İslam dünyasının genelinde Sünnilik-Şiilik, Türkiye özelinde ise Sünnilik-Alevilik ayrımı üzerinden süren tartışmaları nın kökeni, ilk dört halifenin aralarındaki ilişkilere dayandırılır.
Tartışmaların merkezinde ise, ilk halifenin o olması gerekirken Hz. Ali’nin mağdur edildiği iddiası yer alır. Bu iddiaya güç vermek üzere de, Hz. Ali ile ilk üç halife arasında daha Hz. Peygamber hayattayken varolan bir gerilim olduğu, üçünün de Hz. Ali ile “kavgalı” olduğu söylenir.
Bu. doğru mudur? Halifeler arasında bir gerginlik, geçimsizlik, kavga, siyasi mücadele var mıydı? Hem, Hz. Peygamber kedisinden sonraki halifeyi tayin etmiş miydi? Değilse, halifeler nasıl seçildi? Halifelik sırasının bu şekilde olmasının hikmetleri nelerdi? Neden Hz. Ali dördüncü halife oldu?
Elinizdeki kitap, bugün de ağızdan ağıza yayılan bu ve benzeri sorulara, tarihi gerçekler ışığında cevap ararken, ilk üç halifenin Hz. Ali ile olan ilişkilerini anlatıyor. Hilafetin gaspedildiği yönündeki iddiaların arkaplanını deşifre ediyor ve bu iddiaların geçersizliğini delilleriyle ispat ediyor.
Ve en önemlisi, ilk dört halifenin aralarındaki dostluğu ve dayanışmayı ortaya koyduğu gibi, halifelerin Ehl-i Beyt sevgisini örnekleriyle anlatıyor…
***
Önsöz
RAHMAN VE RAHİM olan Allah’ın adıyla.
Üniversitede olmanın önemli sorumlulukları var. Bunlardan biri, size yöneltilen sorulara cevap aramak, araştırıp bulduğunuz cevapları öğrencilerinize ve talep edenlere ulaştırmak. Eğer ilahiyat fakültesi gibi halkla içiçe olması gereken ve dinî ihtiyaçların karşılanmasına yardımcı olan bir eğitim kurumunda görev yapıyorsanız, elbette halkın sorunlarına bigâne kalamazsınız.
İslam dünyasında sürüp giden ve bitmeyen bir tartışma vardır. En geniş çerçevede Sünnilik-Şiilik ekseninde süren tartışma Türkiye özelinde daha çok Sünnilik-Alevilik tartışması olarak karşımıza çıkar. Bu arada bazen toz dumana karışır. Gerçekten bu konuda neyin ne olduğu, özellikle genç beyinler tarafından merak edilir. Oysa bunların çoğu köklü bir din ve İslam Tarihi eğitimi almamışlardır. Onlar el yordamıyla ve amatörce bazı gerçeklere ulaşmaya çalışırlar.
Bu cümleden olarak İslam Tarihi derslerinde, Sünnilik-Şiilik/Alevilik tartışmaları bağlamında, burada ancak bazılarına yer verebileceğimiz şu ve benzeri sorularla karşılaşırız:
“İlk üç halife ile Hz. Ali’nin arası açık mıydı?”
“Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali ile dargın ve kavgalı mıydı?“
“Gerçekten Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin ilişkileri nasıldı?”
“Hz. Peygamber’den sonra hilâfet haksız yere Hz. Ali’nin elinden mi alındı?”
“Özellikle ilk iki halife olan Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer, Hz. Ali’ye haksızlık mı yaptılar?”
“Hz. Ali bu haksızlık yüzünden mi Hz. Ebu Bekir’e biat etmekte gecikti?”
“Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Fatma’nın damadı mıydı?”
‘Hz Ali ile bacanak olan Hz. Osman, Resulullah’ın iki kızıyla mı evlendi? O kötü biri mi? Resulullah onu neden ikinci kez damat edindi?”
“Hz. Ali ve Hz. Ebu Bekir’in arasının açılmasında Hz. Fatıma’nın miras istemesi mi etkili oldu?”
“Hz. Ebu Bekir, Hz. Fatıma’yı nasıl ziyaret etti ve gönlünü nasıl aldı?”
“Hz. Ebu Bekir’in oğlu Muhammed üç dört yaşlarından itibaren Hz. Ali’nin evinde mi büyüdü? Hz. Ali onun üvey babası mıydı?”
“Hz. Ebu Bekir vefat edince, Hz. Ali neler söyledi?”
“On iki İmam’ın altıncısı olan Cafer-i Sadık’ın annesi Ferve, Hz. Ebu Bekir’in hangi torununun kızıydı?”
“Kırtas Olayı nedir? Bu olayda Hz. Ömer’in rolü neydi?”
“Takiyye nedir ve Hz. Ali gerçekten ilk üç halife döneminde takiyye etti mi; onlardan korkup çekinerek görüşlerini açıklayamadı mı?”
“Hz Ömer, Hz. Ali’yi devlet başkanı vekili olarak görevlendirdi mi?”
“Hicri Takvim’in başlangıcı gibi bazı konularda, Hz. Ömer, Hz. Ali’nin görüşleri doğrultusunda mı hareket etti?”
“Hz. Ali ilk üç halifenin danışmanı mıydı?”
Burada hepsinden söz edemeyeceğimiz sorular uzar gider.
Asr-ı Saadet, sahabeler tarihi olarak da okunabilir. Çünkü o büyük değişimin başrollerinde onlar vardı. Özellikle ilk Müslümanlar ve bunlar içinde ilk dört halife, Aşere-i Mübeşşere, Muhacirler ve Ensar… Bu insanlar her çağda İslam’ı ve Asr-ı Saadet’i anlama açısından önemlidirler. Onlar arasındaki ilişkiler de iyi anlaşılmalıdır. Çünkü zamanla Hz. Ali, dışlanmış ve zulme uğramış gösterilerek ilk üç halifeden ayrıştırılmış, Müslümanlar içindeki birliğe darbe vurulmak istenmiştir.
Biz bu eserde Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın Hz. Ali ile ilişkilerini, olaylar ışığında yorumlamaya çalıştık.
Çalışma üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ali’nin ilişkilerini anlattık. Bu bölümde —konuyla ilgisi nedeniyle— ilk dört halifenin üçü veya ikisiyle ilişkili bazı ayetlere de yer verdik. Şunu da belirtelim ki, kitapta ele aldığımız bir olay bazen Dört Râşit Halife’den üçünü veya dördünü ilgilendiriyorsa —farz edelim ki, bunu Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer’in ilişkileri konusunda ele almış ve yorumlamışsak— tekrardan kaçınmak için bir başka bölümde yeniden üzerinde durmadık.
Eserin ikinci bölümünde Hz. Ömer ile Hz. Ali’nin, üçüncü bölümünde ise Hz. Osman ile Hz. Ali’nin ilişkilerinden bahsettik.
Eserin daha anlaşılır ve kolay okunur olmasını da gözeterek, meramımızı kısa cümlelerle, sade ve hikâye edici bir üslupla aktarmaya gayret ettik.
RROF. DR. MURAT SARICIK
İsparta, 2012
Giriş
DÖRT HALİFE, İslam’ın doğuşundan beri Hz. Peygamber’in yanında yer almışlardı ve onun yakın arkadaşlarıydılar. Kureyş’in Teym oğullarından olan Hz. Ebu Bekir, 573 yılında Mekke’de doğmuştu. Müslüman olmadan önce de Resulullah’ın (a.s.m.) yakın arkadaşıydı. İkinci Râşit Halife olan Hz. Ömer ise 583 veya 584 doğumluydu. O da Hz. Ebu Bekir gibi bir Kureyşliydi. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir’den on yaş kadar küçüktü. Üçüncü Râşit Halife olan Hz. Osman ise Hz. Ömer’den beş-altı yaş kadar küçüktü. Kendisi Kureyş’in alt kollarından olan Emevilerdendi. Baba tarafından Resulullah’ın akrabası olduğu gibi, annesi Erva da Resulullah’ın halası Beyda’nın kızıydı. Dördüncü halife olan Hz. Ali de bir Kureyşliydi, Haşimoğullarındandı ve Resulullah’ın öz amcasının oğluydu. Hz. Ali risaletin ilk zamanında Mekke’de Müslüman olduğunda henüz çocuk yaştaydı.
Özellikle ilk üç halife Mekke’de dinlerinden dolayı önemli baskılar ve zorluklar yaşadılar. Onlar ayrıca sahabelerin ilk-