amaçsızlığını seviyorum sokakların
her şey içimizden geçiyor
Kemik İnadı, her şeyden önce çağına hayretle tanıklık etmek zorunda kalan bir insanın şiiri sürdürme kararlılığı. Tanıklıkla ne büsbütün suskunlaşan ne de öfkeli bir çığlığa teslim olan insanın inatla kendi sözcüklerini ve sesini, kendi yaratacağı ve inanacağı anlamı arama çabası.
Belgesel sinemadan şiir incelemelerine birçok farklı alanda emek veren Asuman Susam, Kemik İnadı’nda yeniden şiire dönüyor. Belleği her zaman bir yeniden anlama alanı olarak gören bir aydının kararlılığıyla…
ASUMAN SUSAM, İzmir doğumlu. EÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Aynı üniversitenin İletişim Fakültesi RTS Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. İlk şiiri 1989’da Milliyet Sanat dergisinde ve o yılın Genç Şairler Antolojisi’nde yayımlandı. O günden beri şiirleri, edebiyata dair eleştiri ve denemeleri, sinema yazıları çeşitli dergilerde yer almaktadır. Bir Unutuş Olsun (1995), İhtimal Ki Aşk (2001), Susunca Sen (2008), Dil Mağarası (2012) adlı şiir kitapları ve 99 Beyit: Divan Şiirinden Seçmeler ve Çözümlemeleri (Melike Koçak, Makbule Aras’la birlikte) (2008), Yangın Yıllarından Nidâ’ya Ahmet Telli Şiiri (2010), Toplumsal Bellek ve Belgesel Sinema (2015) incelemeleri yayımlanmıştır.
İçindekiler
KEMİK …………………………………………………………………… 11
Kimse ………………………………………………………………… 13
Otuz4………………………………………………………………… 14
Amed’i Düşünürken ……………………………………………. 17
Ücra…………………………………………………………………… 19
Şarkı ………………………………………………………………….. 20
Süveyda ……………………………………………………………… 21
Yakın………………………………………………………………….. 22
İNAT………………………………………………………………………. 23
Öldürmeyeceksin…………………………………………………. 25
Tökezleme Taşları ………………………………………………… 27
Işık…………………………………………………………………….. 29
Yazı……………………………………………………………………. 31
Sıcak Taş…………………………………………………………….. 33
Sylvia…………………………………………………………………. 35
SIZI………………………………………………………………………… 37
Diptaşı……………………………………………………………….. 39
23 No’lu Tramvay ………………………………………………… 41
Ayrılık İşaretleri …………………………………………………… 44
Huş Ağacının Altında……………………………………………. 48
Eski Orman ………………………………………………………… 56
Leylak Sarhoşu ……………………………………………………. 57
Aşina …………………………………………………………………. 59
Huy …………………………………………………………………… 61
UTANÇ ………………………………………………………………….. 63
Tersinden……………………………………………………………. 65
Varlıktaki Yırtıklar ……………………………………………….. 67
Yangı………………………………………………………………….. 69
Utanç…………………………………………………………………. 70
Kemik
KİMSE
en çok kimsin dediklerinde tökezliyorum
bir yalancı gibi terliyor ellerim
hepsi olmaktansa hiçbiriyim
ama bu nasıl denir
sen gideli kim’den türetilen ne kaldı
niçin yorgunu bir akıldan
ne’liğim kemiğimin tozu
gizlenmişi açık ediyor rüzgâr
bir kaçak gibi terliyor ellerim
aynanın içine kaçmış sen’i bekliyorum
kimim ben
varlığın evinde rüyada
yerin sertinde inzivada
bir suçlu gibi terliyor ellerim
sen’i istemezim sanmıştım
kusur ben’miş anladım
kursağımda kalan seni yutkunabilsem
ciğerhûn ne demek bilmek için
suyu içmek yerine bardağı kemiriyorum
gözüme kaçırdığım uykusuzlukla
üstüme düşürüyorum kara güneş’i
kimlikler diyorum, üzerine basa basa
en son kimsesizliğe çıkar
hafızanın kayalıklarını aşındırır
topukların kesiklerinden sen sızar
yalan bozulunca yalancı da kalmaz
zordayım ben sensiz
bunu anla.
OTUZ4
I
otuz4 kerre yutkundum
Eyüb’ün kardeşliğine sığındım sonra
yoksa başımı dağa taşa çarpa çarpa şeydâ
kaç defa daha akıl paramparça
buydu korktuğum
medeniyet kırılması
içimin ikisinin kaybolması
derinine yürüyen dağım
gözyaşımı toprak nereye saklasın
akşamın cümle kapısına vardım
otuz4 yusufcukla karşılandım
otuz4 kerre seslendim kuyuya
cennetin dibi oldu gözlerim
elimde ipin ucu,
kimi… bekledim bekledim
II
onlar gökyüzünden emanet
dışarlıklı bir kederle vardılar
vadide saklanan ölüme
kardeşlik hatırası bakışlar
bir tek onlar
kaldı ense kökümüzde
‘uzun sürmüş bir yalan’
mış insan
dünyanın ilk günü
nisyana dönmüş yüzünü
ölümü utandırmış
sınır boyu çocukları
unutulmuş bir yara izi
kalacak zamanın gövdesinde
III
otuz4 kerre yandı ormanlarım
otuz4 kerre sürüldü kalbim köyünden
yurtsuz bir başına kalmış bu akıl
evinden çıkıp nereye?
gitsin!
vadide susuyor süsenler
buhurları tütüyor ruhların.
otuz4 kerre huu!