Etrafımızdaki bekar kız arkadaşlarımız evlenmek için can atsa da, uygun adayı bir türlü bulamıyorlar. Hepsi de güzel, okumuş kariyer sahibi kızlar… gel gör ki kısmetsizler. Gözlerine kestirdikleri erkekler kararsızlıkları yüzünden ellerinden uçup gidiyor. Hiçbir bağlantısı olmayan tek tük adamı da bizimkiler beğenmiyor, sessiz, soğuk, can sıkıcı buluyor. İşin kötüsü artık karşılarına çıkan her adam için kendilerine, “Bununla evlenilir mi?” sorusunu soruyorlar.
Elektrik tutmadı, boyu kısa, saçı uzun derken günler geçiyor, bizim kızlar her geçen gün evleneceklerine dair inançlarını yitiriyorlar.
“Kardeşim benhalimden memnunum. Ömrümü daldan dala konarak geçireceğim” şeklinde değerlendiren bir kişi bile yok. Her nasılsa evlilik tuzağından köşe buçak kaçmaya çalışan erkeklerin yuva kurmuşken, evlenmeye can atan kadınların çoğu bekar. Erkekler için evlenmek ancak çocuk sahibi olmak istediklerinde arzulanan bir durum. Peki kadınlar niye obsesif bir şekilde evlenmek ister?
Elinizdeki eser, bu can yakıcı soruya cevap bulmaya çalışıyor.
GİRİŞ
Hepimiz bir İnsan olarak çok büyük umutlarla severiz, âşık oluruz. Evlenmek ve mutlu bir yuva kurmak İsteriz. Kimi insanlar bunu başarabilir, bazıları da büyük hayal kırıklıklarına uğrar. Bu konuda büyük acılar yaşar.
Son dönemlerde umduğu gibi hayat kuranların sayısı maalesef çok az. Sevgilerinde, aşklarında veya evliliklerinde sorun yaşayanların sayısı İse oldukça fazla. Türkiye’nin son on beşyirmi yıllık döneminde, yanlış evlilikler. boşanmalar, aile İçi şiddet olayları başlı başına gündem oluşturacak kadar çok.
öyle ki, televizyon haberlerinde, gazetelerde gün geçmesin ki bu konularda felaket haberleri çıkmasın. Hem de üst üste. arka arkaya ve üstelik tekrar tekrar verildiği için, gençler bu tablodan ürker hale geldi
Mutlu Ailelerin Sayısı Azaldı
Toplum nasıl bu hale geldi, neden evliliklerin çoğu sorunlu, boşanmalar arttı? Niye bu kadar çok yanlış evlilik var? Gençlerimiz niçin evlilik gibi kutsal bir müesseseye endişe ve korkuyla bakıyorlar?.. Onca güzel, bakımlı, okumuş kızlar neden yaşları 30’lara dayandığı halde evlenemiyor ve fidan gibi gençler evlilikten kaçıyor?
Çok değil bir kuşak öncesinde mutlu aileler, sorunsuz yuvalar büyük bir çoğunlukta iken, şimdi ne oldu da on beş yirmi yıl içinde her şey tersine döndü?
üstelik bu tablonun tahribatı sadece sorunlu ailelere yönelik değil. Sayısı az da kalsa mutlu yuvalara da tedirginlik veriyor. Daha da kötüsü çocuklara ve gençlere olumsuz etkiler yapıyor.
Yanlış İlişkiler, yanlış evlilikler, ayrılmalar, boşanmalar, ortada kalan çocuklar, evlenemeyen gençler, evde kalmış kızlar, evlenmeyen erkekler…
Bu katmerli yangın her taran sarmış durumda. Mutlaka yakınımıza, etrafımıza da geliyor alevler. Diyelim ki bizim ailemiz sorunsuz ama etrafımızda, akrabalarımızda veya komşularımızda olabiliyor.
Sözgelimi kardeşiniz, ağabeyiniz, ablanız, dayınız. halanız bu dertle muztarip olunca, onların dertleriyle meşgul olmak durumunda kalıyorsunuz. Ya da çok sevdiğiniz bir dostunuz, arkadaşınız böyle bir olayı yaşıyorsa, siz de huzursuz oluyorsunuz.
Daha da kötüsü. “Benim oğlum, benim kızım da böyle kötü bir evlilik yapar mı?..” diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Hatta belki, “Ya kızım evlenemezse. oğlum hep ömür boyu bekâr kalırsa?” diye endişe edip, korkuyorsunuz. Belki de, başınızda böyle bir olay var, uykularınız kaçıyor çocuklarınızın geleceğini düşündükçe.
Bu endişeler, korkular salgın bir hastalık gibi yaygın toplumumuzda. Çünkü bunlar hep yaşanıyor artık. Bu yaşananlar gerçekten ülkemizde şiddeti daha da artan ve günden güne de yayılan sosyal bir olay. Bu konuda. birey ve toplum olarak etkilendiğimize göre, mutlaka bizlere ve devlete büyük görevler d üşüyor.
Bu yangın mutlaka söndürülmeli, mutlaka herkes elinden gelen çabayı göstermeli. Yoksa bu dehşetli ateş hepimizi yakıp kavurmak üzere. Daha da önemlisi, yarınlarımızı, çocuklarımızı yok etmek üzere.
Bugün yanlış evliliğin, boşanmaların, aile içi şiddetin toplumu nasıl kötü etkilediğini duyuyor, görüyor ve bundan ürperiyoruz.
“Altesiz” ve “Genç Nesil’siz Toplum
Ama yarın bundan daha kötü olayları yaşayabiliriz. Gençlerin evi enememesi, kızların evde kalması, erkeklerin artık evlenmemeyi tercih etmesi yanlış evlilikten, boşanmadan daha kötü.
Bugünden kendini göstermeye başlayan, belki de çoğumuzun henüz farkına varamadığı bu sosyal yara. bugünkü nesilleri de etkilemeye başladığı gibi. gelecek nesillerimizi yok olma tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Bu tehlike, ailesiz topluma dönüşme ve genç nesilsiz kalma tehlikesidir. Avrupa’nın su anda yaşadığı budur. almak üzere kimi ülkelerde yaş ortalaması 50 60 yaşlarına dayanmıştır. Bu durum Amerika’da da kendini göstermektedir.
Türkiye’nin böyle bir duruma düşeceği bugünden hayal gibi gelebilir ama her şeye rağmen moral faktörlerine, sağlam İnançlara, kutsal değerlere, geleneklere sahip ülkemizin bu konuda gereken önemi göstermemesi, ailelerin lakayt kalması durumunda o günlerin yaşanması çok da uzak değildir.
Düşünün, kısa zamanda pek çok konuda ne kadar büyük değişimler yaşandı, ülkemiz son çeyrek yüzyılda ne kadar hayal edemediği, düşünmediği sorunları yaşar
Günümüzde hayat İnanılmaz hızlı geçiyor. Geçmişte on yılda, elli yılda bir yaşanan büyük olaylar, artık yılda bir. ayda bir yaşanır hale geldi. Olumlu ve olumsuz her alanda büyük bir hız ve değişim yaşanıyor anık.
Her şeye rağmen ülkemizde aile kutsal ve etkin bir yapı. Aile kurumu eğer dejenere edilir, sorunlu hale geçirilirse, aileler gibi, toplumlar da dağılma, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelir.
Ülkemizde Evlenememek Problemi Var
Siz şu anda ülkemizde, bir evlenememek problemi yaşandığını biliyor musunuz?.. Mutlaka duymuşsunuzdur da, bu problemin ne kadar yaygınlaştığının farkında mısınız? Belki marjinal bir problem olarak düşündünüz, belki “bir arkadaşım evlenemedi, filancanın kızı kısmetsizdi o yüzden evde kaldı” boyutunda bu olaydan haberdarsınız.
Olay bununla da kalmıyor. Sadece ‘evlenememek problemi’ değil, ‘evlenmemek problemi’ de yaşanıyor şimdi. Bile İsteye evlenmemek tercihini yapan gençlerimizin sayısı hızla çoğalıyor.
Bu sosyeteye, marjinal bir gruba has değil, gittikçe yaygınlaşıyor. Üstelik dindar ailenin çocuklarımda etkilemeye başladı.
Günümüzde yaşanan problemin tam adı: “Evlenemeyen Kızlar, Evlenmeyen Erkekler”dir.
Bu önemli sorunu. “Evlenmeden Boşananlar”. “Kızlar Neden Evlenmek İster?” ve “Erkekler Evlenmeye Nasıl İkna Edilir?” başlıktan altında Uç kitap halinde ele aldık. Elinizdeki eser. “Kızlar Neden Evlenmek ister?””, kızların ve erkeklerin bu meseledeki zorluklarını ele alıyor.
Bu kitap zaten geneliyle bugünden kendini hissettiren, yarın etkisini daha da artırıp toplumu dejenere edecek olan sosyal bir konuya dikkat çekmek ve bu konuda önerilerde, tavsiyelerde bulunmak amaçlı yazıl
Konuya gereken duyarlılığı göstermeye yararsa, vazifesini yapmış olacaktır…