Her zamanki coşkulu ve sürükleyici uslubuyla Dr. Ali Şeriati, elinizdeki eserin bir nevi hazırlama amacını şöyle açıklıyor: “Hedef, bir ümmet oluşturmaktır. Böyle bir ümmet, yeryüzünde, zaman ve hayat metninde hayra davet eder, güzellik ve iyiliğe çağrı yapar, kötülük ve çirkinlikle mücadele eder.
Böyle bir ümmet dünya halkının tümü için ideal, üstün, güzel bir örnek ve kılavuz olur. Onlara, nasıl “insan” olunmalı, nasıl bir toplum meydana getirmelidir, diye yol gösterir.” Bunu genel olarak Şeriati’nin verdiği mücadelenin, yazdığı eserlerin ve şehadetinin gerekçesi olarak düşünmekte mümkün.
Elinizdeki kitapta ise yazarın anılan hedefe ulaşabilmek için meselenin bir boyutu olan eğitim ve öğretim sorununu genel olarak incelemektedir. Özelde ise Batı eğitim sistemiyle Doğu (İslâmi) eğitim sisteminin bir karşılaştırmasını yapmaktadır.
Bu çalışmanın farklı tarafı yazarın alışılmış yönteminin dışında Akademik olarak hazırladığı eleştirilerle beraber önerilerini de sunan sistematik ve özgün olmasıdır.
Kitaptaki bazı tasarım ve isimler okuyucuya biraz yabancı gelebilir. Aslında kitap Akademik bir çalışma olmasına rağmen yazar buna fazla da önem vermemiştir. Özellikle üzerinde durduğu husus Eğitim Sistemleri’hin dayandığı ilkeler ve güttüğü gayelerdir.
Günümüzde fert veya toplum olarak bir eğitim sorunuyla karşı karşıyayız. İnsanımızın gündemini, “Ne yapmalı?” sorusundan ziyade “Nasıl yapmalı? Nereden başlamalı? Etkili bir eğitim metodu nedir? Neleri öğrenmeli? Neleri öğretmeli?
Kimden? Nasıl? Nerede? Veya hangi kitap? Hangi yazar?” v.s. oluşturmaktadır. Hepimizin temel problemi olan bu konuya elinizdeki çalışmanın makro planda ışık tutacağını ümit ediyoruz. Zaten eserin Türkçeye aktarılmasının gerekçeside budur.
Yapılan bu çeviride mümkün mertebe yazarın üslubu göz-önüne alınmış, salt aslına sadık kalmak kaygısı taşındığı için fazlaca tashih ve redakte müdahalesine gidilmemiştir. Yer yer karşılaşacağınız uzun veya bağlantılı cümleler farsça 1 nın özelliğinden ve yazarın üslubundan kaynaklanmaktadır.
Anılan kaygıdan dolayı bu tip cümleler bölünmemiş hatta yer yer cümle yapıları bile aynen korunmuştur. Kitapta geçen kavram ve terimlerin hemen hepsinin aslı ile beraber Türkçesi de verilmiştir.
Örneğin; Teabbudi (kullukla ilgili), hizbi (Partizan) gibi.
Bunun yanında bir iki istisna hariç okuyucuyu asıl metinle başbaşa bırakabilmek için Mütercim veya yayıncı tarafından açıklayıcı dipnotlar koyma yoluna gidilmemiştir.
Ayrıca sözcüklerin yazılışlarında da mümkün mertebe or-jinal kullanımlarının esas alındığını belirtelim. Örneğin kitapta pek çok yerde geçen “mektep” kelimesi, kelimenin aslı (Arapça) esas alınarak “mekteb” biçiminde kullanılmıştır.
Eserin asıl adı “Talim ve Terbiye Mektebindir. Fakat biz Türkçe tercümesini daha iyi ifade edeceği kanısıyla kitabın ismini “Hür Düşünce Mektebi” olarak değiştirdik. Bu isimleme yazarın kitapta özellikle üzerinde durduğu temel ilkeden kaynaklanmakla beraber, bu meselede hakim olan anlayışa da işaret etmektedir.
Okuyuculara öncelikle hatırlatalım, bu kitaptan yararlanmak veya bir değerlendirmeye varmak istiyorsanız -özelliğinden dolayı- hepsini okumanız gerekmektedir. Ekim 1989…