Tarih

Kaptan- ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’nın Hatıraları

kaptan i derya barbaros hayreddin pasanin hatiralari 5edb5c27812f8Küçük bir gemi reisliğinden başlayıp günn birinde kaptan-ı derya olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın hayatının bütün safhalarını maddesiyle manasıyla, inceden inceye anlatan bu eser, Kanuni Sultan Süleyman Han’ın emri üzerine Seyyid Muradi’nin yazdığı “Gazavat-ı Hayreddin Paşa” isimli eserdir. Seyyid Muradi, Hayreddin Paşa’nın yanında ve hizmetinde bulunmuş reislerdendir. Çok açık bir türkçe ile yazdığı eserindeki hadiselerin bir kısmını Barbaros Hayreddin Paşa’dan, bir kısmını gazalara istirak edenlerden, çoğunu da bizzat kendisinin iştirak ettiği seferlere şahit olarak kaleme almıştır.

BARBAROS HAYREDDÎN PAŞA VE HATIRALARI
Hızır Hayreddîn Paşa, Midilli Adası fethedilince, Fâtih Sultan Mehmed Han’ın emri üzerine buraya Vardar Yenicesinden getirilip iskân edilen sipahilerden Yakub’un dört yiğit oğlundan biridir. Batılılar, sakalı havuç rengine çalar kırmızı renkte olduğu için ona “Barbaros” demişlerdir. “Hayreddîn” ismini ise kendisine Yavuz Sultan Selim Han vermiştir. Büyüyüp Akdeniz’e açıldıktan sonra, o koca deniz artık bu yiğidin kahramanlıklarıyla çalkalanmıştır. İlk zamanlar kardeşi Oruç Reis de denizde mücâdelelere girişmişti.
Akdeniz’in her köşesinde ve her bucağında Müslümanların imdadına Hızır gibi yetişen bu iki bahadırdan Oruç Reis şehîd olunca, Hızır Reis tek başına bu mesuliyeti üstlenmiştir.
Barbaros Hayreddîn Paşa, yerine göre gayet yumuşak tabiatlı, halim; selim, müşfik ve mütevazi olan âciz bir kul; yerine göre de kılıcından şimşekler çakan, sesi semada yankılanan, karşısında düşmanları tir tir titreten bir heybet abidesidir.
Kılıcıyla fethettiği bir ülkeye hükümdar olmak yerine, Osmanlı’ya bağlı olmayı tercih eden, Osmanlı sultanlarının duasını almayı Cezayir’e sahip olmaktan daha üstün tutan bu numune şahsiyet, gerek onların ve gerekse kılıcının gölgesinde huzur bulan mazlum mü’minlerin duaları bereketiyle o kadar yücelmiştir ki, kendisini Hristiyan dünyasının lideri kabul eden ve akıl almayacak derecede kibirli olan İspanya kralının başını önüne eğdirmiştir.
O aynı zamanda, bütün gazalarında Allah rızasını ön plânda tutmuş, ibadetlerini ve günlük manevi vazifelerini hiç ihmal etmemiş, tereddütlü kaldığı durumlarda istihare ederek tereddüdünü gidermiş bir mânâ eri ve yonul sultanıdır
Küçük bir yemi reisliğinden başlayıp günün birinde kaptânı derya olan OJ müstesna kişinin hayatının bütün sayfalarını maddesiyle manâsıyla, inceden inceye anlatan bu tser. Kânûni Sultan Süleyman Han’ın Hayreddîn Paşaya emri üzerine onun Seyyid Muradı’ye yazdırdığı “Gazavât ı Hayreddîn Pasa1′ isimli eserdir. Seyyid Murâdî, Hayreddîn Paşanın yanında ve hizmetinde bulunmuş reislerdendir. Çok açık bir Türkçe ile yazdığı eserindeki hâdiselerin bir kısmını Barbaros Hayreddîn Paşa’dan, bir kısmını gazalara iştirak edenlerden, çoğunu da bizzat kendisinin iştirak ettiği seferlere şahit olarak kaleme almıştır
Gazavât ı Hayreddîn Paşa’nın İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde TY 94, TY 2459, TY 2490, TY 2639’da ve Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde manzum ve mensur nüshaları bulunmaktadır. Ayrıca eserin birkaç yayını da bulunmaktadır. Biz bu eseri neşrederken İstanbul Üniversitesi Kütüphânesi’nde bulunan TY 94, TY 2459, TY 2490, TY 2639 numaralı yazmalardan İstifâde ettik. Okuyucuya kolaylık olsun diye de metni tamamen sadeleştirdik.
Seyyid Murâdînin kaleminden süzülerek satırlara dökülen bu metni yayınlayarak istifâde edilmesinde bir hizmetimiz olmuşsa kendimizi bahtiyar hissederiz.

Çamlıca Basım Yayın Ocak 2009

Müellifin Mukaddimesi
Sonsuz hamd ü sena ve şükürler bütün mevcudatı yaratan ve canlıları rızıklandıran Allâhü Teâlâ’ya olsun ki, bizi yoktan var edip îmân elbisesiyle süsleyerek Kur’ânı Azîm nimetleriyle nimetlendirdi ve onlarla zenginleştirdi.
Salât ve selâm, kâinatın serveri, mevcudatın övünç vesilesi, Ademoğlunun efendisi, iki cihan sultanı, ins ve cinnin peygamberi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) üzerine olsun ki o, bütün günahkârların şefaat çişidir. Yine salât ve selâm onun ailesi, evlâdı ve ashabı üzerine olsun ki onlar, Muhammed Mustafa (s.a.v.) Hazretlerinin sevgilileri ve dostlarıdır.
Adalet ve insanıyla yeryüzünü donatan, melek tabiatıyla nam salan Arap, Acem ve Rum ülkesinin büyük hükümdarı. Sultan Süleyman Han’ın hatırına şöyle bir şey geldi ki. kendisinden önceki devirlere âit yazılan ve okunan târihler gibi, kendi zamanında meydana gelen hâdiselerin tamamı da büyücüyle küçügüyle ve târih sırasıyla bir kitap hâline getirilip okuna.
Pâdişâh hazretleri bu düşünce çerçevesinde olarak, Cezayir beylerbeyi Hayreddîn Paşaya:
“Şimdi sen ve kardeşlerin nasıl ve ne sebeple ortaya çıktınız, sizler kimlersiniz? Bu zamana gelinceye kadar, karada ve denizde, büyük küçük ne kadar gazalar ettiniz? Başlangıcından sonuna kadar bunları eksiksiz olarak ve tafsilatıyla yazıp, kitap hâline getirip gönderiniz ki, onlar da benim zamanımda yazılan târihe kayd olunsun” diye yazdığı fermanı gönderdiğinde, onlar da sultânın emri îcâbı nazmıyla, nesriyle ve tafsilatıyla hayatlarını yazıp bir araya getirmeye teşebbüs ettiler.
Bunun üzerine Hayreddîn Paşa bilgilerin toplanması ve yazılması hususunda bana emir verdi ve ben de onun emri îcâbı doğru, açık ve Türkçe olarak yazmaya karar verdim. Bu bilgilerin bazısını kendilerinin mübarek ağızlarından işittim, bazısını onlarla birlikte gazalarda bulunan mücâhidlerden aldım, bazısını da bu fakir1 birçok gazalarda onlarla birlikte bulunduğumdan bizzat şahit oldum ki, doğruluğunda hiç şüphe yoktur.
Böylece bu kitabı yazdık ki, hem pâdişâhın emri yerine gelsin ve hem de kardeşlerimiz okuyup, dinleyip istifâde etsinler. Bu vesîle ile de pâdişâh hazretlerine dualar etsinler. Bu arada Hayreddîn Paşa’yı ve bu âcizi de duadan unutmayıp bir Fâtiha i şerife, üç ihlâs ı şerif ile yâd etsinler…
Ne var sala özüm tahte’sserâya Ki ere her sözüm fevka’Iulâya Umarım şah katında ola makbul görüle her kelâmım anda makûl.

Dünyada söylenmedik ve işitilmedik bir şey katmamıştır. Maksud olan bu fânî dünyada bir eser bırakıp, hayır duâ İle anılmamıza vesile olmasıdır. Nitekim denilmiştir ki:

Er oldur ki dünyada koya bir eser, Esersiz kişinin yerinde yeller eser.

….

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Osmanlı’ya Atılan İftiralar – Serhat Arvas

Editor

A.K.Coomaraswamy, R.Guenon, S.Dasgupta – Doğu Bilgeliği

Editor

Mustafa Kemal & Fevzi Çakmak & Salih Bozok & Musaffer Kılıç & Cevat Abbas Gürer – 30 Ağustos Hatıraları

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası