“Ferdi ve Şürekası,” Halit Ziya Uşaklıgil’in dördüncü romanı olup ilk kez 1894 yılında İzmir’de yazılmış, ancak yazar İstanbul’a taşındıktan sonra yayımlanmıştır. Halit Ziya, edebiyat kariyerine İzmir’de öğretmen olarak görev yaparken başlamıştır. İlk romanı olan “Sefile,” 1885 yılında İzmir’deki Hizmet Gazetesi’nde tefrika edilmeye başlanmış, ancak ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklanarak yarım kalmıştır. Daha sonra yazdığı “Nemide” (1889), “Bir Ölünün Defteri” (1889) ve “Ferdi ve Şürekası” (1894) romanları da Halit Ziya’nın İzmir’deki öğretmenlik ve Osmanlı Bankası’ndaki iş hayatı sırasında tefrika edilmiş eserleridir. 1893 yılında İstanbul’a taşınan Halit Ziya, Reji Genel Müdürlüğü’nde başkâtiplik görevini kabul ederek İzmir’den ayrılmıştır, ancak “Ferdi ve Şürekası” romanı Hizmet Gazetesi’nde tefrika edilmeye devam etmiştir.
“Ferdi ve Şürekası,” Halit Ziya’nın çıraklık dönemini aşarak kalfalık dönemine geçtiği bir eserdir. Yazarın “Bir Ölünün Defteri,” “Kırık Hayatlar,” “Aşk-ı Memnu” ve “Mai ve Siyah” gibi en bilinen romanları arasında yer alır. Üslup, teknik ve konu bakımından Halit Ziya’nın usta bir romancı olduğunu kanıtlayan bu roman, Servet-i Fünun döneminin estetik anlayışını ve edebi tarzını başarıyla yansıtır. Bu roman, aynı zamanda Mehmet Rauf’un “Eylül” romanının da öncüsü olarak kabul edilir.
“Ferdi ve Şürekası,” Servet-i Fünun topluluğunun hastalıklı, marazi, karamsar ve içe dönük ruh halini, süslü sanat anlayışını, ağır ve edebi dilini en iyi şekilde yansıtan eserlerden biridir. Romanın karakterleri genellikle zayıf, iradesiz ve silik kişiliklerden oluşur; dili ise Arapça ve Farsça kökenli, süslü ve ağır ifadelerle doludur. Roman, Cumhuriyet’in ilanından sonra Halit Ziya tarafından sadeleştirilerek günümüz Türkçesine uyarlanmıştır.
Romanın Konusu
Roman, zengin bir ailenin kızı olan Hacer’in, babasının da yardımıyla Ferdi ve Şürekası adlı şirkette çalışan fakir bir genç olan İsmail Tayfur ile evlenmesi etrafında gelişen olayları konu alır. Ancak İsmail Tayfur, zengin Hacer ile evlenmesine rağmen aslında fakir bir kıza âşıktır. Bu zoraki evlilik ve aşk, trajik bir sonla noktalanır.
Ana Fikir
Aşk ve evlilikte zorlama olmamalıdır. Para ile satın alınan bir aşk ve evlilik, büyük bir trajedi ile sonlanabilir. Kolay yoldan amaçlarına ulaşmaya çalışmak, beklenmedik ve zor sonuçlar doğurabilir.
Romanın Karakterleri
- İsmail Tayfur: Babasının ölümünden sonra evin geçimini sağlamak için Ferdi ve Şürekası şirketinde veznedar olarak çalışmaya başlar. Aşk ve para arasında kalan İsmail Tayfur, zayıf karakteri nedeniyle parayı seçer ve akıl sağlığını kaybeder.
- Ferdi Bey: Eşinin ölümünden sonra tüm hayatını ve kazancını kızı Hacer’in mutluluğuna adayan bir iş adamıdır. Kızını İsmail Tayfur ile evlendirmesi olayların trajik bir şekilde gelişmesine neden olur.
- Seniha: İsmail Tayfur’un âşık olduğu, ancak evde büyütülen kimsesiz bir kızdır. Tüm hayatını İsmail Tayfur’a adamış ve bu uğurda hayatını heba etmiştir.
- Hacer: Ferdi Bey’in kızıdır. Babasının parasıyla İsmail Tayfur ile evlenmiş, ancak kıskançlık krizine girerek hayatını kaybetmiştir.
Romanın Özeti
İsmail Tayfur, babasının ölümü üzerine okulunu bırakıp Ferdi ve Şürekası Ticaretevi’nde çalışmaya başlar. Şirketin sahibi Ferdi Bey, kızına çok düşkün bir adamdır. İsmail Tayfur’a şirketteki başarısından dolayı şirketin kârından pay vermeyi teklif eder. Ancak İsmail Tayfur, bu teklifin altında başka bir niyet olduğunu düşünerek reddeder ve durumu şirketin emektar veznedarı Hasan Tahsin Efendi’ye danışır. Hasan Tahsin Efendi, Ferdi Bey’in kızı Hacer’in İsmail Tayfur’a âşık olduğunu ve bu yüzden böyle bir teklif yapıldığını açıklar.
Gerçekten de Hacer, şirkete geldiğinde İsmail Tayfur’a ilgi göstermiş, hatta bir defasında hesap defterinin arasına gül yaprakları koymuştur. Ancak babası Ferdi Bey, kızının şirkete gelmesini yasaklar ve Hacer, tüm duygularını bir deftere yazmaya başlar. Ferdi Bey, bu defteri okuyarak kızının İsmail Tayfur’a olan duygularını öğrenir ve onu İsmail Tayfur ile evlendireceğini söyler.
Ancak İsmail Tayfur, aslında Seniha’ya âşıktır. Buna rağmen, zayıf karakteri ve annesinin baskısı ile Hacer ile evlenir. Evlilikten sonra da Hacer’e karşı soğuk davranır. Bir gece Hacer, İsmail Tayfur’un Seniha’nın odasında olduğunu fark eder ve kıskançlık krizine girer. Bu kriz sırasında odasını ateşe verir ve çıkan yangında ağır yaralanarak hayatını kaybeder. Hacer’in ölümünden sonra İsmail Tayfur, akıl sağlığını tamamen yitirir ve Ferdi Bey de yaşananlardan dolayı derin bir üzüntü duyar.
“Ferdi ve Şürekası,” Servet-i Fünun döneminin estetik anlayışını ve karamsar ruh halini yansıtan önemli bir eserdir. Halit Ziya’nın diğer romanları gibi, bu eser de güçlü bir anlatım tekniği ve derin bir psikolojik çözümleme içerir.