Masallar

Keloğlan İle Değirmenci

Keloğlan İle Değirmenci
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, keçiler berber iken, kuzular kasap iken, uzak diyarlarda, yemyeşil tepelerin ardında küçük bir köy varmış. Bu köyde Keloğlan ve sevgili anacığı yaşarmış. Ama ne yazık ki pek fakirlermiş. Evleri küçücük, tarlaları verimsizmiş. Karnını doyurmak için çoğu zaman kuru ekmekle idare ederlermiş. Ama yine de Keloğlan hiç şikâyet etmez, annesine neşe vermeye çalışırmış.

Günlerden bir gün, Keloğlan’ın anası endişeyle oğlunun karşısına geçmiş ve demiş ki: “Ah oğlum, saf oğlum, hem de başı keleş oğlum! Bu yıl kış çok sert geçecek. Baktım gürgenlerin tepelerine, yapraklar çok erken sarardı. Bu kış hem erken gelecek hem de çok uzun sürecek. Sen artık kendine bir iş bulmalısın!”

Keloğlan başını kaşımış, biraz düşünüp taşınmış. “Tamam ana! Gider, kendime iş bulurum!” demiş. Hemen evden çıkıp köyde dolaşmaya başlamış. Önce dükkânlara gitmiş. “Beni işe alır mısınız?” diye sormuş ama kimse onu işe almamış. Sonra marangozhaneye uğramış, ama orada da iş yokmuş. Keloğlan yılmamış, bu kez değirmene gitmeye karar vermiş.

Değirmenin kapısını çaldığında karşısına yaşlı değirmenci amca çıkmış. Değirmenci biraz yorgun, biraz üzgünmüş. Keloğlan bunu fark edince, birden aklına bir fikir gelmiş.

“Amca, ben sana yardım edeyim, üstelik hiç para almam!” demiş.

Yaşlı değirmenci şaşırmış: “Evlâdım, herkes iş için para ister, sen neden istemiyorsun?” diye sormuş.

Keloğlan gülümsemiş: “Benim için en büyük kazanç, bir işe yaramaktır!”

Değirmenci bu cevabı çok beğenmiş ve Keloğlan’ı yanına almış. Keloğlan her gün erkenden değirmene gelmiş, çuvalları taşımış, unları elemiş, suyu kontrol etmiş. Çalışkanlığı ve neşesiyle değirmendeki herkesi mutlu etmiş. Hatta değirmenci, Keloğlan’ın şakalarına öyle çok gülermiş ki, bazen un çuvallarını bile unuturmuş!

Derken kış gelmiş, hem de anasının dediği gibi çok sert ve uzun olmuş. Karlar her yeri kaplamış, soğuk iliklere işlemiş. Köyde kimse tarlasından mahsul alamamış. Herkes açlıkla mücadele etmeye başlamış. Keloğlan ve anası da bu durumdan nasibini almış, evde yiyecek bir şeyleri kalmamış.

Bir gün, anası üzüntüyle içini çekmiş: “Ah benim saf oğlum, ne yaptık biz! Sen onca çalıştın ama karşılığında hiçbir şey almadın. Şimdi ne yiyip ne içeceğiz?”

Keloğlan gülümseyerek annesinin elini tutmuş: “Ana, merak etme! İyilik yapan iyilik bulur.”

Tam o sırada kapı çalmış. Keloğlan kapıyı açınca, karşısında kocaman bir paket taşıyan köyün postacısını görmüş.

“Bu paket sana, Keloğlan!” demiş postacı.

Keloğlan şaşırarak paketi almış. Paketi açınca gözlerine inanamamış! İçinde koca bir çuval un, bir sürü yiyecek ve sıcak tutacak giysiler varmış. Bir de mektup!

Mektubu açıp okumuş: “Sevgili Keloğlan, sen bana çok yardım ettin. Şimdi de ben sana yardım etmek istiyorum. Bu paket senin ve annen içindir. Kış boyunca aç kalmayasınız diye! Sevgilerle, Değirmenci Amca.”

Anası gözleri yaşlarla dolu bir şekilde Keloğlan’a bakmış ve gülümsemiş: “Ah benim güzel oğlum, gördün mü? İyilik yapmak en büyük servetmiş!”

Keloğlan gülmüş, başını sallamış: “Ben demiştim ana! İyilik yapan, iyilik bulur!”

Ve o kış, Keloğlan ve anası hiç aç kalmamış. Yaptığı iyiliğin karşılığını misliyle almış. İşte böyle, Keloğlan’ın içten gelen iyiliği herkesi mutlu etmiş ve köyde uzun yıllar anlatılan güzel bir hikâye olmuş.

Gökten üç elma düşmüş; biri bu hikâyeyi okuyanın başına, biri anlatanın başına, biri de iyilik yapan herkesin başına! 😊

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Keloğlan’ın Sazı Masalı 2

Editor

Masal Okuma ve Masal Anlatma Yöntemleri

Editor

Masal Okurken Çocuğun Yaşına Uygun Masallar Tercih Edilmeli

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası