Mirza Elekber Sabir, İslam dünyasında halkın topladığı bağış ile heykeli dikilen ilk büyük adam. Bu keyfiyet bile onun ne olduğunu anlatmaya kadirdir. 1828 Türkmençay Antlaşması ile ilerleyen Rusya, İran devletinin elindeki veya kontrolündeki Azerbaycan hanlıklarına son verdi.
Batı Türklüğü içinde Fars kültürünü ve yaşam biçimini en iyi şekilde benimseyen Azerbaycan, 19. asır boyu Rusya ile de yakın ilişkilere girdi. Tiflis, Kafkasya’nın şarklı, ama batılılaşan bir merkeziydi. Azerbaycanlı Mirza Fethali Ahundzade’nin tiyatro eserleri orada kaleme alınmış ve gösterime girmişti. Bu, Türk tiyatro tarihi için önemli bir dönem noktasıdır. Aynı şekilde, ilk Farsça gazete de orada basılmıştır.
Kozmopolit Kafkasya, Rusyasız da Batı’ya açılmayı biliyordu. Rusya Kafkas’a bütün dehşeti ile girdi. Dönemin Lermontov, Griboyedov, hatta Puşkin ve Tolstoy gibi büyük adamlarının da eserlerinde görüldüğü gibi, Kafkas, Rusya için yeni ufuklar açtı. Aynı zamanda da Rusya, tarihî ve kültürel temelleri kuvvetli olan Kafkas’a yeni bir dünyayı getirmiştir.
Kafkas’ı yenen Yermoloyev’in ordularından çok, Puşkin’in Rusyası’dır. Azerbaycan’daki –Gürcülerde de mevcut olan– zengin şiir geleneği, bu geleneğin içindeki lirizm, öte yandan ironi Mirza Elekber Sabir gibi bir halk dehasını ortaya çıkarmıştır.
Kısa ömrü içinde doğduğu Şamahı’yı, ardından da Azerbaycan’ın tümünü, İran, Türkiye ve Orta Asya’nın ufuklarını onun şiirleri kaplamıştır. Şiirleri, Doğu Türkistan’dan Balkanlar’a kadar herkesin dilinde terennüm edilmiştir.
Sadece Türkçede değil, Fars dilini konuşanlar ve Ermeniler arasında da tekrarlanagelmiştir. Cedid’çi akımın en etkili organı Molla Nasreddin’dir. Mirza Elekber Sabir, Molla Nasreddin ile aynîleşmiştir. O, Ortadoğu modernleşmesinin tipik öncülerinden biridir. Medrese mollaları ile kavga eder, öbür tarafına döner ve Rus hayatını batılılık zanneden zümrelerle çatışır. Kafkas’a giren feodal düzenle çarpışma halindedir.
Ama öte taraftan, milli hayatın folklorik özelliklerini kimse onun kadar muhafaza edip kullanamaz. En büyük özelliği de, sıradan Azerbaycanlıdaki renkli mizahî ifadeyi en yüksek seviyede temsil etmesidir. Mirza Elekber Sabir zannetmeyelim ki, Rusya’ya ve taassuba karşı direnen Cedid’çiler dediğimiz bir dönemle sınırlı kalacak. Dünkü Şark gibi bugünkü Şark ve yarınki Şark onu hep baştacı edecek, çünkü ele aldığı sorunlar aktüel olmaktan çok insan toplumlarına aittir. Galiba onu hep canlı kılan da bu tarafıdır. İlber Ortaylı.