Aşkı, Güzelliği, Bereketi, Sağlığı ve Başarıyı Kendinize Çekecek
BEYAZ MUCİZELER
‘Nefs’ten uzaklaşıp, ‘Nefes’ olmayı tercih eden herkes için…
Sırtını güneşe çevirip gölgelerinden gayrı bir şey göremeyen kişilerce ‘sağlığıma, aileme, işime, evliliğime, şöhretime ve tüm başarılarıma’ kastedilerek büyü yapılmak istendi!
Ama ben ‘Evren’in bir parçası olduğumu hiç unutmadım. Kalbimi hep Allah’ın nuru ile aydınlattığım için birileri beni ‘karanlık’la yok etmeye çalıştıkça, ben ‘içimdeki sonsuz kaynakla ve ışıkla’ güçlendim. Ve bu kitap ortaya çıktı.
Size büyü yapılmasına gerek yok, gündelik hayatımızda o kadar çok -hasetlik gibi- negatif enerjiyle bir araya geliyoruz ki! İstedim ki siz de benim gibi korunun, kendinizin ve bütünün hayrına niyetlenerek “Sevgi ve inanç“la tüm güzellikleri kendinize çekin!
Atmosfere gönderdiğiniz tüm pozitif ve negatif eneıjiler bumerang etkisiyle misliyle size geri dönerler. Bu nedenle kitapta, niyetinizin, hayallerinizin, isteğinizin, seçimlerinizin ve yolunuzun hep iyilikten, güzellikten yana olmasını tekrarladım.
Yeryüzünün müthiş gücünden. sembolleri kullanarak nasıl yararlanacağınızı anlattım. Formüllerle, bitkilerden, hayvanlardan, elementlerden ve daha birçok canlı enerjisinden nasıl faydalanabileceğinizi, kendinizi yıkıcı enerjilerden ve büyülerden nasıl koruyabileceğinizi gözler önüne serdim.
Başkalarının hayatı ile uğraşmayı bırakın! Kaderi etkileyemezsiniz. Niyetiniz iyi olursa, sadece kendi hayatınızda mucizeler yaratabilirsiniz. Bizler zaten mucizenin ta kendisiyiz.
Görün, algılayın, hissedin ve bilin…
Bu dünyadaki her mucize doğada gizli, unutmayın!
***
ÖNSÖZ
Bu Kitabı Neden Yazdım?
Sevgili okurlarım, yeniden, hayatınızı güzelleştireceğini umduğum bir kitapla sizinle birlikteyiz. Beyaz Mucizeler isimli bu yeni kitabımda, sizin, hayatınızda önem taşıyan sevdiğiniz insanların, ailenizin, yakın çevrenizin, yaşadığınız toplumun ve aslında tüm evrenin daha iyi, daha huzurlu, daha mutlu ve zenginleşmiş olabilmesi için çeşitli “formüllere” ve “yöntemlere” yer verdim.
Aslında sizler için farklı bir kitap hazırlıyordum. Hazırlıklarımız sürerken, onu yarıda bırakıp bu kitaba başladık. Yaşadığım bir olay, bu kitabı hazırlamama neden oldu.
Bizim toplumumuzda büyüye karşı büyük bir korku var. Hayatıma 24 yıldır astrolojiyle yön veren biriyim. Benim karşıma çeşitli konuları danışmak için gelenler, genellikle, “Bende büyü var mı?” diye soruyorlar. Karşımdaki insan saygıdeğer bir profesör bile olsa, “Bende büyü var mı?” sorusuyla karşılaşmak artık benim için sürpriz olmuyor. “Bende büyü mü var?” sorusuna yanıt vermekten yorulmadım ama insanların sorularına yanıt bulmalarını istedim. Beyaz Mucizeler’i biraz da bunun için yazmak istedim.
Büyü diye bir şey var mı?
Elbette var. Kuran dahil bütün kitaplarda buna yer verilmiş. Hatta peygamber efendimize büyü yapılmış ve Felak ile Nas sureleri gelmiş. Büyü var, çözümü de var!
Her şeyden önce şunu bilmeliyiz ki, büyü korku bilincidir. Kişiye büyü yapıldığına dair bir duygu geliyorsa ona bir kötü enerji gönderilmiştir. Biz bunu genlerimizden hatırladığımız için “büyü” olarak adlandırıyoruz.
Bir gün ofisimde otururken kötü enerjiyi ben de hissettim. Sevgili asistanım Hilal’e konuyu açtım. “Tuvalette kötü bir enerji alıyorum. Eğer benim gibi aurası açık olan insanlar varsa, onlara da hissedip hissetmediklerini soralım!” dedim. Çünkü sezgileriniz size her şeyi haber verir, ruh her şeyden haberdardır. En son beden haberdar olur ve hastalanır zaten. Benim de ruhum bana hatırlattı. Yaptığımız araştırmanın sonucunda ofisimin tuvaletinde priz içinde ve giriş kapısının kartonpiyeri üstünde bir yerde negatif enerji hissettim.
Hilal, “Eğer orada hissediyorsanız çıkıp bakalım…” dedi. Ancak kartonpiyerli bölüm oldukça dardı. Oraya bakma imkânı yoktu. Hayatta hiçbir şey tesadüfen olmaz. Hayatın bizzat kendisi, evren bize çeşitli vasıtalarla sinyaller gönderir. Bazen bir televizyon programı, bazen arabayla yanından geçtiğiniz bir reklam panosu, bazen bir kitap, bazen de tanıdığınız bir insan aracılığıyla evren size bir şeyler söyler. Algılarınız kirlenmemişse, temiz ve açık ise o mesajları çok daha kolay alırsınız. Bu “kötü enerjiyi” hissettiğim gün, yanımda sevgili dostum, komşum, oyuncu ve manken Didem Taslan vardı. Evren bu defa onun aracılığıyla bir mesaj gönderdi ve Didem, “Madem oradan şüpheleniyorsunuz, ayna uzatarak bakalım!” önerisini getirdi.
Orada olduğunu hissediyordum. Derin bir nefes aldım ve düşündüm. Gözümün önüne bir görüntü geldi. Sarışın bir kadın imgesi canlandı zihnimde. Hilal içeride o kişiye kahve hazırlıyordu ve o da elindeki şeyleri yukarı doğru fırlattı. Resmen gözümde canlandı. Didem ile Hilal’e durumu anlattım. O aynayı kartonpiyerin aralığına tuttuk.
Ve üç tane muska birden gördük!
Aslında bunu yapanlara teşekkür ediyorum. Çünkü ben ayaktayım, auram güçlü, pırıl pırıl. Benim böyle korkularım yok. Kendimce yaptığım “Beyaz Mucizelerle” auramı temizledim. Geçmişte, yıllar önce “Beyaz Enerjiyle” tanışmış bir birey olduğum için aurayı biliyorum. Bu nedenle yapılan büyü beni korkutmamış, sadece verdiği negatif enerjiyi hissetmiştim. Bana bunu yapanlar amacına ulaşamadığı gibi, bakın şimdi sizleri de uyarmak için bu kitabı yazmama neden oldular.
Ofisimdeki bir başka muska bulma olayı ise yine evrenin gönderdiği bir danışanım sayesinde oldu. Ofisimize erken gelen bu değerli insan, randevusuna vakit olduğu için sigara içmek istiyor. Apartman boşluğunda sigara içerken, kapının pervazındaki muskayı fark ediyor. Hemen görevli arkadaşlarımıza haber veriyor ve bakmalarını istiyor. Üstelik oraya biri daha da gizli olmak üzere, iki ayrı muska konulmuş!
Muskaları babaannemden kalan eski bir yöntemi kullanarak sirkeli suyla erittim ve sonra kurutup yaktım. Şanslıyım ki asistanım Hilal Arapça okuyup yazabiliyor. Onun da bana Allah’ın gönderdiği bir rehber olduğunu düşünüyorum.
Muskaların içeriğinde yazılanlar kötü enerjiye sahip birinin isteyeceği şeylerdi. “Eşinle ayrıl, yuvan dağılsın, şanını şöhretini kaybet, kitaplar yazama, ekrana çıkama, işini kaybet, Türkiye’yi terk et…” diye yazmışlar. İlginçtir bir ara bunu düşünmemiş de değildim. Yakın çevreme, “Amerika’da da kurulu bir düzenim var. Bazen oraya yerleşeyim mi diye düşünüyorum ama ülkemi de çok seviyorum…” diye bahsettiğim de olmuştu. Demek ki kötü sinyalleri almışım ama auram güçlü olduğu için beni etkileyememiş. Sinyal vermekle yetinmiş. Ruhum beni, “Ey güzel beden! Birileri sana zorluk çıkarmaya çalışıyor!” diye uyarmış.
Söylediğim gibi, o yaşadığım dönem, aldığım sinyaller ve birilerinin negatif enerjiyle etkileme çabaları, bu kitabın yazılmasını sağladı. Yapanları da biliyorum ve onları affettim. Çünkü kendimi affettim. Kendi kendime, “Ben ki enerji konusunda bu kadar bilgi edinmeye çalışan bir insanım, benim kafam karıştıysa, arınma yollarını düşündüysem, bunu okuyucularla da paylaşmam, başka insanlara da rehberlik etmem lazım!” diye düşündüm. Bu nedenle bana kötülük yapmaya çalışanlara teşekkür edip onları affettim. Böylece bu satırlar sizinle buluşabildi.
Okuyacağınız bu kitabın sizin de aynı şekilde işinize yaramasını, hayatınıza güzellikleri davet etmesini diliyorum.
“Büyü” gizemli ve güçlü bir kavramdır, aslında bir sanattır.
Bazı büyülerin binlerce yıldır var olduğu bilinmektedir ve bunların nesilden nesile aktarılmalarının nedeni taşıdıkları güçten kaynaklanmaktadır. Büyülerin işe yaramadığını söyleyenler olsa da aslında büyüler kişilere bağlı olarak işlev görürler. Bir büyü bir kişi üstünde çok etkili olurken diğer bir kişide işe yaramayabilir. Büyüleri ilaçlarla karşılaştırabiliriz. Bazı ilaçlar bazı insanlara çok fayda sağlarken diğer insanlarda bir etkileri olmayabilir. İlacın bazı insanların üzerinde etkisinin olmaması ilaç fabrikalarının kapatılmalarını gerektirmez.
Büyüyü radyasyona benzetebiliriz. Radyasyon gibi büyü de elle tutulamaz, gözle görülemez, kokusu yoktur. Ancak vücudumuzca absorbe edilir ve üzerimizde büyük etkiler yapar.
Her canlının ayrı bir “psişik” gücü vardır ve bu gücün büyüklüğü her canlıda farklıdır, örneğin ormanda yaşayan bir defne ağacı ile evinizin bahçesindeki defne arasında güç farkı olacaktır. Ormandaki defne doğal ve temiz bir ortamda büyüdüğünden bir yerde evdeki ağaçtan daha güçlü olabilir. Diğer taraftan bahçenizdeki defne ağacı kendisinin gücü yanında sizin psişik gücünüzü de taşıyarak ormandaki ağacın gücünü geçebilir.
Benzer şekilde insanlardaki psişik güçler de farklıdırlar. Bazen bu güç insanda doğuştan kazanılır, bazen de insanlar eğitim ve deneyimle içlerindeki gücü keşfeder ve geliştirirler. Psişik olarak güçlü insanların yanlarında bulunduğunuzda bunu fark eder, hatta onların güçlerinden yararlanırız. Bazı insanların psişik güçleri o kadar fazladır ki ölümlerinden sonra bile ruhları kanalıyla psişik güçlerini kullanabilirler. Güçlü varlıklarla aramızda her zaman bir güç transferi söz konusudur. Bu güç transferi bazen bizim kontrolümüz dışında gelişse de istediğimiz zaman bu gücü fark ederek kendi amaçlarımızda kullanırız. Büyünün gücü biz fark etmesek bile bizi etkiler. Bu olayı gribe benzetebiliriz. Grip mikrobunu kapan insan bu mikrobu göremediğinden, önce hastalandığını fark etmez ancak belli bir süre sonra hastalığın semptomları belirmeye başlar. İşte büyü de bizim gözle göremediğimiz ancak sonradan belirtilerini fark ettiğimiz bir olgudur.
Psişik güçlerin varlığını kabul etmek kimseyi âciz kılmaz veya pasif hale getirmez, tam tersine psişik güçlerin varlığını kabul eden insanların bu güçleri kendi amaçları için kullanma şansları vardır.
Psişik güçler için genelleme yapmak çok yanlış bir yaklaşımdır. Örneğin at ve deve güçlü hayvanlardır ancak bu hayvanların güç miktarları farklı oldukları gibi güçlerinin kullanım alanları da farklıdırlar. Psişik güçlerin evrenimizdeki çeşitliliği bizi zenginleştirir. Burada önemli olan psişik güçlerin varlığına inanmak ve bu güçleri tanıyarak amaçlarımıza uygun olanları kullanmaktır. Aslında insanlar içgüdüsel olarak psişik güçleri tanıma şansına sahiptirler ancak bu içgüdünün geliştirilmesi gerekir.
Örneğin gül ve sarımsak bitkilerini ele alırsak, bunlardan gül çok güzel ve çok yararlı, itinayla yaklaşılması gereken bir çiçektir. Gülün romantik etkileri vardır ancak bu etkileri kullanmak için güle saygıyla yaklaşarak dikenlerinden zarar görmeden onu koparmamız gerekir. Bir tek gülün yaratacağı romantik etki bazen yeterli olacağı gibi bazen aşkımızı ifade ederken bir düzine gül kullanmamız da gerekebilir.
Diğer taraftan sarımsak da kokusuyla tanınan ve çok yararlı olduğu bilinen bir bitkidir. Ancak sarımsak ve kokusu romantik bir ilişki başlatmaya yaramaz. Sarımsak romantizmi değil cinselliği artıran bir bitkidir. Bu iki bitki birbirlerinin yerine kullanılamazlar, yani kullanım alanları farklıdır. Sevgilinizi âşık ederken gülü ve onunla sevişirken ise sarımsağı kullanmanız gerekir.
Ayrıca yapma gül ile bahçeden toplanan gülün arasında da etki açısından çok fark vardır. Dolayısıyla doğal kaynaklardan sağlanan güçler her zaman yapma veya sentetik güçlerden daha fazla etki gösterirler, potansiyelleri artırırlar. Bu prensipler psişik güçler için de geçerlidirler. Her psişik gücün bir kullanım alanı vardır ve birbirlerinin yerine kullanılamazlar. Doğal ve temiz ortamlardan elde edilen psişik güçlerin sentetik güçlere karşı üstünlükleri de çok fazladır.
Büyü dünyanın her yerinde pek çok şekilde uygulanır. Ancak tüm başarılı büyücülerin ortak sloganı şudur: “Büyüyle başkalarına zarar vermemek.” Bu kitapta başkalarına zarar vermenize yarayacak hiçbir uygulama bulamayacaksınız. Bu kitapta “intikam” yoktur. Bu kitapta ayrıca beddualara da yer verilmemiştir. Bu kitapta aşkı, bereketi, sağlığı, başarıyı hayatınıza rahatlıkla çekmenizi sağlayacak beyaz mucizeler var.
Tüm büyük büyücüler her zaman başkalarına zarar vermekten kaçınan ve insanlara iyilik büyüleri yapmaya çalışan kişiler arasından yetişirler. Büyünün bumerang etkisi yaptığı da tüm iyi büyücüler tarafından bilinir. Atmosfere gönderdiğiniz tüm pozitif veya negatif enerji misliyle size geri dönecektir. Dolayısıyla niyetiniz her zaman iyilikten yana olmalıdır.
Yıkıcı enerji kullanımı sonunda size ve sevdiklerinize büyük zarar verecektir. Bu prensipten bakarak size karşı gönderilen kötü büyüleri bloke etmeyi ve misliyle geriye yollamayı öğrenmelisiniz. Bu kitabın “Koruyucu Mucizeler” bölümünde bu işe yarar uygulamaları bulacaksınız.
Bu kitapta hayvanları kurban etmeyi öngören veya hayvan organları kullanmayı gerektiren uygulamalara da yer verilmemiştir. Yerküremizi bizimle paylaşan ve kendilerine mahsus yaşam ve güçleri olan hayvanlara zarar veren veya onları yok eden şeyler bu kitabın amaçları dışındadırlar.
Bu kitapta “Beyaz Büyüler” yerine “Beyaz Mucizeler” tanımını kullandım. Benim buradaki amacım evrenin bize verdiklerinden faydalanarak kendimizin ve başkalarının hayrına Allah’ın yarattıklarını daha net algılayarak, iyi niyetimizle hayatımızı kolaylaştırmak ve mucizeler yaratmak. Bize yapılan büyülerden arınmak. Bırakın büyücü peşinde koşup günah işlemeyi, Allah’ın yarattığı mucizeleri görün.
Bizler zaten mucizeyiz… Sadece görmemiz, sembolleri algılamamız gerek! Bu dünyadaki her mucize zaten doğada gizli değil mi?
İslam Büyüyü En Büyük Günahlardan Sayıyor
Hayatın bir gerçeği olan büyü ve sihri, İslam dini de kabul ediyor ve varlığını onaylıyor. Ancak İslam dinine göre büyü en büyük günahlar arasında.
İnsanlar arasında sevgi, yardımlaşma, iyi niyetli yaklaşımı şart koşan İslam dini, kul hakkını ibadetlerin bile üzerinde tutmuştur. İbadetlerin yerine getirilmemesi durumunda ortaya çıkan günahlar, tövbe edilerek affedilebilirken, kul hakkı asla affedilmez. Bu nedenle bir Müslüman’ın da en çok dikkat etmesi gereken konu kul hakkı yememektir. Yani namaz kılamamış, orucunu tutamamış biri için tövbe ve affedilme kapısı açık tutulurken, başkasının hakkını gasp eden birini ancak o hakkın sahibi affedebilir.
Büyü konusu da benzer bir çerçevede ele alınmıştır. Büyü yaparak insanların hakkını gasp edenler hiç hoş görülmez. Üstelik büyü, var olan ve kadere uygun şekilde yürümesi gereken günlük yaşama da bir müdahale olduğu için ayrıca hoş görülmemektedir. Geçmişte firavunlar gibi bazı kralların büyücülere dayanarak kendilerini “tanrı” ilan etmelerine kadar giden sürece de işaret eden İslam dini, kötü büyüler yaparak insanlara zarar vermeyi ya da kendisini olduğundan daha büyük görmeyi hiçbir şekilde affetmez. Büyü bozmayı ise sevap sayar.
Kuran’da Büyü ve Sihir
İslam dininin büyük günahlar arasında saydığı büyü ve sihir, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’de 61 yerde geçmektedir.
Kuran-ı Kerim’in geldiği dönem, “Cahiliye Dönemi” olarak adlandırılan ve toplumun oldukça yozlaştığı bir dönemdir. Şiir en büyük sanat sayıldığı için, insanlara geçmiş toplumların ve peygamberlerin öykülerini şiirsel bir dille anlatıp, öğütler ve emirler veren Kuran’da, geçmişte yapılan büyü ve sihirlerden örnekler verilir. Bazı peygamberlerin gösterdiği mucizelerin de büyü ve sihirle karıştırıldığı ifade edilir.
İslam dini büyü ve sihri kullanarak birine zarar vermeyi kesinkes yasaklamıştır. Tüm İslam âlimleri bu konuda ittifak halindedir ve içtihatlar da bu yöndedir.
Bazı örnekler vermek gerekirse, Hz. Yunus’un gösterdiği mucizelere kavminin “büyü ve sihir” yakıştırması yaptığı Yunus Suresi 10. ayette belirtilmektedir. Kuran’da bu suçlamalar reddedilirken, Tur Suresi 52. ayette peygamberin bir sihirbaz, mecnun olmadığı ifade edilir.