Roman (Yerli)

Klişeler Kitabı

Levent Tülek, sıkıştığımızda başvurduğumuz, kullanıldığında garipsemediğimiz, bazen bir kurtarıcı gibi sarıldığımız klişelerden en çok duyduklarımızı, aşk, cinsellik, eğitim, iş dünyası, medya, sanat ve siyaset gibi başlıklarda örnekleriyle sunuyor. Klişeleşmiş deyimleri esprili, şaşırtıcı ve eğlenceli tarafından ele alıyor..

İÇİNDEKİLER
Aşk Klişeleri
Cinsel Klişeler
Eğitim Klişeleri
Futbol ve Futbol Medyası Klişeleri
İş Dünyası ve Esnaf Klişeleri
Magazin / Medya Klişeleri
Sanat / Siyaset Klişeleri
Toplumsal Klişeler
Türk Filmi Klişeleri

ÖNSÖZ
Gündelik hayatın vazgeçilmezleri gibi duran kimi zaman, gülümseme ile anımsayacağımız bu klişeler komikleşmiş halleriyle karşımıza çıkıyorlar bu kitapta.
Bu derlemeyi yaparken kullandığımız ve dilimize yerleşmiş klişelere olumsuz yönüyle değil, mizah anlayışıyla, komik halleriyle bakmaya çalıştım.
Sosyal yaşamımız içinde var olmanın bir anahtarı gibidir klişe sözler; iş ilişkimizden, özel hayatımıza, okuduğumuz haberden arkadaş grubumuza iletişim sağlamamıza yararlar. Bir toplulukla aynı dili (!) konuşmanın rahatlığını yaşarız.
Bu kitapta günlük hayattan cımbızlanmış, medyadan siyasete, ticaretten aşka kadar geniş bir yelpazeden okurken hepimizin kullandığımızı fark ettiğimiz ve gülümsememizi sağlayacak klişe sözleri seçtim.
Binlerce yıl önce yaşamış olan filozof Aristoteles ise şöyle diyor klişe için: … Yok bu çok klişe oldu… Belki başka bir kitabın önsözünde!..
İyi okumalar…
Levent Tülek

AŞK KLİŞELERİ
Artık yaşamanın bir anlamı kalmadı
Bir ayrılığın yarattığı tahribatı en etkili şekilde anlatmaya yarar klişe söz. Yaşanan travmanın en klişe ifadesidir.
“Ayşe. nikâhlı hanımım olduğu halde kendisine hiçbir zaman dokundurmadı. Kendi bana yar olmadı, başkasına da yar olmasın diye bu oldu. Ayşe hem beni hem kendini yaktı. Artık yaşamamın bir anlamı kalmadı…” /TAKVİM Gazetesi I “Yaslı kocanın cinsel cinneti başlıklı haberden 19.10.2004)
Ben erkeğin (kadının) beynine önem veririm
Günümüzde kadın erkek ilişkilerinde çok sık duyulan bir klişe. Daha çok da ilişkilerini mantıklı yaşadığını düşünen kentli kadınların kullandığı görülür. Parapul, güzellik, çekicilik, kariyer veya popülerlik gibi aslında çok önemsedikleri bu özelliklerin sıradan olduğunu belirten klişe. Şekle değil beyne önem verdiğini söyleyen kadın, ilginçtir ki hiçbir zaman bir bilginle değil, yakışıklı ve paralı biriyle beraber olma hayali kurar.
Kız Mine şu çocuğa bak. Çok yakışıklı… Altındaki araba da
son model spor Mercedes…
Aman, bana ne!… Ben erkeğin beynine önem veririm!
Arabadan indi buraya doğru geliyor kız…
Buraya mı geliyor? Şu parlatıcıyı versene bir dakika…
Ne oldu heyecanlandın?…
Yok be ondan değil… Soğuktan dudaklarım çatladı.

Bir daha asla âşık olmayacağım
İlişkisi acı bir deneyimle bitmiş olan kadın veya erkekliğin klişe yemini. Bu sözün altında yatan gerçek daha garanti, kazık yenilmeyecek, aldatılmayacak ve kendi şartlarına uyabilecek biri bulunduğunda kaçırılmayacağıdır
Bir daha asla aşık olmayacağım Zeynep. Çok acı çektim yeter.
Boş ver kızım. Birazdan bizim ofisten Volkan diye bir arkadaş var, o geliyor. Şirket yemeğine gideceğiz, sen de gel
Yakışıklı mı?
Evli…
Zaten ben bir daha asla aşık olmayacaktım. Ben gelmeyeyim.
Bir daha kimseye inanmayacağını
Kötü deneyimler yaşamış olan kadınların kullandıkları klişe söz. Bu sözü söyleyen kadınlar genellikle karşı tarafa körü körüne bağlanırlar ve bu bağlılık onların her şeye inanmasını sağlar. Ve yaşanan kötü deneyimlerden sonra tekrar aynı söz duyulur ve böylece klişe haline gelir.
Berk de beni aldattı bir daha kimseye inanmayacağım…
Zaten o çocuğu gözüm hiç tutmamıştı…
O zaman niye tatile gittiniz. İnternette resimlerinizi gördüm.
Resimlerimizi internete mi koymuş!… Vay adi! Bir daha kimseye inanmayacağım…
Biri gider biri gelir
Tüketim toplumunun, her değer gibi ikili ilişkileri de tükettiğinin ifadesi olan klişe. Magazin ve medya figürlerinin kullanmayı çok sevdikleri, ayrılıkların malzeme olarak kullanıldığı röportajlarda yapılan klişe yorum.
“Biri gider biri gelir peki buna aşk mı denir?… Pınar Altuğ bir zamanlar kocasını yere göğe koyamazdı, bir anda hop hop hop değiş tonton, Tony’sine aynı ahtapot kollarıyla ya pişti. Süratinden başımız döndü.. Ohooo daha kimler kimler… Saymakla bilmez. Ne güzel! Bu şehirde kimse aşk acısı çekmiyor. Çünkü daha biri gönül kapısından çıkmadan, öbürü baş köşeye buyur ediliveriyor.” SABAH Öncel Öderin “Bir gider biri gelir peki buna aşk mı denir?” başlıklı yazısından. 23.10. 2005
Hayal kısa, değmez bir kıza
Neredeyse bir slogan haline gelmiş, genellikle kenar mahallelerin ve varoş gençlerinin tutkulu aşklarının karşılıksız ya da sancılı olması durumunda arkadaşlarından ya da büyüklerinden duyduğu klişe Öğüt.
Çıkmıyor telefonlarıma Macit abi… mesajlarıma da cevap yazmıyor… Bin tane mesaj attım birine bile cevap vermedi…
Bırak be oğlum. Telef ettin kendini… Hayat kısa. değmez
Şahane lafmış. Tamam bunu da mesaj olarak geçiyorum. Macit Abi bir de on lira borç alabilir miyim? Kontörüm bitmiş de… Bitirdi bu aşk beni…
İlk değilsin ama son olacaksın
Sevgililerin birbirlerine olan derin aşklarının klişe ifadelerinden biri. İçlerindeki şiirsel arabesk lirizmin de verdiği heyecanla bir buluşma anında söylenir ve bu klişeyi popüler arabesk ya da fantezi bir parçanın çalınması süsler.
Benden önce hayatına çok kişi girdi mi İlker?
İlk değilsin ama son olacaksın…
Sen de öyle…
Nasıl yani? Senin de mi hayatına birileri girdi?
Girdi çıktı, bitti… Sen sonsun…
Daha önce motordum diyorsun yani…
Yok bir şey. hesabı isteyelim de kalkalım…
Ne hissettiğini biliyorum
Çıkmaza giren ikili ilişkilerde karşı tarafın sıkıştığı anda kullandığı klişe empati sözü. Bu sözü kullanan kişinin (genellikle erkeklerin) suçlu olduğunun da bir göstergesidir. Kişinin karşı tarafın duygularını, acısını veya hayal kırıklığını kendi yaratmasına rağmen bu klişeyi kullanması biraz da “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” psikolojisinin getirdiği etkiyle söylenerek yırtabileceği sanılır, ancak etkisi zayıftır. Sonuçta tartışma, kavga ve hatta ayrılık kaçınılmazdır.
Ne hissettiğini biliyorum Nazan…
Ne dediğini anlamıyorum ama seni çok iyi anlıyorum…
Hemşire hanım burnundaki sondayı çıkarsanız kısa bir şiire… Karımın ne dediğim anlayamıyorum…
Beyefendi, eşinizin dinlenmesi lazım… Ayrıca keşke onu dövmeden önce dinlemeye çalışsaydın iz…
Ölüm, ölüm dediğin nedir ki gülüm? Ben senin için yaşamayı göze almışım.
Lümpen kesimin kullanmayı çok sevdiği klişe bir deyim. İletişimin çoğalmasıyla internette açılan bloglarda. cep telefonlarındaki mesajlarda ve boşluk bulunan her yerde karalanan bir aşk ifadesi. İçki ve uyuşturucu kullanımından sonra sarf edilen ve sanki ilk kez söyleniyormuş gibi süslenen, işitildiğinde korkunç olmasına rağmen klişe olduğu için etkisiz hale gelmiş bir söz.
Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm? Ben senin için yaşamayı göze almışım…
Eyvah… babam! Buraya doğru geliyor… Hem de resmi…
Baban polis miydi ya?
Evet… Engin?… Nereye kayboldun ya!… Engiiin?
Pembe panjurlu evimiz olacak
Flört eden sevgililerin romantik anlarında birbirlerine söyledikleri klişe hayal. Genelde erkekler kullanır ve ilerde evlenildiğinde pembe panjurlu ev yerine fahiş fiyatlarla kiraya ya da banka kredisi ile pembe panjur olmasa bile plastik pencere yapılmış kutu gibi bir apartman dairesine taşınılır ve pembe panjurlu ev hayali de unutulur gider.
Pembe panjurlu evimiz olacak Bengü…
Panjurlar çabuk çürüyor, pimapen taktıralım Hasan…
Çok gerçekçisin Bengü. içine eltin güzelini romantizmin…
Sen benim her şeyimsin
İki sevgilinin veya karı kocanın birbirlerine romantik anlarda söyledikleri klişe söz. Yalan ya da doğru bu söz iki taraf için de o an çok sihirlidir ve duyguları yoğunlaştıran bir anahtar gibidir. Bu masum klişe zamanla medyanın ve reklamcıların da malzemesi olmuş ve ürün pazarlamada slogan olarak kullanılmıştır
Sen benim her şeyimsin Ayten.
Sen de benim Okan…
Ayten, epeydir anneme gitmedik, öğleden sonra gidelim, ne dersin?
Hay Allah, unutmuşum benim işle ilgili bir toplantım vardı.

CİNSEL KLİŞELER
Bir kereden bir şey olmaz
Bu klişe aslında toplumun cesaret gerektiren ve tabu yıkan her yerde kullanılırken en akılda kalanı yine de cinsellikle ilgili olanıdır. Erkek beraber olduğu kız arkadaşını yatmaya ikna edebilmek için kullanır. Her ne kadar kız dirense de erkek ne yapar eder amacına bir şekilde ulaşır ya da ilişki biter. Bu klişe aynı zamanda erkekler arasında espri amaçlı da kullanılır. Bir kere erkeklerle yatmakla eşcinsel olunmayacağı iması ile söylenir.
Abi herif tesisatı gösterdi… Eğildim, tamir ediyorum boruları… Bir ara baktım dikmiş gözü benim çatala, böyle melül bir ifade… Tövbe tövbe…
Yapsaydın abi bir iyilik… Sevaptır…
Eğlenme lan düdük!… Duyan da bizi yumuşak sanacak…
Ne var ki abi. bir kereden bir şey olmaz…
Bugün olmaz başım ağrıyor
Kadınların eşleri ile sevişmeme nedeni olarak öne sürdükleri en klişe bahane. Genellikle heyecanın öldüğü uzun süreli evlilikler ya da beraberliklerde cinsel isteksizliğin tartışma götürmez ifadesi. Bu kilit ve tabu söz karşısında erkek ısrar etmez ve monoton birliktelik devam eder.
Bugün olmaz Cevdet. başım ağrıyor…
E. dün de ağrıyordu…
Bugünlerde var bir şeyler…
Sevişelim belki geçer..
Bak yine artmaya başladı… Ağğğhh!

Burnu ya da ayağı büyük olanın cinsel organı büyük olur
Erkeklerin cinsel organlarının ölçüsüyle ilgili klişe bir inanış. Kökeni veya nedeni bilinmese de büyük burunlu veya ayaklı biriyle ilgili hemen bu muhabbet yapılır, ispaı edildiği pek görülmemiştir. “Herhangi bir uzvumuzdan penis boyu tahmin edilebilir mi?
Bir gün Zeki Müren bumu büyük olanın orası da büyük olur demişti. Bu hususla fikir beyan etmek zor. Bizim alanımız dar.
(TEMPO Dergisi I Sünnetçi Kemal Özkan’la yapılan röportajdan 4.5.2005)
Büyüklük ya da küçüklük değil, işlevi önemli Erkeklerin cinsel gücünün cinsel organının büyüklük ya da küçüklüğü ile ilgili olmadığını anlatan klişe bir söz. Tıp adamları, medya ve toplum anısında sık olarak kullanılan bu söz artık bir eğlence ve mizah malzemesi lıaline gelmiştir. Aslında doğruluğu tartışmalı olsa da konunun bir tabu olması açısından çok caziptir ve sık sık gündeme getirilir.
“Erkeklerin korkulu rüyası, kadınların utangaç hülyası, “Boyutu değil işlevi önemli” denen erkek cinsel organını, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Üyesi ve Androloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halim Hattatla konuştuk. Dünyadaki bütün erkeklerin takıntısı olan boy ve hacmi konusunda bilinenlerin doğru olmadığını söyledi.” (AKŞAM Gazetesi  Berrin Şeker Çivilin “boy ve hacim kabusu’ başlıklı röportajından. 3.11.2003)
En az beş posta
Erkeklerin hemcinslerine cinsel güçlerini göstermek adına abartarak söyledikleri ilişki skoru. Gururla söylemesine rağmen karşı tarafın pek yutmadığı, ancak erkek sohbetlerine renk kattığı var sayılan gerçekleştirilmesi neredeyse olanaksız olduğu için ilgiyle karşılanan klişe.
Şu kanaldaki mankenlere bak Faruk abi… Beni bunlardan biriyle bıraksınlar var ya… En az beş posta…
Yok arkadaş, vallahi kırdıracaksınız bana televizyonu ya…

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Yeni Dünyanın Kurtları

Editor

İstanbul’un Çocukları

Editor

Beni Bırakma

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası