Yazıda “William Faulkner’in Çılgın Palmiyeler, The Wild Palms ” romanı hakkında bilgiler, romanının özeti, romanın konusu, ana fikri, romanın kahramanları, romanın olay örgüsü, romanın yazarı, “William Faulkner’in Çılgın Palmiyeler, The Wild Palms” hakkında bilgiler “Ses ve Öfke “ romanın şahıs kadrosu yazarın diğer romanları, “ William Faulkner’in Çılgın Palmiyeler, The Wild Palms “ adlı eserden alıntılar yer alır. Eser hakkında yorumlar, romanın anlatım tekniği, yazarın bakış açısı, romanın tekniği, romanın türü, çevrildiği diller, eserin basım yılı, basım hikâyesi, yazar ve eseri arasındaki, eserle yazarın biyografisi arasındaki alakalar incelenmiştir.
ESERİN YAZIMI KONUSU TÜRÜ TEKNİĞİ VB HAKKINDA
Diğer özgün adı “If I Forget Thee, Jerusalem” -Seni Unutursam, Kudüs olan roman “The Wild Palms “adı ile 1939 yılında iki hikayeden oluşan bir roman halinde yayımlanır.
Yazarın eserlerinin dikkat çekmeye başlaması 1949 yılında Modern Amerikan romanına katkılarından dolayı Nobel Ödülü alması ile olmuş, 1955 yılında da Pulitzer Ödülü’ne lâyık görülünce yazarın Çılgın Palmiyeler adlı eseri de dikkat çekmeye başlamıştır.
Faulkner, Çılgın Palmiyeler adlı romanında da farklı ve deneysel bir teknik kullanmış, diğer romanlarında da olduğu gibi bu romanını klasik roman tekniği ile yazmamıştır. “Çılgın Palmiyeler olayları, kişileri, mekânları, genel havaları apayrı iki uzun öyküden oluşur.” Romanın her bölümünde dönüşümlü olarak birbirini izleyen iki ayrı vaka ve hikaye ele alınmış, bir birinden bağımsız iki ayrı vakadan oluşan bu iki öykü konu bazında birleşerek bir roman görünümü kazanmıştır.
ÖZETİ
Yoksul bir adam olan Harry Wilbourne New Orleans’ta doktorluk stajında iken evli, iki çocuklu heykeltıraş olan Charlotte Rittenmeyer’le tanışır ve bu ikli arasında bir aşk hikâyesi başlar. Bu yasak ve ahlâk kurallarına ters olan aşkları onları değişik çatışmaların içine sokacaktır. Üstelik iki aşığın da parası bitmiş zor yaşam koşulları onları pek çok yere sürüklemeye başlamıştır. Bu yasak aşk aslında Harry gibi geleneklere düşkün, ahlak ve toplumsal kurallara bağlı, sorumluluk sahibi, dürüst bir doktor adayıona göre bir şey değildir. Bu nedenle Henry’in iç dünyasında ön kabulleri ile yaşadığı bu tür ilişki yüzünden iç çatışmaları ortaya çıkarmaktadır. Üstelik Charlotte ise iki çocuklu bir kadındır ve eşi zengin ve yüksek sosyeteye mensup birisidir.
Her ikisi bu aşkları nedeni ile alıştıkları ortamdan koparak çok zor şartlar altında, cahil ve yabancı insanların arasında yaşamaya başlar. Bu ise
Romanın ikinci öyküsü Irmak Baba’da ise Missisippi nehrini görmeden çiftliklerde çalışan iki mahkûm anlatılır. Bu mahkûmların ismi de yoktur ve işledikleri suçlara onları iten pek çok nedenler de vardır. Bu kişiler yasalara karşı gelmişler, suç işlemişler ve cezalarını çekmektedirler. Bu mahkûmlar sabit bir mekân içinde cezalarının biteceği güne kadar aynı mekânı ve aynı şeyleri yaşamaktadırlar. Biri uzun boylu, yaklaşık yirmi beş yaşlarında uzun siyah saçlı biridir. Uzun olanı bir tren soygunu yüzünden mahkûm olmuştur. İkinci mahkûm kısa, dolgun ve neredeyse tüysüz bir adamdır. Bu mahkûm ise sahibin öldüğü bir benzin istasyonu soygununa katılmış ve 139 yıl ceza almıştır. Her iki mahkûm da Missisipi nehri kıyısındaki Mississippi Devlet cezaevinde kalmaktadır.
Sert rüzgârların palmiye dallarını salladığı bir gün Charlotte’ hamile kalır ama İki kızı olan kadın, bu çocuğu doğurmayı istemez. Bu nedenle Harry’den kendisine kürtaj yapmasını ister. Bunun üzerine Harry, hem doktorluğu hem de babalık duygu üzerinden kendi kendini sorgulamaya başlar. Bu nedenle de kararsız kalır.
Mississippi nehri taşmış, büyük bir sel gelmiş, sellerin suları iki mahkûmun olduğu o hapishanenin duvarlarına kadar yükselmiştir. Hapishanedeki mahkûmlar kurtarma çalışmalarına destek olmaları için sel bölgesine getirilmişlerdir. Sel her şeyi yutmaya başlar. Bazı mahkûmlar tahta parçalarına tutunarak kaçmaya çalışmaktadır. Ölmüş hayvan ve insan cesetleri şişmiş vaziyette çatılara kadar yükselmiştir. Mahkûmlar artık kurtarma ekibi olmuşlardır. Müdür, uzun cezalı mahkûmları hayat kurtarmaya çalışırken kayıp ve ölü olarak kabul etmeye karar vermiştir.
Kurtarma çalışmalarına katılan uzun boylu olan adsız mahkûm suyun üzerine çıkmayı başarmıştır. Fakat bir kütüğün üzerinde hamile bir kadınla birlikte günlerce selde kalır. Seller ile sürüklenirlerken kendi kendiyle bir muhasebeye girer. Fırsattan istifade hapisten kaçma şansını elde etmiştir. Fakat kaçarsa doğurmak üzere olan kadın ve çocuğu ölecektir.
Harry en sonunda Charlotte’nin baskılarına dayanamayarak bebeği alır. Ancak ilkel yöntemlerle yapılan bu kürtaj başarısız olur. Harry perişan durumdadır hem baba olabilmek şansını yitirmiş hem de sevgilisi masada kalmıştır. Bu çaresiz halinde tüm ömrünü, duygularını ve iç seslerini dinlemek gözden geçirmek iç çatışmalarını dinlemek zorunda kalmıştır. Üstelik selden kurtulan ve nehirde sürüklenen diğer insanlarla da karşılaşır ama diğer insanlar hamile kadına yiyecek vermeyi reddetmektedirler.
Harry cezasını çekmek için demir parmaklıklar arasında girer. Hiçbir zaman gelmeyi bile aklına getiremeyeceği bu yere tıkılan Harry , sessiz bir kabullenişle cezasını çekmeye başlamıştır..