Ölümsüz yazar Dostoyevski’yi dünyaya tanıtan ve onun en büyük eseri olarak anılan Suç ve Ceza, her okurun hayata bakışı ve inançları doğrultusunda yorumlayabileceği bir klasik. Kahramanın toplum adına işlediği bir cinayet ve akabinde yaşadığı vicdan azabı çevresinde ‘suç’ ve ‘ceza’ kavramları üzerinden insanoğlunun toplumsal, ahlakî ve dinî değerleri sorgulanıyor.
“Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen üniversite öğrencisi Raskolnikov, toplumun yararı için kuralların ve kanunların yok sayılabileceği düşüncesiyle, toplum içinde bir parazit, bir ‘bit’ olarak saydığı tefeci kadını öldürür. Toplumu bir parazitten kurtarmak adına böyle bir olaya cesaret ettiğine kendisini inandırmaya çalışsa da vicdanının rahatsız edici sesinden bir türlü kurtulmaz. Bu cinayet ve kahramanın yaşadığı vicdan azabı çevresinde ‘suç’ ve ‘ceza’ kavramları derinlemesine tartışıldığı bu romanda; Raskolnikov’un ikilemleri ve iç çatışmalarından yola çıkarak insanoğlunun toplumsal, ahlaki değerleri de sorgulanır. Aynı sorgulamayı kendi içerisinde de farkında olmadan yapmaya başlayan okur, Raskolnikov üzerinden yaşamını, düşüncelerini ve sahip olduğu değerleri irdelemeye başlar…”
BİRİNCİ BÖLÜM
Temmuz ayının lığlarında boğucu bir akşamüstü, genç bir adam Sokağında kiraladığı küçük odasından çıktı ve ağır, kararsız adımlarla K… Köprüsüne doğru yürümeye başladı
Merdivende ev sahibesiyle karşılaşırsa tehlikesini başarıca atlatır Genç adamın odası, bir evin tavan arasındaydı, yaşayacak bir mekândan ziyade bir dolaba benziyordu. Yemek ve temizlik yapacak bir hizmetçiyle birlikte kendisinden odayı kiraladığı ev sahibesi bir kat aşağıda, ayrı bir dairede oturuyordu genç adam, sokağa her çıkısında merdivene bakan ve daima ağzına kadar açık mutfak kapısının önünden geçmek zorundaydı Oradan her geçişin de onu utandıran ve yüzünün buruşmasına yol açan hastalıklı, rahatsız edici bir korkuya kapılıyordu. Ev sahibesine olan borcu gırtlağına dayanmıştı, bu sebeple onunla karşılaşmaktan korkuyordu.
Aslında utangaç biri değildi, aksı bile sivri dilli idi. Ama bir sûredir son derece gergin ve sinirli bir haldeydi. İnsanlardan o kadar uzaklaşmış ve içine kapanmıştı ki. yalnızca ev sahibesiyle değil, hiç kimseyle karşılaşmak istemiyordu. Yoksulluğun pençesi altında eziliyordu, ama son zamanlarda buna bile aldırdığı yoktu. Gündelik hayata dair bütün işlerini bir kenara bırakmıştı. Aslına bakılırsa genç adamın, ona karsı neler kurarsa kursun ev sahibesinden korktuğu yoktu. Ancak merdivende durup da kendisini hiç mi hiç ilgilendirmeyen konularda bos boş konuşmalarını, kirayı ödemesine dair ısrarlarını, şikâyetlerini ve korkutmalarını dinleyecek, bu da yetmezmiş gibi bahaneler uyduracak, özürler dileyecek hali yoktu. Hayır, iyisi mi tıpkı bir kedi gibi sessizice merdivenlerden inip kimselere görünmeden çıkmaktı Ama bu sefer sokağa çıktığında alacaklısıyla karşılaşmaktan duyduğu korku kendi-
“Düşündügünü, yapmayı planladığım şeye bak, saçma da saçma sapan korkularıma…” diye geçirdi içinden. “Hinin… Evet, her sey insanın elinde ve sırf korktuğu için bunları kaçırıyor. Bu, bilinen bir gerçek. İnsanlar neden korkar en çok? ilginçtir, en çok yeni bir adım atmaktan korkarkır. yeni bir fikir sahihi olmaktan… Gevezelik ediyorum. Çok gevezelik ettiğim için de hiçbir şey yaptığım yok Şöyle de denebilir: Hiçbir şey yapmadığım için çok gevezelik ediyorum. Son bir ay içinde gelişti bu bende, günler boyu deliğime tıkılıp kaldım ve… Saçma sapan şeyler düşünüp durdum. Peki, şimdi ne diye gidiyorum? Böyle bir şeyi yapabilmem mümkün mü? niçin bu ciddi bir şey mi? Değil Kendimi oyalıyorum yalnızca. Fantazya-larla kendimi kandırıyorum; ciddi, yetişkin bir adamın uğraşacağı türden şeyler değil bunlar!”
Dışarıda boğucu bir sıcak vardı. Sokaklar itişip kakışan insanlarla, yapı iskeleleri, tuğlalar, kireç, toz ve sayfiyeye gitme imkanı olmayan her Petersburglu’nun aşina olduğu yaza has o pis kokuyla doluydu. Bütün bunlar sinirleri bozuk genç adamı iyice sarstı Şehrin bu bölgesini dolduran meyhanelerden yayılan kötü kokular, saatin henüz erken olmasına rağmen adım başı karşılaştığı sarhoşlar, tablonun tiksinti ve üzümü uyandıran rengini tamamlıyordu Genç adamın zarif yüz hatlarında bir an için derin bir iğrenme ifadesi belirdi. Bu arada kendisinin ender rastlanan, son derece etkileyici bir dış görünüşe sahip biri olduğunu belirtmeliyim Kumral ve ….