Yayınlanma Zamanı: 2008-03-06 01:07:00
Ah…
-Abdülkadir Bulut’un anısına-
Panayırların şairi
Olarak anacak ilerde seni
Lunaparkların değil çocuklar
Pazar yerlerinin, karpuz sergilerinin
Ona göre ayarladın gönyeni
Böğürtlenlerin şairi, karamukların
-Yalnızsın, duyuyorum, onlar kadar-
Issızlığını beklerler patikaların
Kurulalı beri dünya, siperinde hendeklerin
Tek arkadaşları rüzgar
Hamarat çömlekgillerin, yakışıklı testilerin
Dalgıç edalı bakraçların
Çalımla inerler kuyuya hani
Kıskandırarak naylon kovaları
Çok mu üşüyorsun, şiirine sarın
Fesleğenlerin teneke kutularda
Orkidelerin değil
Asmalı kahvelerin, cep aynalarının
Hep de taranmış olurdu bıyığın
Kostak şair, işlemeli mendil
Bunlar değil, dağıtırım sözü üzgünken
Şeydi demek istediğim benim aslında
İnsan öldüğüyle kalıyor
İnsan öldüğüyle kalıyor, ah
Yokluğunun hani kim farkında
Oyun..
(Çocuk Şiiri)
Sebzelerden sevdiklerim:
Havuç, domates, oyun.
Meyvelerden sevdiklerim:
Elma, şeftali, oyun.
Bence en iyi besin oyun
Çünkü
Hiçbir şey yemesem bile bazen
Oynarken doyuyorum.
Uçurum…
Şiir uçurumdur
Ve çiçekten bir köprü
Geçer üstünden
Gerçeğin kıyısına uzanan
Düş kıyısından
Kimi ulaşır karşıya uçar gibi
Kimi ulaşamaz, düşer
Kimi de boşlukta asılı kalır
Düşerken tutunabilirse
Bir kelimeye eğer