Michael Hart’ın tartışmalara yol açan kitabı “En Etkin 100” 1978 yılında ilk kez yayınlandığında eleştirmenler yazarın oldukça cesur olduğundan bahsediyordu: Hart, kendince en etkili bulduğu kişilerin listesini yapmakla kalmamış, onları etki derecelerine göre sıralamıştı.
Söylemek gerekir ki, eleştirmenler yanıldı: Kitap o günden bu güne iyi bir satış grafiği elde etti. Yıllar geçtikçe Hart’ın elindeki liste azalıp çoğaldı, listeye yeni isimler eklend, revize edilmiş yeni baskılar yapıldı ve kitaba olan ilgi hep taze kaldı. Elinizde tuttuğunuz, kitabın yenilenmiş ve genişletilmiş baskısı.
Hart’ın listeyi hazırlarkenki en önemli ölçüsü; en büyük değil, en etkili olanları, milyonlarca insanın kaderini belirlemiş, medeniyetlerin yükseliş ve çöküşüne sebep olmuş, tarihin gidişini etkilemiş insanları bir araya toplamaktı.
İÇİNDEKİLER
İKİNCİ BASKIYASUNUŞ
ÖNSÖZ
O1 MUHAMMED .
02 ISAAC NEWTON
03 İSA MESİH
04 BUDA .
05 KONFÜÇYÜS .
06 ST PAUL (AZİZ PAVLUS)
07 TS’AI LUN
08 JOHANN GUTENBERG
09 KRİSTOF KOLOMB
10 ALBERT EINSTEIN
11 LOUIS PASTEUR
12 GAÜLE (GALILEO GALILEI)
13 ARİSTOTELES.
14 EUCLİD
15 MUSA
16 CHARLES DARW1N
17 SHİH HUANG Tİ
18 AVGUSTOS CEASAR
19 NICOLAUS COPERNICUS (KOPERNİK)
20 ANTOINE LAURENT LAVOSIER
21 BÜYÜK KONSTANTİN
22 JAMES WATT
23 MİCHAEL FARADAY .
24 JAMES CLERK MAXWELL .
25 MARTIN LUTHER .
26 GEORGE WASHİNGTON .
27 KARLMARX .
28 ORVILLE VVRIGHT ve WILBUR WRIGHT
29 CENGİZ HAN
30 ADAM SMITH .
31 EDWARDDEVERE bilinen adıyla “WILLIAM SHAKESPEARE”.
32 JOHN DALTON
33 BÜYÜK İSKENDER
34 NAPOLYON BONAPART
35 THOMAS EDISON
36 ANTHONY VAN LEEUWENHOEK .
37 VVILLIAM T.G MORTON
38 GUGLIELMO MARCONI
39 ADOLF HITLER
40 PLATON (EFLATUN) .
41 OLIVER CROMWELL .
42 ALEXANDER GRAHAM BELL .
43 ALEXANDER FLEMING .
44 JOHN LOCKE .
45 LUDWIG VAN BEETHOVEN
46 VVERNER HEİSENBERG .
47 LOUIS DAGUERRE .
48 SIMON BOLIVAR
49 RENE DESCARTES .
50 MICHELANGELO (MİKELANJ)
51 PAPA II. URBAN .
52 ÖMER BİN HATTAB (ÖMER İBNÜL HATTAB) .
53 ASOKA .
54 ST AUGUSTINE
55 WILLIAM HARVEY
56 ERNEST RUTHERFORD
57 JOHN CALVIN .
58 GREGOR MENDEL .
59 MAX PLANCK .
60 JOSEPH LISTER
61 NIKOLAUS AUGUST OTTO
62 FRANCİSCO PIZARRO .
63 HERNANDO CORTES
64 THOMAS JEFFERSON
65 KRALİÇE I. ISABELLA .
66 JOSEPH STALIN .
67 JULIUS CEASAR.
68 FATİH VV1LLIAM .
69 SIGMUND FREUD .
70 EDWARD JENNER .
71 WILHELM CONRAD RÖNTGEN
72 JOHANN SEBASTIAN BACH
73 LAO TZU .
74 VOLTAIRE .
75 JOHANNES KEPLER .
76 ENRICO FERMI
77 LEONHARD EULER.
78 JEAN JACQUES ROUSSEAU
79 NİCCOLO MACHIAVELLI.
80 THOMAS MALTHUS .
81 JOHN F. KENNEDY .
82 GRECORY PINCUS .
83 MANİ .
84 LENİN .
85 SUİ WEN Tİ .
86 VASCO DA GAMA
87 BÜYÜK SİRUS .
88 BÜYÜK PEDRO
89 MAO 2EDUNG .
90 FRANCIS BACON
91 HENRY FORD.
92 MENC1US .
93 ZERDÜŞT
94 KRALİÇE 1. ELIZABETH .
95 MIKHAIL GORBAÇOV
96 MENES .
97 CHARLEMAGNE
98 HOMEROS .
99 İMPARATOR I. JÜSTİNYEN
100 MAHAVİRA.
ŞEREF LİSTESİ ve “100”LER ARASINDA
YER ALMAYAN İLGİNÇ KİŞİLER .
AQUINALI AZİZ THOMAS
ARŞİMED.
CHARLES BABBAGE .
KEOPS .
MAR1E CURIE
BENJAMIN FRANKLİN .
MOHANDASGANDHI .
ABRAHAM LINCOLN
FERDINAND MAGELLAN .
LEONARDO DA VİNCİ .
SON BİR KAÇ SÖZ
EKLER
TABLO A
TABLO B.
TABLO C
RESİM KATKISINDA BULUNAN
KURULUŞ ve KİŞİLER
TARİH ŞEMASI
İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ
Bugün, “En etkili ‘100’ler”in ilk baskısının üzerinden bir düzine yıl geçtikten sonra, kitap halen çok satmakta ve başka dillere çevrilip durmaktadır. O halde kitabın gözden geçirilmiş yeni bir baskısına ne gerek vardı?
Nedenlerden bir tanesi, tarihin kitabın ilk baskısının yapıldığı 1978 yılında aniden durmamış olmasıdır. Tam aksine, o günden bu vana bir çok yeni olay olmuş bunlardan bazıları da hiç umulmadık olaylardır ve yeni tarihsel kişiler ortaya çıkmıştır. Geçmiş hakkında on iki yıl önce sahip olduğum bilgiler kusursuz olsaydı bile, bu kitabın gözden geçirilmeye gereksinimi olacaktı, çünkü o zamandan beri dünya değişti.
Tabii ki 1978 yılında sahip olduğum, geçmişe ilişkin bilgiler mükemmel olmaktan çok uzaktı. Araya giren yıllar içinde kendi çalışmalarımdan çok şey öğrenmiş olduğumu umuyorum, ayrıca kitabıma verilen tepkiler de çok öğretici oldu. Okurlardan aldığım bir çok mektup, gözden kaçırmış olduğum tarihsel gerçeklere değiniyor ya da bildiğim gerçekleri ifade etmenin yeni ve genellikle de daha iyi yollarını gösteriyordu. Aynı şey, konuk olarak katıldığım radyo programlarını arayanların yaptıkları yorumlar için de geçerlidir. Dolayısıyla, bu baskının bir ikinci nedeni, ilk baskının kusurlarının bazılarının düzeltilmesidir.
“En etkili ’10O’ler”i yazarken en güç (ve ilginç) işlerden biri, çeşitli siyasi liderlerin göreceli önemlerini değerlendirmekti. Halen görev başında bulunan devlet adamlarını değerlendirirken, önemlerini büyütme eğilimi hepimizde vardır. Bize dev gibi görünürler; öte yandan birkaç yüz yıl önce yaşamış devlet adamları kendi çağdaşları için tıpa tıp aynı önemi taşımalarına rağmen artık neredeyse unutulmuşlardır.
Eski dönemlerde yaşamış liderlerin önemini değerlendirmek çok daha kolaydır. Yaptığı işlerin sonuçlarını ya da en azından akıbetini görebilir ve bu bilgiyi kişinin önemini takdir etmekte kullana biliriz. Görev başındaki bir liderin önemini takdir etmek çok daha güçtür. Bugün ne denli yetkin görünürse görünsün ve ne kadar yenilikçi olursa olsun, etkisinin ne kadar süreceğini öngörmek zordur.
İlk baskıda 20. sırada yer alan Mao Tsetung (bu baskıda Mao Zedong yazıldı), bu duruma bir Örnektir. İlk baskı Mao’nun ölümünden kısa bîr süre sonra, gerçekleştirdiği işler belleklerde henüz tazeliğini korurken yapılmıştı. Yıllar geçtikçe Mao’nun da sönükleşeceğini o zaman da biliyordum elbette ama, bu gerilemenin derecesi ve hızı hakkındaki tahminlerim isabetli çıkmadı. Ölümünden sonraki birkaç yıl içinde, halefi Deng Xiaoping (Deng Siaoping) tarafından yapılan reformlar, Mao’nun çok önem verdiği siyasasının büyük bölümünde keskin değişikliklere yol açtı. Deng, Mao’nun programını büyük ölçüde bozuyor gibi göründüğü için de, bu kitabın ilk baskısında Mao’nun uzun vadedeki önemi konusunda yapılan değerlendirmelim ciddi anlamda aşırıya kaçmış olduğu açıktır.
Ancak, yeni baskı yalnızca bir insanın önem sırasını değiştirmek için gündeme gelmemiştir. Geçtiğimiz on yıl içinde, Mao’nun etkisinin azalmasının dışında bir çok şey olmuştur. İlk baskı yapıldığında. Komünist hareket bir çok ülkede iyice yerleşmiş ve gücünü sürdürme konusundaki ustalığı ve sert tutumuyla, on yıllar, belki de yüzyıllar boyu dayanabilecek gibi görünmekteydi. Hatta, daha insancı! ama daha kararsız bir Batı karşısında zafer kazanması bile olasıydı.
Bu koşullar altında. Komünist sistemin kurucuları (Marx, Lenin, Stalin) son derece etkili kişilerdi. Ancak, birkaç yıl önce yaşanan olaylar, Komünist sistemin hiç de korktuğum kadar güçlü ve yerleşmiş olmadığını ortaya koydu. Marksizm’in gerilemesi, son on yılın en çarpıcı tarihsel olgusudur.
Doğu Avrupa’da Sovyet İmparatorluğu çökmüş ve özgürlüğüne kavuşan ülkelerin hepsi Komünizm’den vazgeçmişlerdir. Etiyopya ve Moğolistan gibi, bir zamanlar Sovyetler Birliği koruması altında olan başka ülkeler de Marksizmi terk etmişlerdir. Sovyetler Birliği çözülmüş ve yerine hiçbiri MarksistLeninist sistemle yönetilmeyen on beş bağımsız cumhuriyet ortaya çıkmıştır.
Dünyada halen daha Komünist devletler mevcuttur Vietnam, j Kuzey Kore, Küba, Laos ve Çin Halk Cumhuriyeti ama hiçbiri ekonomik olarak güçlü değildir ve hiçbiri sağlam görünmemektedir. Bir milyarın üzerinde insanın hâlâ Komünist dikta altında yaşıyor olmasına ve Marksist dalganın yeniden kabarması teoride hâlâ mümkün görünmesine rağmen, on ya da yirmi yıl sonra dünya üzerinde bir tane bile Komünist devlet kalmaması da şaşırtıcı olmayacaktır!
Sonuç olarak. Komünist sistemin kurucuları benim ilk tahminlerimde olduğundan çok daha az önemli kişilerdi. Bu sonuçtan çıkarsamayla. Komünizm karşıtı olan Thomas Jefferson ve Adam Smith gibi kişiler, ilk baskıda varsaydığımdan çok daha etkili kişilikler olmalıdırlar.
Bir diğer çıkarsama da, etkili kişiler listesine eklenmesi gereken yeni bir isim olduğudur. Mikhail Corbaçov, Sovyetler birliğinin kaderini belirleyen son yıllarda (19851991) bu ülkenin lideriydi. Politika ve eylemleri ve kriz anlarındaki eylemsizliği Soğuk savaşın sona ermesinde, Komünizmin gerilemesinde ve SovyetleT Birliği’nin dağılmasindaki belli başlı etkenlerden biridir. Bu olayların büyük önemi gözönünde bulundurularak Gorbaçov bu baskıya dahil edilmiştir. Belki Lenin’in biraz altında ama geçmişin ünlü siyasi liderlerinin birçoğunun üzerinde, 95. sırada değerlendirilmiştir.
Bir diğer ihtilaflı olması mümkün değişiklik, Edward de Vere’i “gerçek VVilliam Shakespeare” olarak kitaba almamdır. “Kitabi” kitapların çoğunda, yazarın gerçek kişiliğinin “Avon nehri kıyısındaki Stratfordîu adam” olduğu kabul edilmektedir. Bu değişiklik biraz gönülsüz yapılmıştır: İlk baskıda gerçekleri iyice araştırmadan, sadece “kalabalığın ardından giderek”, “Stratfordîu adamı” oyunların yazarı olarak kabul etmekle yaptığım ciddi hatanın itirafı anlamına gelmektedir. O zamandan beri, sorunun her iki cevabı üzerinde yapılan tartışmaları dikkatle inceledim ve kanıtların ağırlıkla Stratfordlunun aleyhinde, Vere’ın ise lehinde olduğu sonucuna vardım.
Bu hacimde bir kitapta, oyunları yazanın “Stratfordîu” değil Edward de Vere olduğunu gösteren tartışmaların tamamını kapsamaya yerimizin izin vermemesinden dolayı üzüntülüyüm. Umarım metinde sunulan gerçekler bir çok okur için yeterli olacaktır, ilgilenen okur daha tam ve ayrıntılı bilgi için, bu ilginç konuda belir leyici bir eser sayılabilecek, Charlton Ogburn tarafından yazılmış mükemmel bir kitaba, “The Mysterious VVilliam Shakespeare”e başvurabilir.
Gorbaçov’un yanı sıra, ilk baskıda yer almayan iki kişi daha Ernest Rutherford ve Henry Ford kitabın yeni baskısına dahil edildi.
Rutherford yirminci yüzyılın en ünlü bilim insanlarından biriydi. Kitabı yazdığım sırada O’nu nasıl gözardı edebildiğimi hiç bilemiyorum. Bu ihmalimle ilgili olarak, birkaç bilim insanı şaşkınlıklarını ifade ettiler. Bilimsel başarılarını gözden geçirirken, çağdaş atom teorisine katkısının bu konuya Niels Bohr’un yaptığı katkıdan daha fazla olduğu sonucuna vardım (Neils Bohr ilk baskıda 100. sırada yer almaktaydı). Radyoaktivite konusundaki bilgilerimize kattıkları İse (58. sırada yer almış olan) Becquerel’in katkılarından daha önemliydi.
Henry Ford, ilk baskıda “şeref listesi”nde bulunanlardan biriydi. Ancak, bir çok okur bana yazarak O’na değerinin altında paha biçtiğimi iddia ettiler ve neden ilk yüz içinde yer alması gerektiğini anlattılar. Meseleyi yeniden düşünürken eleştirilerin haklılığına karar verdim ve bu baskıyı uygun şekilde değiştirdim.
Bununla birlikte, yeni baskının oy çokluğuyla ortaya çıktığı gibi bir fikre kapılmamak gerekir. Ford hakkındaki düşüncelerimin değişmesine yol açan itiraz mektuplarının sayısı değil başka konularda daha fazla sayıda itirazlar da olmuştu mektuplardaki akıl yürütmenin sağlamlığıydı. Bu kitaptaki derecelendirme, eğrisiyle doğrusuyla benim görüşlerimdir okur ya da uzmanların uzlaşımı değildir.
“En etkili ‘100ler”e yapılan üç ilaveye (Gorbaçov, Rutherford ve Ford) yer açabilmek için, ilk baskıda bu grup içinde yer alan üç kişiyi listeden çıkarmak gerekiyordu. Bu üç kişi şunlardır: Niels Bohr, Pablo Picasso ve Antoine Henri Becquerel. Elbette ki bu hiçbir şekilde. Onları önemsiz addettiğim anlamına gelmemektedir. Tam tersine; bu üç kişi, şeref listesinde yer alan diğerleri ve adlarını yerim yeterli olmadığından anamadığım erkek ve kadınlar gibi, içinde yaşadığımız şu büyüleyici dünyayı yaratmakta yardımları olmuş yetenekli ve yetkin kişilerdir.
Michael H.Hart Ocak 1992