İsrail gizli servisi Mossad neden dünyanın en iyi ve en çabuk iş bitiren istihbarat teşkilatı olarak biliniyor? Dünya üzerindeki uyuşturucu, fuhuş, silah kaçakçılığı, insan ticareti vb işlerin arkasında CIA mi var?
Alman gizli servisi BND, Türki Cumhuriyetler’de ne gibi faaliyetlerde bulunuyor? Irak işgali öncesi BND’yle CIA arasında ne tür anlaşmalar imzalandı? İngiliz derin devleti, MI6 üzerinden nasıl Ortadoğu’ya hükmediyor?
MİT Bergama dosyasında neden yetersiz kaldı? 1970 darbesine giden yolda MİT kimlerden, nasıl bilgi aldı? Önemli istihbarat teşkilatları elemanlarını staj yapmaları için neden Türkiye’ye gönderiyor?
Gizli servisler mafyayı nasıl kullanır? Örtülü operasyonlar nasıl yapılır?
Stratejist Mahir Kaynak ile gazeteci Ömer Lütfi Mete gizli servislerle ilgili aklınızı kurcalayan soruları cevaplandırıyor, karanlık odalar ve kör noktaları aralıyorlar.
***
İçindekiler
Önsöz / 7
Birinci Bölüm
Türkiye Hem Dünya Para Trafiği Hem de İstihbarat Operasyonları Açısından Dünyanın En Önemli Ülkelerindendir / 9
Milli istihbarat Teşkilatı Nasıl Bir Gizli Servis Olmalıdır? / 11
MİT Müsteşarı Emre Taner Ne Demek İstedi? / 35
İstihbarat Oyunları Nasıl Oynanıyor? / 41
Gizli Servislerin Örtülü Operasyonları ve Açık Faaliyetleri / 47 Yapışık İkizler / 57
Faili Meçhul Cinayetler Kimin İşi? / 67
İkinci Bölüm
Gizli Servisler Devlet Olmanın Zorunlu Kıldığı Tatsız, Kirli ve Çirkin Bir İştir / 73
Gizli Servisin Önemi ve Gerekliliği / 75
Yabancı Gizli Servisler / 85
Gizli Servisler ve Mafya Bağlantıları / 117
Faili Meçhul Cinayetler ve Gizli Operasyonlar / 131
Susurluk, PKK ve Bağlantılar / 163
21. Yüzyılda İstihbarat / 156
Önsöz
Soğuk Savaş döneminde dünya iki kutupluydu. Bir tarafta ABD, diğer tarafta Sovyetler Birliği vardı. Bu iki cenah arasında en önemli araç gizli servislerdi. CIA ile KGB -şimdiki adıyla FSB – arasındaki rekabet öyle boyutlara ulaşmıştı ki, kimin eli kimin cebinde belli değildi. Hatta ikili oynayan, sağ gösterip sol vuran çok ajan vardı.
Bu dönemde ABD için en kritik ülkelerden biri Türkiye’ydi ve MİT’le CIA arasında yoğun bir ilişki olduğu su götürmez bir gerçekti. Ama KGB’nin bu topraklarda oynadığı oyunlar da es geçilemez.
Bizim yakın tarihimizde de MİT’in çok mühim görevleri olmuştur. Bunu en iyi darbeler döneminde görürüz. Hatta MİT yakın zamandaki tartışmalarda bir dönem derin devletin merkezi olarak görülüyordu. Cüneyt Arcayürek’in Derin Devlet kitabı buna en iyi kanıttır.
Ne var ki eski bir istihbaratçı ve sıra dışı yorumlarıyla kamuoyu üzerinde etkili olan stratejist Mahir Kaynak’a göre Afrika ülkelerinin gizli servisleri bile ajanlarını staj için Türkiye’ye gönderiyordu. Bunun ne anlama geldiğini varın siz düşünün.
Bizde olaylara genel itibariyle ideolojik bakıldığı için gizli servisler konusu da çok iyi anlaşılamamış ve yeterince tartışılamamıştır. Elinizdeki kitap bu eksikliği gidermek için büyük bir fırsat sunuyor.
1970 darbesine giden süreci birebir yaşamış Mahir Kaynak MİT’in görev ve işlevi, örtülü operasyonları ve bir gizli servisin nasıl olması gerektiğine dair müthiş analizler yapıyor. Ve mafya ile gizli servis arasındaki bağlantı, gizli servislerin çalışma metotları ve faili meçhul cinayetler hakkında bilmediğiniz ayrıntıları gün yüzüne çıkarıyor.
Ömer Lütfü Mete daha ziyade yabancı servisler üzerinde duruyor. İsrail gizli servisi Mossad’ı diğer ülkelerin servislerinden ayıran faaliyetlerini, çalışma yöntemlerini ve sadece Orta Doğu’da değil tüm dünyadaki faaliyetlerini anlatıyor ve Alman gizli servisi BND’nin Türkiye üzerindeki operasyonlarına değiniyor. Mete Susurluk kazası, mafya ve gizli servislerin açık ve gizli faaliyetlerini de masaya yatırıyor.
Türkiye’nin hangi badireleri atlattığı, üzerinde oynanan oyunları, kendisini nelerin beklediğini anlamak için Gizli Servisler Karanlık Odalar Kör Noktalar bulunmaz fırsat. Mahir Kaynak ve Ömer Lütfü Mete’nin fikir ve yorumlarıyla sizi hayretlere düşürecek.
Cem Küçük
İstanbul / Eylül 2007
Birinci Bölüm
MAHİR KAYNAK
Türkiye Hem Dünya Para Trafiği Hem de İstihbarat Operasyonları Açısından Dünyanın En Önemli Ülkelerindendir.
MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI NASIL BİR GİZLİ SERVİS OLMALIDIR?
• Eski bir istihbaratçı olarak size şu soruyu yöneltmek istiyorum: Milli İstihbarat’ın görevi nedir, ne yapması lazım?
İstihbarat teşkilatı devletin güvenliği ile ilgili bilgileri toplar. Devletin güvenliğini bozan iç ve dış düşmanlardır. Burada içi düşmanların tarifi son derece geniş. Tarihimize bakarsanız biz sürekli devletin “iç düşmanları” tarafından yönetiliyoruz İrtica, PKK gibi. 1980 yılında devlete el koyanlar, devleti kendileri, karşılarındakileri de devlet düşmanı sayınca, bu politikacılar Milli İstihbarat Teşkilatına hedef oldular. Bütün parti liderleri, devletin iç düşmanı telakki edilmiştir.
Süleyman Bey, Bülent Bey, 1980’den sonra MİT tarafından izlendiklerini, telefonlarının dinlenildiğini, haklarında raporların tanzim edildiğini kendileri ifade ediyorlar. Mesela Ecevit’in göreve gelmeden önce izlendiği, Doğu Almanya’da Sovyetler’le ilişki kurduğunun tespit edildiği gibi beyanlar var. Gazetelere intikal etti. Daha açık ifade ile devletin iç düşmanları kavramı son derece geniş. Buna karşılık bakıyoruz, devletin dış düşmanları hemen hiç yok(!). Dış düşmanlarla, yani dışardaki düşmanlarla içerdeki güçlerin ilişkileri hiçbir şekilde kamuoyuna intikal etmemiştir. Şunu söylemek istiyorum: İç düşman kavramının daraltılması ve gerçek rayına oturtulması lazımdır. MİT’in asıl görevi, ülkeyi dışardan gelen tehlikelere karşı korumak, daha açık bir ifade ile hükümetin, iradesi ile yapmak istediğinin engellenmesi yahut yönlendirilmesi olayına müdahale etmektir.
• Nasıl müdahale, bunu biraz açabilir misiniz?
Eğer bir dış güç, Türkiye’de siyasi iktidarların yapmak istedikleri şeyleri önlemeye çalışıyorsa ya da yönünü saptırmak istiyorsa siz bunu engelleyeceksiniz.
• Memlekette bir askeri darbe hazırlığı varsa, bu MİT’in görevi dâhilinde mi?
Görevi dahilindedir. Çünkü bu da MİT’in iki açıdan görevidir. Bir, anayasanın korunması, ikincisi bu müdahalelerde bir dış gücün etkisi varsa bunun önlenmeye çalışılması gerekir.
Türkiye’de dinci bir parti kurulursa, bu parti legal olarak faaliyete geçerse, MİT bunu takip etmemelidir, l.egal olarak kurulmuştur. Legal parti olarak faaliyet göstermektedir Niye takip ediyorsunuz? “Milli istihbaratın görevi, Türkiye’de belirli bir ideolojinin hakim olmasını sağlamak mıdır, yoksa siyasi olaylara dış müdahaleleri önlemek midir?” diye soruyorum. Yani Türk halkı herhangi bir ideolojiyi benimserse, bunu engellemek MİT’in görevi midir7 Yoksa bununla görevli olan başkaları mı vardır? Siyasi mücadelelere bence karışmaması lazımdır. Ama siyasi bir partiye yabancı bir müdahale var ise, bir yabancı sızma var ise, konuya müdahale MİT’in görevidir. Bu partiyi itham etmek için değil, bu partiye yardım etmek için. Yani MİT’in görevi, legal olarak faaliyet gösteren partiye müdahale etmek değildir. Ama Türkiye’de MİT her partiyi hedef alabiliyor. Mesela 12 Eylül’den sonra kapatılan partilerin bütün mensupları hedef alınmıştır.
• Askeri müdahale meselesine gelirsek. Siyasi iktidarlar askeri müdahaleleri haber alabiliyorlar mı?
Hayır, alamıyorlar Siyasi iktidarların kendilerine bağlı bir istihbarat teşkilatı olamayacağını kabul etmeleri lazımdır. Hükümet kendi istediği birtakım adamları önemli yerlere getirirse, ihtilaller olacağı zaman bunları haber alırım zannediyor, bu büyük bir hata. Çünkü orayı baştan aşağıya kendi adamlarıyla doldurursa ihtilal hakkında hiç haber alamaz. Kesinlikle haber alamaz. Orada bir profesyonel olduğu zaman haber alır. Bu profesyonel herkese karşı nötrdür, tarafsızdır.
Buradaki mekanizma şöyle: Türkiye’deki askerler idareye el koyma amacında değil. Birtakım güçler Türkiye’de kaos yaratıyorlar. Türkiye’yi bu kaostan kurtarmak için askerler müdahale yapıyorlar. Başlangıç kaosu yaratandır. Yaratanı bulun. Müdahaleyi isteyen odur. Ordu değildir, kesinlikle. Ama kaos yaratılırsa ordu el koyar. Ordu kaosu ortadan kaldırmak için el koyar. Milli İstihbaratın amacı, ordu içinde darbe hazırlayanları takip etmekten önce, kaosu yaratanları bulmaktır. Çünkü kaos yaratılırsa darbeyi önleyemezsiniz. Genelkurmay Başkanı müdahaleyi yapar. Bunu takip etmenin imkânı yoktur. Mesele o zaman kaosu yaratanların kim olduğunu bulmaya geliyor. Bence 1980 öncesi kargaşasını ABD yaratmıştı Bir örnek daha vermek istiyorum: PKK. PKK’ya karşı tavır belli. PKK adam öldürüyor. PKK’cıları yakalayın, hapsedin veya öldürün. Hiçbir anlamı yok.
• PKK’yı kullanan dış güç kimlerdi?
Kürtlere kimin destek olduğu dünyada belli. Örgütleri Avrupa ve Amerika’da var.
• Ruslar da kullanmıyor muydu PKK’yı?
Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Bir yerde Amerikalı varsa Rus da vardır. Güneydoğu Anadolu’ya Ruslar dinci gruplarla girer. PKK ile girmez. Benim için PKK önemli değildir, PKK olayının yarattığı sonuç önemlidir.
• Nedir sonuç?
PKK olayının yarattığı sonuç: Oradaki devlet gücünün olmadığı imajını vermek, aşiretleri güçlendirmektir.
• Amerika’nın niçin işine gelsin Türkiye’nin zaafa uğraması? Biz onun müttefiki değil miyiz? Niçin Amerika, Türkiye’nin bir parçasını kopartsın ve komünist bir devlet kursun Türkiye’nin doğusunda?
Kurulacak devletin komünist olacağını şimdiden söyleyemeyiz.
• Ama PKK komünist görüşlere sahip.
PKK’nın devlet kurması mümkün değil. Böyle bir şey söz konusu bile değil. 12 Eylül’dcn önce de silahlı sol gücün devlete hâkim olması mümkün değildi. Amaç bir askeri darbeydi. Şimdi ben oturup, “Amerika solcu teröristleri destekledi” desem, bunda bir anormallik yok ki! Sonuç onun için önemli. PKK devlet kurmayacak. Teröristler devlet kurmaz. Şu anda orada güçlenen mahalli liderler var.
• Amerika mı faydalanacak orada kurulan devletten?
Kürtlere kültürel özerklik verilmesini ABD destekliyor.
• Ben şöyle düşünüyorum: Bir yerde Amerika varsa Rusya vardır. Rusya varsa Amerika vardır. Tamam ama Amerika neden durup dururken kendi