Araştırma-Eleştiri-İncelemeBiografiSiyasetTarih

İbrahim Sertkaya – Adnan Menderes

Adnan Menderes, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin unutulmayan ve ebediyen unutulmayacakları arasında ilk sıraları alan politika adamlarındandır. 1931 yılında Milletvekili olarak başladığı siyasi hayatını 1950 – 1960 yılları arasında “Başbakan” olarak sürdürmüştür. Türkiye siyasi yönetiminde çok partili demokrasiye geçişin önderi olmuştur. Dokuzuncu Başbakan olarak bir devre, icraatları ve yenilikçi atılımlarıyla damgasını vurmuştur.

Tarih bu dönemi “Menderes” devri diye adlandırmıştır. Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde önemli bir yer alan Demokrat Parti’nin kuruculuğunda baş rolü üstlenmiş, ülkede demokrasinin yerleşmesinde çok büyük gayret sarfetmiştir.

Büyük kurtarıcı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve emanet ettiği Cumhuriyet Halk Partisi’nin, yöneticisi İsmet İnönü ve ekibinin tek parti olarak alternatifsiz yönetiminden; “Yeter Söz Milletindir” sloganıyla ve “Kır atın süvarisi” ünvanıyla aydınlık ufukları gösteren bir lider olarak ülke yönetiminde söz sahibi olmuştur.

Adnan Menderes’in on yıllık iktidarı döneminde muhalefetin ağır baskısı altında olmasına rağmen, ülke genelinde büyük yatırımlara yön verilmiştir. Kalkınmaya öncelik verilerek; yolu, suyu, okulu olmayan köylere kadar bu hizmetler götürülmüştür.

Okuma-yazma seferberlikleriyle cehaletin ortadan kaldırılmasına çalışılmış, saf ve uysal Anadolu insanının ufku açılmıştır. Onu kulluktan çıkartıp yücelten, insan onur ve saygınlığını kazandıran bir siyaset uygulanmıştır. Demokrat Parti ve Menderes’in gayretleriyle siyasetin halkla bütünleşmesi sağlanmıştır. Dolayısıyla halk kitleleri gerçek demokrasinin sahibi olduğunu yaşayarak öğrenmiş, baskı rejiminin ağırlığından kurtulup, özgür olmanın verdiği rahatlıkla ülke yönetiminde söz sahibi olduğunun farkına varmıştır.

Bu dönem içinde, bugün dünya pazarında söz sahibi olan pekçok firma kurulmuş, ağır sanayinin temelleri atılmıştır. Barajlar kurularak enerji üretimi arttırılmıştır. Modern ve makinalı uygulamalarla zirai verim arttırılarak dış pazarlara açılınmıştır. Her dalda üretim artışları gözlenmiş, dolayısıyla halkın yaşam standardı da yükselmiştir.

Hava alanları açılmış, Kara ve Deniz taşımacılığına önem verilmiştir. Bugünkü Avrupa Birliği’nin başlangıcı olan Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılma müracaatı yapılarak batılılaşmanın ilk adımları atılmıştır. Bu nedenlerle halkın Demokrat Parti’ye ve onun lideri Adnan Menreres’e sempati ve sevgisi artmıştır. Menderes’in bulunduğu her yerde büyük halk kitleleri sevgi gösterileriyle onu desteklediklerini haykırmış ve dönem içinde yapılan genel seçimlerde de oylarıyla bunu ispatlamıştır.

Yapılan seçimlerde ana muhalefet partisi büyük kayıplar vermiş ve küçülmüştür. Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil, 27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri isimli eserinde: “Menderes, halk kitleleri arasında, Atatürk’ten sonra, Türkiye’de eşsiz bir itibara sahipti. Sevimli yaklaşımı, daima güleç yüzü ve muazzam bir çalışma azmiyle Adnan Menderes halkın gözünde milletin medarı iftiharı idi.” diye yazmaktadır.

Yine Milli Birlik Komitesi Üyesi ve eski Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Em. Yarbay Orhan Erkanlı; Anılar, Sorunlar, Sorumlular isimli eserinde: “Menderes’in hayatı, parti mücadeleleri, Başbakanlığı, feci akibeti, Menderes ailesinin başına gelenler gerçekten bir insanlık dramıdır.

İnsan olarak bu kadar iyi vasıflara sahip olan, politik kabiliyetleri kendisinde toplamış bulunan Menderes, bir ihtilâlin kurbanı olmaktan kurtulamamıştır. Kim ne derse desin Menderes, Atatürk’ten sonra Türk Halkının en çok sevdiği ve peşinden gittiği kişidir. Hiçbir Başbakan halkının bu ölçüde desteğine ve sevgisine sahip olamamıştır. Menderes’in talihsiz sonu münakaşa edilebilir, fakat bu gerçeği kimse inkar edemez.

Tarihin hükmü, halkın kanaati böyledir.” demektedir. Siyasi hayatı süresince verdiği mücadeleler; ülkesi halkını hür, refah ve huzur içinde yaşatıp ileri medeniyetler seviyesine yükseltme çabasıydı. Kendileri için gösterilen bu çabanın farkında olan Anadolu insanı, O’na hak ettiği güven ve sevgiyi de seçim meydanlarında ve seçim sandıklarında veriyordu. Bugün aradan geçen bunca zamana rağmen, o büyük insanın, hâlâ gönüllerde sevgiyle yattığına inanıyor ve onu rahmetle anıyor, hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Ernst Werner – Büyük Bir Devletin Doğuşu Osmanlılar (1300-1481)

Editor

Caner Taslaman – Küreselleşme Sürecinde Türkiye’de İslâm

Editor

Türkçülüğün Esasları

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası