, esmer tenimde yüzümdeki kızarıklığı hissedebiliyordum, yanaklarım yanıyordu. Hiçbir cümle kurmadan ayrıldım yanlarından, arkamda gülüşmeleri bırakarak… Bu olay cesaretimi kırmıştı, bahsettiğim iki kız arkadaşımı da arkadaşlarım sayesinde edinmiştim.
Telefonun çalmasını bekliyordum.
02.20’ye doğru telefon çaldı, açtım, hoş bir ses “Merhaba,” dedi, ben de heyecanla “Merhaba,” diye karşılık verdim.
— Arayacağını biliyordum, sen de benim gibi merak ettin, değil mi? Dedim.
Hande: Evet sesini merak ettim, sesini duymak için aradım şimdi kapatıyorum. Netten devam ederiz.
Tamam, nasıl istersen…