Roman (Yabancı)Roman (Yerli)

Seni Seviyorum Anne

Yellowstone National Park’da çıkan bir yangın sonrası görevliler hasar tespit çalışmaları için ormanda geziyorlardı. Görevlilerden biri, bir ağacın dibinde küller içinde neredeyse kömürden bir heykele dönüşmüş bir kuş gördü ve elindeki çubukla hafifçe dokundu kömürleşmiş kuşa.

Dokunur dokunmaz kuşun kanatları altından üç küçük kuş yavrusunun cıvıldayarak çıktığını gördü. Anne kuş gelen tehlikeyi fark ederek, yavrularını bir ağacın arkasına getirmiş, kendisinin yanacağını bile bile, onları kanatlarının altında saklamıştı.

Yangın yayılmadan, çok rahatlıkla uçup oradan uzaklaşması mümkün iken, yavrularının yanında durmayı tercih etmişti. Alevler bulunduğu yere varıp küçücük bedenini kavurmaya başladığında, hiç kıpırdamadan kalmıştı. Bedeni yanıp kavrulmuştu ama geriye hiç ölmeyecek bir “anne” heykeli bırakmıştı.

***

içindekiler

Önsöz     …. 9

-A-
ANNELER İÇİN YAZILANLAR

Anneler Günü     …. 13
Biz ve Annemiz     …. 19
Annemden Mektup     …. 24
Anneme Mektup     …. 27
Anaların Duası, Duaların Anası     …. 31

-B-
ANNELER İÇİN SEÇME ÖYKÜLER

Krem     …. 45
Yürekte Büyütülen Çocuklar     …. 48
Analarına Hizmet Eden İki Kardeşin Öyküsü     …. 50
Annesini Küfe İçinde Taşıyan Genç     …. 54
Annesinin Duasını Alan İslâm Büyüğü     …. 57
Annemin Anlattığı Düşündürücü Menkıbe     …. 59
Destanlara Sığmayan Analar     …. 63
Siz Mermileri İçeri Alın     …. 65
Şehit Annesi     …. 67
Kuyuya Düşen Bebek     …. 70
Peygamberimizin Yanında Hanımların Sözcülüğünü Yapan Kadın Sahabi     …. 72
Anne Sevgisi     …. 74
Bir Gecelik Annelik     …. 76
Üç Hurma     …. 78
Anne Kuş     …. 80
Göçmen Kuşlar     …. 83
İki Hesap     …. 85
Bir Kış Gecesi     …. 87
Bir Âmâ Çocuğun Hasreti     …. 90
Anne kalbi     …. 92
Bebek Bakımı     …. 94
Koku     …. 96
Anne Heykeli     …. 98
Kutlama     …. 100
Annelerin en güzeline     …. 102
22. Sayfadaki Şiiir     …. 104
En Kıymetli Şey     …. 106
Bir Salkım Üzüm     …. 108
Annem ve Ben     …. 111
İlk Ayna     …. 113
Kunduradaki Altınlar     …. 117
Oyuncak     …. 119
Kâfi Miktarda Çocuk     …. 121

-C-
ANNELER İÇİN SEÇME ŞİİRLER

Anacığım – Anneler Günü     …. 125
Anneler     …. 126
Anne Sevgisi     …. 127
Melek     …. 128
Anneciğim     …. 129
Ağır Hasta     …. 130
Anne     …. 131
İlkten sonra     …. 133
Anamın Namazları     …. 134
Anne     …. 135
Annelerin Serdiği Yataklar     …. 136
Ana     …. 137
Bir Vatan Parçası     …. 138
Annemi Özlüyorum     …. 139
Anne Eli     …. 140
Anneler Günü     …. 141
Anama Mektup     …. 142
Anama     …. 143
Anne     …. 144
Ben Küçükken     …. 145
Bağışlar mısın?     …. 146

-D-
ANNELER İÇİN SEÇME SÖZLER, DEYİMLER

SEÇME SÖZLER     …. 149
SEÇME DEYİMLER VE ANLAMLARI     …. 153
SEÇME DEYİMLER VE ÖYKÜLERİ     …. 159

-E-
ANNE FIKRALARI VE NÜKTELER

*

önsöz

Sevgili gençler, değerli büyüklerimiz…

Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü, bütün dünyada ANNELER GÜNÜ olarak kutlanmakta. Ama annemize karşı sevgi borcumuzu bir günde nasıl öderiz? Bizi doğuran, sevgilerin en yücesi ve en içteniyle bizi kucaklayan, hayatını bile gözünü kırpmadan bizim için verebilen annemize yalnızca bir günü nasıl yeterli buluruz? Yaşadığımız sürece, günümüzün her saniyesini annemize ayırsak gene de yetmez. Anne, öylesine yüce, öylesine kutsal bir varlıktır.

Bütün bunlara karşın biz çocuklar annelerimize ne verebiliriz? Daha doğrusu annelerimiz bizlerden ne bekler? Önemli olan bunu anlayabilmektir. Annelerimizin bizlerden beklediklerini sezebilmektir. Sonra da bu sezgiye uygun davranabilmektir. Annelerimize içten sevgi ve saygı gösterip, her fırsattan yararlanıp, gönüllerini hoş edersek, onları mutlu kılarız. Bir öpücük, bir demet çiçek, küçük bir hediye ile onları hatırlamak, zor olmasa gerek.

İşte bu kitap onlar için hazırlandı, bir demet gül olarak sunalım diye annelerimize…

Selim Gündüzalp

-A-
ANNELER İÇİN YAZILANLAR

Anneler günü

SİZLERE burada bundan yarım asır önce yaşanmış, anne sevgisinden doğan bir olayın hikâyesini anlatacağım. ANNELER GÜNÜ fikrini ilk defa ortaya koyan Anna M. Jarvis’in hayat hikâyesidir bu.

1864 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Virginia bölgesindeki Grafton şehrinde bir kız çocuğu dünyaya gelmişti. Adını Anna M. Jarvis koydular. Bu küçük yavru, kırmızı saçlı, güzel bir kız çocuğuydu.

İlk tahsilini bitirdikten sonra Mary Baldwin kolejine girdi. On dokuz yaşında öğretmen çıkmıştı. Kısa bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra annesi ve gözleri görmeyen kardeşiyle beraber Philadelphia şehrine gelip yerleştiler. Jarvis, öğretmenlik mesleğine burada da devam etmek istedi ise de bu arzusu yerine gelemedi. Boş durmamak için bîr sigorta şirketinin ilân servisinde iş aldı.

Küçük yaşta babasını kaybeden Jarvis’in hayatı kırk yaşına kadar huzur içinde geçmişti. Bütün düşüncesi sevgili annesi ve gözleri görmeyen biricik kardeşiydi.

1906 yılında annesini kaybedince bu canından çok sevgili insanın birdenbire ölüvermesi Jarvis’in üzerinde önüne geçilmez bir keder hali meydana getirdi. Fakat bu acı, kendisine yepyeni bir hayatın başlangıcı oldu.

Acısı küllenip de sakinleştiği zaman ilk düşündüğü şey şu oldu: «Acaba, diyordu, doğum günü, evlenme yıldönümü ve bayramlar gibi belirli günlerin kutlanması oluyor da neden senede bir gün Anneler Günü olmasın? Hayatta olan annelere hediyeler gönderilmez mi? Ölmüş annelerin mezarları ziyaret edilir ve o gün onlar anılamaz mı?»

Bu fikrini önce arkadaşlarına açtı ve düşüncelerini anlattı. Arkadaşları da kendisi gibi duygulu insanlardı. Büyük bir ilgiyle kendisini dinlediler ve fikirlerini kabul ettiler, bu konuda ellerinden geldiği kadar yardımcı olacaklarını söylediler.

1906 yılında Jarvis ve arkadaşları, hep beraber ilk iş olarak komşu, ahbap ve akrabaların, annelerinin yaş günlerinde çeşitli hediyeler ve çiçeklerle onları ziyaret ettiler. Beyaz karanfiller götürdüler. Çünkü, Jarvis’in annesinin en çok sevdiği çiçek beyaz karanfildi.

Bu ziyaretler iki sene aynı şekilde devam etti. Fakat Jarvis, Anneler Günü’nün herkes tarafından tanınmasını arzuluyordu. Hatta, dünyanın benimseyeceği bir gün olsun istiyordu bu günün.

Annesinin ölümünden sonra büyük bir evin sahibi, kör kız kardeşinin ise, koruyucusu olmuştu. Ana ve babasının tek varisiydi. Oldukça zengindi. O yaşa kadar evlenmemişti. Bütün vaktini ve çalışmalarını bu konu üzerinde topladı. Bir gün, bulunduğu şehrin Belediye Başkanına giderek fikrini açıkladı:

“Benim annem hayatta değil, kendisinin hâtırasını saygı ile münasip şekilde her zaman anıyorum. Fakat ölmüş olanlar gibi, hayatta olan annelere de sevgi göstermeli, onlar da ölmeden önce evlâtlarının minnettarlıklarını görüp sevinç duymalılar,” dedi.

Belediye Başkanı, Jarvis’in bu fikrine saygı gösterip ilgiyle karşıladı.

O günden sonra senede bir gün, topluca birleşilmesi için tarihin en görülmemiş ve en tesirli mektuplaşma kampanyasını açtı. Valilere, din adamlarına, kadın derneklerine sayısız mektuplar yazdı. Gelen mektupları cevapsız bırakmamak için işini bıraktı. Gelen mektuplar pek çoktu. Kendisini tamamen bu işe verdi. Oturduğu evin küçük geldiğini görerek bitişikteki evi bu iş için satın aldı. Artık Jarvis’e birçok şehirlerden konferans için çağrılar gelmeye başlamıştı. Konferanslarını kitap halinde bastırarak parasız olarak dağıttı. Bütün gerekli yerlere birer tane gönderdi. Böylece kendisine baba ve annesinden kalan bütün mirasını bu uğurda harcadı. Fakat bunun için hiç üzülmüyordu. Çünkü gün geçtikçe fikrini kabul eden pekçok kadınlar, bu kampanyaya katıldılar.

Nihayet 10 Mayıs 1908’de Philedelphia şehri ve daha sonra Batı Virginia, Anneler Günü’nü kutlayarak Jarvis’in hayalini gerçekleştirdi. Daha sonra 1914 yılında Anneler Günü’nün bütün Amerika Birleşik Devletlerinde uygulanması için bir kanun çıktı. Böylece Amerika Cumhurbaşkanı 9 Mayıs 1914’de her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar gününü ANNELER GÜNÜ olarak ilân etti (9 Mayıs 1906, Jarvis’in annesini kaybettiği gündür).

Jarvis bu büyük zaferini gözyaşları içinde izlerken yine bu kadarla yetinmeyerek, fikrini dünyanın diğer ülkelerine yaymak istedi. Başarıya ulaşmak için broşürler bastırttı. Konferansları milletler arası bir ölçüde devam etti. Bütün bu çabaları boşa gitmedi. Hayattayken 43 memleketin daha Anneler Günü’nü kabul ettiğini gördü. Bu amacı uğruna hiçbir güçlükten yılmayan bu kadın, evinde sakin bir hayat içinde yıllarca yaşadı ve 1943 yılında 84 yaşındayken hastalandı, senelerin verdiği yorgunluk ve ihtiyarlık onu yatağa düşürmüştü. Nihayet bir sanatoryumda hayata gözlerini kapadı.

Ülkemizde de bilindiği gibi, 1955 yılında Türk Kadınlar Birliği tarafından bu konu ele alınmış, o tarihten sonra her senenin Mayıs ayının ikinci Pazar günü ANNELER GÜNÜ olarak Türkiye’de de kabul edilmiştir. O gün uzaklarda olan annelere mektuplar yazılır, telefonlar açılr, hediyeler gönderilir. Yanımızda bulunan annelerimizi memnun etmek için ne yapmak lâzım gelirse yapılır. Küçük, büyük herkes annesinin yanına koşar, Anneler Günü’nün bir bayram havası içinde geçmesi için elden geldiği kadar çalışılır. Herkes bilir ki anne duası almak büyük kazançtır. Annelerinden hayır dua almış insanlar yaşadıkları sürece her zaman her yerde üzüntüden uzak kalırlar. Çünkü annelerimize karşı gösterdiğimiz saygı ve ilginin karşılığını Allah bize fazlası ile verir.

Selçuk Yıldırım

Biz ve annemiz

SİZLERE, dünyamızı ısıtan güneş kadar lüzumlu, onun kadar sıcak bir varlıktan, annelerimizden söz edeceğim bu satırlarda.

Anne, kelimesinin mânası o kadar derin, o derece anlamlıdır ki, dünya kurulduğundan beri var olmuş, aynı karakterini, aynı parlaklığını ve sıcaklığını bugüne kadar bir an bile kaybetmemiştir. Yaşımız ne olursa olsun, çaresiz kaldığımız, kendimize bir teselli aradığımız anlarda bize yardım etmesi için annemize koşarız. Onun şefkat dolu yüzüne

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Sır

Editor

Zehiri Kim Verdi

Editor

Anka

Editor

Yorum bırak

* Bu formu kullanarak yorumlarınızın bu web sitesi tarafından saklanmasını ve yayınlanmasını kabul etmiş olursunuz.

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası