Roman (Yabancı)

Alışverişkolik ve Bebeği

2919_buyuk

Becky’nin hayatı coşmuş vaziyette! Londra’nın en yeni, en dev moda mağazası The Look’ta çalışıyor, kocası Luke ile birlikte ev avı peşinde, koşturuyor (en gizli arzusuysa bir Ayakkabı Odası) ve kendisi hamile! Kendini bundan daha iyi hissedemezdi, özellikle de alışveriş yapmanın sabah bulantılarına iyi geldiğini keşfettikten sonra. Bebeği için her şey kusursuz olmak zorunda: Tasarımcı elinden çıkma bebek odasından tutun da, en son model, en havalı bebek arabasına ve ünlülerin gözdesi, mutlaka gidilmesi gereken kadın doğumcuya kadar. Fakat ünlülerin kadın doğumcusu, Luke’un, feci gösterişli ve zeka küpü eski sevgilisi çıkınca Becky’nin dünyası başına yıkılıyor. Artık iki kişilik alışveriş yapıyor ama o da ne? Yoksa kocasıyla arasına bir üçüncü şahıs mı giriyor, ne?

Kinsella’nın bebek bekleyenlerin annelik hüznü moduna adadığı romanında kurnazca gelişmeler tokat etkisi yaratıyor.
-Publisher’s Weekly (US)

Becky, bu Alışverişkolik romanında ışıltısından hiçbir şey kaybetmiyor, her bir satırda o hepimize tandık gelen, lezzetli ve güldüren kız var.
-Booklist

Sophie Kinsella Alışverişkolik ve Bebeği romanında her zamanki gibi zekâsını ve kıvrak üslubunu konuşturuyor.
-Redbook

Hayranları, Kinsella’nın şekerötesi kahramanı Becky’ye doyamıyor!
-New York Daily Fans

Bir alışveriş fenomeni olan Becky Bloomwood’un mutlaka gidilmesi gerekenler listesinde ünlülerin kadın doğum uzmanı da yerini almış bulunuyor. Gerçekten çok komik bir kız bu Becky!
-St. Petersburg Times

KENNETH PRENDERGAST
Prendergast de Witt Conoell
Finansal Danışmanlık
Forward House
394 High Holbom Londra WC1V 7EX
Bayan R. Brandon
37 Maida Vale Konakları
Maida Vale
Londra NW6 OYF
30 Temmuz 2003
Sayın Bayan Brandon.
Önceki gün gelmenize ve Luke ve sizinle tanıştığıma çok memnun oldum, ailenize finansal danışma hizmeti vermeyi umut ediyorum.
Doğmamış çocuğunuz için banka hesabı düzenlemeleri ve sigorta yatınım ayarlamaları yapma sürecim başladı. İlerleyen günlerde de. eşinizin ve sizin, bebeğiniz adına nerelere yatırım yapabileceğinizi konuşuruz.
Önümüzdeki aylarda sizi daha iyi tanımayı sabırsızlıkla bekliyorum; lütfen küçük ya da büyük her türlü konuda arayıp sormaktan çekinmeyin.
Saygılarımla,
Kenneth Prendergast Aile Yatırım Uzmanı

KENNETH PRENDERGAST
Prendergast de Wîtt Connell Finansal Danışmanlık
Forward House 394 High Holbonı Londra WC1V 7EX
Bayan R. Brandon 37 Maida Vale Konakları Maida Vale Londra NW6 OYF
1 Ağustos 2003
Sayın Bayan Brandon,
Mektubunuz için teşekkür ederim. Sorunuza cevabım, evet. bebeğin banka hesabında limit dışı kredi olacak gerçi doğal olarak, ben bunu harcamamanızı beklerim!
Saygılarımla. Kenneth Prendergast Aile Yatırım Uzmanı

KENNETH PRENDERGAST
Prendergast de Witt Connell
Finansal Danışmanlık
Forward House
394 High Holborn Londra WC1V 7EX
Bayan R. Brandon
37 Maida Vale Konakları
Maida Vale
Londra NW6 OYF
7 Ağusios 2007
Sayın Bayan Brandon,
Mektubunuz için teşekkür ederim.
Son günlerde doğmamı; çocuğunuzdan aldığınız ‘ruhani mesaj’ biraz kafamı karıştırdı doğrusu. Yine de, şu anda limit dışı krediye el sürmeniz mümkün değil maalesef. Her ne kadar, ‘bebek böyle istiyor’ deseniz bile.
S aygıt an mi a,
Kenneth Prendergast Aile Yatırım Uzmanı

1
Tamam. Telaşlanma. Her şey güzel olacak. Tabii ki olacak.
Tabii ki olacak.
“Bluzunuzu sıyırır mısınız, Bayan Brandon?” Sonografi uzmanı tepemden bakıyor olsa da, hoş ve profesyonel bir havası var. “Taramaya başlamadan önce karnınıza jel sürmem gerekiyor.”
“Kesinlikle!” diyorum tek kasımı bile kıpırdatmadan. “Mesele şu ki, sadece azıcık… gerginim.”
Chelsea&Vestminister Hastanesi’nde bir yatağa uzanmış vaziyetteyim, beklentiyle doluyum ve kasıldım. Luke ve ben her an bir zamanlar minik bir fasulye olan bebeğimizi ekranda ilk kez görebiliriz. Hala inanamıyorum zaten. İşin aslı, daha hamile olduğum gerçeğine bile alışmış değilim. On dokuz hafta sonra ben, Becky Brandon, eski soyadımla Bloomwood… anne olacağım. Anne’.
Luke da kocam, bu arada. Bir yıldır evliyiz ve şu kamımdaki de yüzde yüz orijinal bir balayı bebeği!
Balayımızda çok fazla seyahat ettik ama uzun kafa yormalar sonucu, bebeği Sri Lanka’da Unawatuna denen yerde, orkideler, bambu ağaçlan ve nefis manzaralar arasında kalırken peydahladığımıza eminim.
Unawatuna Brandon
Bayan Unawatuna Orkide Bambuağacı Brandon.
Hımm. Annemin bu isme nasıl bir yorum yapacağından emin değilim.
“Karım gebeliğin erken dönemlerinde hafif bir kaza geçirdi,” diye açıklıyor Luke yandaki koltuktan. “O yüzden, biraz gergin.”
Destek olmaya çalışarak elimi sıkıyor, ben de karşılık veriyorum. Hayatınızın Dokuz Ayı adlı hamilelik kitabımda, partnerinizi gebeliğin her parçasına dahil etmelisiniz, yazıyor, aksi takdirde kalbi kırılabilir ve kendini dışlanmış hissedebil irmiş. Böylece ben de Luke’u elimden geldiğince çok dahil ediyorum her şeye. Mesela dün gece yeni DVD’im olan Gebelikte Ağırlaşan Bedeniniz’] izlemeye dahil etmem gibi. Belgeselin tam ortasında aniden bir iş görüşmesi yapması gerektiğini hatırladı ve çok şeyi kaçırdı ama önemli olan, dışarıda kalmaması.
“Kaza mı geçirdin?” Sonografi uzmanı bilgisayar tuşlarına vurmayı bırakıyor.
“Fırtına sırasında uzun zamandır kayıp kız kardeşimi ararken dağdan düştüm,” diye izah ediyorum. “0 sıralar hamile olduğumu bilmiyordum ama. Belki bebeği ezmişimdir.”bir kalem sokuşturmuş. “Evet. Bebekler dayanıklı varlıklardır. Hadi bir bakalım, olur mu?”
İşte. Haftalardır kafama taktığım arı geldi çattı. Ağır ağır üstümü çıkarıyorum ve şişmiş göbeğime bakıyorum.
“Bütün kolyelerinizi de kenara atabilir misiniz?” diye ekliyor. “Boynunuzda bir koleksiyon taşıyorsunuz!”
“Her biri özel pandantifler.” Bir şıngırtıyla hepsini avucuma topluyorum. “Bu Azlek annelik sembolü, bu da bir gebelik kristali… Bu bebeği yatıştıran çıngıraklı bir top… ve bu da bir doğum taşı.”
“Doğum taşı?”
“Taşı avcunuzda özel bir noktaya bastırıyorsunuz ve doğum sancısını alıyor,” diye açıklıyorum. “Antik Maori dönemlerinden beri kullanılıyor.”
“Hı hı.” Sonografi uzmanı tek kaşım kaldırıyor, sonra şeffaf bir macun sıkıyor karnıma. Hafifçe kaşlarını çatarak ultrason aletini cildime değdiriyor ve o anda sinekli, siyah beyaz bir görüntü beliriyor ekranda.
Nefes alamıyorum.
Bu bizim bebeğimiz. İçimde. Luke’a bir bakış atıyorum, o da gözünü kırpmadan ekranı seyrediyor.
“Kalbin dört odası…” diyen sonografi uzmanı aleti gezdiriyor, “…şimdi de omuzlarına bakıyoruz…” Ekranı işaret ediyor ve itaatkar bir biçimde gözlerimi kısıyorum, gerçi dürüst olmak gerekirse omuz falan seçebildiğim yok, bulanık kıvrımlar görüyorum, o kadar.
“Şurada bir kolu var… bir el…” Duraklıyor ve kaşlarını çatıyor.
“Anladım.” Sonografi uzmanı bana şefkatle bakıyor. Grileşen saçlarını arkada topuz yapıp arasına da Küçük odada sessizlik oluyor. Birden içim korkuyla titriyor. Niye kaşlarını çattığını anladım. Bebeğin tek eli var. Biliyordum.
İçimde benliğimi ezip geçen sevgi ve aşın koruyuculuk duygulan kabarıyor. Gözlerim yaşlarla doluyor. Bebeğimizin tek elli olması umrumda bile değil. Yine de onu aynı derecede seveceğim. Hatta onu daha da çok seveceğim. Luke ve ben onu en iyi tedavi için dünyanın öbür ucuna bile götürürüz, araştırma çalışmalarına destek olacağız ve biri bebeğime yan gözle bakarsa…
“…ve diğer eti de…” Sonografi uzmanının sesi düşüncelerimi bölüyor.
“Diğer eli mi?” Kafamı kaldırıp bakıyorum hıçkırarak. “İki eli de var mı?”
“E… evet.” Sonografi uzmanı bu tepkime çok şaşırıyor haliyle. “Bakın, burada görebilirsiniz.” Görüntüye işaret ediyor ve tüm şaşkınlığıma rağmen, kemikli parmaklan seçebiliyorum. Onunu birden.
“Affedersiniz,” diyerek yutkunuyorum ve bana verdiği mendille gözyaşlarımı siliyorum. “Çok rahatladım.”
“Şu anda her şey gayet iyi görünüyor.” diyor güven verici bir sesle. “Ve endişelenme, hamilelikte aşırı duygusallık doğaldır. İçinde dolaşan o kadar çok hormon var ki.”
Hakikaten. İnsanlar sürekli hormondan bahsediyor. Örneğin, dün gece köpek yavrulu o reklamı izlerken ağlamaya başlayınca Luke’un bana dediği gibi. Hormonlu falan değilim, son derece normalim. Reklam çok acıklıydı, ben ne yapayım.
“Alın bakalım.” Sonografı uzmanı yine bilgisayarının tuşlarına dokunuyor. Bir sıra siyah beyaz resim yazıcıdan kıvrıla kıvrıla çıkıyor, sonra da kadın bana uzatıyor resimleri, tikine bakıyorum, belli belirsiz kafa hatlarını görebilirsiniz. Küçücük bir bumu, minik bir ağzı, her şeyi var.
“Evet. Kontrolleri yaptım.” Sandalyesinde arkasına dönüyor. “Şimdi tek soracağım şey, bebeğin cinsiyetini öğrenmek istiyor musunuz?”
“Hayır, teşekkürler,” diye cevap veriyor Luke gülümseyerek. “Bunu aramızda uzun uzun konuştuk, değil mi Becky? Öğrenmenin işin büyüsünü bozacağına karar verdik.”
‘Tamam.” Sonografı uzmanı da bize gülümsüyor. “Kararınız buysa, bir şey diyemem.”
Bir şey diyemez mi? Yani cinsiyetini gördü. İstese şu an söyleyebilir!
“Aslında tam olarak karar vermiş sayılmayız, değil mi?” diyorum. “Kesin değil.”
“Evet… verdik ya, Becky.” Luke çok şaşırıyor. “Hatırlamıyor musun, bir akşam oturup bütün gece bunu konuştuk ve sonunda sürpriz olsun dedik.”
“Ah, evet, doğru ya.” Gözlerimi bebeğin bulanık resminden ayıramıyorum. “Ama sürprizimizi şimdi de duyabiliriz! Tılsımı kaçmış olmaz!”
Tamam, belki bu yüzde yüz doğru değil. İyi de, o da öğrenmek için yanıp tutuşmuyor mu?
“Gerçekten istediğin bu mu?” Luke’a bakınca yüzünde ufak bir hayal kırıklığı görüyorum. “Şimdi öğrenmek mi?”
“Şey…” diye tereddüt ediyorum. “Sen istemiyorsan.”
İstediğim son şey Luke’u üzmek. Hamile kaldığımdan beri bana çok nazik ve tatlı davranıyor. Son zamanlarda her türlü garip birleşimi arzular oldum mesela, geçen gün canım ananas ve pembe bir hırka istedi. Luke da sırf bunları alabilmek için beni arabayla mağazalara götürdü.
Tam bir şey söyleyecek oluyor ki, cep telefonu çalıyor. Cebinden çıkarmaya yellenirken sonografı uzmanı onu durduruyor.
‘”Üzgünüm, içeride onu kullanamazsınız.”
“Doğru.” Luke arayan numaraya bakıp kaşlarını çatıyor. “Iain’mış. Onu arasam iyi olur.”
Hangi Iain diye sormama hiç gerek yok. lain Wheeler’dır kesin. Arcodas Şirketi’nin pazarlama müdürü. Luke’un kendine ait bir Halkla İlişkiler şirketi var, adı Brandon İletişim ve Arcodas da Luke’un yeni büyük müşterisi. Onları kazanması büyük bir artı, şirkete harika bir övünç kaynağı oldu Luke şimdiden bir yığın yeni personel işe aldı ve bu şirketin desteğiyle Avrupa’da yeni ofisler açmayı planlıyor.
Yani Brandon İletişim İçin çok iyi bir gelişme. Ama her zamanki gibi, Luke can siper çalışıyor. Onu daha önce hiç bu kadar birisinin emrine amade görmemiştim. Eğer Iain Wheeler arıyorsa, Luke her zaman ama her zaman beş dakika sonra onu arar İster bir toplantıda olsun, ister akşam yemeğinde. İster gecenin bir yansı. Hizmet endüstrisi bu ve Arcodas da dev müşterimiz der hep, onlar bize bu yüzden para ödüyor.
Tek söyleyebileceğim, bu Iain Wheeler ben doğumdayken ararsa, o telefon doğruca camdan aşağı gidecek.

Yazar

BENZER İÇERİKLER

Kanlı Kumpas

Editor

Vaba Bölgesi

Editor

Şark Kedisi

Editor
Yükleniyor....

İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz. İstediğiniz zaman çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Kabul et Daha fazla oku

Gizlilik ve Çerez Politikası