Bir varmış, bir yokmuş. Bir padişah “Hızır’ı bulup getirene dilediğini vereceğim” diyerek, sokaklara tellâllar çıkartmış,Hızır’ı kim bulacak? Hızır ancak ve ancak, Hıdrellez Bayra-mı’nda yeryüzüne iner ve sadece çok iyi insanların gözüne gözükür. Padişah istedi diye Hızır bulunur mu?Çok yoksul, çok çocuklu fakir bir adam padişahın huzuruna çıkmış, yüklüce bir para isteyerek kırk gün içinde Hızır’ı bulacağım demiş. Kırk gün geçmiş, padişah çağırtmış: “Hızır’ı buldun mu?” Adamın cevabı: “Bulamadım padişahım, çoluk çocuğumu açlıktan kurtarmak için yalan söyledim.” olmuş.Padişahı aldatan bu adama verilecek cezayı vezirleri iler konuşmuş. Birinci Vezir “kırk parçaya bölmeli”; ikinci vezir “derisini yüzmeli”; üçüncü vezir ise “sebebini anlamalı ve bağışlamalı” demiş. Bu arada bir çocuk, durmadan “herkes mesleğine göre” diyormuş. Padişah sorunca, birinci vezirin daha önce kasap, ikincisinin yorgancı, üçüncü vezirin ise ırgat olduğunu, ırgat olanın açlık nedir bildiği için bağışlanmasını istediğini söylemiş.“Sen kimsin?” dîye sorunca padişah, “Hızır’ım, şu yoksul adamla, üçüncü vezirin gözüne gözükmek için geldim” demiş ve elini kolunu sallayarak çıkıp gitmiş.
önceki yazı
sonraki yazı
BENZER İÇERİKLER
- Yorumlar
- Facebook yorumları