Dünya şiirinin başyapıtı İlahi Komedya, Dante’nin Cehennem’e, Âraf’a ve Cennet’e yaptığı düşsel bir geziyi destanlaştırır. İlahi Komedya, 14 233’e ulaşan toplam dize sayısı ile şiir tarihinin en uzun soluklu şiiridir. Dante’nin, 1300 yılının 7 Nisan Perşembe gecesi başlayan gezisi bir hafta sürer, Dante’ye Cehennem ve Âraf yolculuğu boyunca Latin şair Vergilius rehberlik eder. Araf’ın tepesinde Vergilius yerini, Cennet’te Dante’ye rehberlik edecek olan Beatrice’ye bırakır. Dante, Beatrice’yi ilk gördüğünde kendisi dokuz, Beatrice sekiz yaşındadır. Dante, ömrü boyunca Beatrice’ye bağlı kaldığı gibi, düşünce dünyasının da esin kaynağı olur Beatrice.
Vergilius’un Aeneis destanını örnek alan ve sıradışı bir aşka mitoloji, tarih ve kutsal metinlerle de desteklenen gerçeküstücü bir ortamda yakılan bir ağıt olarak da değerlendirilebilecek olan İlahi Komedya’nın tarih ve felsefeden dinbilime, gökbilimden geometriye uzanan bir ansiklopedi niteliği taşıması da bir başka özelliğidir.
Eksiksiz ve ilk kez şiir olarak Türkçeleştirilen İlahi Komedya da hak ettiği yerde… Oğlak Klasikleri’nde
OĞLAK KLASİKLERİ
DANTE ALIGHIERI
İLAHİ KOMEDYA
Türkçesi: Rekin Teksoy
Önsöz
Dante ile Shakespeare dünyayı aralarında paylaşır;
bu iki ada eklenebilecek üçüncü bir ad yoktur.
T. S. Eliot
Dante Alighieri: Şiir tarihinde bir benzeri olmayan Divina commedia’nın (İlahi Komedya) yazarı Dante Alighieri (1265-1321) Floransa’da orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Asıl adı Durante’dir. Babası Alighiero di Bellincione’nin büyük dedesi Cacciaguida, Haçlı Seferlerine katılarak soyluluk sanı elde etmiş, ancak çarpışmalar sırasında ölmüştü (1147). Cacciaguida, karısının ailesinin soyadını kullanır. İlkin Alaghieri ya da Aldighieri olan bu ad daha sonra Alighieri’ye dönüşür. Küçük yaşta annesi (Bella) ölen, 1277’de Gemma Donati ile evlilik sözü kesilen (nikâh 1285’te kıyılır) Dante’nin bu evlilikten Giovanni, Jacopo ve Pietro adında üç erkek, Antonia ve Beatrice adında iki kız çocuğu olur (kimi kaynaklara göre kız çocuğu tektir, Antonia rahibe olunca Beatrice adını almıştır). Dante gençlik yıllarında dönemin öbür gençleri gibi dilbilgisi, mantık, sözbilim (retorik) öğrendi, yazarlarla, dönemin ünlü düşün adamlarıyla dostluklar kurdu. Brunetto Latini ile Guido Guinzelli, Dante’nin ilk ustaları oldu. Dante, sürgünde kaldığı Fransa’dan 1266’da Floransa’ya dönen ve 1294’te burada ölen şair Brunetto Latini’den hem dilbilgisi, hem de kişinin dünyada iz bırakması için yapıt üretmesi gerektiğini öğrendi. Bologna’lı şair Guido Guinzelli ise Dante’ye duygularını dizelere dönüştürme sanatının kurallarını öğretti. Dönemin önemli şairlerinden Guido Cavalcanti yetişkinlik çağının en yakın dostu oldu. Dönemin en önemli resim ustası Giotto ile de dostluk kuran Dante, Bologna ve Padova üniversitelerine de gitti. Latin şiirini, bu arada Vergilius ile Ovidius’un yapıtını inceledi, felsefe öğrendi. Vergilius ile Aristoteles’ten etkilendiği gibi, dinbilimci Aquino’lu San Tommaso’nun (1225-1274) görüşlerini de benimsedi.
Guelf’ler, Ghibellin’ler: Dante’nin yaşadığı yıllarda İtalya’da da feodalite düzeni ortadan kalkmış, yerini cumhuriyetlere, krallıklara, senyörlüklere, komünlere bırakmıştı. İlkin Almanya’da ortaya çıkan Guelf ile Ghibellin partilerinin etkisi İtalya’ya da ulaşmıştı. Almanya’da Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu tahtı için, Saksonya ve Bavyera dükleri (Welf) ile Swabia yöneticileri Hohenstaufen’ler çekişiyordu. Bu görüş ayrılığı XIII. yüzyılda İtalya’ya da sıçradı. Roma-Cermen imparatorlarının İtalya’yı da yönetmelerine karşı çıkarak, papalığın yönetim hakkını savunanlar Guelf adını aldılar (Guelf sözcüğü Almanca Welf’ten türetilmişti). Guelf’ler İtalya’daki prenslikler ile cumhuriyetleri de destekliyor, yerel özerkliği savunuyordu. Ghibellin’ler ise (Ghibellin sözcüğü Hohenstaufen’lerin Waiblingen malikânesinin adından türetilmişti) imparatoru savunuyordu. Kuzey İtalya’daki soylu aileler genellikle Ghibellin’leri desteklerken, büyük kentler Guelf’leri destekliyordu. Pisa, Verona, Arezzo’nun Ghibellin’lerden yana olmasına karşılık, Milano, Bologna ve özellikle Floransa’da Guelf’ler egemendi (Dante’nin ailesi de Guelf yanlısıydı).
Dante’nin doğumundan beş yıl önce Ghibellin’ler, Montaperti savaşında Guelf’leri bozguna uğratarak Floransa’nın yönetimini ele geçirmişti. Dönemin bu en varlıklı kentini (Floransa Avrupa’nın bankerlik merkezi sayılıyordu) yakmak istemişler ama Ghibellin’lerin önde gelen ailelerinden Farinata ailesinden Uberti, Ghibellin’leri bu karardan vazgeçirmişti. Çok geçmeden de, Benevento savaşı (1266) sonunda Guelf’ler yeniden Floransa’ya egemen oldu. Ghibellin’ler kentten sürüldü. Bu arada Guelf’ler Aklar ve Karalar olarak ikiye bölündü. Cerchi ailesinin önderliğindeki Aklar ticaretle uğraşan varlıklı burjuvalardan (popolo grasso) oluşuyor, imparatorluğu destekliyordu. Küçük,esnaftan (arti minori) oluşan, Donati ailesinin önderliğindeki Karalar ise feodal düzene özlem duyuyor, papalıkça destekleniyordu. (Dante’nin karısı Gemma da Donati ailesinden olmakla birlikte, Dante Aklar’dan yanaydı). İtalya’daki kargaşa, Dante’nin dizelerine şöyle yansır:
Ey köle İtalya, acılar ülkesi,
fırtınada kaptansız gemi,
taşranın değil, kerhanenin ecesi!
Âraf, VI(76)
Dante’nin siyasal etkinliği: 1289 yılında Arezzo’da Ghibellin’lere karşı yapılan Campaldino savaşına Dante de katıldı. Bu yıllarda Floransa’nın yönetimine katılan lonca yöneticileri (prior) iki ay süreyle bu görevde kalıyor, varlıklı kişilerden etkilenmemeleri için görevleri sırasında bir kaleye kapatılıyorlardı. Kentin yönetimi için birçok kurul oluşturulmuştu. Altı ay süreyle görev yapan bu kurulların üyeleri ikinci kez üyeliğe seçilemiyordu. İç çekişmelerden etkilenmemesi için de, kentin en üst düzey yöneticisi (podestâ) yabancılar arasından seçiliyordu. Bu arada soyluların kamu yönetimine katılmalarını engellemek için iş sahibi olmayanların kamu yönetimine katılması yasaklanmıştı (Ordinamenta Justitiae). Ancak bir süre sonra bu yasak yumuşatıldı. Bir loncaya üye olmak, kamu görevi almak için yeterli sayıldı (Giano della Bella yasası). Dante de, sanatçıların da yazılabildiği Baharatçı Hekimler loncasına yazılarak Floransa yönetiminde etkin görevler üstlendi. (Dante daha sonraları, mutsuzluğunun kaynağını prior seçilmesine bağlayacaktır). O sırada papa seçilen Bonifazio VlI’nin Karalar aracılığıyla kent üzerinde egemenlik kurmak politikasına karşı çıktı. Karaların seçtiği kent yöneticisi 27 Ocak 1302’de Dante’yi 5000 florin para cezası ile iki yıl sürgün cezasına çarptırdı. Dante para cezasını ödeyemeyince, 10 Mart 1302’de bu ceza ölüm cezasına dönüştürüldü. Ancak Dante bu tarihten önce Roma’ya sürgüne gitmişti. Oradaki başka sürgünlerle birlikte Forli’ye gidip Ordelaffi’lerden, Verona’ya gidip Bartolomeo della Scala’dan Floransa’daki yönetimi devirmek için yardım istedi. Bonifazio VlI’nin ölüp, yerine Benedetto Xl’nin geçmesi sürgündeki Floransalılar için bir umut kaynağı oldu. Yeni papa 1304 yılı Mart ayında kardinallerinden Niccolo da Prato’yu Aklarla Karaları barıştırmak amacıyla Floransa’ya gönderdi. Ama Karaların uzlaşmaz tutumu bu girişimi sonuçsuz bıraktı. Dante 1304 yılından 1306 yılına dek Bologna’da yaşadı.
Luxembourg kontu Henri VII’nin imparator olmasını (1309), o sırada Casentino’da bulunan Dante büyük bir coşku ile karşıladı. Dante’ye göre Henri VII, insanları yeryüzünde mutlu kılmaya çalışacak, papa da insanları öbür dünyadaki sonsuz mutluluğa hazırlayacaktı. Böylece Dante’nin özlediği dünya işleri ile din işlerinin birbirinden ayrılması gerçekleşmiş olacaktı. Henri VlI’nin taç giymek için Roma’ya gelecek olması da Dante’nin umutlarını artırmıştı. Öyle ki, yeni imparatora karşı çıkan Floransalılara bir kınama mektubu yazarken, Henri VII’ye yazdığı bir mektupla ondan bir an önce Floransalıları cezalandırmasını istemişti. Henri VII, beklendiği gibi Roma’da taç giydi. Ama tören papalığın merkezi San Pietro kilisesi yerine San Giovanni in Laterano kilisesinde yapıldı, tacı da papa yerine kardinaller giydirdi. Dante’nin deyişiyle “Gaskonyalı papa Clemente VII, soylu kral Henri VlI’ye ihanet etti”, imparatorun Roma dönüşü Siena’da hastalanıp ölmesi (24 Ağustos 1313) ise, Dante’nin beş yıldır beslediği umutları sona erdirdi.
Bu arada Floransa’da sürgünlerin geri dönebilmesine ilişkin bir karar alınmış (1311) ancak bağışlananlar arasında Dante’nin adına yer verilmemişti. 1315 mayısında, Dante için de af çıkarıldı. Ancak Dante çok sevdiği kentine dönmek istemedi. Bunun üzerine Floransa’da aynı yılın eylül ayında Dante için bir kez daha ölüm cezası verildi.
Dante ömrünün son altı yılını Verona ile Ravenna’da geçirdi. Verona’da Can Grande’nin konuğu oldu. 1318 yılında geldiği Ravenna’da ise buranın senyörü Guido Novello da Potenta’nın konuğu oldu. Yirmi yıla yakın bir süreyi sürgünde geçiren, bu süre boyunca yazdığı mektuplara Dante Alighieri exul immeritus (haksız sürgün) imzasını atan Dante, 13 Eylül 1321 gecesi Ravenna’da sıtmadan öldü. San Pietro Maggiore kilisesine gömüldü (bu kilise günümüzde San Francesco adını taşır.) Sürgünün acısını Dante şu dizelerle dile getirir:
Başkasının ekmeğinin ne denli tuzlu,
başkasının merdiveninden çıkmanın
ne denli zor olduğunu göreceksin.
Cennet XVII(58)
Beatrice: Dante’nin sevdiği kadın. Dante, karısı Gemma’dan başka birçok kadınla gönül ilişkisi kurar. Pietra için yazdığı şiirler Rime’de yer alır. Ama ömrü boyunca büyük bir tutkuyla bağlandığı, düşünce dünyasını da yönlendiren kadın Beatrice’dir. Beatrice’ye duyduğu sevgi yüreğinden hiç silinmez, yaşamının en zor, en karamsar dönemlerinde Dante hep bu sevgiye sığınır.
Dante, komşuları Folco di Ricovero de’Portinari’nin kızı Bice’yi (Beatrice) bir toplantıda gördüğünde kendisi dokuz, Beatrice sekiz yaşındadır. Dokuz yıl sonra, bir sokakta ikinci kez karşılaştıklarında, beyaz bir giysi giymiş Beatrice Dante’ye selam verir. İlk gördüğünde Beatrice’ye büyük bir sevgi duyan Dante, ömrü boyunca onu sevecektir. 1288 yılında Simone de’Bardi ile evlenen Beatrice 8 Haziran 1290’da ölür. Beatrice’nin ölümü Dante’nin sevgisine mistik özellikler de ekler. Sevdiği kadının ölümü üzerine uzun süre iç dünyasına kapanan, kendini dinleyen Dante, ilk kitabı Vita nuova’da yeni biçem anlayışına uyarak Beatrice’yi över, onu melekler düzeyine çıkarır. Beatrice için “kimsenin kimse için söylememiş olduğu şeyler söylemeye” söz verir. Bu sözünü Divina commedia’da (İlahi Komedya) tutar.
Stilnovo: O yıllarda (özellikle 1280-1310 arasında) yeni bir şiir akımı ortaya çıkmıştı. Dante’nin stilnovo (yeni biçem) adını verdiği{1} bu akımı, Bologna’da yaşamakla birlikte Floransa’da ünlenen Guido Guinizelli başlatmıştı. Dante’den başka Guido Cavalcanti ile Cino da Pistoia’nın da katıldıkları yeni akım, aşkı şiirin ana konusu yapıyordu. Şairler aşk duygusunu inceliyor, ruhbilimsel çözümlemeler yapıyor, bir tür aşk kuramı geliştiriyorlardı. Bu şairlere göre, aşk kişinin yönelmesi gereken tek amaçtı, kişiyi soylu kılan, zenginleştiren bir tür tanrıydı; kadın, erdemin, temizliğin simgesi bir tür melek olarak değerlendiriliyordu. Dante şöyle der:
Dedim ki: Ben o kişiyim ki,
sevda esin verince kaleme sarılırım,
onun yüreğime yazdıklarını aktarırım.
Âraf XXIV(52)
Dil sorunu: Yazarların karşı karşıya oldukları önemli bir sorun da dil seçimiydi. Yapıtlarını, geleneğe uyarak Latince mi yazacaklardı, yoksa halk dilini mi kullanacaklardı?
Siyasal bir birliğe kavuşamamış İtalya’da kültür birliği de söz konusu olmadığından, halk dilinin (İtalyanca) çok sayıda lehçesi vardı. Dante bu soruna Latince olarak kaleme aldığı De vulgari eloquentia adlı yapıtında yanıt arar ve Latinceye karşı halk dillerini savunur. Başyapıtı İlahi Komedya’yı da İtalyanca (Toscana lehçesi) yazar. Bu nedenle, İtalyan dilinin kurucusu sayılır.
Dante’nin yapıtı: Çalkantılı yaşamına, yirmi yıla yakın sürgünde yaşamasına karşın Dante verimli bir yazardır. Yazdıklarının bir bölümü, dönemin yaygın anlayışına uygun olarak Latince, bir bölümü ise İtalyancadır. Yazıldıkları dile göre Dante’nin yapıtları:
De Vulgari eloquentia (Halk Ağzı Üzerine): Dante’nin 1303 ile 1304 yılı arasında yazdığı dil incelemesi (Latince). Dante bu yapıtında Italyan dilini kullanmanın yararları üzerinde durur, Italyancayı düzgün kullanmanın kurallarını belirler, İtalyan şiirinin değerlendirmesini yapar.
De Monarchia (Monarşi Üzerine): Dante’nin 1312-1313 yılları arasında yazdığı sanılan, siyasal görüşlerini açıkladığı inceleme (Latince). Üç bölüme ayrılan kitap monarşinin evrenselliği üzerinde durur, imparatorun yetkesini doğrudan doğruya Tanrı’dan mı, yoksa yeryüzündeki temsilcisi papadan mı aldığını tartışır.
Questio aqua et terra (Su ve Kara Sorunu): Dante’nin 1320 yılında yazdığı, suların karalardan daha yüksek olamayacağını vurgulayan bilimsel inceleme (Latince).
Epistulae (Mektuplar): Dante’nin değişik kişilere, bu arada kral Henri VII’ye ve Can Grande’ye yazdığı mektupları da içeren on dört mektup (Latince).
Vita nuova (Yeni Hayat): Dante’nin 1292 ile 1294 yılları arasında yazıp 1293 yılında bir araya getirdiği düzyazı ve şiir karışımı 43 bölümlük yapıt (İtalyanca). Yazarın Beatrice Portinari’ye beslediği sevginin duygusal, ruhbilimsel çözümlemelerini içerir. Provence (Fransa) saz şairlerinin (troubadour) geleneğini sürdüren yapıt yeni biçem anlayışının en önemli örneği sayılır.
Convivio (Şölen): Dante’nin 1304 – 1307 yılları arasında on beş bölüm olarak tasarlayıp, dört bölümümü bitirebildiği felsefe ağırlıklı şiirler (İtalyanca).