Bu kitabı yazmaya Rabbime söz vermiştim ve sözümü tuttum. Oysa ki, yıllarca Allah ilmi parayla satılmaz demiştim ve ne biliyorsam herkese karşılıksız beklentisiz yıllarca bildiklerimi anlattım. Bazen şifa yaptım,esma çalıştım,çakra temizledim, velhasıl hadsizce elimden geleni yapmaya çalıştım. Ancak en son anda egoya kapılıp kitabım basılsın demeye başladım. Akitimse beklentisiz herkese açık kitap olmasıydı.
Bir süre bunu yapmak için söz veren arkadaşı bekledim, sonuçta yurtdışında yaşayan ve tek başına halledemeyecek bir yazardım. Ancak, hayatıma girmiş pek çoğu gibi o da yalan oldu ve bu hayalim de bitti. Ben teslimiyetçiyim ve bundan da memnunum. Rabbimin dediğini yapmadığım her zaman hüsran oldu. Bu sebeple aniden aklıma geldi, sen ne söz verdin şimdi ne diyorsun. Hani e-kitap yapıp ücretsiz okunmasını sağlayacaktın, idrakım açıldı.
Ve sonra çok mutlu oldum, Rabbim olması gerekeni yaptırıyordu. Hemen e-kitaba çevirdim bitmiş olan kitabımı ve sizlerle şimdi paylaşmak benim için bir onur. Umarım severek okursunuz ve daha sonra fikirlerinizi paylaşırsınız. Daima sorularınıza açığım, son nefesime kadar da böyle hizmetime devam edeceğim. Bu benim yaşama sebebim. Bu kitapta Dostlarım daha önce paylaştıklarım da var , ancak paylaşmadıklarım da var.
Deneyim kısmında kendi yaşanmışlıklarım var. Bazıları hem fiziksel hem de astral alemlerde aynı anda olan olaylar. Paralel dünyalarda olanlar ile bu dünyada olanların da bağlarını göreceksiniz. Mesela ailemdeki dört kişinin önce astralde ölmesi sonrasında hatta birkaç dakika sonra yanımda ölmesi gibi. Veya olmadan astralde olayın gösterilip hemen sonrasında yakınımın hapse girmesi gibi.
Veya bazı rehber varlıkların fiziksel olarak canlı kanlı önüme gelmeleri gibi, ülkenin yaşayacağı olayları önceden yaşayıp hemen ardından gerçeğini yaşamam gibi, bedenen alındığımda bedenimin bir hafta örümcek ağı şeklinde damar damar olması gibi pek çok yaşadıklarımla ilgili şahit olan tanıklarım var. Kitabı okudukça deneyimlerle konuları konularla akışları ve konularla tasavvuf bölümünü bağlayacaksınız.
Bazı konular iddia gibi gelmesin ancak ,ilk kez benim açtığım konular… Rabbime çok şükür ki yıllarca sırrın sırrını öğret diye ettiğim duamı kabul etti. Şimdi ölmeden önce bunları paylaşma zamanım… Tanıyanlar bilirler, içimde yaramaz bir çocuk oturur o yüzden zaman zaman tersine çevirip her konuyu esprili anlatırım.
Bazı havalı abiler gibi kitap yazıp ücretli dağıtmayı ya da sayısız program yapıp ahkam kesmeyi bilmem. Oradan buradan öğrendiklerimin bir önemi yoktur, kendim yaşamazsam da inanmam kimsenin dediğine, o yüzden içim rahat bu kitabı yazarken… Umarım yazılarım bilgiye açık beyinlere ışık olur. Alina Azim (A.A.)
Başlangıç Tek dileğim bunca acı çektiğim yaşamımın anlamını ve herkesin kaldıramayacağını deneyimlerimin,farkındalıklarımın kendimce çıkarımlarının sentezini yazmak. Burada yazacaklarımın bedelini çok ağır ödediğimi düşünüyorum, belki de ödemeye devam edeceğim.
Daha önce sosyal medya aracılığıyla paylaştığım bazı bilgileri de birleştirip insanın varoluş yolculuğuna başlayalım. Öncesinde bir garip meczubun veya kendine özgü kanalın nasıl bugüne geldiğine biraz bakalım. Aslında anlatmak şimdi bir hayli zor geldi.
Belki insanları da tedirgin edebilir yine de yazacağım. Bir kanal olmanın kapısı ancak çaresizlik içinde kalındığında ve gidilecek yer olmadığında göksel çağrı yaptığınızda açılabilir. İnsanların çoğu ki tekamülleri aşağıda olan ekserisi Dünya planında bir nevi robotsu hayat yaşar ve gelir giderler.
Daha yükseldikçe hem negatif acı ağırlıklı karmaları hem de bir sonraki yaşamlarında öncesinde çektikleri acıların ödülü olarak daha düzgün yaşamı hakederler. Bu karmalardan kaynaklanan alma verme veya Seriül Hisab denklemi(Ne yaparsan onun karşılığını görürsün yasası) evrensel bir yasadır. Sistem bu karşılığını yaşayacaksın ve deneyimlerinin sonucuna göre de dualite içinde yükseleceksin demektedir.
Bu yüksek mental aleme veya uzun döngü 6.yoğunluğuna kadar sürer. Bu konuları detaylı bir şekilde anlatacağım. Tekamül seviyesi yüksek ruhlar yaşamlarının bir bölümünde ya matriks yaratıcıları ya da kendilerine kanal arayan bazı güçlere cezb olurlar. Bunun ardında aslında bağlı oldukları Yüksek Benliklerin kendi canları için verdiği akitler vardır. Aniden yaşanan bir hastalık,iflas,ölümler,kazalar ve sonuçları bu ruh canına inanılmaz kaldırılamaz acılar ve çaresizlik yaşatır.
Bunun sonucunda bu ruhun yaşam verdiği insan son çare olarak göklere yönelecek ve dua ederek yardım isteyecektir. Bu çağrıya hangi frekanstaki kanal uygunsa ondan cevap gelir(bu sizi rahatsız edebilir) ve bu Bir Olanın Evrensel yasalarına uygun olacaktır. Çok fakirken aniden zenginleşmeye, hastayken iyileşmeye başlar. Tabii bunlar geçicidir ve herşeyin bir karşılığı vardır. Hangi misyondan bu yardım geldiyse mutlaka bir akit yapılmıştır ve karşılığı alınacaktır.
Eğer ruh can görevli bir bilinçse Dünya planında yapması gereken misyona uygun görevi olacaktır. Kişi bu görevi mutlaka bir şekilde öğrenecektir. Eğer görevi yapmazsa görevde görevsizlik olur ve verilenler kendisinden misliyle alınır. Bu biçare varlık yine çaresizlikler içine düşecektir. Tasavvufta bir yolda gidenlerin bir tüy kadar bile günahı olsa normal insanlara göre çok daha ağır bedel ödedikleri bilinir.
Eğer görevini insanlara hizmet ederek ve gelen bilgiyi insanlara aktaran bir kanalsa ömrü boyunca karşılık beklemeden o konumda kalır. Bu durum sorgulamanın olmadığı iman durumudur veya nötr halde kalıp kaldır benliği aradan ortaya çıksın Yaradan durumudur da diyebilirsiniz. Bu kanal olma görev bilinci aslında onun tüm neslini ipotek altına alacak bir durumdur.
Akit konusu ciddiye alınması gereken bir olaydır, ister yedi nesline torunlarına yansır deyin ister kadından nesillere aktarılır deyin. Bu akitle doğacak olan evlatların,torunların bu durumdan kurtulmaları da kolay değildir. Buna örnek dedemden babamdan el aldım da diyebilirsiniz. Bu nesillere aktarılan genetik kodlama yüzünden görev devam edecektir. Etmezse o genetik kodun sahiplerine bedel ödetilir.
Eğer ortada bir genetik mirasçı yani torun evlat yoksa bu sefer dışardan bir mirasçı görevli ölmeden seçilebilir. Örneğin yanınıza bir meczup oturup omzuna dokunup el verip size dua edebilir ve sonra aniden tüm işleriniz açılabilir. Ancak bunun bedeli olacaktır ve artık görev size geçmiş olabilir. Kanal misyonunun amacı enerji ve kendi misyonlarının çeşitli ritüellerle yayılmasıdır. Bu ilahi bir kattan da gelebilir veya daha alt katlardan da gelebilir.
Çoğu zaman bu görevli aracılığıyla çok fazla insan rabıta ile bağlanır ve bunların enerjileri bir şekilde bu kanala gönderilir. Etrafınıza bakarsanız kitapları milyonlarca satan üstadları, tarikat şeyhlerini, ezoterik örgütleri, sanatçıları, hatta partileri bile bu yoldaki insanları bağlayıcı ve grup enerjilerini toplayıcı birimler olarak görebilirsiniz. Biliniz ki popülasyonu toplayan tüm birimler bir çeşit kanal olup bağlı oldukları misyona akitli oldukları için hizmet ederler.
İlahi yolda yürüyen zavallı görevliler asker gibi tüm yaşamlarında çalışır ve karşılıksız hizmet ederler. Başlarını kaldırıp isyan etseler maalesef acıları bitmez daha da katlanır. Sonunda aynı cehennem ortamındaki bittim mutmain oldum ve kabul ettim moduna geçip rıza haline geçerler.
Bu aslında Nefs mertebelerinden biridir, bu mertebeler Allaha gidilen yolda çıkılan seviyelerdir dendi durdu yüzlerce yıldır. Aslında doğrudur Bir Olan Allah herşeyden münezzehtir ve nötr haldeki dengededir. Eğer kendini bu halde bulursan o akit verdiğin misyonu da geçip Allahın Birliğinde varolursun. Bunu başaran olmuş mudur bilmiyorum. Çünkü bu yolda nice başlar verilir de soran olmaz. Alina Azim